Yalnız Mesajı Göster

Örtünme Nasıl Olmalıdır

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Örtünme Nasıl Olmalıdır




c) Kadının evden dışarı çıkarken koku sürünmemesi: Hz Peygamber güzel kokuyu sever ve ashabına da kokulanmalarını tavsiye ederdi Hadislerde şöyle buyurulmuştur: "Bana dünyadan kadın, güzel koku ve gözümün aydınlığı namaz sevdirildi" (Nesai, İşretü'n-Nisa, 1; İbn Hanbel, III, 128, 199, 245, 255, 285, 296) "Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir Utanma, kokulanma, diş temizliği ve evlenme" (Tirmizi, Nikah, 1; ABHanbel, V, 421)
Kadınlar aile içinde veya kendi cinslerinin topluluklarında koku sürünebilirler Ancak evden dışarı çıkarken, mescidde ya da yabancı erkeklerin bulunduğu yerlerde kokulanmaları bu erkeklerin dikkatlerinin kadınların üstüne çekilmesine yol açar Erkeğin kalbi onunla meşgul olmaya başlar Bu durumun mescidde meydana gelmesi namazdaki huşuya da engel olabilir Saflar dolusu kadınların çeşitli parfümler sürünerek mescide geldiği düşünülürse, mescidin havasını bu kokuların sarması İslam'ın hoş karşılamadığı bir durumdur
Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: "Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına giderse zinaya bir adım atmış olur" (Tirmizi, Edeb, 35; Nesai, Zine, 35) "Bir kadın koku (buhur) sürünürse, yatsı namazında bizimle birlikte bulunmasın" (Müslim, Salat, 143; Ebu Davud, Tereccül, 7; Nesai, Zine, 37, 38, 74; İbn Hanbel, II, 304) Burada yatsı namazının örnek verilmesi, kadınların geceleyin korunmaya daha fazla ihtiyaçları olduğuna dikkat çekmek içindir Ancak burada koku ile temizlik arasında bir ilgi kurulmamalıdır İslam temizlik dinidir Erkek ve kadını dış ve iç kirlerden temizlemek İslam'ın gayesidir Bu yüzden mü'min kadınlar belki dışarıda parfüm sürünmezler fakat giysilerinin ve bedenlerinin temizliğine son derece dikkat ederler Bu arada ter kokusunu giderecek önlemleri almak da mü'min hanımların şiarı olmalıdır Nitekim Medine-i Münevvere'ye uzaklardan cuma namazı için gelenlerin terli olarak mescide girmelerine engel olmak üzere, Allah'ın elçisi, cuma günü boy abdesti alınmasını tavsiye etmişlerdir
Bazı bilginler kadının dış giysisinin süs ve şatafatı, zinetlerinin dışarıdan görülmesi ve erkek topluluğunda karışık oturmaları ile "parfümlü olarak dışarı veya mescide çıkma yasağı"nı aynı nitelikte görmüşlerdir (bk İbn Hacer el-Askalani, Fethul-Bari fi Şerhi Sahihi'l Buhari, II, 279; el-Elbani, age, s 62, 63)
d) Erkeklerin giysisine benzememesi: Yüce Allah erkek ve kadını ayrı ruh ve beden özellikleri ile yaratmıştır İslam giyimde ve insanlararası ilişkilerde bu yaratılışa uygun esaslar getirmiştir Kadın daha hassas, ince ruhlu ve narin yapılıdır Süslenme, süslü giyinme ve zinetlere bezenme onun ruhunda vardır Bu yüzden her iki cinsin örtmesi gereken yerler ayrı olduğu gibi, giysi şekil ve stillerini de semavî dinlerin, ve çevre şartlarının belirlemesi sonucunda farklılık doğar O topluma dışarıdan bakan kimse; erkek veya kadını bu farklı yapı ve giyimleri ile ayırır Aksi halde erkek gibi giyinen kadın veya kadın gibi giyinen erkek tipleri ortaya çıkar ki, bu durum kişinin ruhsal yapısında bozulmalara yol açar
Kur'an-ı Kerîm'de cinsler arasındaki farklılığa çeşitli ayetlerde işaret edilir: "Allah'ın bazısını bazısına üstün kılmasından ve erkeklerin mallarından harcamalarından ötürü, erkekler kadınlar üzerine hakimdirler" (en-Nisa, 4/34) "Örfe göre, kadınların görevleri kadar hakları da vardır Erkekler kadınlardan bir derece daha üstündür" (el-Bakara, 2/228) "Erkeklere de hak ettiklerinden bir pay vardır Kadınlara da hak ettiklerinden bir pay vardır" (en-Nisa, 4/32)
Allah'ın Rasülü; giyim, beden veya davranışları ile erkeğe benzemeye çalışan kadına ve kadına benzemeye çalışan erkeğe lanet etmiştir Hadislerde şöyle buyurulur: "Kadınlardan erkeklere benzeyenlerle erkeklerden de kadınlara benzeyenler bizden değildir" (Buhari, Libas, 61; Ebu Davud, Libas, 27; Tirmizi, Edeb, 34; İbn Mace, Nikah, 22) Abdullah b Abbas (r anhüma)'dan nakledilmiştir; "Nebî (sas) erkekleşen kadınlarla, kadınlaşan erkekleri lanetledi ve "onları evlerinden çıkarınız" buyurdu (Buhari, Libas, 62, Hudud, 33; Ebu Davud, Edeb, 53; A b Hanbel, I, 225) Abdullah b Ömer Allah elçisinin şöyle dediğini nakletmiştir: "Üç kimse vardır ki, cennete giremez ve kıyamet günü Allah onlara rahmet bakışı ile bakmaz Ana-babasını dinlemeyen kimse, erkeklere benzemeye çalışan kadın ve eşini kıskanmayan koca" (Ahmed b Hanbel, II, 134)
Sonuç olarak örfen, iklim ve çevre şartları bakımından erkeğe ait olan giysilere ve erkeğin niteliği ile bağdaşan davranışlara mü'min hanım ve kızlar rağbet etmemelidir Mü'min erkekler de kadınlara ait giysi ve davranışlara yönelmemelidir Her cins kendi özellikleri içinde bir değer ifade eder Ağır başlı, ciddi bir kadın yarı kadınlaşan bir erkekten hoşlanmayacağı gibi, erkekleşmiş bulunan bir kadın da erkeğin ilgi alanı dışına çıkar Bu arada zinet takma ve ipekli giyme" gibi yalnız kadınlara ait oluşu nass'larla belirlenmiş bulunan değerleri örf ve çevre şartları da değiştiremez Bu yüzden erkek, ipekli kumaştan giysi giyemeyeceği gibi onun altın, bilezik, küpe, altın zincir ve gerdanlık gibi süsleri takması da caiz olmaz Diğer yandan bütünü etkilemeyecek nitelikteki çizme, spor ayakkabısı, çorap ya da dış giysinin altında kalan geniş pantalon gibi iki cins tarafından giyilebilen şeylerde bir sakınca olmasa gerektir Çünkü bunların örtünmeye ve iffeti korumaya yardımcı olduğu açıktır
Evli kadınların örtünmesinden kocaları sorumlu olduğu gibi, kız çocuklarının evleninceye kadar örtünme ile ilgili problemlerinden birinci derecede babası sorumludur Çocukla uzun süre birlikte olan, onun eğitim ve terbiyesi ile yakından ilgisi bulunan anne de ikinci derecede sorumlu olur Ayette şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun" (et-Tahrim, 66/6) Hadiste şöyle buyurulmuştur: "Sizin hepiniz birer çobansınız ve hepiniz yönettiğiniz kişilerden sorumlusunuz Erkek ailesinin çobanıdır ve kıyamet gününde onlardan sorumlu olacaktır" (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbn Hanbel) "Çocuğunun senin üzerinde hakkı vardır" (Müslim, Sıyam, 182)
İmam Şafiî (ö 204/819) ana-babanın bu konudaki sorumluluğunu şöyle belirtir: Babaların ve anaların çocuklarını terbiye etmeleri, onlara temizliği ve namazı öğretmeleri, eğer bu konuda ihmal gösterirlerse onları hatifçe dövmeleri gerekir Bunun yanında çocuklara diğer dinî görevleri, zina, eşcinsellik, içki, yalancılık ve gıybet gibi fillerin haramlığını da öğretirler (Ebu Davud, el-Kütübü's-Sitte ve Şerhleri, Neşr Çağrı Yayınları, İst 1992, I, 334 edt not)
e) Örtünün bedeni yanlardan örtecek nitelikte olması: Hanefîlerde sağlam görüşe ve diğer fakîhlere göre örtünmenin yanlardan olması yeterlidir Alttan veya gömleğin üst kısmından örtünme şart değildir Çünkü bunda güçlük vardır Bu yüzden giyilen bir elbisenin veya bir kadının giydiği uzun eteğin aşağıdan açık bulunması tesettüre engel teşkil etmez Ancak bu durumda kadın oturuşuna ve kalkışına dikkat ederek mahrem yerlerinin yabancı erkeklerce görülmesine engel olmalıdır


Alıntı Yaparak Cevapla