Prof. Dr. Sinsi
|
Kadınların Tahrik Edici Hareketleri
Kadınların Tahrik Edici Hareketleri
Ayetin müslüman kadınlara başka bir hatırlatması da yürüyüş ve davranışlarının, dikkat çekmeyecek bir şekilde olmasıdır:
Ali bin İbrahim'in tefsirinde şu açıklamaya yer verilmiştir:
Kadın, ayaklarına takılan bileziklerin (halhalların) sesi işitilmesi için ayaklarını birbirine vurmasın Bellidir ki, bu ayetten maksat kadınların, erkekleri kendilerine meyillendirecek ve erkeklerin, özellikle bekar gençlerin ruhlarında etki bırakacak tahrik edici hareketlerden uzak durmalarıdır
Bu ayet ve Peygamber'in hanımlarına hitap eden Ahzab/32 ayet müslüman kadınlara, İslam'dan önceki cahiliyet devri kadınları gibi, gösteriş yapmamalarını ve bundan kaçınmalarını hatırlatıyor
Aslında insanların ruhunda ve toplum ahlakında kötü etki bırakan her çeşit elbise, giyim, süs ve kadının yabancı birinin şehvet ve şeytani meyillerini uyandırmak amacıyla yaptığı herhangi bir hareket İslam dini açısından kötü bir davranış olarak kabul edilmiş, kınanmış, bazı kısımları haram ve bazı kısımları ise mekruh bilinmiştir Ve bu hususda bir çok hadisler de vardır
Kısacası, İslam'ın insan nesli üzerindeki ahlaki ve makul kontrolü ve toplumun genel iffetine ciddi bir şekilde önem vermesi, bu derin emirlere ve zarif nüktelere göre amel etmeyi gerektirmektedir
Tevbe (dönüş)
Ayetin sonunda Allah'a ve İslam'a doğru genel bir dönüş ve tevbeden söz edilmiştir
Bu emir, cahil insanların, sapık ve zevke düşkün erkek ve kadınların tevbe eder, takva ve iffet erkânını gözeterek doğru bir yolu tutmaya karar verdikleri takdirde İslam'ın muhabbet bağrının ve Allah'ın merhamet kapısının kendilerine açık olduğunu ifade etmektedir Bilindiği gibi insanlar iyilik ve temizlikte aynı seviyede değillerdir Herhangi bir sebep yüzünden, ister ailevi eğitim yetersizliği, ister kötü ortam ve propaganda araçlarının fesadı körüklemesi veya iç ve dış faktörlerin neticesinde olsun günah ve sapıklık tuzağına düşen nice insanlar vardır Bunlar, bedbahtlık ve felaket için yaratılmadıklarını bilmelidirler Onların içlerinde var olan ilahi fıtrat ve vicdanları, daima Kur'an'ın hidayeti ve salih kimselerin kılavuzluğu onları tevbe etmeye sevketmektedir Bir de bakarsın ki, onlar da sağlıklı bir düşünce ve kalbî bir eğilim sonucu cahilce tutku ve taklitlerden kurtulmuş insanca ve temiz bir hayat yolunu seçerek şaşkınlık ve sapıklık vadisinden saadet ve ebediyet caddesine yönelmişlerdir
* * * * *
"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını (cilbablarını kendilerine yakınlaştırmalarını) söyle; bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar Allah bağışlayan ve merhamet edendir " (Ahzab: 59)
Bu ayette cilbab, müslüman kadına tavsiye olunmuş ve kadınların iffet, vakar ve şahsiyetli tanınma ve zevk düşkünlerinin eziyetinden korunmalarını sağlayan bir vesile olarak tanımlanmıştır
Müfessirlerin tümü bu ayetin, müslüman kadına hicab ve tesettürü farz kılan ayetlerden biri olduğunda ittifak içindeler Bu ayet başıboş gençlerin, müslüman kadınları rahatsız etmeleri hakkında nazil olmuştur
[size="3"]Ali bin İbrahim'in Tefsir'inde şöyle geçer: Ayetin inme nedeni şudur ki, müslüman kadınlar akşam, yatsı ve sabah namazı için camiye gidip Peygamber'le cemaat namazı kılıyorlardı Bazı gençler onların yolunun üzerinde oturup onları rahatsız ediyorlardı Bu yüzden yukarıdaki ayet indi ve bu eziyetleri engellemek için müslüman kadınları İslami tesettüre riayet etmeye davet etti "
İbn-i Cevzi bu hususta Süddi'den şöyle naklediyor:
[size="3"]"Fasık kimseler, gece evinden dışarı çıkan kadınları rahatsız ediyorlardı Örtülü bir kadını gördüklerinde bu kadın, hürdür deyip onu takip etmiyorlardı Ancak örtüsüz olduğunu gördüklerinde onu takip ederek rahatsız ediyorlardı "
Bu ayet-i mübarekede iki konu hakkında konuşacağız:
1 - Çoğulu "celabib" olan "cilbab" kelimesinin manası, bu kelimenin sözlüklerde yer alan ve halk arasında kullanılan anlamı
2 - Kadınların iffetli tanınmasında ve fırsat peşindeki zevk düşkünlerinin tecavüzünden korunmasında örtünmenin rolü ve başka bir deyişle, hicabın felsefesi
Cilbabın Anlamı:
Bu kelimenin sözlük anlamını bilmemiz, ayet-i kerimenin asıl maksadını anlamamız için faydalı olacaktır
Şimdi, muteber lügat ve tefsir kitaplarına müracaat ederek cilbabın anlamını araştıralım:
Zemahşeri "Keşşaf" adlı tefsirinde cilbabı şöyle açıklamıştır:
"Cilbab, kadının başına attığı başörtüsünden büyük ve cübbeden küçük, geniş bir elbisedir "
İbn-i Abbas'tan şöyle nakledilmiştir:
"Cilbab, yukarıdan aşağıya bedenin tümünü kapsayan bir aba ve örtüdür "
Lisan-ül Arab şöyle diyor:
"Cilbab, gömlek ve başörtüsünden geniş, abadan kısa bir örtüdür ve kadın onun ile baş ve göğsünü kapatır
Diğer lügatçılardan da, kadının kendini örttüğü (çarşaf ve cübbe gibi) örtüye kadının cilbabı söylendiğini nakletmiştir "
Kurtubi'nin tefsirinde ise şu açıklama mevcuttur:
"Cilbab, başörtüsünden daha büyük bir elbisedir İbn-i Abbas ve İbn-i Mes'ud onun âbâ anlamında olduğunu kabuletmişler, bazıları da onu, başörtüsü diye tanımlamışlardır Doğrusu ise, cilbab bütün bedeni kapsayan bir elbisedir "
el-Mu'cem-ül Vasit'te cilbab için şu manalar zikredilmiştir: "Entarı, tüm bedeni örten bir örtü, başörtüsü, çarşaf ve âbâ "
Mu'cem-u Mekaiys-il Lügat'ta şöyle geçer: "Cilbab, entariye denir "
Ekrab-ül Mevarid'de ise şöyle yazılmış:
"Cilbab, entaridir; veya melefeden küçük genişce bir elbisedir Kadının, diğer elbislerini altında gizlediği örtüye denildiği de nakledilmiştir "
El-Müncid'de şöyle gelmiş:
"Cilbab, gömlek veya geniş bir elbisedir "
Larus şöyle yazıyor: "Cilbab kadınların geniş elbisesi veya çarşafı, kadınların elbiselerinin üzerine örttükleri örtüdür Yatan birinin üzerine örttüğü melefeye de denir "
Mecma-ul Beyan'da da şöyle yer almıştır:
"Cilbab, kadının bir iş için evden çıktığında, baş ve yüzünü örttüğü bir örtüdür "
Ve diğer bazı müfessirler cilbab için başörtüsü, örtü, elbise ve gömlek manalarını nakletmişlerdir
Tefsir-i Tibyan'da İbn-i Abbas ve Mücahid'den şöyle nakledilmiştir:
"Celabib cilbabın çoğuludur ve kadınların başörtüsü anlamındadır Kadın evden bir iş için çıktığında baş ve yakasını onunla örter
Hasan'dan da şöyle nakledilmiştir:
"Cilbab, tüm bedeni örten ve yüze sarkan bir elbisedir "
Ehl-i Sünnet'in muasır alimlerinden olan Sabunî de: "Bütün müfessirler cilbabın vücudun tüm âzasını örten bir örtü olduğu görüşündedirler "[23] diye yazıyor
Başka tefsir ve lügat kitaplarında da yukarıdaki manaya benzer manalar geçmektedir
Celabib'in anlamını belirlemek için bu kadar araştırmayla yetiniyoruz Lügatcılar ve müfessirlerin bu kelimeden ne anladıkları aydınlığa kavuşması için yukarıda geçen sözlere dikkat etmek gerekir Onlardan nakledilen sözlere iyice dikkat edilirse cilbabın baş ve boyunu örten başörtüsünden, başka bir şey olduğu anlaşılmaktadır ki bu, çeşitli örf ve adetlere göre bazen cübbe, bazen çarşaf ve bazen de başka bir şekilde olabilir Bu elbisenin özelliği, onun dar ve bedene yapışkan olmayıp vücudun güzelliklerini örtecek bir şekilde geniş ve uzun oluşudur Kadın, bu elbiseyi giyerek kendini yabancı erkeklerin dikkatini çekmiyecek bir hale sokar Buna göre vücudun hacmini gösteren örtünmenin yeterli olmadığı, vücudun âzasını örtmenin yanısıra, vücudun cazibelerini de örten bir örtünmenin gerekli olduğu ortaya çıkar
|