Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçenin Dünya Dillerine Etkisi
7 Türkçe-Ermenice İlişkileri
Tarihin bildiği kadarıyla Türklerin Çinliler, Farslar
ve Bizanslılardan sonra en eski komşusu Ermenilerdir
Uzun bir zaman dilimi içinde komşuluk ilişkisi yaşamış
olan bu iki halk, birbirinden pek çok şey öğrenmiş;
öğrenilen bilginin adı olan söz, komşunun dilinde de
yaşama alanı bulmuştur
Kafkasya’nın başka halklarının yazılı kaynakları, Orta
Çağ başları Azerbaycan tarihi ve yazılı dönemden
önceki Türk dili tarihi araştırmalarında, büyük önem
taşımaktadır Bu yazılı kaynaklar, kapsadıkları
Türkçe sözlük ve gramerlik unsurlarla, yazılı devir
öncesindeki Türkçe’yi kurmakta, Türk dili tarihinin;
yine kapsadıkları Türkçe kavim adları, kişi adları ve
yer adlarıyla Türk tarihi çalışmalarının önemli
belgeleridir Bilindiği gibi, Türk tarihi ve dili
araştırmalarında, buna benzer bir rolü, Çin, Fars ve
Bizans kaynakları oynamaktadır
Kafkasya’nın başka halklarının tarih kaynaklarındaki
ve dillerindeki Türkçe etkisini, ilk olarak,
Mordtmann incelemiştir Bu konuda birçok çalışma
yapan Mordtmann, bu yazılarından birinde şunları
söylemektedir: “Ermeniler Hint-Avrupa grubuna
bağlıdır; ama dilleri açıkça Turan etkisinin izlerini
taşımaktadır Bu ifade altında, ben, Osmanlılarla
yüzyıllar boyu süren ilişkiler sonucu olarak
Ermenice’ye giren Türkçe sözleri değil, Selçuklular,
Osmanlılar vb Türk devletleri doğmadan, M S IV ,
V , VI , VII yüzyılların yazılı Ermenicesindeki Turan
unsurlarını kastediyorum ” Mordtmann, burada 23
Türkçe söz sunarak, bu sözlerin yazılı Türkçe’den
önceki devirlerde, M S IV -V yüzyıllarda Ermenice’ye
alındığını belirtmektedir
VII yy dan başlayarak Kafkas kaynaklarındaki Türkçe
kelimelerin sayısının hızla arttığı
görülmektedir VII -VIII yüzyıllar ve daha sonraki
Ermeni kaynaklarında, Alp Arslan, Kılıç Arslan, Gazan,
Atabeği, vb birçok kişi, ata, oğlan, kızlar, vb
akrabalık, avçı, temirçi, vb meslek, Hun, Hazar,
Türk, Kenger, Akatzir, Barsil, vb kavim ve yer adı
yanında, beslenme ve giyinme gibi temel kültürler
veya sosyal yapı ve üst kavramlarla ilgili çok sayıda
Türkçe sözle karşılaşırız
Dillerin ses bilgisi ve söz dizimi düzlemlerinin
temsil ettiği kullanım yapılarında, sözlüklerin temsil
ettiği edinim yapılarına oranla, oldukça zengin bir
çeşitlilik ve hızlı değişiklikler yaşanmaktadır
Sözler, seslere ve cümlelere oranla daha kalıcı
yapılardır Bu yüzden, dil alışverişleri söz konusu
edildiğinde, ilk akla gelen sözlük alıntıları
olmaktadır Geniş bir coğrafyada, uzun bir süre
yaşamış ve yaşamakta olan Türkçe’nin Çince, Farsça,
Ermenice, Bulgarca, Arnavutça, Rusça, Macarca ve
Romence gibi eski komşularıyla ilişkileri, yalnız
sözlükte kalmamış, ses ve söz yapımı ile söz dizimi
düzlemlerine de sıçramıştır Bu yüzden, Türkçenin bu
eski komşularıyla ilişkileri söz konusu olduğunda,
sözlüklerde görülen söz alışverişlerinin ötesinde,
gramerlik alıntılar da gündeme gelmektedir
Türkçe-Ermenice ilişkileri söz konusu edildiğinde,
Türkçenin Ermeniceden epeyce söz aldığını ve bunların
20 kadarının yazı diline de geçtiğini görüyoruz
Türkçenin Ermeniceden herhangi bir gramerlik unsur
alması ise söz konusu değildir
Türkçenin Ermenice üzerine etkisine gelince, bu
etkinin Ermenicenin hem sözlük hem de gramer
alanlarına yayıldığını görüyoruz Tarihte olduğu gibi,
bugün de, Ermenistan dışında küçük topluluklar halinde
yaşayan Ermeniler arasında, bir yazı dilinin
birleştiriciliğine dayanan standart bir dil yoktur
Ermenicenin etimoloji sözlüğünü yazmış olan R
Açaryan, bu konuda, 1926’da Baku’da toplanan I
Türkoloji Kurultayında şunları söylemektedir: “Küçük
Asya’nın Batı bölgelerinde, Kıbrıs’ta, Bulgaristan’da,
Doğu Rumeli’de, Romanya’da ve Basarabya’da, İran’nın
ve Kafkasya’nın bazı köylerinde, Türkçe’nin Ermenice
üzerindeki etkisi o kadar yaygınlaşmıştır ki,
Ermeniler kendi ana dillerini bile kaybetmişlerdir Bu
olay, birkaç yüz yıl önce gerçekleşmiştir Polonya
Ermenileri, 1530 yılından itibaren Ermeniceyi unutup
Tatarcayı kabul etmiş ve Ermeni alfabesiyle büyük bir
Tatar edebiyatı yaratmışlardır Kilise kitapları bile
Tatarcaya (Kıpçakçaya) tercüme edilmiştir Ermeniler,
Küçük Asya’da olduğu gibi, İstanbul’da da Türkçe
yazdıkları zengin edebiyatı, Ermeni yazısıyla daha da
ilerletmişlerdir Türk alfabeleri hiçbir zaman yeterli
olmamış ve halk dilindeki bütün sesleri işaret etme
niteliği taşımamıştır Ermeni alfabesi ise, bu
olgunluğa sahiptir Tabiî ki bu sebeple, Ermeni
alfabesiyle yazılmış bu edebiyat, Türk-Tatar dilinin
tarihini öğrenmek bakımından son derece önemlidir
Türkçe’den alınma sözler, Türkçe’nin fonetik
kurallarını kronolojik olarak belirleyebilme imkânını
sağlar Bu konuda, Ermeni yazarlarının eserlerinde yer
alan geniş malzeme kullanılırsa, erken asırlardaki
Türk-Tatarların yaşantıları ve tarihi de öğrenilmiş
olur ”
Bugün Ermeni yazı dilinin komşuluğunda yer alan
Azerbaycan Türkçesi, Ermenistan Ermenicesindeki Türkçe
sözlerin geçiş yolu olmuştur Bu yüzden, Ermenicedeki
Türkçe alıntılar, büyük ölçüde, Eski Anadolu Türkçesi
ile Türkiye Türkçesine oranla Eski Anadolu Türkçesine
daha yakın olan Azerbaycan Türkçesinin ses
özelliklerini taşımaktadırlar
7 1 Türkçedeki Ermenice Unsurlar:
Ermeniceden Türkçeye Geçen Sözler: Bu konu ilk olarak
26 Şubat-5 Mart 1926 tarihlerinde Baku’da toplanan I
Türkoloji Kurultayında dile getirilmiştir Türklüğün
alfabe değişikliği temel konusu için toplanan, bu
arada Türklük Bilgisinin başka konularının da
görüşülüp tartışıldığı bu kurultaya Ermenicenin
Etimolojik Sözlüğünün ve Ermenicedeki Türkçe Unsurlar
Sözlüğünün yazarı H R Açaryan da katılmış ve
bildirisini Türkçe sunmuştur Bu kurultaya sunulan
bildiriler, yine 1926 yılında Rusça yayımlanmış ve
Açaryan’ın söz konusu bildirisi Rusçaya özet halinde
çevrilmiştir Türk-Ermeni dil ilişkileri konusunda bir
fikir verebilecek düzeyde olan Ermeni bilginin bu
bildirisinde, Ermeniceden Türkçeye geçmiş 200 kadar
söz açıklanmıştır Açaryan, Türkçe sunduğu bildirisini
şöyle sürdürmektedir: “Türkçe’nin Ermenice üzerindeki
etkisi çok büyüktür Ben, daha 1902’de, bu meseleyi
geniş ve özel bir çalışmada ele almıştım  Bu
kelimelerin sayısı 4000’e ulaşmaktadır  Genellikle,
bir dilden başka bir dile isimler, bazen sadece
sıfatlar, çok nadir hallerde ise fiiller geçer Sayı
sıfatları, bağlaçlar ve zarflar ise, başka bir dil
tarafından benimsenmezler; fakat Ermenicede bu tür
unsurların hepsi aynı ölçüde yaygındır Birçok
vilayette 70, 80 ve 90 rakamları Türkçe adlarıyla
kullanılmaktadır Rodos’ta da 69-99 arasındaki bütün
sayı adları Türkçedir  Şimdi ise, konunun ikinci
kısmı olan Ermenice’nin Türk-Tatar dili üzerindeki
etkileri kısmına geçiyorum Kopenhaglı bilginlerden
Prof Olger Peterson ve Viyanalı
Kraelitz-Grainfenhorst, Türk-Tatarların bir grup
kelimeyi Ermenilerden çok eski çağlarda aldıkları
tahminini yürütürler Ben, burada bu meseleye
değinmeyeceğim Sizin dikkatinizi daha eski dönemlere
ait çeşitli Türk-Tatar, özellikle Anadolu ağızlarında
karşılaşılan dil hadiselerine çekmek istiyorum Bu
kelimelerden bir kısmı edebî dile de geçmiş; bir
kısmı ise, sadece halk dilinde yaşamaktadır
Ermeniceden Türkçeye geçen bu kelimelerin toplam
sayısı 200’dür ”
Son olarak, yakın zamanlarda, bu konuyu Robert Dankoff
ele almış, Ermeniceden Türkçeye geçen sözleri bir
sözlük halinde yayımlamıştır Bu yayında 806 söz yer
almaktadır Dankoff’un bu çalışmasında, Açaryan’ın
“toplam 200” dediği bu sayının, hangi amaçla olduğu
bilinmez, Ermenicede de yaşamakta olan pek çok Türkçe
sözün veya Türkçenin başta Rumca olmak üzere başka
dillerden aldıklarının Ermenice gösterilerek dört
katına çıkarılmış olduğunu görmekteyiz Dankoff, bu
yayınına, Türkçe mi Ermenice mi olduklarının
tartışılması gerektiğine inandığı 309 söz daha ekler
ve böylece Türkçedeki Ermenice sözlerin sayısı 1115’e
yükselir Bu sayı, Ermenicenin etimoloji sözlüğünü ve
R Dankoff’un da başlıca kaynağı olan Ermenicedeki
Türkçe unsurlar sözlüğünü yazmış bulunan Açaryan’ın
verdiği sayının altı katıdır Dolayısıyla bu çalışma,
bizi, Türkçedeki Ermenice sözler konusunda sağlam bir
düşünceye götürmekten uzaktır
Biz tekrar Açaryan’ın çalışmasına dönersek, Türkçedeki
Ermenice sözlerin sayısını “toplam 200” olarak kabul
edebiliriz Çoğu ağızlarda yaşamakta olan bu sözlerden
20 kadarı Türk yazı diline de geçmiştir
7 2 Ermenicedeki Türkçe Unsurlar:
7 2 1 Sözlük Alıntıları: Bilebildiğimiz kadarıyla,
Ermenice, M S IV Yüzyılda, Türkçeden en az 23 söz
almış bulunuyordu XI asrın sonlarına doğru,
Türkçeden Ermeniceye geçen sözlük ve gramerlik
alıntıların sayısı önemli derecede artmıştır Bu
devirden sonra Türkçe, yalnız Türklerin değil, aynı
zamanda Ermeni yazarları ve aydınlarının da kullandığı
yazı dili haline gelmiştir Böylece, bu iki dilin
ilişkisi, konuşma dilinin dışına taşarak edebî
seviyeye genişlemiştir V L Gukasyan, Türkçenin
etimoloji sözlüklerinden birini de yazmış olan E V
Sevortyan’ın, bu dönemi anlatırken şunları yazdığını
ifade etmektedir: “Ermeniler, XII asır Moğol
işgaline kadar Selçuklular ve Türkmenler, daha sonra
da Osmanlılar ve şimdiki Azerbaycan Türklerinin
atalarıyla bir arada yaşayarak, onlarla devamlı ve çok
yönlü ilişkilerde bulunmuşlardı Orta Çağ Ermeni
edebiyatında Güney Türk kökenli kelimelerin bulunma
nedenini Oğuz kavimleri ve halkıyla olan günlük
ilişkilerle açıklayabiliriz O dönemin birçok Ermeni
yazar, yurttaşları Türkler gibi Türkçe konuşabiliyor,
bazen iki dilli olabiliyordu ”
XV -XX yüzyıl Ermeni yazılı kaynaklarına dayanarak
Ermenicede Türkiye Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesine
ait kelimelerin her geçen yüzyıl daha da arttığını
söyleyebiliriz Yukarda bahsettiğimiz R A Açaryan’ın
“Ermenice’deki Türkçe Alıntılar” kitabında 4262 tane
Türkçeden alınmış söz yer almaktadır
Muhtemelen II Dünya Savaşının kargaşası yüzünden on
yıl ara ile yayımlanmış iki yazısında, Eugeniusz
Sluszkiewicz, Ermeniceye geçmiş Türkçe sözleri,
dilciliğin en dağınık konularından biri olan alıntı
sözlerin ses bilgisi açısından değerlendirmiş,
Ermenicedeki 276 Türkçe sözü kullanarak, Türkçenin
seslerinin Ermenicede nasıl temsil edildiklerini
göstermeğe çalışmıştır
7 2 2 Deyim Alıntıları: Bu iki dil arasında, söz
alıntıları yanında, deyimlik alıntılar da söz
konusudur
1 Türkçeden Ermeniceye Değiştirilmeden Alınanlar:
Ay balam, ay canım, ay sağ ol>Ay balam, ay canım, ay
sağol (ALŞ 1, 316)
Aslan balası>Aslan balası (HA 1, 57)
Begafil eşge düşdüm, dağıtdım dünya pulu>Begafl
eşga düşdım dagıtdum dünya puli (Erm Aş 88)
Bilene bir, bilmeyene min>Bilana bir, bilmiyana bin
(HA I, 36)
Dedi eynindeki olan, paltarı sat ver cahıra>Dedi
aynindakı olmiş, partali sat, ver cahıra (Erm Aş 48)
Düşmenin gözi kor olsun>Dyuşmanı gyozi gyor olsun
(ALŞ I, 354)
Keçi can hayında, gessab piy ahtarır>Keçi can
harayında, gesab piya man galis (ALŞ I, 218)
Keçen güne gün çatmaz, calasan günü güne>Geçan
gyuna-gyun çatmaz, calason gyun gyuna (ALŞ I, 366)
Keşiş bele iş>Keşiş bele iş (EA I, 96)
Kor üçün hamısı bir, ya burda, ya Bagdat’da>Kor içün
hamsi bir, ya burda, ya Bagdat’da (ALŞ I, 236)
Gorun çatlasın der – der can, gorun>Gyorn çatlası
derder can, gyorn (HA I, 46)
Pah, namerd köpek oğlu>Pah, namard gyopoğli (ALŞ 1,
269)
Seni doğanın boynu sınsın, bele boynu sınsın, Seyran
oğlan>Sani doğanın boyni snsun, bele boyni snsun,
Seyran oğlan (ALŞ I, 308)
Bilene bir, bilmeyene min>bilana bir, bilmiyana bin
(HA I, 36)
Olacağa çare yoh>Olacağa çara yoh (GA II , 171)
2 Türkçeden Ermeniceye Çevrilerek veya
Melezleştirilerek Alınanlar:
Gel gel demek> Gjal-gjal anel
Giç damar> Giž damar
Tike tike etmek> Tikä tikä anel
Gadasını almak> Gadan arnel
Aslan kesilmek>Aslan ktrel
Eh, yaradan Allah>Eh, yaradan asdvaç (ALŞ I, 361)
Düz danışanın papağı deşik olar>Drusd hosogi papağı
çag gıli (HA I, 37)
İt hürer, kervan keçer>Şunı ghaça, karvanı gkoça
(PP I, 185)
Harada aş, orada baş>Bordeğ aş, endeğ baş (PP I,
36)
Ahır atadan, babadan bele bilmişik>Ahr atadan, babadan
esbes eng imaçel (HA I, 98)
Oho, baş üste, canım çıhsın>Oho, baş yusda, cans
dursga (ALŞ I, 325)
Saggız kimi yapışır>Sahgzi besa gıpçım (ALŞ I, 321)
Maral kimi gözeldir>Marali bes gyozale (ALŞ I, 314)
Gülüm, gülüm, gül çiçek>Gyulım, gyulım, gyul çiçag
(GA II, 211)
Ay arvad, ne karvan keçmeli kecedir>Ay gnig, inç
karvan gdrelu gişere (HT I, 495)
Bir atım barıt kimi şeydir>Mi atum baruti bes bana
(PP I, 79)
Bir neçe tazı-tula meni gerek gorhutsun?>Mi kani tazi
tula inc batke nahaç nen? (GA II, 1939)
Deyirmanı sınıb çah-çah olub>Cağaçi godraç çahçahen
darel (PP I, 70)
Ne var, haneharabın arvadı?>Do inca hani harabi gnig?
(PP I, 68)
Bu deyim alışverişleri yanında geri dönen alıntı
deyimler de vardır; yani Türkçe>Ermenice>Türkçe
şeklinde geri dönen alıntı deyimler:
Kordu, şildi, gebulumdur> Kores, şiles, gebules (İH
II, 316)
Her şey yavaş yavaş> Her şey gamas gamas (MP I, 21)
İravan aşından da oldug, Giravan daşından da (İH II,
322)
7 2 3 Gramerlik Alıntılar: En azından 1600 yıl
süren, Ermenicenin tarihteki ve bugünkü çeşitli Türk
şiveleriyle ilişkileri sonucu, Yeni Ermenicede bazı
yapı değişiklileri de olmuştur Ermeni edebi dilinin
kurucusu Hacatur Abovyan ile ünlü Ermeni dilcileri
M H Abeğyan ve R Açaryan, yaptıkları çalışmalar
sonunda, bu 1600 yıl süresince Ermenicede görülen
büyük değişiklikleri ortaya koymuşlardır H Abovyan,
M H Abeğyan ve R Açaryan, değişik tarihlerde,
benzer ifadelerle şunları yazmışlardır: “Azerbaycan
ve Türkiye Türkçelerinin etkisi sonucunda Ermeni
dilinin söz dizimi epeyce değişerek, Hint-Avrupa
dillerinin söz diziminden uzaklaşmış, Ermenice,
eklemeli bir dil haline gelmiştir ” Buna karşılık,
şimdiye kadar yapılan çalışmalarda, Türkçede
Ermeniceden alınmış herhangi bir gramerlik unsura
rastlanmamıştır
7 2 3 1 Ses Bilgisi Düzleminde: Bilindiği gibi, başka
bir dilden yapılan alıntılar iki dillilik çizgisine
yaklaşacak kadar çoksa, alındıkları dilin ses, şekil
ve söz dizimi yapısını zorlayarak, orada kendilerine
hayat alanı bulabilmektedirler: “Eğer başka dilden söz
alan halk etkilendiği dille az veya çok derecede
tanışıyorsa, yada alıntı sözler yeteri kadar çoksa, bu
durumda, ses yapısı olarak etkilenen dile uymayan
yabancı sesler, geçtikleri dilin ses yapısını bozsalar
bile genelde korunur ”
Türkçe alıntı sözler, bazı ünlü ve ünsüzleri de
Ermeniceye taşımıştır Bu konuda, e, ö, ü ünlüleri
ile eski Ermenicede bulunup da orta Ermenicede yer
almayan b, d, g kapanma ünsüzlerinin yeni Ermenicede
tekrar ortaya çıkışı, Türkçenin ve bilhassa da söz
başındaki kapanma seslerinin yumuşak varyantlarını
tercih eden Azerbaycan Türkçesinin, yeni Ermenicenin
ses yapısına etkisi olarak değerlendirilmektedir
7 2 3 2 Şekil Bilgisi Düzleminde: Türk şivelerinin,
özellikle de Azerbaycan Türkçesinin Ermenicede yapım
ekleri vasıtasıyla yeni kelime oluşturulmasına da
etkisi olmuştur Türkçeden Ermeniceye geçen
–lık/-lik/-luk/-lük kavram eki, -lı/-li/-lu/-lü sıfat
eki, -çı/-çi/-çu/-çü meslek ve –nçı/-nçi>-mži
sıra sayı eki gibi yapım ekleri ve mış/-miš fiil çekim
eki, Ermenicenin kendi ekleri kadar işlektirler Yeni
kelime yapan bu ekler, giderek ana dildeki kelimelere
de eklenerek girdikleri dile uyum sağlarlar Türkçeden
Ermeniceye geçmiş ekli ve eksiz bazı söz çiftleri,
Ermenilerin dil ve düşünce dünyasında oluşturdukları
kategorilerle, Ermenicenin morfolojik yapısında
parçalanmaya yol açmışlardır:
av: “av” // avçi: “avcı”
ayna: "ayna, şişe" // aynaçi: “aynacı, camcı”
balta: “balta // baltaçi: "baltacı"
bitikçi: "yazar"
bostan: "bostan" // bostançi: “bostancı”
çöp: “çöp, ot” // çöpçi: "otaçı, ot ile sağaltan”"
el: "halk, ülke" // elçi: “elçi, sefir”
ez-: "ez-" // ezilmiş: “ezilmiş”
yapunçi: "kepenek"
ayrı: "ayrı" // ayrılmış: “ayrılmış”
azar: "hastalık" // azarli: “hasta” // azarlamiş:
“hastalanmış”
tamga: “damga” // tamgaci: "damgacı"
toz: "toz" // tozlug: “tozlu yer”
meku: “bir” // mekumçi: “birinci”
yerku: “iki” // yerkumçi: “ikinci”
tasu: “üç” // tasumçi: “üçüncü”
7 2 3 3 Söz Dizimi Düzleminde:
M H Abeğyan, daha bu yüzyılın başlarında bu konuya
dikkat çekmiştir O, “Yeni Ermenice’nin Sentaksı
(Ermenice), Erivan 1912” adlı monografisinde, “Türk
şivelerinin (Azerbaycan Türkçesi ve Türkiye Türkçesi)
etkisi yüzünden, yeni Ermenicenin (Aşharabar) söz
dizimi, eski Ermeniceden (Grabar) keskin
farklılıklarla ayrılmaktadır” diye yazmaktadır M H
Abegyan'ın bu fikri, R A Açaryan'ın "Ermeni Dilinin
Tarihi (Ermenice), II cilt, Erivan 1951, s 287-291”
adlı eserinde kesinlik kazanmıştır R A Açaryan,
Ermenicenin söz dizimini genetik olarak bağlı
bulunduğu Hint-Avrupa dillerinin söz dizimi ile
karşılaştırırken şunları tespit etmiştir:
1 Eski Ermenicede yüklem cümlenin başında (özneden
önce) gelirdi Yeni Ermenicede ise, bunun tam tersi
olarak cümle unsurlarının sırası aynen Türk
şivelerinde olduğu gibidir:
tesi zthrčunn or jerger i vraj carin “gördüm kuşu
öten ağaçta" > cari vra jergoy thrčuny tesa
“ağaçta öten kuşu gördüm"
zinč araric vasn ordvoj imoj "ne etmek kendi
oğlum için" > tyis hamar inč anem "kendi oğluma
(ben) ne yapayım?"
2 Eski Ermenicede asıl unsur, yardımcı unsurun önüne
geçer, yeni Ermenicede ise, bunun tam tersi yapılır:
ztunn Petrosi "ev Petro'nun" > Petrosi tuny "Petro'nun
evi"
3 Eski Ermenicede diğer Hint-Avrupa dillerinde olduğu
gibi zamir isimden sonra, yeni Ermenicede ise,
isimden önce gelir:
ajr ajs "adam bu" > ajs (es) mardy "bu adam"; tun im
"ev benim" > im tuny “benim evim”; hor imun "babam
benim" > im hory "benim babam" vb
4 Eski Ermenicede sayılardan sonra gelen isimler
çokluk, yeni Ermenicede ise, teklik halinde
kullanılır:
hing tner "beş evler" > hing tun "beş ev "
5 Eski Ermenicede zarflar isimden önce, yeni
Ermenicede ise, isimden sonra gelir:
arači hor imaj “önünde babamın benim” > im hor
arač "benim babamın önünde")
İki dil arasındaki bu sözlük ve gramer alıntıları
dışında, Türkiye ve Azerbaycan’daki bazı yer adlarının
Ermenice olduğunu biliyoruz Diğer taraftan, başta
kişi ve yer adları olmak üzere, Ermenicede pek çok
Türkçe unsurun da özel ad olarak kullanıldığını
görmekteyiz
|