10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Felsefe-Özgürlük Üzerine/Afşar Timuçin
Uluslararası finans krizinin çok konuşulduğu bugünlerde kapitalizm de sorgulanır oldu Kapitalizmin iyice açığa çıkan çelişkileri ve yapısal sorunlarına rağmen hâlâ özgür bireyin bu düzende varlığını ‘koruyabileceğini’ ısrarla savunan burjuva yazarlar var Buna ne dersiniz?
Bugünkü koşullarda insanın özgür olması olası değil Sadece bunu tabandaki insanlar için düşünmeyelim, yukarıdaki insanlar için de olası değil İnsanlar gündelik yaşam koşullarının içine o kadar kötü kapatılmışlardır ki eğer çok güç koşullarda yaşamıyorlarsa yani sadece beslenmenin koşullarıyla savaşmıyorlarsa bu defa otomobil markalarıyla, giyecek markalarıyla içli dışlı oluyorlar Bugün bir anlamda hadım edilmiş insan tipiyle karşı karşıyayız İktisadi anlamda güçlüyse de hadım edilmiş, güçsüzse de hadım edilmiş
Bu insanlar insani gereksinimler duymuyorlar artık Yani iyi bir roman okumak, şiirde insanı yakalamak, sinemada insanı görmek, felsefede insanı araştırmak gibi bir telaşları yok
Olanaklarını geliştirdikçe o olanakları dünya zevkleri için kullanmaya yöneliyorlar
Dolayısıyla yukarıdan tepeye doğru bütün katlarda bir aptallaşmışlık sözkonusu
Bu yüzden Marksizmin getirdiği işçiye aşırı güven de bugün tartışılır duruma geldi Çünkü patronla işçi arasına giren orta kesim yaşamı tamamen sermayeci düzenin koşullarına göre düzenlemek için çok iyi uzmanlaştı Uzmanlaşırken kendi bilincini de yitirdi
Bugün nasıl bir insanlığın üyesi olduğunun farkında olmayan insanların dünyasında yaşıyoruz Tabandaki insan da bu, yukarıdaki insan da bu Yani bir mühendisle, bir hekimle bir fabrika işçisi arasında bilinç ayrımı çok büyük değil bugün
Özgürlüğün bireysel düzeyden çok toplumsal düzeyde geçerli olduğunu söyleyen, ‘insan ancak başkalarıyla özgürse özgürdür’, ‘özgür birey ancak özgür toplumda mümkün olabilir’ diyen düşünürler de var Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İnsan ister istemez toplumsal bir yaşamın içinde O toplumsallık bizi çok zaman farkına varmadığımız biçimde kesin bir yapı içinde koşulluyor Biz ne kadar özgür olmak istersek isteyelim, bizi engelleyen koşullarla karşılaşıyoruz Ama çok yaygın bir görüş var, o da ‘bu koşullarda insan kendi özgürlüğünü yaratamaz’ görüşüdür ki, bu görüşün doğru olduğuna inanmıyorum
Koşullar ne kadar kötü olursa olsun, insan kendi için ve insanlık için savaşırken kendi özgürlüğünü yaratabilir ve başkasının özgürlüğünü yaratmasına katkıda bulunabilir
Bireysel olarak bu olası mıdır diyeceksiniz, bana göre olasıdır Çünkü bizim toplumsal bakış açımız içinde çoğu zaman, bireyin gücünü hafife alma eğiliminde olduğumuzu görüyorum
Niye bireyi bu kadar hafife alıyoruz, zaten toplumu kuran birey değil mi?
O zaman bireyin de kendine göre bir etki gücü olması doğru olmaz mı?
Dünyanın her yerinde gerçek anlamda kendini adamış bireylerin, hem kendi özgürlüleri için hem başkalarının özgürlükleri için çaba gösterdiklerini görüyoruz Ve bu insanların, çok büyük zorluklara rağmen amaçlarını yerine getirmek için çalıştıklarını görüyoruz
Demek ki baskı güçleri ne kadar etkin olursa olsun insan bu güçlerin karşısında da kendi özgürlüğünü yaratabilir ve başkasının özgürlüğüne katkıda bulunabilir
|
|
|