10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şiir Kokusu (İsmet Özel)
ŞİİR VE İNSANLIĞIN KADERİ
Bu mesele bize neyi gösteriyor? Şiir dediğimiz olay ile “insanlığın kaderi” dediğimiz olay iç içe iki hadise Şiir insanların azıp sapmak için elverişli ortamlar aramalarında etkin bir rol oynayabiliyor Biz bu etkin rol dışında bir alanı kolaçan etmek istiyoruz Onun için “şiir kokusu” dedik
Bilim -burada bilim derken bilhassa 17 yy’dan itibaren Avrupa’da gelişmiş, formunu bulmuş olan zihniyet çerçevesini kastediyorum- sayılabilir, ölçülebilir, kıyaslanabilir unsurların bilgisine istinat ediyor Yani sayamadığımız, ölçemediğimiz, kıyaslayamadığımız, kıyaslamak için herkesin kabul edilebildiği bazı ölçüler edinemediğimiz alanda bilim yapamıyoruz Onun için, bildiğimiz gibi, matematik, fiziğin doğmasına çok büyük katkıda bulunuyor Çünkü bize mekteplerde öğretildiği gibi fizik maddenin dış belirtilerini incelemeye hasredilmiş bir disiplin; kimya daha bünyevi, yani maddenin bünyevi özelliklerine hasredilmiş; biyoloji, canlı dediğimiz unsurun incelenmesine hasredilmiş Dikkat ederseniz bütün bunlar, yani bilimin konusu olan şeyler, sayılabilir şeyler Sayamadığımız zaman, ölçemediğimiz zaman, büyüklüklerini ve şiddetlerini karşılaştıramadığımız zaman bilim yapamıyoruz İşte şiir ve koku bu ölçülere uymuyor
Mesela kokunun adedini gösteremiyoruz Sayılabilecek bir şey değil koku Sesin hızını ölçebiliyoruz, ışığın hızını ölçebiliyoruz Kokunun hiç bir şeyini ölçemiyoruz Ama kokuyu gayet net olarak hissedebiliyoruz İyi ve kötü koku arasında bir ayrım yapabiliyoruz Demek ki şiir ve bilim bir arada bulunabilecek şeyler değil Bilim sayılabilir şeylerle olan bir şey Şiir, sayılamaz şeylerle inşa edilen bir şey Dolayısıyla insanın kaderi ile şiirin muhtevası arasında birbirinden ayrılamaz bir bütünlük görüyoruz
Şimdi bu insanlığın kaderi konusunda size Talmud'dan bir pasaj okuyacağım Şiirle arasındaki bağı birlikte kurmaya çalışalım İnsanlığın kaderi ile şiir arasındaki bağı kurarken, Talmud'un söylediklerini bir fark edelim Diyor ki Talmud: "Dikkatini düşüncelerinden ayrıma, zira onlar sözlerin haline geleceklerdir Dikkatini sözlerinden ayırma, zira onlar davranışların haline geleceklerdir Dikkatini davranışlarından ayrıma, zira onlar alışkanlıkların haline geleceklerdir Dikkatini alışkanlıklarından ayırma, zira onlar karakterin haline geleceklerdir Dikkatini karakterinden ayırma, zira o senin kaderindir "
Şimdi bu hikmet bize insanlık durumumuz ile insanlık hakkında tasavvurumuz arasında kaçınılmaz bir irtibat olduğunu öğretiyor Bu, şiirin başlıca uğraşı alanı Bizim insan olarak nerede bulunduğumuz ile insan olarak nerede bulunduğumuzu tasavvur etmemiz… Bunlar irtibatlı şeyler Ama medeniyetin getirdiği tekellüflü hayat, bizim insan olarak varlığımızla insan olarak aklımızın çalışma yöntemini birbirinden ayırıyor Yani daha kestirmeden söyleyecek olursak: Teknoloji varlık ile akıl arasındaki bağı koparıyor Biz teknolojinin bize dayattığı hayatı yaşarken varlığımızla aklımız arasındaki kaynaşıklığı ihmal etmek zorunda kalıyoruz Çünkü teknoloji bizi varlık sebebimizle ilgili tefekkürden ayırarak yaşamaya mecbur ediyor Yani cebinizde bir banka kredi kartı varsa, onun size dayattığı hissiyat sizin sahici bir insan olarak dünyada tutuğunuz yeri tehdit ediyor Ve çoğu kez tahrip ediyor İşte şiir bu manada kayıplarımızı telafi eden, yani bizim insanlık durumumuzla insanlık durumumuzun tasavvuru arasındaki bağı kurmaya yardımcı olmaya yarayan bir alan Bir uğraşı alanı
|
|
|