Yalnız Mesajı Göster

Felsefe-Kavramda Giz/Orhan Hançerlioğlu

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Felsefe-Kavramda Giz/Orhan Hançerlioğlu




Hermes’in öğrencilerinden Asklepios, büyük ustasının şu sözlerini de açıklamaktadır:

İnsanlar, ölümlü tanrılardır, tanrılar da ölümsüz insanlar Eşyanın dışı, içi gibidir İçle dış arasında hiçbir ayrılık yoktur Küçük büyük gibidir Küçükle büyük arasında hiçbir ayrılık yoktur
Evrende hiçbir şey ne iç, ne dış, ne küçük, ne büyüktür Bir tek yasa ve o yasanın gördüğü bir tek iş vardır Bu sözlerin anlamını anlayan, gerçeği görür Kimi insanlar, bu anlayışları, olağanüstü çabaları ve yetkinlikleriyle öteki insanların görmediklerini görebilirler Oysa nedenler nedeni daima gizlidir Çünkü sonsuzluk, pek kısa bir son olan zaman ve gene pek kısa bir son olan mekan içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz
Bizler, ancak, öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz Çünkü, yaşarken zaman ve mekanla sınırlıyız Sınırsızlık, sınırlılık içinde kavranamaz
İşte, dinleri ve felsefeleriyle, elli yüzyılı kaplamış bulunan ışık karanlık diyalektiği buralardan gelmektedir

Hermes’in büyük sırrını öğrenebilmek için geçirilecek sınavlar pek güçlüdür Aklı ve iradesi güçsüz olan istekliler, ya yolun dönülebilecek parçasından tersyüz edip geriye dönerler, ya korkudan çıldırırlar, ya da bin bir ürkütücü görünüş içinde yürekleri durur, bir uçuruma yuvarlanır, ölür giderler Sınavı başarıyla geçiren pek az kişi vardır
İstekliyi önce İzis tapınağına götürürler Tapınak, yeraltı mezarlarına giden deliklerle doludur Tapınağın kapısında İzis heykeli vardır İzis, oturmuştur, dizlerinde kapalı bir kitap vardır, yüzü örtülüdürHeykelin altında şu söz yazılıdır: Yüzümdeki örtüyü hiçbir ölümlü kaldıramadı
Şu halde? Bu yolda yürüyebilmek için ölümsüzlüğe hazırlanmak gerekmektedir Buysa, uzun yıllar isteyen, katlanılması pek zor bir çabadır İstekli, buna katlanmayı göze alırsa, tapınak hizmetçilerinin yanında kalmak, ortalığı süpürmek, bulaşık yıkamak, ayakyollarını temizlemek zorundadır (kendilerini hor gören ve hor gördüren kyniklerle melamileri hatırlayınız) Bütün bu işleri yaparken tek söz söylemek, konuşmak yasaktır
Bu sınavdan geçen istekli, isteğinde direniyorsa, küçük bir deliğin içinden karanlık bir labirente bırakılır Kapı, üstüne, gürültüyle kapatılır İstekli, dizleri ve dirsekleri üstünde sürüne sürüne, çamurlu ve yılanlı dehlizlerde uzun uzun dolaşacaktır Arasıra küçücük odalara yolu düşerek ayağa kalkabilecek, bu küçük odalarda, çeşitli iskeletlere, hayvanlara ve yılanlara rastlayacaktır Sonra, gene küçük deliklerden karanlık yollara girerek, sürüne sürüne ilerleyecektir
Bu küçük odalarda, kimi zaman, sessiz bir rahibe rastlayacak, rahip ona, geriye dönmek isteyip istemediğini soracaktır Sırrı öğrenmek için direniyorsa, gene kaderiyle baş başa kalarak, karanlık yollarda sürünmeye devam edecektir Derinlerden kulağına, şöyle seslenen çığlıklar gelecektir:
Bilim ve güç isteyen deliler, burada gebermişlerdir Artık geriye dönülemez yollara girmiş bulunmaktadır, kimse karşısına çıkıp geriye dönmek isteyip istemediğini sormayacaktır buradan kurtulmak için ölmekten başka bir şey yapılamaz Soğuk, karanlık, yılanlar, akrepler, korkunç çığlıklar, açlık, susuzluk; sürünmekten paralanmış dizler, kanayan avuçlar İstekli, ya da artık çaresiz, dizlerinin gittikçe gömülerek ayaklarının yükseldiğini, çok dik bir yokuştan aşağıya doğru sürüklenmekte olduğunu hissetmektedir Güçlükle sürüklendiği bu yolun sonunda da, korkunç bir uçurumla karşılaşacaktır Tutunabilir de düşmekten kurtulursa, çıldırması işten bile değildir
Çıldırmayacak kadar güçlüyse çevresine bakınabilir ve süründüğü dehlizin sol ucunda küçük bir kurtuluş kapısı bulunduğunu görebilir Uçuruma yuvarlanmadan o kurtuluş kapısına sıçrayabilirse uzun bir merdiveni tırmanarak masallardaki gibi renk renk döşenmiş bir odaya varacaktır Odanın duvarlarında yirmi iki sırrı belirten nakış semboller, harfler ve sayılar vardır Burası, Oziris’in ışıklı tapınağıdır Burada, insan, gerçeği belirtmek ve tüzeyi gerçekleştirmek için tanrısal güçle birleşir
İsteklinin çilesi henüz başlamıştır ve daha pek uzun yıllar sürecektir Geçireceği sayısız sınavlar arasında ateş sınavı, su sınavı, şehvet sınavı vardır Bunların her biri, yukarda anlattıklarımızdan da ürkütücü ve yorucu sınavlardır Ateş sınavı, cehennem ateşi gibi yanan kızgın bir fırından cesaretle geçmeyi gerektirmektedir
İstekli, bu sınavların her birinin sonunda, tek başına taş bir odaya kapatılarak, aylarca, kendi kendine düşünmeye bırakılmaktadır Böylelikle, hamur gibi yoğrulan insan yapısı, gittikçe, tanrılık yapıya yaklaşmaktadır Eski Mısır rahiplerinin o büyüleyici ve etkileyici güçleri, böylesine bir yoğrulma sonunda elde edilmiştir
Son sınav, mezar sınavıdır İstekli, diri diri ve özel bir törenle bir mezara gömülür Oysa artık, dünyalılığından hemen, hiçbir şey kalmamış, mezara pek yaraşan bir yapıdır
Mezarda, tam bir letarjiye düşerek, kendi ruhuyla karşılaşır Uzun yıllar sonunda elde ettiği bu sonuç, onu, büyük sırra, gereği gibi hazırlamıştır Mezardan çıktıktan sonra, kendine gelince, büyük rahiple birlikte, Mısır’ın sıcak, sessiz ve derin bir gecesinde, tapınağın rasathanesine çıkacak ve orada yedi kat göğün yedi yıldızını seyrederek, büyük rahibin ağzından Hermes’in sırrını öğrenecektir
İsteklinin geçirdiği sınav, tek ruhtan kopan sayısız ruhların yeryüzünde geçirmekte oldukları sınavın küçük bir örneğidir Hermes’e göre, insanca ölümlü olmak da, tanrıca ölümsüz olmak da elimizde Ancak, Hiyerofan denilen başrahibin yeni ermişine söylediği gibi, her akıl bu gerçeği kavrayamaz

Büyük sırrı gönlümüzde saklayarak eylemlerimizle söyleyelim Bilim gücümüz, inan kılıcımız, sükut kalkanımız olsun Aptalsalar, bu gerçek karşısında akıllarını büsbütün yitirirler Kötüyseler, bu gerçeği kötüye kullanarak büsbütün kötülük ederler
Gerçeği gizlemekten başka çıkar bir yol yoktur Bilmek, bulmak, susmak gerek

*
Orhan Hançerlioğlu


Alıntı Yaparak Cevapla