Konu
:
Felsefe-Kadının Mitosu:Feminizm/Selma Ulusoy
Yalnız Mesajı Göster
Felsefe-Kadının Mitosu:Feminizm/Selma Ulusoy
10-24-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Felsefe-Kadının Mitosu:Feminizm/Selma Ulusoy
“Kadın çalışmaları alanı kadınların nasıl ezildiği buna rağmen nasıl var olduğu ve bununla baş etmeyi nasıl becerdiği; bu mücadelelerin tarihi yani cinsiyete dayalı ezilmenin bugüne kadar nasıl devam edebildiğini anlamaya çalışmak olarak tanımlanabilir” (Sancar;2003:164)
Bu makalede öncelikle feminizm hareketinin nasıl doğduğundan ve geliştiğinden bahsedeceğim
Ardından da dünyada en çok yankı bulmuş feminizm akımları hakkında genel bir bakış açısı sunacağım
Görsel:
Modern feminizm ve kadın hakları hareketi kadınların, Amerika ve İngiltere'deki seçme ve seçilme hakkına dair mücadelesi ile başlamıştır
'Süfrajet' olarak nitelendirilen bu kadınlar protest ve açlık grevleriyle ilgi çemişti ve ağırlıklı olarak orta sınıftan gelen kadınlar oluşuyordu
Protesto gösterişlerinde çoğu kez tutuklandıkları gibi korunmak için polis eşliğine de gerek duyuyorlardı
Feminizm; “On sekizinci yüzyılda İngiltere’de doğan cinsler arasındaki eşitliği kadın haklarının genişletilmesiyle sağlamaya çalışan bir toplumsal hareket”(Marshall;2005:240) olarak tanımlanmaktadır
Kadın hareketleri 1960’tan sonra gündeme gelmeye başlamış ve feminizm akımını doğurmuştur
“Feminist hareket tarihsel açıdan I
Dünya Savaşı öncesi ve 1968 sonrasında olmak üzere iki döneme ayrılmaktadır
Bu hareket ile birçok kadın bir araya gelmiş “daha önemlisi kadın-erkek eşitsizliğine karşı bir şeyler yapılması gerektiğini bu konuda ilgisiz birçok kadına fark ettirmişlerdir
Feminizm 1968 sonrasında daha geniş bir tabana yayılma eğilimi göstermiştir
Günümüzde feminizm bazı vurgu farklılıklarıyla değişik ülkelerdeki çeşitli kadın gruplarınca benimsenmektedir”(İmançer;1990:156)
Feminizm hareketi yalnızca cinsler arasındaki biyolojik farklar sonucu değil kültürel ekonomik siyasal farklarında olduğu bir kültürel bilinçlilikle doğmuştur
Feminizm hareketi öncelikle 19
y
y
da eşit işe eşit ücret sloganıyla ortaya çıktı
Çünkü sanayileşmeyle birlikte kadın ve çocukişçiler erkek işçilerden daha düşük ücretle çalıştırılıyorlardı
Fakat bu söylem salt ekonomik olmakla birlikte daha sonra kültürel sosyal ve siyasal boyutlar kazandı
Feministler asıl sorunsalı erkeğin kültürel hegemonyası olarak belirlediler
Fakat böylece kendi mitoslarını ürettiler
Kendilerini toplumsaldan soyutlayıp mistisize ettiler
Ya da maskülenleşerek kamusal alana sızma girişiminde bulundular
Atletik yapılı kaslı ve erkeksi görünümleriyle kadın artık medyada yer almaya başladı
“…Eril atletizm en yaygın modelini reklâmın filmin kitle edebiyatının her yerde önerdiği biçimiyle (yönetici) kadronun atletizminde bulur: Keskin bakış geniş omuzgüçlü kas ve spor araba( Baudrillard;2004:175)
Bu erkeksileşme eğilimi kendilerini toplumsaldan koparmalarından kaynaklanmaktadır
Kadına göre “İki ayrı kültür vardı: Biri erkekleri içinde yer aldıkları dünya öbürü kendi alemlerinde: yalnızca kadınlarla çocukların yaşadığı dünya” (French’ten akt
Saim; 2004:17)
Görsel: Bir İngiliz süfrajet
Kadına cinsiyet rolü yüklenirken genellikle ev içi alana hapsedildiği tüm feministlerin üzerinde konsensüs oluşturduğu bir konudur
Kadın doğurganlığı nedeniyle çocuk bakımını üstlenmiştir
Bu yüzden de toplumda bu görevi yerine getirmesi beklenilir
Fakat feministlere göre toplumun kadına atfettiği bu rol onun kamusal alandan yalıtılmasına neden olmuştur
Bazı feminist yazarlarda bu olguyu kapitalizmin yarattığını savlamaktadırlar
“Kapitalizmin çalışan erkeğinin işini kolaylaştıracak olan kadın sisteme ancak tamamlayıcı rolleri ile katılabilecekti
Bu doğrultuda cinsiyetçi rol beklentileri kapitalist sistem için oldukça işlevseldi”(Donovan;1997:161)
Feminizmin en önemli tıkanma noktası pratikteki sorunlardır
Hangi feminist akım olursa olsun teorilerinin pratik yansımalarını görmekte zorlanmışlardır
Tarihsel bir okumadan bunu çıkarsayabiliriz
“Gelinen aşamada en önemli sorun feminist kuramın ulaştığı düzeye uygun bir politikanın geliştirilmesi düşünsel alanlarda gerçekleşen bu başarının hayata yansımasıdır”(Selek;2006:27)
Feminist teorinin ihtiyaçlar doğrultusunda ve kadınların deneyimleriyle ortaya çıktığı açıktır
Bu nedenledir ki bu hareketin eylemsel yönü vurgulanmaktadır ve pratikteki yansımaları bu derecede önemsenmektedir
Yine de eylemsel sürecin oluşturulması için teorik arka planın hazırlanması gerekmektedir ki teorisyenlerde bunun farkına varmışlar ve bu hareketin ortaya çıkmasından sonra felsefi bir biçimde temellendirmeye çalışmışlardır
“Aktif felsefi tasavvura duyulan ihtiyaçla doğru orantılı olarak birçok çağdaş feminist filozof kadınların deneyimleriyle ilintili olan metaforlarla çalışmakta ya da kadınlıkla ilgili geleneksel göndermelere farklı yorumlar getirmektedir”(Kalnicka;2006:12)
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul