Yalnız Mesajı Göster

Türk Kültüründe Ağaç Kültü

Eski 10-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Kültüründe Ağaç Kültü




Türk mitolojisine baktığımızda, oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmasına rağmen, bütün Türk boyları için inancı yansıtan, ortak diyebileceğimiz unsurları rahatlıkla görebiliriz Bunlardan biri da "ağaç kültü"dür

Ağaç kültü, Türk mitolojisinde önemli bir yer tutar Özellikle İslam öncesi inanç sistemini tanımak açısından önemlidir Kaldı ki, İslam öncesi dediğimiz pek çok unsurun şu veya bu şekilde günlük hayatımıza girdiği de bir gerçektir

Ağaç, özellikle de kayın ve çam ağaçlarına ilahi bir gözle bakılmıştır Uygur Türklerinin türeyiş efsanesinde, iki ağaç arasına gökten bir ışığın inmesi ile beş çocuğun ortaya çıkması, çevredeki halkın onlara ana-babalarını sorduklarında ise, o iki ağacı göstererek, ağaçların önünde diz çökerek yeri öpmeleri, oradaki insanlar tarafından han seçilmeleri ve çoğalmaları anlatılır(1) Oğuz destanında da, Oğuz Kağan'ın çölün ortasındaki bir tek ağacın kovuğundaki Tanrı kızı ile evlenmesi" anlatılır(2) Bir Altay efsanesinde de yerin yaradılışı “…Dalsız, budaksız bir ağaç bitmişti Bu ağacı Tanrı gördü ve "dalları olmayan ağaca bakmak hoş bir şey değil; buna dokuz tane dal bitsin” dedi Ağaçta dokuz dal bitti Tanrı yine şöyle dedi: "Dokuz dalın kökünden dokuz kişi türesin ve bunlardan dokuz ulus olsun“(5) şeklinde anlatılır

Yukarıda sunduğumuz örnekler, Türk dünyasındaki ağaç kültünün, en eski çağlardan beri var olduğunu göstermektedir Türk kültüründe bunların dışında da ağaç ile ilgili pek çok motif vardır Mesela, Doğu Türkistan'ın Müslüman kamları hastayı afsunla tedavi ederken, çevrelerinde kayın ağacının bulunmasını isterlermiş(4) Bu durum, İslam öncesi inancın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor “Son yıllara kadar Şamanlığı muhafaza eden Altaylı, Sagay, Şor, Kaç, Televüt ve başka ulusların kamları, kayın ağacı bulundurmadan ayin yapmazlarmış Kayın ağacı burada yalnız ayin törenine katılan bir unsur değil fakat bizzat kendisine tapınılan mukaddes bir varlık(5)" olmuştur Benzer durumlar, Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra Anadolu’da da çeşitli şekillerde Karşımıza çıkmaktadır(6) Ağacın metafizik bir güç olarak kabul edilmesinin yanı sıra, kendisine tapınılan maddi bir varlık olarak da ortaya çıkması enteresandır Bu maddi varlığa saygının temelinde yaradılış ve ecdada saygı duygularının yatması muhtemeldir Zira eski Türkler "ecdad mabedi makamında bir taş oyarlardı Bu “taş evin” içinde göğe; yere ve hakanın soyuna kurbanlar keserlerdi Kurbandan sonra da kayın ağaçları dikerlerdi Bunlardan tanrılık ve kutluk ormanı meydana gelirdi"(7),

Bu kültün (bütün dünya milletleri tarafından) böylesine saygı görmesinin sebebi tam olarak ortaya çıkarılamamış ise de, ağacın yeşermesi ile kış mevsiminin sona erip, baharın gelmesini müjdeleyici hüviyeti veya çam ağacı gibi her mevsim yeşil kalan ağaçların ebediyeti temsil ettiğinin düşünülmesi, toprağa kök salarak ve her türlü tabiat şartlarına mukavemet ederek uzun yıllar yaşaması, meyveleri ile insanı beslemesi ve aynı meyvelerle sürekli çoğalması gibi olaylar yüzünden de böyle bir saygıya layık görülmüş olabilir(8)

Bu gün Kuzey Kafkasya'da yaşayan ve bir kısmı, Rusların baskı ve zulümleri sonunda Türkiye'ye göç eden, Karaçay-Malkar Türklerinin İslam öncesi eski inançlarında da bu ağaç kültünü görmekteyiz Haklarında pek fazla araştırma yapılmayan bu Türk boyunda, bu kültün yakın zamana kadar (1980 yılına kadar) yaşatıldığını, bu gün dahi "saygı duyma" şeklinde sürdürüldüğünü tesbit etmiş bulunmaktayız

Evliya Çelebi Kuzey Kafkasya'da yaptığı seyahatini anlatırken "ağaca tapan ademi kavmi"nden bahseder(9) İbn Fadlan da Başkurt Şamanizmini anlatırken, Başkurtların yaz, kış, yağmur, rüzgâr, ağaç (orman), hayvan, insan, gece, gündüz, su, ölüm, hayat ve yer gibi varlıkların her biri için ayrı ayrı birer tanrılarının bulunduğuna ve en büyük tanrının gökte yaşadığına inandıklarım kaydeder(10) Karaçay-Malkar Türklerinin eski inançlarında da aynı öğeleri görmekteyiz(11) Çok çeşitli iyelerin sorumlu oldukları "Gök Tanrı" (Kök Teyri), gökte yaşamaktadır Yardımcı iyeler ise yeryüzünde insanlarla birliktedir

Bu iyelerden birisi de "ağaç”tır Karaçay-Malkar Türkleri uzun bir zaman ağacı kutlu ve güçlü görmüşler, onun ilahi gücünün kendilerine yardımcı olacağını düşünmüşlerdir İslamiyeti kabul etmeden çok önceleri Karaçay-Malkar Türkleri de, birçok halk gibi çeşitli öğelere tapınıyor, en azından onları ilahi bir güç olarak görüyorlardı Karaçaylılar kutsal gördükleri büyük bir çam ağacına saygı duyuyorlardı Adına da "Cangız Terek"(Yalnız Ağaç) demişlerdi Adından da anlaşıldığı üzere, ağaç topluluklarından ayrı ve diğer ağaçlardan ayırıcı bir vasfı olsa gerektir Bu durumu da bütün insanlık dünyasında da ortak olarak görmekteyiz(12) Malkar bölgesinde yaşayanlar ise kutsal olarak kabul ettikleri ağaçlarına "Ravbazı”(?) diyorlardı Halk o ağaçları tanrılarla eşdeğer görmüş, katı bir şekilde onların gücüne inanmışlardır Öyle ki, 19yüz yılın son yarılarına kadar Malkar yaşlıları "Allah seni canınga okuna bolsun, Ravbazı meni canıma bolga edi ansı "(Allah seninle olsun, yeter ki Ravbazı benimle olsun) deyip durmuşlardır Ravbazının ve Yalnız Ağaç'in yanında birçok törenler düzenlemişler Bütün bir cemaat toplanıp geldikleri gibi, sülaleler şeklinde, aile toplulukları şeklinde veya yalnız olarak da gelmişler Gelen kişi dileğini açıklayıp dileğinin gerçekleşmesi için ona yalvarmış Dileğini kimi açıkça dile getirirken, kimi de gizlice söylemiş Kimi hastalığından kurtulmayı, kimi sevdiğine kavuşmayı, kimi de çocuk sahibi olmayı dilermiş(13)

Karaçay'da "Yalnız Ağaç"ı ziyaret edenler ona çeşitli kumaş parçaları bağlamışlar, "iyilik ver, hastalıklardan koru" diye dileklerde bulunmuşlar Dileklerinin kabul olması için de ağacı kumaş parçalarıyla süslemişler Evlenmek isteyen kızlar, erkekler de ağacı ziyaret etmişler

Kaynaklar:

(1) Bahaeddin Öğel, Türk Mitolojisi, lc TTK yay Ankara 1989, s74; AYaşar Ocak, Bektaşî Menakıbnamelerinde İslam Öncesi İnanç Motifleri, İst 1983, s85–86

(2) Bahaeddin Ögel, ag,es117

(3) Abdulkadir İnan Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ank1972, s15

(4) Abdulkadir İnan, Eski Türk Dini Tarihi, İst1976, s38

(5) Abdulkadir İnan, ag,es39

(6) AYaşar Ocak, ag,es83-94

(7) Abdulkadir İnan Şamanizm, s3

(8) AYaşar Ocak, ag,es84

(9) Aİnan, age s65

(10) Aİnan, age s10

(11) HH Malkonduev, Drevnyaya Pesennaya Kultura Balkartsev i Karaçaevtsev,

(Karaçay-Balkar Halkının Eski İnanç Kültürü), Nalçik 1990, s8; Malkarlılanı bla Karaçaylılanı Halk Poeziya Çığarmaçılıkları, Nalçik 1988, s7-9; 25-26, Karaçay Halk-Cırla (Haz Goçieva SA, Ortabayeva RA Suyünçeva Hİ)Moskova,1969 s10-12

(12) AYaşar Ocak, age s86

(13) Malkarlılanı bla Karaçaylılanı…s13

(14) age s200,

(15) HH Malkonduev, ages15;19-20

(16) Malkarlılanıbla Karaçaylılanı s199

(17) age s202,

(18) age s13

(19) age s201

(20) age s201

(21) age s20, 249–264

(x) Bu gün KKafkasya’da, Malkar bölgesinde, "Ravbazı"nın kesildiği yerde kesilme hadisesinin de anlatıldığı bir plaket bulunmaktadır

Not: Halen görev yaptığımız Konya, Derebucak ilçesine bağlı "Gencek Kasabası ve Konya, Beyşehir ilçesine bağlı Huğlu Kasabasında hala ziyaret edilen ve ziyaretçiler tarafından, dileklerinin kabulü için kumaş parçaları bağlanan veya çivi çakılan iki "ziyaret ağacı" tespit etmiş bulunmaktayız Öyle anlaşılıyor ki bu kült, Anadolu’nun birçok yerinde günümüzde de yaşamaktadır






Alıntı Yaparak Cevapla