10-24-2012
|
#14
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Montaigne - Denemeler İi
ÖDEMELİ KÖTÜLÜK
Geçenlerde Armagnac'daydım; yakınlarımdan birinin çiftliğinde
herkesin hırsız lakabıyla bildiği bir köylü tanıdım Yaşamını kendisi
anlattı Dilenciymiş eskiden; ekmeğini kendi el emeğiyle kazansa bile
yoksullukla başedemeyeceğini anlayınca hırsızlık etmeyi düşünmüş
Bütün gençliği boyunca bu meslekte çalışmış ve kol gücü sayesinde
hiç yakalanmamış; çünkü başkalarının tarlasını, bağını soyuyormuş,
ama uzağa gidiyormuş bu iş için ve öylesine dolu çuvallarla
dönüyormuş ki bir gece içinde bunca yükü başka yerden taşımış
olabileceği kimsenin aklından geçmiyormuş Ayrıca verdiği zararı ona
buna ölçüyle dağıtıyormuş ki kimsenin payına düşen pek önemli
olmasın Bugün yaşlanmış artık ve kendi durumunda zengin sayılırmış;
bunu o işe borçlu olduğunu açıkça söylüyor Tanrının kendisini
hoşgörmesi için de, mallarını çaldığı insanların varislerine iyilik
etmeye çalışıyormuş (hepsine birden yardım edemezmiş çünkü)
mirasçılarına yükleyecekmiş bu görevi, kime ne zarar verdiğini yalnız
kendisi bildiğinden Doğru olsun olmasın, bu sözlerden anlaşılıyor ki
hırsızlığı ayıp sayıp kötülüyor, ama yoksulluk kadar değil Hırsızlık
ettiğine pişman, ama yoksulluktan kurtulmanın böyle ödemeli bir
yolunu bulduğuna pişman değil
Bu türlü bir kötülük ne bizi kendine maleden, kafamızı kendine
uyduran cinsten bir alışkanlık, ne de ruhumuzu sarıp körleştiren,
düşüncemiz ve her şeyimizle bizi birden kötülüğün buyruğuna
kaptıran bir azgınlıktır (Kitap 3, bölüm 1)
|
|
|
|