|
Prof. Dr. Sinsi
|
Geleneksel Türk Tiyatrosu...|Tiyatro Tarihi Ve Skeçler
A HOKKABAZ
Hokkabazlık, el çabukluğu, gözbağcılığı gibi bir hüner gösterisidir Diğer yandan da usta ile çırak arasındaki uzun ve komik söyleşmelerle Karagöz, Ortaoyunu gibi sözlü oyunlara benzer Bu oyun adını ‘’hokka oyunu’’ ndan alır: Üç hokkadan birinin içerisine top konulur ve hokkalar tersine çevrilirdi Hokkaların yerleri el çabukluğu ile değiştirilirdi Altı boş gösterilen hokkanın içerisinden top çıkması yada içi boş olduğu sanılan hokkanın boş çıkması oyunun başlıca şaşırtmasıdır Farklı numaralar da vardı: Dikine eğik tutulan bir sopa üzerinde bir yumurtayı sıçratıp oynatmak,,paraları yok edip değiştirmek,sağdan soldan bakır paralar çıkarak,boş tastan su dökmek gibi…Hokkabazlığın, el çabukluğu yanında dil çabukluğunu da gerektirmesinin yanı sıra Türk hokkabazlığının önemli bir özelliği de yanındaki yardımcıları başka adıyla yardakçılarıyla söyleşmeleridir Bu yardakçılar oyun boyunca saklanıp gülünçlükler yapıyor, oyunun hilesini çözmeye çalışıyormuş gibi yaparak seyirciyi güldürüyorlardı Asıl amaç oyun sırasında seyircinin ilgisini başka yöne dağıtarak oyun hilesini örtmekti
B ÇENGİLER – KÖÇEKLER - CURCUNABAZLAR
Bunlar tıpkı bale sanatı gibi dramatik özelliği olan sahne dansı gösterileriydi Dansçıların çengi,köçek,tavşan , kasebaz, beççe gibi adları vardı Çengi ilk başta tüm dansçılara verilen bir isimdi aha sonra yalnızca kadın dansçılara çengi denmeye başlandı Erkek dansçılara ise daha çok köçek yada tavşan deniliyordu
Çengi,köçek ve tavşanlar kendi içinde kollar meydana getiriyordu her kolda sarı çizme giyen bir kolbaşı ve kolbaşının yardımcısı,’sıracı’ denilen dört kişilik bir çalgı grubu,yardakçılar bulunuyordu Temsil verilen yerde çengileri hamam ustaları ve soyguncu denilen kadınlar soyup giydirirler,makyajlarına ve süslerine yardım ederlerdi
Çengiler üstlerinde ‘camadan’ denilen altınlarla işlenmiş kadifeden kısa kolsuz bir üstlük,altlarında ‘üçetek’ adı verilen ipekli sırmayla süslü bir entari,göğüslerini yarı açık gösteren hilal şeklinde yakalı bir gömlek,bellerinde altın ve gümüşle süslü bir kemer,ve saçlarında altınlarla bezenmiş bir tepelik ile sahneye çıkarlardı
Çengilerin çoğu tıpkı köçekler gibi cinsel sapkınlardı Kadın kadına sevişir,erkek kılığına girip ‘zeybek,kilci kalyoncu’ gibi oyunlara çıkarlardı Köçekler ise kadın tavırlı,profesyonel genç dansçık erkeklerdi;Kız gibi giyinir saçlarını uzatırlardı İpek kumaştan bir fistan,sırtında ipek bir gömlek, başlarında hasır bir fes giyerlerdi Bunar da cinsel açıdan sapkınlardı Zenginler köçekler için varlarını yoklarını döker, yeni çeriler arasında köçekler uğruna kavgalar çıkardı
Tavşanlarsa köçeklere benzer, fakat etek yerine şalvar giyer ve başlarına külah takarlar
Köçek,çengi ve tavşanların dansları göbek atma,gerdan kırma,omuz titretme,bel kıvırma gibi hareketlere dayanırdı
3 MEDDAH
Meddah, anlatı bölümlerinin arasına söyleşmeli,taklitli,kişileştirmeli bölümler yerleştirdiği için o da diğer dramatik türlere benzerlik göstermektedir karagöz oyunlarına çok yakınsa da çok zengin kaynaklara dayanması,hikaye dağarcığının çeşitliliği,güldürmenin yanı sıra çeşitli olayları da yansıtması ile onlardan ayrılır Dede Korkut,Köroğlu gibi geleneksel Türk kaynaklarından gelen konular,İslam geleneğinden gelen dinsel konular,Hz Ali’den gelen konular,İran geleneklerindeki efsaneler içinde değişik mizaçları yansıtırdı
Karagöz ve ortaoyununun salt gösterimci birer tiyatro olmasına karşın,meddahların seçtiği konulara göre benzetmeci,gerçekçi tiyatroyu zorladığı görülür Karagöz ve ortaoyununda seyirci için oyun oyundur, oyuncu da oyuncu; o nedenle oyun sırasında bir özdeşleşme,oyunun havasına kendini kaptırma göremeyiz Oysa meddah,seçtiği konuya göre seyircide bir coşkunluk,üzüntü,merak,acıma duygusu yaratır
Meddahlar hikayeye başlar ve bitirirken çeşitli söz kalıplarına başvururlardı Kimi kez çeşitli ağızlardan kısa taklitler yapılarak hikayeye başlanır,hikayeden önce çeşitli tekerlemeler görülürdü Daha sonra meddah hikayesini anlatır ve hikayenin sorumluluğunu hikayenin kaynağına bırakıp özür dilerdi 18 Yy dan bir tanık , meddahların kahvede hikaye anlatırken kimi zaman resmi bir haber kaynağı gibi ,hükümet çevrelerince siyaset yapmaları için görevlendirildiğini söylemiştir
|