|
Prof. Dr. Sinsi
|
Anadolu Ateşi (Miyase Sertbarut)
ANNE : Haklısın Şefika, gözlerine kestirdiklerini keyiflerinin istediği gibi tabancalarını, bıçaklarını çekip öldürüyorlar Hele Beyoğlu tarafında hemen hemen her gece cinayet işleniyormuş
ŞEFİKA : Amaçları Türk'leri yıldırmak Başka yol yok yenge, eli silah tutan her aklı başında insan Anadolu'ya gidip millî kuvvetleri desteklemeli
ANNE : Yani gidecek misin?
ŞEFİKA : Evet, kararımı verdim yenge, gideceğim
ANNE : Sen bilirsin Şefika, bir gün daha beklesen ağabeyin gelmiş olurdu Hem Anadolu'ya gidecek grupla nasıl buluşacaksın? Zavallı İzzet de canını kurtarmak için kaçtı
ŞEFİKA : Mektupta her şey yazıyor yenge Bu gece onlarla buluşmam gerek
RIZA : Gitme hala, korkuyorum ben Sen gidince daha çok korkarım
ŞEFİKA : Sizi yalnız bırakmak istemezdim Rıza, ama bu böyle süremez, biz korkup sindikçe onların cesareti artıyor Meydanı boş buldular, diledikleri gibi at koşturabileceklerini sanıyorlar Biraz daha büyümüş olsaydın, seni de alırdım yanıma
EFEKT : GEÇİŞ MÜZİĞİ
ŞEFİKA : Ben hazırım yenge
ANNE : Benim çarşafımı mı giydin? Üzerinde çok bol duruyor
ŞEFİKA : Bunu özellikle yaptım, kimsenin dikkatini çekmem böylece
ANNE : Araba çağıralım mı?
ŞEFİKA : Hayır yenge, araba tehlikeli olabilir Yürüyerek gideceğim
ANNE : (ŞAŞKIN) Köprüye kadar nasıl yürürsün Şefika?
ŞEFİKA : Başka çare var mı yenge? Artık çıksam iyi olacak, karanlığa kalmak istemiyorum Hakkını helal et yenge Ağabeyime durumu münasip bir dille anlatırsın
ANNE : (AĞLAMAKLI) Ölüme gider gibi konuşma Şefika İnşallah tez zamanda dönersiniz
ŞEFİKA : Bu uğurda ölürsem, hiç üzülmeyin yenge Ben şerefli bir mücadelenin içine girmekten gurur duyuyorum Siz de benim gibi düşünün n'olur
ANNE : Rıza'yı çağırayım mı? Onunla da vedalaş
ŞEFİKA : Onu benim için öper, sarılırsın yenge Beni böyle kaçar gibi görmesin Çocuk bu dilini tutamaz anlatır sağda solda Sizin için iyi olmaz
EFEKT : KAPI VURULUR
ANNE : (KORKULU) Kim olabilir? Yoksa düşman subayları geri mi döndü?
EFEKT : AYAK SESLERİ
ŞEFİKA : Kim o?
İZZET : (ALÇAK SESLE) Benim Şefika Abla  Rica ederim çabuk açın kapıyı
ŞEFİKA : Çok şükür sağ salim geri döndün İzzet kardeş Senin için çok korktuk
İZZET : Neredeyse yakalanıyordum, eğer bir kadıncağız beni evine alıp gizlemeseydi şimdi burada olamazdım Buraya gelip sormadılar değil mi?
ANNE : Sormadılar evladım, ama Rıza çok korktu
İZZET : Zavallı çocuğun gözü önünde ateş ettiler, elbet çok korkmuş olmalı
ŞEFİKA : Ben hazırım İzzet kardeş, askerler buraya dönmeden çıksak iyi olur
İZZET : Kıyafetinizi çok iyi seçmişsiniz Şefika Abla, böylece kimsenin dikkatini çekmezsiniz
ANNE : Siz de değişseniz iyi olur evladım
ŞEFİKA : Tabii ya, ağabeyimin elbisesi senin üzerinie olabilir Bir terslik olur da yolda o askerlerle karşılaşırsak seni tanımasınlar
ANNE : Gel benimle evladım sana uygun bir şeyler bulalım
EFEKT : GEÇİŞ MÜZİĞİ
SOKAK/ AT ARABALARININ SESLERİ
ŞEFİKA : Hava iyice karardı İzzet kardeş, daha çok yolumuz var mı?
İZZET : Çok az bir yolumuz kaldı Şu köşeyi döndük mü tekke görünür
ŞEFİKA : Tekke mi?
İZZET : Anadolu'ya geçeceklere sığınak vazifesi görüyor orası Emniyetli bir yerdir Bu gece orada konaklar, planlarımızı gözden geçirir, sabah hareket ederiz
ŞEFİKA : Acaba ben nasıl bir vazife üsteleneceğim? Hakikatte her hizmet benim için mukaddestir
İZZET : Sizin tahsilinize, sosyal durumunuza göre bir vazife bulurlar Şefika Abla
ŞEFİKA : Bu benim için ayırımcı bir faktör değil İzzet kardeş
İZZET : Bilmem ama, kağnı kolunda sürücülük eden köylü analarla zannederim pek anlaşamazsınız
ŞEFİKA : Yanlış düşünüyorsun İzzet kardeş Her şey vatan için değil mi? Kağnı sürücüsü de hasta bakıcısı da cephede süngüleşen de vatan için çalışmıyor mu?
iZZET : Elbette, ama İstanbul kızları bu şartlara fazla dayanamaz gibi geliyor bana Tabii karar sizin, benimkisi bir ikazdan ibaret  Memduh Ağabey sizi methederken mübalağa ediyor sanmıştım, hakikatmış Sevdiğim kız da benimle gelmek istemişti, ama ben reddettim
ŞEFİKA : Neden, bu mücadele hepimizin Kadın erkek ne farkeder Kadınlar da bu toprağın evladı değil mi?
İZZET : Nedenini belki bir gün anlatırım Şefika Abla İşte tekkeye de geldik zaten
ŞEFİKA : Kapının önünde bir karaltı var
İZZET : Memduh Ağabey'e benziyor, sizi merak etmiş olmalı
ŞEFİKA : Evet o  (SESLENİR) Memduh Bey!
MEMDUH : Hoşgeldiniz Şefika Hanım, gözlerim yollarda kaldı Gelmezsiniz diye öyle korktum ki
ŞEFİKA : Siz çağırmasanız da ben en uygun zamanda gitmeyi düşünüyordum Memduh Bey Ağabeyimle konuştuktan sonra karar verecektim, ama sizden gelen mektup kararımı öne almamı sağladı
İZZET : Ben içerye giriyorum ağabey Siz de burada fazla kalmasanız iyi olur
MEMDUH : Tamam İzzet, biraz sonra geliriz Ayrıca Şefika Hanım'a eşlik ettiğin için teşekkür ederim
İZZET : Sizin söylediğiniz her emri layıkıyla yapmak benim boynumun borcudur
EFEKT : AYAK SESLERİ UZAKLAŞIR// KAPI AÇILIR KAPANIR
ŞEFİKA : Çok cesaretli bir çocuk, size de çok bağlı görünüyor
MEMDUH : Evet öyle, babasının düşman askerleri tarafından öldürülmesi onu iyice korkusuz yaptı Şimdi en tehlikeli vazifelere beni gönderin diyerek her işte gönüllü olarak çıkıyor ortaya
ŞEFİKA : Bizim bahçede de büyük tehlike atlattı Yabancı askerler ateş edip kovaladılarsa da o kaçmayı başardı, bir süre sonra hiç korkmadan yine geldi eve Çok da genç Yaşı on sekizi bile bulmuyordur zannederim   Kimsesi yok mu?
MEMDUH : Yok sayılır, annesi yıllar önce ölmüş Artık benim annem bu vatandır der sık sık Güzel şiirler yazar
ŞEFİKA : Siz ne durumdasınız Memduh Bey? Tutukluyken bir kötülük yapmadılar inşallah
MEMDUH : İtip kaktılar işte  İnsanın kendi memleketinde esir gibi tutulması haysiyetimi kırdı elbette Ama bunun hesabı sorulacaktır Şefika Hanım 
ŞEFİKA : Buna gönülden inanıyorum
MEMDUH : Ne yazık ki ben sizinle bu mevzulardan değil, daha güzel şeylerden bahsetmek isterdim
ŞEFİKA : Ben de Memduh Bey, ben de güzel şeylerden konuşmak isterdim Ama sabretmek gerek, vatan yaralı bir kuş gibi çırpınırken insan olan insanın kulağı, aşk nağmelerine kapalıdır
EFEKT : GEÇİŞ MÜZİĞİ
KAĞNI GICIRTILARI KADINLARIN ÖKÜZLERİ DEHLEYEN SESLERİ/ İSTASYONDA LOKOMOTİF SESİ
İZZET : Bu torbayı da indirdik mi işimiz bitiyor Şefika Abla
ŞEFİKA : Yoruldun değil mi İzzet? Senin şiir yazan parmakların burada buğday çuvallarını kavradıkça üzülüyorum
İZZET : Ben şu anda dünyanın en güzel şiirini yazıyorum Şefika Abla Vatan şiirini yazıyorum Askerlerimize giden bu buğdaylar şiirimin birer mısrasıdır üzülme sen
ŞEFİKA : Altı ay oldu Ankara-Konya-Kayseri arasında gidip gidip geldi Bir gün bile yorgunluk belirtisi görmedim sende
İZZET : Sen de benim gibisin Şefika Abla Bir gün öf demedin
ŞEFİKA : Beni ayakta tutan biraz da Memduh Bey'den gelen güzel mektuplar Devamlı istikbalden söz etmesi bütün yorgunluğumu alıp götürüyor İzzet kardeş
İZZET : Keşke biz de onun gibi Garp cephesinde vazifelendirilseydik
ŞEFİKA : Bir gün nasıl olsa yollarımız kavuşacak İzzet, sabırlı olmak lazım Ömrümüz hep yollarda geçmeyecektir
İZZET : Yanımıza bir albay geliyor abla Yeni bir emir mi var acaba?
ALBAY : Kızım sen hangi kafiledensin?
ŞEFİKA : Kayseri kağnı kolundan albayım
ALBAY : Adın nedir?
ŞEFİKA : Şefika albayım
ALBAY : Okumuş bir kıza benziyorsun
ŞEFİKA : Evet albayım, Rüştiye mezunuyum
ALBAY : Buradaki işin bitince istasyon kumandanlığına gel, Albay Selim Bey, diye beni ara
ŞEFİKA : Başüstüne efendim  
EFEKT : UZAKLAŞAN AYAK SESİ
İZZET : Sana önemli bir görev verecekler galiba Şefika Abla Keşke beni de çağırsaydı Memduh Ağabey, seni bana emanet etti sayılır Şimdi yollarımız ayrılrsa ben ona ne derim?
ŞEFİKA : (GÜLEREK) Korkma İzzet   Memduh Bey'in bana itimadı tamdır Seni de bana emanet etmişti
İZZET : Ben başımın çaresine bakarım abla, ama sen  
ŞEFİKA : Bana bir şey olmaz korkma İzzet
İZZET : Kumandana söyle abla, eğer bir kişiye daha ihtiyaç duyuyorlarsa beni de alsınlar
ŞEFİKA : Olur söylerim, ben de sana kardeşim gibi bağlandım zaten, senden ayrı düşmek istemem (GÜLEREK) Ne de olsa birbirimize emanet edildik
EFEKT : GEÇİŞ MÜZİĞİ
KAPI VURULUR
ALBAY : (İÇERİDEN) Buyurun!
EFEKT : KAPI AÇILIR
ŞEFİKA : Beni görmek istemiştiniz albayım
ALBAY : Evet Şefika Hanım  Gelin yaklaşın şöyle  Yorgun görünüyorsun sen, sabahtan beri ağır çuvalları indirdiğini gördüm Buyur otur kızım
ŞEFİKA : Teşekkür ederim albayım
ALBAY : Sen temelli hizmet almış gönüllülerden misin? Yoksa bir defalık hizmet için mi kafileye katılmış bulunuyorsun?
ŞEFİKA : Devamlı ve temelli hizmetteyim  
ALBAY : Ailen nerede peki?
ŞEFİKA : İstanbul'da efendim belki tanırsınız, Binbaşı Suphi Bey'in kızkardeşiyim
ALBAY : Bravo! sizi takdir ediyorum Şefika Hanım Demek bir İstanbul kızı burada kağnı başında ha! İnanılır gibi değil Suphi Bey'i uzaktan tanırım Zannediyorum şimdi Eskişehir taraflarında
ŞEFİKA : Altı aydır haberleşemiyoruz albayım En son İstanbul'a geleceğini haber almıştık, ama kendisiyle görüşmek kısmet olmadı ben Anadolu'ya geçtim
DEVAMI VAR
|