|
Prof. Dr. Sinsi
|
Padova’Da Bir Matematik Öğretmeni Galileo Galilei, Kopernik’İn Yeni Dünya Sistemini Kanıtlamak İstiy
XIII
1633 - 1642 GALİEO GALİLEİ ÖLENE DEĞİN,
ENGİZİSYON’UN TUTUKLUSU OLARAK
FLORANSA’YA YAKIN BİR KÖYDEKİ EVDE OTURUR,
“DİSCORSİ”
Bin altı yüz üçten
Bin altı yüz kırk ikiye
Galileo Galilei ölünceye değin
Tutuklusu oldu kilisenin
BÜYÜK BİR ODA, MASA, DERİ İSKEMLE VE BİR YERKÜRE
(Galileo yaşlı bir adamdır artık, gözü hiç görmeyen biri gibi davranır Virginin elinde bir tabakla gelir Galileo’nun boynuna bir peçete bağlar, yemeğini yedirmeye başlar )
VİRGİNİA : Eveet, şimdi uslu uslu çorbamızı içelim, ama bir damlasını bile dökmek yok, öyle değil mi? Sonra Baş Piskopos Hazretlerine haftalık mektubumuzu yazmayı sürdüreceğiz Kendisine teşekkür edeceğiz, değil mi, bize bu güzel çorbayı sağladığı için Çok mu sıcak çorba?- Gönderdiği her şey için sağlığına duacı olduğumuzu söyleyeceğiz (Galileo suskun ve söz dinler biçimde yemeğini yer Virginia tabağı alır, kapıya doğru yürür Çıkıyor gibi yapar, ayak seslerini olduğu yerde sürdürür, durur babasını izler )
GALİLEO : (Yazı masasına oturur, bir şeyler yazar Birden güvensiz bakışlarını kapıya çevirir, orada birinin olduğunu sezmiştir ) Virginia, baca ne olacak, tamirciyi çağırdın mı? (Virginia cevap vermez, sessiz adımlarla çıkar Galileo yazmayı sürdürür Yandaki odada Engizisyo’nun, Galileo’yu gözlemlemekte görevlendirdiği bir rahip vardır )
GÖREVLİ : (Virginia’ya) Evet, ne yapacağız?
VİRGİNİA : Söylediğim gibi (masadan aldığı kağıdı uzatır) Ara sıra bir şeyler karalıyor
GÖREVLİ : (Kağıda bakar) Okunmuyor
VİRGİNİA : Dedim ya, artık hiç görmüyor Biliyorsunuz, kitabını da bana yazdırıyordu 131’le 132’inci sayfaları verdim size Son sayfalardı
GÖREVLİ : Ne kurttur o Bir şeyler çeviriyordur gene
VİRGİNİA : Yasalara karşı gelmez Ben göz kulak oluyorum En iyisi göz doktorunun çağırtalım, bir baksın
GÖREVLİ : Kimi yazıların dışarı kaçırıldığından kuşkulanıyorlar Kim çıkarıyor bunları burdan (İri yapılı bir adam, elinde araçlarıyla gelir, soba onarıcısıdır )
SOBACI : (Bir kağıt gösterir görevliye ) İzin kağıdım
VİRGİNİA : (Sobacıyı içeri alır) Baca tamircisi geldi baba
SOBACI : Gözleriniz nasıl bugün, Bay Galilei, daha iyisiniz ya? (Hafif sesle) Peşimizdeler Villaggio tutuklandı
GALİLEO : Pek iyi değil gözlerim (Hafif) Yazılar üstünde miydi?
SOBACI : (Hafif) Bendeydi, getirdim (yüksek sesle) Artık kış geliyor Ocaksız olmaz
GALİLEO : Evet çok esiyor (Hafif) Niye getirdin?
SOBACI : (Hafif) Burası daha güvenli
GALİLEO : (Hafif) Ver onları bana (Sobacı kağıtları verir )
SOBACI : (Yüksek) Bacayı yeniden örmek gerekiyor
GALİLEO : Ne gerekiyorsa yapın Çok soğuk (Bir yandan kağıtları kürenin içine gizler )
SOBACI : (Hafif ) Meraklanmayın, kimse benden kuşkulanmıyor (Yüksek) Tuğlalar olmadan bir şey yapamam (Virginia girer )
SOBACI : Giriş izni alırsam perşembeye gene gelirim dediğim gibi suç benim değil
GALİLEO : Tabi değil, tabii değil
SOBACI : İyi akşamlar (Gider)
VİRGİNİA : Hadi, şimdi mektubumuzu sürdürelim bakalım
GALİLEO : Nerde kalmıştık?
VİRGİNİA : (Okur) Kilisenin, Venedik tersanesindeki kaynaşmayla ilgili tutumuna gelince, başkaldıran urgancılara karşı Kardinal Spoletti’nin tutumunu desteklediğimi bildirmek isterim (Virginia yazmaya hazırdır )
GALİLEO :    desteklediğimi bildirmek isterim Gündeliklerin arttırılması yerine, onlara Hıristiyan kardeş sevgisi adına parasız çorba dağıtmak daha doğrudur Bu onlardaki, para sevgisini geliştirmek yerine, Tanrı sevgisini artırır Nasıl oldu?
VİRGİNİA : Çok güzel baba
GALİLEO : Alay ediyorum sanmazlar değil mi?
VİRGİNİA : Yoo Başpiskopos Hazretleri buna bayılacak (Kapı çalar Viginia yandaki odaya geçer Görevli rahip kapıyı açar Gelen Andrea Sarti’dir Orta yaşlı bir adamdır artık )
ANDREA : İyi akşamlar Bilimsel çalışmalarımı Hollanda’da sürdürmek üzere İtalya’dan ayrılıyorum Geçerken bir uğra, bize ondan haber getir, demişlerdi
VİRGİNİA : Seninle görüşmek ister mi, bilmem Hiç aramadın bizi
ANDREA : Sor bakalım (Galileo sesi tanımıştır Kımıldaman durur Virginia odaya gelir )
GALİLEO : Andrea mı?
VİRGİNİA : Evet Kovayım gitsin mi?
GALİLEO : (Hemen karşılık vermez) Al içeri
(Virginia Andrea’yı odaya alır )
VİRGİNİA : (Görevliye) Zarasızdır Bir zamanlar öğrencisiydi Düşmanı demektir şimdi
GALİLEO : Bizi yalnız bırak Virgina
VİRGİNİA : Ben de dinlemek istiyorum anlatacaklarını (Oturur)
ANDREA : (Soğuk) Nasılsınız?
GALİLEO : Gel, yaklaş Neler yapıyorsun? İşinden söz et Hidrolik üstüne çalışıyormuşsun, öyle mi?
ANDREA : Amsterdam’dan Fabricius sağlık durumunuzu öğrenmemi istedi
GALİLEO : Sağlığım yerinde Çok özen gösteriyorlar bana
ANDREA : İyi olduğunuzu iletebileceğime sevindim
GALİLEO : Fabricius da işitirse sevinir Rahat bir yaşam sürdüğümü söylersin Boyun eğdiğimden bu yana büyüklerimin sevgisini kazandım Bilimsel çalışmalarda bulunmama bile izin verdiler - belli sınırlar içinde doğal olarak ve kilisenin gözetimi altında-
ANDREA : Evet kilisenin sizden hoşnut olduğunu bizde duyduk Bütünüyle boyun eğmenizin etkileri de açıkça görüldü O günden bu yana, İtalya’da yeni düşünceleri içeren hiçbir kitabın yayımlanmamış olması yetkililer sevinçle karşılamışlardır
GALİLEO : (Dinler) Yazık ki, kilisenin koruyuculuğunu benimseyen ülkeler de var Korkarım yasaklanmış düşünceler oralarda yaygınlaşabilir
ANDREA : Oralarda da Kilise’yi mutlu kılan bir gerileme görüldü
GALİLEO : Sahi mi? (Sessizlik) Descartes’tan bir şeyler yok mu? Paris’ten?
ANDREA : Düşüncelerinizi yalanladığınızı duyar duymaz “Işığın Doğası” üstüne yazdıklarını çekmecesine kilitlemiş (Uzun sessizlik)
GALİLEO : Kimi bilgin dostlarımı yanlış yola sürüklediğimden ötürü üzülüyorum Benim durumumdan onlar da gereken dersi aldılar mı?
ANDREA : Bilimsel çalışma yapabilmek için Hollanda’ya gitmek zorundayım Jüpiter!in göze alamadığını büyük Ayı’ya hiç yaptıramazlar
GALİLEO : Anlıyorum
ANDREA : Federzoni Milano’da, bir dükkanda mercek perdahlıyor
GALİLEO : (Güler) Ne yapsın, Latince bilmiyor (Sessizlik)
ANDREA : Küçük Keşişimiz Fulgenzio bilimi bıraktı, yeniden kiliseye sığındı
GALİLEO : Evet (Sessizlik) Büyüklerim ruhsal sağlığıma kavuşacağım günü iple çekiyorlar Umduklarından daha çabuk iyileşiyorum
ANDREA : Öyle mi?
VİRGİNİA : Tanrı’ya şükürler olsun
GALİLEO : Hadi sen mutfağa (Kalkar,odadan çıkar )
GÖREVLİ : (Geçerken Virginia’ya) Hiç hoşlanmadım, bu adamdan
VİRGİNİA : Korkacak bir şey yok Duydun konuştuklarını (Giderken) Taze keçi peyniri var mutfakta, yeni geldi (Görevli onu izleyerek çıkar )
ANDREA : Sabah sınıra ulaşabilmem için bütün gece yol almam gerekiyor Gidebilir miyim?
GALİLEO : Niçin geldin Sarti? Beni tedirgin etmek için mi?buraya geleli beri akıllı uslu yaşıyorum Akıllı uslu düşünmeye çalışıyorum Gene de arada depreşiyor hastalığım
ANDREA : Öyleyse sizi daha fazla tedirgin etmeyeyim, Bay Galilei
GALİLEO : Barberini uyuza benzetirdi Kendi de pek kurtulamamıştı zaten Gene yazıyorum
ANDREA : Doğru mu?
GALİLEO : Kitabı bitirdim
ANDREA : “Discorsi”yi mi?”İki yeni bilim üstüne konuşmalar : Mekanik ve Düşen Cisimlerle İlgili Yasalar” burada mı?
GALİLEO : Kağıtla kalemi esirgemiyorlar Büyüklerim alık değil Köklenmiş bir illetin hemen iyileşmeyeceğimi biliyorlar Beni tatsız sonuçlardan korumak içinde yazdıklarımı sayfa sayfa elimden alıp kilit altında tutuyorlar
ANDREA : Korkunç!
GALİLEO : Bir şey mi dedin?
ANDREA : Su da çift sürdürüyorlar size Rahatlamanız için veriyorlar kağıtla kalemi Bunu bile bile nasıl yazabildiniz?
GALİLEO : Alışkanlıklarımın tutsağıyım ben
ANDREA : “Discorsi” Papazların elinde ha? Oysa, Amterdam, Prag, Londra aç kurtlar gibi bekliyorlar İki yeni bilim! Ha yazılmış ,ha yazılmamış, ne yazık!
GALİLEO : Son altı ay boyunca, ay ışının son damlasından yararlanarak, nerdeyse kendimden bile gizleyerek bir örneğini çıkardım yazdıklarımın Bana kalan şu yürekler acısı rahatımdan da olmayı göze aldım bunu yaparken
ANDREA : Yazdıklarınızın bir örneği mi var?
GALİLEO : Yazarın adının bir zamanlar az da olsa, bilim dünyasında bir önemi vardı Ama onun yalancı olduğu çıktı ortaya Onun için bu sayfalar büyük bir dikkatle incelenmeli
ANDREA : Nerde?
GALİLEO : Yazdıkları mı sana vermek bir çılgınlık biliyorum Şurada, kürenin içinde Hollanda’ya kaçırmaya kalkışırsan, bütün sorumluluğu yüklenmen gerekir, doğal olarak Yakalanırsan, Engizisyon’daki asıllarına ulaşabilen birinden satın aldığını söylersin (Andrea kürenin içinde saklı olan kağıtları alır )
ANDREA : “Discorsi”! (Sayfaları karıştırır) Fizikte yeni bir çığır açılıyor!
GALİLEO : Sok onu pantolonun içine!
ANDREA : Bize sırt çevirdiğinizi sanıyorduk! En çok karşı olan da bendim
GALİLEO : Öyle olması gerekirdi Sana bilimi ben öğrettim Sonrada gerçeği yalanladım
ANDREA : Ama bu her şeyi değiştiriyor şimdi, her şeyi
GALİLEO : Öyle mi?
ANDREA : Yalnızca düşmanın gözünden gizlemişsiniz gerçeği : Ahlak konusunda da bizlerden bin yıl ilerdeymişsiniz
GALİLEO : Biraz açar mısın bunu Andrea?
ANDREA : Biz de herkes gibi : Ölür de gene dönmez sözünden demiştik Geldiniz : Döndüm, ama yaşayacağım, dediniz Kirletti ellerini, dedik Varsın kirlensin, ama boş olmasın ellerim, dediniz
GALİLEO : Kirlensin ama boş olmasın Gerçekçi bir görüş Tam bana göre Yeni bilime yeni ahlak
ANDREA : Hiç kimse anlamasa bile, ben anlamalıydım Başkasının bulduğu teleskopu Venedik Senatosu’na sattığınızda on bir yaşındaydım Sonra, bu araçla neler başardığınızı gördüm Floransa’da bir çocuğun önüne kadar eğildiğinizde dudak büktü dostlarınız Ama bir yandan da bilim halka kadar ulaşıyordu “Engelleri göz önünde tutarsak iki nokta arsındaki en kısa yol belki de eğri olanıdır,” dediniz
GALİLEO : Evet, anımsıyorum
ANDREA : 1633’de çoğunluğun ilgisini toplayan görüşünüzden vazgeçerken de, yalnızca umutsuz bir siyasal çekişmeden geri çekildiğinizi, bunu bilimsel çalışmalarınızı sürdürebilmek için yaptığınızı anlamalıydım
GALİLEO : Yani?
ANDREA : Ancak sizin yazabileceğiniz bilimsel bir kitap uğruna yaptınız bunu Yaksalardı sizi, onlar kazanmış olacaklardı
GALİLEO : Gene de onlar kazandı Hem ancak bir tek kişinin yazabileceği hiçbir bilimsel yapıt olamaz
ANDREA : Öyleyse neden döndünüz sözünüzden?
GALİLEO : Korktuğum için Canımı acıtırlar diye korktum
ANDREA : Olamaz
GALİLEO : İşkence araçlarını gösterdiler
ANDREA : Bir amaç uğruna değil miydi?
GALİLEO : Değildi (Sessizlik)
ANDREA : (Yüksek sesle) Bilimin tek buyruğu vardır : O da bilime katkıda bulunmaktır
GALİLEO : Ben de katkıda bulundum, ha? Çöplüğe hoş geldin, bilimde kardeşim, alçaklıkta yeğenim! Kitabı görür görmez ağzı sulandı Her şey unutuldu, öyle mi?
ANDREA : İnsanca bir duygudur ölüm korkusu! Bilim insanın zayıf yanlarıyla ilgilenmez
GALİLEO : Öyle mi dersin? Sevgili Sarti, kendini bilime adamış biri olan size, şu durumda bile, bilim üstüne birkaç öğüt verebilirim sanırım (Kısaca sessizlik)
GALİLEO : (Ellerini göbeğinin üstüne kavuşturur, ders verir gibi) Boş zamanlarımda - şimdi boş zamanım çok- durumumu yeniden gözden geçirdim Artık kendimi bir üyesi saymadığım bilim dünyasında benim için nasıl bir yargıya varılacağını düşündüm Bir yün tüccarı bile, ucuza alıp pahalı satmanın yanı sıra, yün alışverişinin engellenmeden yürütülmesiyle de ilgilenmek zorundadır Bu açıdan bilim yürekli kişilerin işi Bilim, her şey üstüne bilgi sağlayarak insanları kuşkuya yöneltir Öte yandan, prensler, toprak ağları, din adamları- dalaverelerini örtmek için- yokluk içinde çoğunluğu, boş inançlarla, çağ dışı masallarla avuturlar Süregelen yokluğun, sarp kayalar gibi çetin aşılmaz ve yıkılmaz olduğunu benimsetmeye çalışırlar Şimdi, böyle bir ortamda, bilimin yeni bir buluşu olan kuşku halkın çok hoşuna gitti Teleskopu elimizden kapar kapmaz tepedeki düşmana diktiler gözlerini O bencil, acımasız adamlar birden bilimin soğuk elini hissettiler boğazlarında Sağlam bildikleri toprağın,ayaklarının altından kayıp gittiğini anlar anlamazda bizlere sus payı önermeler, göz dağı vermeler, başladı Zayıf yaratıklar için karşı konması güç şeylerdir bunlar Ama, bir yandan halka sırtını çevirip öte yandan bilim adamlığını sürdürmek, olabilir mi? Bence bilimin tek amacı insanoğlunun yükünü hafifletmek, acılarını dindirmek olmalıdır Eğer bilim adamları bencil efendilerine boyun eğer, yalnızca bilmiş olmak için bilgi biriktirmekle yetinirlerse, bilim sakatlanır, yeni bulunan makinalar da ancak insanlığın ezilmesine yeni yollar açmaya yarar Belki zamanla bulunabilecek her şeyi bulursunuz Ama bu yolda ilerledikçe insandan bir o kadar uzak düşmüş olursunuz Aradaki uçurum zamanla öyle derinleşir ki bir gün bakarsınız, bilim adamlarını sevince boğan bir başarı, yeni bir buluş, öte yandan bütün dünyayı saran bir korku çığlığıyla karşılanır Bilim adamı olarak eşsiz bir olanak geçmişti elime Benim zamanımda gök bilim sokaklara dökülmüş, çarşıya pazara ulaşmıştı Bu olağan üstü durum bir tek kişinin direnmesinin büyük yankıları olabilirdi  Üstelik, şimdi düşünüyorum da, Sarti gerçek bir tehlikeyle karşı karşıya kalmadım, ben, Birkaç yıl boyunca baştakiler kadar güçlüydüm Ama Efendilerin eline bıraktım tüm bilgimi İster kullansınlar, ister kullanmasınlar, yada kötüye kullansınlar, kendi amaçları doğrultusunda dilediklerini yapsınlar diye (Virginia girmiştir ) Bilime ihanet ettim ben Böyle davranan birinin bilim adamları arasında yeri yoktur artık
VİRGİNİA : Senin yerin Tanrı’ya inananların arasında,baba
GALİLEO : Evet, öyle
VİRGİNİA : Saat sekizde kilitliyoruz kapıyı (Andrea sıkmak için Galileo’ya elini uzatır Galileo eline bakar, sıkmaz )
GALİLEO : Sen de bir öğretmensin şimdi, Andrea, benim gibi birinin elini sıkmayı nasıl göze alabilirsin?
ANDREA : Yeni bir çağın başladığına da inanmıyorsunuz artık, öyle mi?
GALİLEO : İnanmıyorum Bu bizim yeni çağ kana bulanmış bir cadaloza benzedi daha çok Ne yapalım, demek ki böyle olurmuş yeni çağlar
ANDREA : Evet (Bir türlü gidemez ) sözünü ettiğiniz yazarla ilgili değerlendirmenize ne diyeceğimi bilemiyorum Ama acımasız yargınızın bu konuda son söz olabileceğini sanmıyorum
GALİLEO : Teşekkür ederim, efendim
VİRGİNİA : (Andrea’yı kapıya götürürken) Eski günleri anımsatan konuklardan hoşlanmıyoruz Rahatsız oluyor Heyecanlanıyor (Andrea gider Virginia odaya döner ) Bu tür konuşmalar sana göre değil Üstelik hiçbir yere de götürmüyor
GALİLEO : Öyledir belki, kimbilir? Gece nasıl?
VİRGİNİA : (Dışarı bakar) Aydınlık
İngilizce'ye John Willet tarafından çevrilen bu metin "Life of Galileo" başlığıyla "Bertolt Brecht: Plays, Poetry and Prose The Collected Plays -1942-1946-"de (Vol 5, Methuen-Londra, 1985) yayınlanmıştır
Önsöz
İnsanların yeni bir çağın eşiğinde oldukları kanısı sayesinde, çıkarlar doğrultusunda, nasıl da etki altında bırakılabileceği iyi bilinir Böyle bir anda çevreleri onlara hala bütünüyle tamamlanmamış, en mutlu gelişmeleri içinde barındıran, düşlenmiş ve düşlenmemiş olasılıklarla dolu görünür, ellerindeki işlenebilir hammadde gibi Kendilerini dinlenmiş, güçlü ve becerikli olarak yeni bir güne uyanmış gibi hissederler Eski düşünceler batıl inançlar olarak bir kenara bırakılır, dün doğal bir şey olarak görülen bugün taze bir sorgulamaya tabi tutulur Şimdiye kadar yönetilen bizdik, der insan, ama artık yöneten biz olacağız
Bu yüzyılın başlarında, işçilere bir şarkıdaki şu dize kadar güçlü bir şekilde esin kaynağı başka bir dize yoktur: "Yeni bir çağ doğuyor artık" Yaşlısı, genci ona ayak uydurdu, en fakirler, meteliksizler ve şimdiden uygarlıktan nasibini almış olanlar -hepsi kendilerini genç hissettiler Aynı sözlerin benzeri görülmemiş ayartıcı gücü bir badanacının hükmü altında da denendi ve kanıtlandı; çünkü, o da yeni bir çağı vaat ediyordu Burada sözcükler boşluklarını ve belirsizliklerini ortaya çıkardılar Güçleri, hayli müphem olmalarından kaynaklanıyordu ki şimdilerde kitleleri demoralize etmekte kullanılıyorlar Her şeyi etkileyen ve hala etkilemeye devam eden yeni çağ değiştirmedik bir şey bırakmaz, ama karakterlerini kademeli olarak açığa vurmaktadır; bu karakterin içinde bütün imgelem serpilebilir ve bu yeni çağ ancak çok hassas tasvirlerle sınırlandırılabilir Övünç başlama, öncülük etme duygusudur, yeni başlayan biri olma olgusu gayreti kışkırtır Övünç, yeni makineyi gücünü sergilemesi için çalıştırmazdan önce yağlayanların, eski haritadaki bir boşluğu dolduranların, yeni bir evin, kendi evlerinin temelini kazanların duyduğu mutluluktur
Bu duyguyu her şeyi degiştirecek bir buluş yapan araştirmaci, bütünüyle yeni bir durum yaratacak bir konuşma hazirlayan konuşmayan bir konuşmaci hisseder Dehşet ise insanlar, bir yanilsamaya kurban gittiklerini, eskinin yeniden daha güçlü oldugunu, "gerçeklerin" onlara taraftar degil muhalif oldugunu ve çaglarinin -yeni çagin- henüz gelmedigini keşfettiklerinde ya da keşfettiklerini düşündüklerinde ortaya çikan hayal kirikligidir O zaman, işler sadece eskisi kadar kötü degil, daha da beter haldedir; çünkü, insanlar tasarilari için büyük fedakarliklarda bulunmuşlar ve her şeyi kaybetmişlerdir; kalkişmişlar ve yenilgiye ugramişlardir, "eski" onlardan intikam almaktadir Araştirmaci ya da kaşif -keşfini ilan etmeden önce bilinmeyen ve baski görmeyen bir şahis- bir kez keşfi reddedildi ya da itibardan düştü mü artik bir dolandirici ve şarlatandir ve çok iyi taninmaktadir; baski ve sömürünün kurbani, başkaldirisi bir kez ezildi mi, artik özel baski ve cezaya tabi isyankardir Çabayi yorgunluk izler, muhtemelen abartilmiş umudu da muhtemelen abartilmiş umutsuzluk Kayitsizlik ve duyarsizliga düşmeyenler daha beterine yakalanirlar; enerjilerini idealleri için feda etmeyenler, bu enerjileri ideallerinin aleyhine çevirirler! Engellenmiş hayal kirikligina ugramiş bir yenilikçiden daha amansiz bir gerici yoktur; vahşi fil, ehlileştirilmiş filden daha zalim bir düşman olmadigi gibi
Ve bu hayal kırıklığına uğramış insanlar yeni çağda, büyük karmaşa çağında, hala varlıklarını sürdürebilirler Ancak yeni çağlar hakkında hiçbir fikirleri yoktur
Bu günlerde Yeni'nin kavranışı kendi kendine yanlışlanıyor Eski ve Çok Eski, kendilerini yeni ilan ederek yeniden arenaya girmiş ya da Eski ve Çok Eski yeni bir yola sokulduğundan, yeni gibi kabul edilmiştir Ama bugün tahtından indirilmiş olan gerçek Yeni, modası geçmiş ilan edilmiş, gününü doldurmuş bir geçiş evresi olarak gözden düşmüştür Örneğin "yeni", savaşları sürdürme sistemidir, gelgelelim 'eski' derler, önerilmiş ama hiçbir zaman uygulanmamış, savaşları gereksiz kılan bir ekonomi sistemidir Yeni sistemde toplum sınıflara ayrılmaktadır; oysa derler ki eski, sınıfları kaldırma isteğidir Bu zamanlarda insanların umutları pek fazla kırılmaz, daha çok başka yönlere çekilir İnsanlar, gelecekte yiyecek ekmekleri olacağı umudunu taşımışlardı Şimdi yiyecek taşlarının olacağı umudunu taşıyabilirler
Kanlı işler ve bundan geri kalmayan kanlı düşünceler ve karşı konulamayacak bir şekilde belki de gelmiş geçmiş en korkunç, en büyük savaşa yol açtığı görülen barbarlıkla kuşatılmış bir dünyanın, yeni ve hummalı bir dünyanın üzerinde hızla toplanan karanlığın ortasında, daha mutlu bir çağın eşiğindeki insanlara uygun bir tavır geliştirmek çok zor Her şey yeni bir gecenin yaklaştığını göstermiyor mu, yeni bir çağın şafağına işaret eden bir şey var mı? Bu yüzden geceye yönelmiş olan insanlara uygun bir tavır takınmak gerekmiyor mu?
Bu 'Yeni Çağ' palavraları da ne ola? Bu deyimin kendisi demode olmadı mı? Kısalmış gırtlaklardan yüzümüze karşı haykırılıyor Şimdi gerçekten, yeni çağı temsil eden yalnızca barbarlıktır Ve kendisinin bin yıl boyunca sürmesini arzulamaktadır
Bu yüzden insan hemen eski çağlara mı sığınmalı? Batık Atlantis'i mi düşlemeli?
Bu aralar gece yattığımda gelecek sabahı düşünmekten kaçınmak için mi geçmiş sabahı düşünüyorum? Yoksa üçyüz yıl önce bilim ve sanatların doğduğu devirle uğraşmanın da nedeni bu mu? Umarım değildir
Bu sabah ve gece imgeleri yanıltıcı Mutlu zamanlar sabahın bir gece uykusunda izleyişi gibi çıkıp gelmiyor
(Yazım tarihi 1939; Brecht tarafından gözden geçirilmemiştir Werner Hecht (editör)/Materialenzu Brechts 'Leben des Galilei', Frankfurt Suhrkamp, 1968, s 7 ff )
Galilei'nin Yaşami Bir Trajedi Degildir
Böylece tiyatronun bakış açısından, Galilei'nin Yaşamı'nın bir trajedi olarak mı yoksa iyimser bir oyun olarak mı sunulacağı sorusu doğacaktır Temel düşünce 1 sahnede Galilei'nin "Yeni Çağa Selam"ında mı yoksa 14 sahnenin belirli bölümlerinde mi bulunacak? Oyun inşasının yaygın kurallarına göre, tiyatro eserlerinin en ağırlıklı yeri sonu olmalıdır Ama bu oyun sözü edilen kurallara göre oluşturulmamıştır Oyun yeni bir çağın doğuşunu göstermekte ve yeni bir çağın doğuşu hakkındaki bazı önyargıları düzeltmeye çalışmaktadır
(Yazım tarihi 1939, a g e s 13)
Kilisenin Portresi
Topluluk açısından şunun anlaşılması gerekir: eğer yorum temel olarak Katolik Kilisesi'ni hedef alırsa etkisini büyük ölçüde yitirecektir
Oyun kişilerinin çogu kilise kiyafetleri giyerler Karakterleri bu nedenle igrenç çizmeye çalişan oyuncular hata etmiş olacaklardir Ama öte yandan kilisenin de, üyelerinin insani zaaflarini hasiralti etmeye hakki yoktur Çogu zaman bu zaaflari teşvik etmiş ama açiga çikmalarini baskiyla önlemiştir Bu oyunda kilisenin, "Bilimden Ellerini Çek !" biçiminde uyarilmasi sorunu da yoktur Modern bilim kilisenin meşru kizidir; kendini özgür kilip, anneyi karşisina almiş bir kiz
Bu oyunda, özgür araştirmaya karşi çiktigi zaman bile, kilise basit olarak otorite işlevini görmektedir
Bilim teolojinin bir dalı olduğu için, kilise, entelektüel otorite ve başvurulacak en üst bilim mahkemesiydi Ama aynı zamanda kilise dünyevi otorite, başvurulacak en üst siyasi mahkemeydi Oyun, otoritenin geçici bir zaferini gösterir, rahipliğin zaferini değil Oyun, oyundaki Galilei'nin hiçbir zaman doğrudan kiliseyi karşısına almaması tarihsel hakikatine denk düşer Galileo'nun bu anlamda sarfettiği bir tek cümle yoktur Eğer olsaydı, engizisyon gibi mükemmel bir araştırma komisyonu şüphesiz bunu açığa çıkarırdı Ve oyun, Papalığın Collegium Romanum'unun en büyük astronomu Christopher Clavius'un Galileo'nun buluşlarını onaylaması tarihsel gerçeğine de eş ölçüde denk düşmektedir (Sahne 6) Öğrencileri arasında rahiplerin olduğu da doğrudur (Sahne 8, 9 ve 13)
(Sahne 7'de olacağı gibi) ileri gelenlerin dünyevi zevklerini yermeyi amaç edinmek bana ucuz görünüyor Ama bu yüksek memurların fizikçiye davranışlarındaki kasıtsız tutum, geçmiş deneyimleri nedeniyle ondan koşulsuz bir göz yumma beklediklerini göstermek içindir Ve bunda yanılmazlar
Burjuva politikacılarımıza bakan biri, eski politikacıların ruhani (ve bilimsel) zevklerini övmekten başka bir şey yapamaz
Bundan dolayı oyun, Alman araştırmacı Emil Wohlwill yönetimindeki yeni tarihsel çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan, 1633 engizisyonu tarafından 1616 protokolünde yapılan tahrifatı gözardı eder Kuşkusuz 1633 yargılaması ve hükmü, bu suretle yargısal olarak mümkün hale geldi Yukarıda taslağı çizilen bakış açısını anlayan herkes yazarın, davanın bu hukuki yönüyle ilgilenmediğinin ayrımına varacaktır
Şüphesiz Galileo'ya kişisel öfkesi olan VIII Urban igrenç bir tarzda, Galileo'nun aleyhindeki işlemlerde kişisel bir rol oynamiştir Oyun bunu es geçmektedir
Yazarın bakış açısını anlayan herkes, bu tavrın 20 yüzyıl kilisesini bir yana bırakarak 17 yüzyıl kilisesine saygı gösterme anlamına gelmediğini fark edecektir
Serbest araştirma savunucularina baski yapanlarin bu teatral yargilanmasinda kiliseye otoritenin tecessümü rolü verilmesi, onun temize çikarilmasini saglamaz Ama özellikle bugünlerde Galileo'nun serbest araştirma mücadelesine dini bir sorun olarak yaklaşmak çok tehlikeli olacaktir; çünkü bu taktirde, dikkatlerin günümüzün tamamen kilise dişi gerici otoritelerine yöneltilmesini engelleyecektir
(Yazım tarihi 1939, a g e s 14)
Galileo Karakteri Üzerine Üç Not
1 Yeni Fizikçi Tipi
(  ) Galileo'yu idealize etmemeniz önemlidir; bilirsiniz -yıldız gözlemcisi, entelektüel solgun idealist Biliyorum kendinize kalsa yapmazdınız ama kitaplarda göreceğiniz resimler zaten idealize edilmiş halde Benim Galileo'm göbekli, güçlü bir fizikçidir; Sokrates gibi bir yüzü vardır, şamatacıdır, mizah duygusu olan kanlı canlı bir adam, yeni bir fizikçi tipidir, kaba, büyük bir öğretmendir Tercih edilen tavır: Karnı çıkmış eller kalçada, kafa geride, her zaman tombul elleriyle jestler yapmakta, ama incelikli; çalışma için rahat pantolon, uzun kollu gömlek ya da (özellikle sonlarda) sarımsı-beyaz, geniş kollu, karından bir iple bağlanan uzun elbise İşin tarihsel çeşnisini korumak, bir başka deyişle gerçekçi olmak için bu figürün tercihen baskı ya da ağaç ve çelik oymalarından fikir edinilebilir Ya da bu iş için serbestçe kağıt üzerine çizimler yapılabilir Bir parça mizahtan korkmayın Mizahsız tarih tatsız tuzsuz bir şeydir
N B Bildiğim kadarıyla Galileo'nun teleskopu yaklaşık 75 cm Uzunluğunda ve bir kol kalınlığındaydı Onu sıradan, üç ayaklı bir sehpanın üstüne yerleştirebilirsiniz Ptoleme sisteminin (1 sahnedeki) modeli tahtadan yapılmıştır, çapı yaklaşık 50 cm dir Planetoryum bekçisinden kaba bir fikir alınabilir
2 Galileo'daki Duyarlık Öğesi
Galileo tabii ki Falstaff değildir Materyalist kanılarından dolayı fiziksel zevklerinde ısrar eder Örneğin çalışırken içmeyecektir; bunun altında duyarlı bir tarz içinde çalışması yatmaktadır Aletlerini zerafetle kullanmaktan zevk alır Duyarlılığının büyük bölümü entelektüel türdendir: Örneğin yaptığı deneyin "güzellik"i, tüm derslerinde verdiği küçük teatral gösteri biçimi, birisini gerçekle yüz yüze getirmedeki aceleci yöntemi; iyi sözcükleri seçip onları bir baharat gibi denediği konuşmalarındaki pasajlar (1, 2, 13 sahneler) bu sayılanlara dahil edilemez (Bunun keyif almışçasına aryalarını söyleyebilen ama oynadığı karakterin aldığı keyfi gösteremeyen oyuncunun bel cantosu ile ilgisi yoktur )
3 Galileo Rolü Hakkında
Bu yeni tarihsel karaktere tuhaflığını, yeniliğini ve çarpıcılığını veren şey, Galileo'nun 1600'lerin dünyasına, bir yabancıymış gibi bakması gerçeğidir Bu dünyayı inceler ve onu tuhaf, modası geçmiş ve açıklanmaya muhtaç bulur
1 sahnede, Ludovico Marsili ve Priuli'yi,
2 sahnede, senatörlerin teleskoptan bakış tarzlarını (ben bu aletlerden birini ne zaman alabileceğim?),
3 sahnede, Sagredo'yu (dokuz yaşinda olan çocuk prens),
4 sahnede, saray bilginlerini,
5 sahnede, keşişleri,
6 sahnede, genç keşişi,
7 sahnede, Federzoni ve Ludovico'yu,
11 sahnede, (yalnızca bir saniye için) Virginia'yı,
13 sahnede, öğrencilerini,
14 sahnede, Andea ve Virginia'yı inceler
(a g e s 27 f Birinci Bölüm Brecht'in Mart 1941'de ressam Hans Tombrock'a yazdığı bir mektuptan alınmıştır Bu mektup Tombrock'un S S C B 'den gelen ancak hiçbir zaman gerçekleşmeyen yayım önerisi üzerine resimlediği oyunun ilk versiyonu ile ilgilidir İkinci ve üçüncünün tarihi yoktur ama oyunun ikinci -Amerikan- versiyonu ile ilgili gözükmektedir )
Galilei'nin Yaşamı'na Önsöz İçin Taslaklar
Galilei'nin Yaşami, birçok kişinin faşizmin ilerleyişinin kaçinilmaz oldugunu ve Bati Uygarligi'nin kesin çöküşünün geldigini hissettigi 1938 yilinin o son, karanlik aylarinda yazilmişti Ve gerçekten dünyanin müzik, tiyatro gibi yeni sanatlarla birlikte dogal bilimlerin de gelişmesini borçlu oldugu o büyük çagin sonuna yaklaşiyordu "Tarihin dişinda" barbar bir çagin gelecegine ilişkin az çok genel bir beklenti vardi Sadece bir azinlik yeni güçlerin evrimini görüyor ve bu yeni düşüncelerin canliligini seziyordu "Eski" ve "yeni" gibi ifadelerin bile anlamlari belirsizleşmişti Sosyalist klasiklerin doktrinleri yeni olmanin çekiciligini yitirmişler ve yok olmuş bir devre ait gibi görülür olmuşlardi
Burjuva, bilimi pratikte kendi politikası, kendi ekonomisi, kendi ideolojisi ile örebilmek için bir bağımsızlık adası olarak kurarak, bilim adamının bilinçliliğinden ayırdı Araştırmacı bilim adamının nesnesi "saf" araştırmadır; bu araştırmanın ürünü ise pek saf değildir E = mc2 formülü ezeli -ebedi, her şeyden bağımsız olarak kavranır Ancak diğer insanlar bağlantıyı kurabilirler ve birdenbire Hiroşima kentinin ömrü kısalıverir Bilim adamları makinaların sorumsuzluğunu iddia ediyorlar
"Kişi dogaya hakim olmak için ona itaat etmelidir " deyişini boş yere yazmamiş olan deneysel bilimin kurucu babasi Francis Bacon'i hatirlayalim Çagdaşlari onun dogasina rüşvet vererek itaat ettiler ve yüksek mahkeme başkani oldugunda ona öylesine hakim oldular ki sonunda Parlemento onu kilit altina almak zorunda kaldi Püriten Macaulay, hayran oldugu bilim adami Bacon'la onaylamadigi politikaci Bacon arasina bir ayirim çizgisi çekmiştir Biz de Nazi çaginin Alman doktorlarina ayni şeyi mi yapmaliyiz?
Savaş, birçok şeyin yani sira, bilimleri de terfi ettirir Ne firsat! Hirsizlar yarattigi gibi kaşifler de yaratir (Yüksek mevkilerin) daha yüksek bir sorumluluk duygusu, (Daha aşagi olanlarin) düşük sorumlulugunun yerini alir Boyun egme keyfi davranişlarin ebesidir Düzensizlik kusursuzca bir düzen içerisindedir Sari humma ile savaşan doktorlar kobay olarak kendilerini kullanmak zorundaydilar; faşist doktorlarin malzemeleri kendilerine saglanmişti Adaletin de bir rolü vardi; yalnizca "suçlulari", başka bir deyişle onlarin fikirlerini paylaşmayanlari dondurmalari gerekiyordu Eritme amaciyla "hayvan sicakligi" nin kullanildigi deneyleri için onlara iffet kurallarini çignemiş kadinlar, fahişeler verilirdi Günaha hizmet etmişlerdi, şimdi onlara bilime hizmet etme firsati veriliyordu Tesadüfen, sicak suyun canliligi saglamakta kadin vücudundan daha uygun oldugu ortaya çikti: sicak su kendi çapinda anavatan için daha fazlasini yapabilirdi (Savaşta ahlak asla gözden kaçirilmamalidir) Her yanda gelişme! Bu yüzyilin başinda aşagi siniflarin politikacilari hapishaneleri, kendi üniversiteleri olarak görmek zorunda birakildilar Şimdi hapishaneler gardiyanlar (ve doktorlar) için üniversiteler haline geldi Yaptiklari deneyler, devleti ahlaki sinirlari aşmaya zorlasa da, -bilimsel bir bakiş açisindan- tamamen kurallara uygundu Her şeye ragmen burjuva dünyasi hala kendilerine saldirilmasini belli oranda hak etmektedir Bu bir ölçü meselesi olsa da bir ölçü meselesidir General Von Mackensen ve General Maltzer Roma'da rehineleri vurma suçundan yargilanirken, Ingiliz Savci, Albay Halse, savaş sirasinda "misilleme katliamlarin", kurbanlar sözkonusu olay yerinden alindigi sürece, yasadişi olmadigini kabul etti, bundan sorumlu olanlari bulmak için bir kaç girişimde bulunuldu pek fazla infaz olmadi Ama Alman generalleri çok ileri gittiler Öldürülen her Alman asker için, on Italyan aldilar(yine de Hitler’in istedigi gibi yirmi degil) ve bütün hepsini çok çabuk bir şekilde, 24 saat içinde idam ettiler Italyan polisi bir hata yapip, fazla sayida Italyan teslim etti ve başka bir hata yaparak Almanlar onlari öldürdü, Italyanlar'a yanliş yönde bir güvenden dolayi Bu noktada yine rehineler için hapishaneleri iyice araştirmişlar, yargilama bekleyen suçlu ve ya şüphelileri alip, boşluklari Yahudiler'le doldurmuşlardi Böylece belli bir insanilik, yalnızca aritmetik hatalar yaparken degil, etkisini hissettirdi Ne olursa olsun bu sefer sinirlar aşilmişti ve bu aşiriligi cezalandirmak için bir şeyler yapilmaliydi
Her şeye ragmen burjuvazinin tamamen parçalara ayrıldıgı bu devirde, bu parçaların hala orjinal cilalı maddeyle aynı hamurdan oldukları gösterilebilir
Ve böylelikle sonunda bilim adamları istediklerini elde ederler: devlet kaynakları, büyük ölçekli planlama, sanayi üzerinde hakimiyet; Altın Çağ'ları gelmiştir Ve büyük üretimleri tahrip silahları olarak üretimi olarak başlar; planlamaları aşırı anarşiye yol açar, çünkü devleti diğer devletlere karşı silahlandırmaya başlamışlardır Dünyaya karşı böylesi bir tehdidi temsil ettikleri anda, halkın dünyadan elini eteğini çekmiş profesörlere karşı duyduğu geleneksel küçümseme çıplak bir korkuya dönüşür Ve tam bir uzman olarak kendisini halktan kopardığı anda, kendisini yine halktan biri gibi görmek onu dehşete düşürür, çünkü tehdit ona da yönelmektedir; kendi yaşamı için korkma nedeni vardır, neler olduğunu bilen biri olarak en iyi nedene sahiptir Onun sıkça duyduğumuz protestoları yalnızca engellenen, verimsizleştirilen ve saptırılan bilimine yöneltilen saldırılara değil, aynı zamanda bilgisinin hem dünya için temsil ettiği tehdide ve hem de kendine yönelik tehdide işaret eder
Almanlar kullanılabilir sonuçlar çıkartılması çok zor olan deneyimlerden birini henüz yaşadılar Devletin liderliği, büyük bir savaş ilan etmek ve sonuçta ülkeyi tamamen harap etmek için, zalim ve 'eğitimsiz' bir politikacılar çetesiyle işbirliği yapan cahil bir insanın eline düşmüştü Felaket getiren sondan az önce ve ondan bir süre sonra, tüm suç bu insanlara yüklendi Her dala eğitilmiş insan gücü sağlayarak hemen hemen tam bir entelektüel seferberliği yürütmüşlerdi ve müdahale etmek için bir çok beceriksiz denemeler yapmış olsalar da, felaket yalnızca bu beceriksiz müdahalelere yüklenemez Ordunun ve sivil nüfusun cesareti tartışma kabul etmezken askeri ve politik strateji bile tamamen yanlış görünmemektedir Yani sonuçta kazanan düşmanın insan sayısı ve teknolojideki üstünlüğü olmuştur ki bu da neredeyse önceden kestirilemeyecek bir olaylar serisinde oyuna dahil olan birşeydir
Kapitalizmin kusurlarını gören, ya da bir derece şüphelenen birçok kişi kapitalizmi garantiler göründüğü kişisel özgürlük uğruna onlara katlanmaya hazırdır Kişisel özgürlüğe inanırlar çünkü onu hemen hiç kullanmazlar Hitler'in kırbacı altında bu özgürlüğü az çok iptal edilmiş görürler; bir tasarruf bankasındaki ihtiyat akçesi gibi, dokunulmaması daha mantıklı olsa bile istenildiği zaman çekilebilecek ama şimdi deyim yerindeyse dondurulmuş olan -yani orada durmasına rağmen çekilemeyen- bir hesap Hitler dönemini anormal sayıyorlardı; kapitalizmin üzerindeki siğiller, hatta bir antikapitalist hareket meselesiydi Son söylenen ancak Nazilerin kendi kapitalizm tanımlarını kabul edildiğinde inanılabilecek birşeydi, siğil teorisine gelince, siğillileri çıkan bir sistemle cebelleşmek durumundaydı ve entelektüellerin bu siğilleri önleyebilmek ya da yok edebilme gibi bir durumları yoktu Her iki durumda iptal edilen özgürlük ancak bir felaketle tesis edilebilirdi Ve felaket geldiğinde o bile özgürlüğü tesis etmeyi başaramadı, o bile yapamadı
Nazilerden arındırılmış Almanya'da hüküm süren yoksulluk tanımları tinsel yoksulluk üzerineydi "İstedikleri, bekledikleri bir mesajdır " dedi insanlar "Bir mesaj almadılar mı?" diye sordum "Yoksulluğa bir bak" dediler "ve lider eksikliğine" "Yeterince liderleri yok mu?" dedim, yoksulluğu işaret ederek "Ama yolunu bekleyecek birşeyleri olmalı" dediler "Böyle şeyler beklemekten yorulmadılar mı?" diye sordum "Anlıyorum ki uzun süre ya liderlerinden kurtulmaya ya da onun, yağmalamaları için dünyayı ayaklarına sermesini bekleyerek yaşadılar "
Bilgi olmadan idare etmenin en zor olduğu zaman, bilginin en zor ele geçirildiği zamandır Bu, bilgi olmaksızın idare etmenin olası göründüğü en aşağılık yoksulluk durumudur Artık hiçbir şey hesaplanabilir değildir, ölçüler tutuşmuş yanmış, kısa vadeli hedefler uzunları gizlemiştir Bu noktada her şey şansa kalmıştır
(Werner Hecht (ed )'den ibid s 16 Bu farklı maddeler oradaki ile aynı düzende verilmiştir, ama 1938-1939 yıllarında yazılmış oldukları öne sürülse de, 2 Dünya Savaşı'ndan sonraya ait görünmektedirler )
Bir Çağın Cilasız Resmi
Amerikan Versiyonuna Önsöz
Danimarka’daki sürgünümün ilk yıllarına "Galilei'nin Yaşamı" adlı oyunu yazdığımda, Ptoleme kozmolojisini yeniden inşasında, atomu parçalama sorunu üzerine çalışan Niels Bohr'un asistanlarının yardımını gördüm Amaçlarımdan biri de yeni çağın cilalanmamış bir tasvirini yapmaktı -çevremdeki herkes kendi devrimizin yeni çağın bütün vasıflarından yoksun olduğuna kanaat getirdiği için bu gayret isteyen bir uğraştı Yıllar sonra Charles Laughton'la birlikte oyunun Amerikan versiyonunu hazırlamaya giriştiğimizde bu görüntüde değişen hiçbir şey yoktu Çalışmamızın ortasındayken atom çağı Hiroşima'da ilk kez sahneye çıktı bir gecede, fiziğin yeni sisteminin kurucusunun biyografisi farklı bir şekilde okunmaya başlandı Büyük bombanın cehennemi etkisi Galileo ve zamanının otoriteleri arasındaki çatışmaya yeni ve daha keskin bir ışık tuttu Yalnız birkaç değişiklik yapmak durumunda kaldık- oyunun yapısına dönük tek bir değişiklik bile yapmadık Zaten özgün versiyonunda kilise, seküler bir otorite olarak, ideolojisi de esasen başka başka ideolojilerle değiştirilebilir olarak çizilmişti Başından beri koca Galileo figürünün temeli onun "halk için bir bilim" kavrayışıydı Yüzyıllardır tüm Avrupa'da insanlar Galileo efsanesini onun sözünden dönüşüne inanmayarak onurlandırdılar, tıpkı alaya aldıkları bilim adamlarını ön yargılı, işlek zekası olmayan ve harem ağası kılıklı yaşlı bunaklar olarak gördükleri gibi
[  ]
(Yazım tarihi 1946 ibid s 10 ff )
Galileo'ya Övgü mü, Kınama mı?Galileo'nun öğretilerini yadsımasını, ona çalışmalarını tamamlayarak gelecek kuşaklara bırakma imkanı vermesi nedeniyle bir iki "tereddüt"e rağmen akla uygun olarak çizildiğini -bir onaylama tonuyla- söyleyen fizikçiler haklı olsalardı, bu eserde büyük bir zayıflık hasıl olacaktı Gerçek şu ki Galileo astronomi ve fiziği toplumsal önemlerini büyük çapta azaltarak zenginleştirdi Bu bilimler bir an için, kilise ve İncil'in değerini düşürerek, bir süre bütün gelişmelerin yararına oluşturulmuş barikatların yanında yer aldılar Sonraki yüzyıllarda, ileri bir hareketin olduğu ve bu bilimlerin de ilerlemenin içinde yer aldığı doğrudur ama bu yavaş bir hareketti, bir devrim değil; deyim yerindeyse, uzmanlar arası bir tartışmaya dönüşerek yozlaşmış bir skandaldı Kilise, tüm gerici kuvvetlerle birlikte örgütlü bir geriletme harekatını başararak, gücünü az çok yeniden sağlamlaştırdı Astronomi ve fizik ne toplumdaki yüksek konumlarına yeniden ulaşabilmişler ne de halkla böylesine yakın bir ilişkiyi tekrar kurabilmişlerdir
Galileo'nun suçu, çağdaş doğa bilimlerinin ilk günahı sayılabilir Yeni sınıfı - burjuvaziyi - zamanın devrimci toplumsal akımına bir itki kazandırdığı için derinden ilgilendiren yeni astronomiden keskin hatlarla tanımlanmış özel bir bilim yarattı, bu bilim -genel kabul gören "saf" lığı, yani üretim biçimlerine olan kayıtsızlığı sayesinde- diğer bilimlerle karşılaştırıldığında engellenmeden gelişebilirdi
Atom bombası hem teknik hem de toplumsal bir olgu olarak, Galileo'nun bilime katkısının ve topluma katkıdaki başarısızlığının klasik son ürünüdür
Bu nedenle Walter Benjamin'in dediği gibi, bu yapıtın "kahraman"ı Galileo değil, halktır Doğrusu bu bana fazla özet gibi geliyor Umarım bu eser toplumun, bireylerinden istediği şeyi nasıl zorla aldığını gösterebilir En az üreme dürtüsü kadar hoş ve karşı konulmaz bir toplumsal olgu olan araştırma dürtüsü, Galileo'yu en tehlikeli bölgeye yönelterek, başka zevkler için duyduğu şiddetli arzularla ıstırap verici bir çelişkiye sürükler Teleskopunu yıldızlara çevirir ve kendisini işkenceye teslim eder Sonunda gizlice ve belki de vicdanı sızlayarak, kötü bir alışkanlığa tutulur gibi bilimine müptela olur Böyle bir durum karşısında, kişi Galileo'yu yalnızca övmek ya da yalnızca kınamak gibi bir isteğe güçlükle kapılabilir
(Yazım tarihi 1947 ibid s 17 f )
--->: Padova’da Bir Matematik öğretmeni Galileo Galilei, Kopernik’in Yeni Dünya Sistemini Kanıtlamak frmacil sayfa 2iki --->: Padova’da Bir Matematik öğretmeni Galileo Galilei, Kopernik’in Yeni Dünya Sistemini Kanıtlamak
|