|  10-24-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon 
 
            DİKSİYON
 
 Diksiyonu söyle tanımlayabiliriz: söz söylerken, duygu ve düşünceleri doğru, üslubuna uygun olarak anlatmak için sesin uyumunu, söylenişini, sözcük hecelerinin uzunluğu, kısalığı ve vurguları bakımından doğruluğu; jesti, mimiği, takınılacak tavırları yerinde ve güzel kullanma sanatıdır
  Doğru bir diksiyon için gerekli iki temel koşul vardır   Birincisi: ses aletini doğru kullanmak
  Yani konuşma için yeteri kadar havayı ses yollarını kasmadan içeri almak, gereğinden fazla durak kullanmamak, durakları doğru yerde gerektiği gibi kullanmak ve sesi duyulur ve net bir hale getirmek  İkincisi: söz söylerken konuştuğumuz dili düzgün ve doğru söylemek için düzeltmeye çalışmak ve mimiği, jesti,tavrı yardımcı olarak kullanmak
  Şimdi pek sikici olan ilk bölüme bir göz atalim
   SES AYGITIMIZ
 Şu ana kadar sahne üzerinde ve isinma çalişmalarinda ses aygitimizi tanimiş ve çaliştirmayi ögrenmiştik
  Bundan sonra yapacaklarimiz onu kullanmaktir   Ses aygıtımızı doğru kullanmayı doğal hala getirebilmek için günlük yaşantımız içerisinde de onu kullanmalı ve önce kendimizi sonra çevremizi gözlemlemeyi unutmamalı
  
 DİKSİYON, FONETİK, ARTİKÜLASYON
 
 Diksiyonun ne olduğunu başta konuşmuştuk şimdi onun yardımcıları boğumlama ( artikülasyon) ve söyleniş (fonetik) ‘i inceleyelim
   BOĞUMLAMA (ARTİKÜLASYON) : Konuşma organlarinin bogazdan çikan sese biçim vermek için topluca çalişmasi
  Kapimizin önünden geçen sokak saticilari bagirarak sattiklarini herkese duyurmak isterler  Yinede ne dediklerini anlamak için çikip sorma ihtiyaci duyariz  Önemli olan denilenin anlaşilmasidir  Söylenen sözlerin anlaşilmasi için temel sesler ünlüler degil ünsüzlerdir  Seslerin agizdan çikişina dilin konumuna dikkat etmek gerekir  SÖYLENİŞ (FONETİK) :Sadece söylenişi göz önünde tutar
  Diksiyon, güzel bir söylenişin asal kurallarini verir ve söylenişteki ihmali yenmeye çalişir  Fonetikse diksiyonda seslerin meydana gelmesini ve ses organlarinin durumlarini inceler   Genel olarak söyleniş bozukluklari ünlülerin fonetik yönünden biçimlenmelerindeki yanlişliklardan dogar
  Örnegin: açik E yerine kapali E, kalin E kalin A yerine ince A söylemek gibi  Bogumlanma bozukluklariysa ünsüzlerin fonetik yönünden biçimlenmelerindeki yanlişliklara denir  Örnegin:gilama, şeleme, leleştirme gibi   Her ikisi de düzgün söz söylemekte önemli yer tutar
  Böyle söyleniş ve bogumlanma bozukluklari olan kimseler aliştirmalar üzerinde çalişarak bu sorunlarini yenebilirler  Doguştan ileri gelen sorunlar o engellerin ortadan kalkmasiyla giderilebilir  Bogaz ve burundaki et fazlaliklari, küçük dilin görevini yapamamasi, dişlerin seyrek oluşu ve onlarin üst üste binerek siralanmasi, üst dudagin kisa ve yukari dogru çekik oluşu, çenelerin dişari dogru çikikligi ve içeri dogru çekikligi vb   Diğer fonetik hatalara şöyle bir göz atalım:
 Atlama: pek yaygın olan bir söyleniş bozukluğudur
   Örneğin: (kendisi) yerine (kensi) , (karşılaşma) yerine (kaşlaşma) , (hanımefendi) yerine (hamfendi) , (nasılsınız) yerine (nassınız) , (Galatasaray) yerine (gassay) , (kalk oradan) yerine(kak ordan) , (kilitledim) yerine (kitledim) vb
  Harflerin çıkarılışına özen gösterip başlangıçta ağır konuşarak bu bozukluğun önüne geçilebilir
  Gevşeklik: bir boğumlama tembelliğinden ileri gelir
  Bu bozukluğun önüne geçmek için dişler arasına bir kurşun kalemi sıkıştırıp heceleri söylerken onların iyice anlaşılmasına çalışılır  Dişler arasından kalem çekildiği zaman, boğumlanma daha açık olarak anlaşılan bir biçim alıp dil, yanaklar ve dudaklar görevlerini yapmaya başlarlar   Gılama: ( R ) ünsüzünün, küçük dilin titremesiyle boğazda meydana gelmesidir
  Bu bozukluğu gidermek için ( R) ünsüzünü doğru boğumlandırmaya çalışalım  (R) ünsüzü dilin ucunu damağa kadar kaldırarak verilir  Öyle ki dil şiddetle çıkan havaya dokununca geri çekilir ve bir çeşit titreme yaparak yerine gelir  Böylece dilin ucunu uzun zaman titremeye çaba harcamakla iyi bir sonuç alınabilir   Islıklama: ( s ) ünsüzünün şiddetini abartmaktan ileri gelir
  Dil üst dişlerin iç tarafina dayanip hava dişlerin arasindan sizarsa bu yanliş ortaya çikar   Değiştirme: bir ünsüzün yerine başka bir ünsüzü söyleme alişkanligi olup bir çok çeşitleri vardir
   Sert ünsüzlerle olanına sık rastlanır: (zeleştirme) ( j ) yerine (z) söylemek örnegin: (şarj) yerin (şarz) (Seleştirme) ( ş ) yerine ( s ) söylemek
  Örn: (paşam) yerine (pasam) vb  (jeleştirme) ( c ) yerine (j) söylemek  Örn: (kucak) yerine (kujak) (şeleştirmek): (s) yerine (ş) söylemek  Örn: (sana) yerine (şana) Diğer ünsüzleri ilgilendiren değişmeler: (leleştirmek) (r) yerine (L) söylemek
  Örn: (merhem) yerine (melhem), (birader) yerine (bilader) bazen de (n) yerine (L) söylenir (fincan) yerine (filcan) Yerleştirme: bazı yerine veya arasına (y) ünsüzünü sıkıştırmaktan ileri gelir
  (Müezzin) yerine (meyzin), (iade) yerine (iyade), (gönlüm) yerine (göynüm)  Bazı ağızlarda (b) yerine (p), (d) yerine (t) olduğu görülür  Örn: (Kıbrıs) yerine (Kıprıs), (leblebi) yerine (leplepi) vb  Yutma: genellikle içinde (h) ünsüzü bulunan kelimelerde sık görülür
  Örn: (Ayhan) yerine (ayan), (Mehmet) yerine (memet) vb   Söyleniş bozuklulari: ünlüleri ilgilendiren değişmeler
  (ince a) yerine (kalın a) söylemek  Örn: (Kemal) yerine (kemal) vb  (e) yerine (a) söylemek  örn: (elektrik) yerine (alektrik)vb  (a) yerine (e) söylemek  Örn: (Azrail) yerine (ezrail)vb  (ince o) yerine (kalın o) söylemek (lokma) yerine (lokma) vb  
 
 | 
	|  |   |