Yalnız Mesajı Göster

Küçük Makasçı -Skeç-

Eski 10-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Küçük Makasçı -Skeç-




MURAT DAYI — Helâlim… Ne gelirse Tanrı’dan gelir… Buna da şükür… Hepiniz sağsınız ya… ANA — Sağız… Fena bi ürüya gördüm diye, Cemillen habar göndermiştim Murat… İşte çıktı kötü ürüyam… Ah benim bütün ürüyalarım çıkar… Hep malum olmuştu bana bunlar, Heç gavuşamayacağımızı görmüştüm ürüyamda… Emme şu Allah’ın işine bak… Yerleri sarsacak da seni bize gavuştara-cak… Hey böyük Allah’ım… Nelere gadirsin… Hey böyük Allah’ım…
MURAT DAYI ■— Hadi, hepinizi Sarısaz’a gotürüyüm… Galkın… Davranın, heman Sarısaz’a, makas başına getmem ilâzım… Oğlan bunalım oralarda Hadi galkın… Şükür ga-vuşturana Zayiatsız, can kaybımız olmadan atlattık dimek-tir… Bu karın üstünde oturulmaz ya… ANA — Şu odun ateşi olmasa donardık… Köyün yarısı ölmüş diyorlar…
MURAT DAYI — Zübeydecik Hamzacık çok üşürler… ötekiler o kadar değil emme… İlle Zübeydecik, Hamzacık…
ZÜBEYDE — Donuyom buba, donuyom…
MURAT DAYI — Hadi çimendüfere yetişelim… Cemil makasları karıştırmasa bari… Ya Cemil makaslan… Makasları… Makasları… Hadi çimendüfere…
(Tren düdükleri… Karışık… Kuş sesleri…) (Geçiş müziği… Utun hava…) (Müzik… Düdük… Müzik… Düdük…)
MURAT DAYI (Sevinçli) — Sarısaz’a varıyoruz çocuklar… Emme biraz geç galdık… Anadolu’nun sabah karanlığı geçeceğini söylemeyi unutmuşum Cemile… Ah, bi Sarısaz’a varsam… Bi makasıma gavuşsam… Ah Anadolu’dan önce yetişsem…
Cemil, oğlum, her şeyleri biliyo emme… Ne bilem! Sarısaz’a varıyoruz… Çok şükürler… Makasımın başına varı-yoz… Ah Anadolu’nun makasını da belletseydim ona… ANA — Bi fena ürüyo gördüm demiştim Murat efendi geçen akşam Artık tekavit ol, köye dön… Çiftimizin çubuğumuzun başında ol…
Tekavit ol Murat efendi!
(Büyük bir gürültü ile trenlerin çarpışması… Tren düdükleri… Feryatlar… Ana baba günü)
ANLATAN:
Makasçı Murat dayının oğlu Cemil, yanlış yol verdiği için, trenlerin çarpışmasına sebep oldu
Kurtköyü’nden gelen, anasını, babasını, kardeşlerini taşıyan trenle, İstanbul yönünden gelen Anadolu ekspresini çarpıştırınca, bütün ailesine kaybetti Yer sarsıntısından kurtulan makasçı Murat ailesinin, trenlerin paramparça vagonları arasından yükselen temiz ruhları, ta gök yüzünde birleşti… Cemil de yetim ve öksüz kaldı orta yerde… Makasçı Murat dayı, Hesna kadını yıllardan beri özlediği te-kavitliğine ruhlar âleminde başladı
ANA (HESNA’mn sesi… Gaipten bir ses gibi) — Benim ürü-yam çıkar Murat efendi… Heç gavuşamayacağımızı görmüştüm ürüyamda… Emme bak şu Allah’ın işine… İşte gavuştuk bilem… Artık tekavit ol, dön köye…
MURAT DAYI — Zübeydecik, Hamzacık üşürler Tekavitlik mi? Bizim bi kurt, istasyon müdürü Bekir Efendi vardı… bi demiryolcu, ninni gibi, çimendüfer düdüklerine alışır da, düdüksüz yerde gözüne uykular haram olur… O da uoçtü, getti dünyadan… Gayri kulaklarmdaki çimendüfer düdüklerinden yatıyo gara topraklarda…
ANLATAN:
Makasçı Murat dayı da, kulaklarında tren düdüklerinin sesiyle, Kurtköyü’nün, garip mezarcığında, sağında kırk yıllık eşi Hesna kadın, solunda beş çocuğuyle son uykusunu uyumaktadır
(Tren düdükleri… Lokomotif solumaları… Saz seslerine karışık… Uzun hava devam ederken…)
Mümtaz Zeki TAŞKIN






Alıntı Yaparak Cevapla