Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Bakkal Süper Markete Karşı
KAHRAMAN BAKKAL SÜPER MARKETE KARŞI ::
Ferhan Şensoy’un aynı adlı oyunundan alınmıştır
İKİ PERDELİK KOMEDİ
ESER: Ferhan ŞENSOY YÖNETEN: Mehmet Ali SÜNGER
BAKKAL ABLA: Küçük Seda AKBAŞ EKREM: Fevzi YEREBASAN
TERBİYESİZ ŞEREF: Kemal ÜNLÜ EKONOMİK NEJAT: Mustafa DOĞAN
ŞÜKRAN: Nilay ALDEMİR MANAV ŞEF İHSAN: Mehmet YAZGAÇ
CEVDET: M Süleyman ATASEVER MEZELER ŞEFİ ÖNDER: Emre DEMİR
KAPICI İRFAN: Bedri SAPMAZ KONTROL MUSTAFA: Murat SUNKUR
ÇÖPÇÜ : Fevzi YEREBASAN SÜT ŞEF BÜNYAMİN: Mevlüt KOÇAK
KİBAR NECDET: Emre DEMİR KASİYER NECLA: Meral TUZ
OSMAN ABİ : Mevlüt KOÇAK ET-BALIK CANAN: Fatma KÜTÜK
ÜNV ÖĞR : Büyük Seda AKBAŞ KOMSER: Can ATİK
ECVET BEY: Semih KÖKLÜCAN BEKÇİ : Mehmet YAZGAÇ
KLİNİK NUR: Sinem BAKILAN KASAP FERİT: Murat SUNKUR
PATRON: Can ATİK MÜŞTERİ: Fevzi YEREBASAN
Makyöz:Hacı TERZİ Müzik: Semih KÖKLÜCAN Dekor Sorumlusu:Bahadır ÜNSAL
KAHRAMAN BAKKAL SÜPER MARKETE KARŞI
I BÖLÜM
SUNUCU - İyi akşamlar değerli konuklarHepiniz hoş geldinizBu akşam bir kahraman bakkalın süpermarketle olan mücadelesini izleyeceğizOyunumuz 1929'da Amerika'da başlar Amerikayla ne ilgisi var demeyin;Süper marketler önce orada kurulmaya başlandı Sonra bu günlerde bir şehirde yaşananlarla devam eder Kim bilir belki de bu şehir burasıdır ? İyi seyirler efendim
(müzik çalarken Dalyork ve Kullen girerlersunucu çıkmadan Dalyork seslenir)
DALYORK Hişşt !
SUNUCU (geri döner) Ne var ?
DALYORK İyi sahneden çıkışlar ! Bizi takdim etmeden nereye böyle ?
(sunucu geri döner)
SUNUCU Evet yıl 1929Amerika'nın mobilya kralı Maykıl King Kullen ve adamı Tom Dalyork,
Kullen'in bürosundaSaat bişeyi bişey geçiyor
DALYORK Tenk yu
SUNUCU Rica ederim vazifemiz(sahneden çıkar)
II DALLYORK'UN ANLAMADIĞI ŞEYÜPERMARKET!
KULLEN Dallyork!Bu haftanın geliri geçen haftadanda düşük
DALYORK Ay em verry özürÇok müteessirim efendim
KULLEN Senin teessürünün bir şeye yararı yok Dallyork!Tüm mobilya mağzalarımızda satışlar aşırı düşüyor, iflasa gidiyoruz Sen teessürden söz ediyorsun
DALYORK Üzgünüm Mister KullenNew York'taki bütün mağzaların satış durumunu sordurdum Hiç kimse hiç bişey satamıyor Satılamayan yalnız mobilya değil Amerikan halkının alım gücü kalmadı The stop of the alış-veriş Alış-veriş durdu efendim Marş basmıyo
KULLEN Alış-veriş stop etmişmişAlış-veriş durur mu hıyar?
DALYORK Hıyar olduğum konusunda hemfikrimFakat alış-verişin durmasının benimle ilgisi ne Marş basmıyor Borsa allak bullak olduPerşembe günü birdenbire tahviller tuvalet kağıdına döndü Tuvalet kağıdına zam geldi Tuvalet kağıdı satışları durdu
KULLEN Tuvalet kağıdının bizim mobilya satışlarıyla ne ilgisi var Dallyork?
DALYORK İlgisi yok!
KULLEN Defol Dallyork!
DALYORK Tamam efendim!
KULLEN Hayır! çıkma Burda kalSen çıkarsan kime bağıracağım ben hıyar?
DALYORK Yes ay em veri veri hıyarAy em very very sori!
KULLEN Kabahat sende değilKabahat seni denel satış müdürü yapanda
DALYORK Üzgünüm kabahat benimSabahat sizin efendim
KULLEN Sabahat kim?
DALYORK Bilmiyorum efendim
KULLEN Şadap Dallyork!Bir hafta içinde mobilya mağzalarımızda satışlar artmazsa senin genel satış müdürlüğüne son vermekle kalmayıp, seni öldürebilirim
DALYORK Ay em veri veri sori(korkar) Oh may gat sen büyüksün
(Brayner başını uzatır)
BRAYNER Gudaftırnuun misters!
KULLEN Gudaftırnuun bir kenara,siz kimsiniz?
BRAYNER Yes it iz Gudaftırnuun mistersNasılsınız?
DALYORK Nasılsınız?Bir kenara siz kimsiniz?
BRAYNER My name is Economist Brayner!
KULLEN Gözlüğünüz ne kadar interesting!
BRAYNER İnteresting değil ekonomik!
KULLEN Vat iz di sebep of yoğur ziyaret?
BRAYNER Nathing canım,ay em geçiyordum,five dakika uğrayayım dedim İşler nasıl?
KULLEN Size ne?
BRAYNER Ekonomik durumunuz nasıl diyorum hafif ekonomistim ya?
DALYORK Bize ne?
KULLEN Şadap Dallyork!Belli ki adamda satılacak fikir varÖt ekonomist
BRAYNER Siz çok cinsiniz Mister Kullen,zaten bu yüzden önce size geldim Sanırım, Amerika'nın mobilya kralı Micheal King Kullen'in kingliği falan kalmadı
DALYORK Micheal King Kullen daima kraldır
KULLEN Kapa çeneni Dallyork!Kraldan fazla kralcılık istemez
BRAYNER Bay Dall Dall Neydi?
DALYORK York
BRAYNER New-york gibi yani?
DALYORK Yes it iz
BRAYNER Yalnız sizinki Niw değil Dal
DALYORK Yes
BRAYNER İt iz(Kullen'e)Bu bay çenesini kapatmakla yetinmeyip defolsa
KULLEN No no Dallyork kalsın sakıncasızdır Sinirlendiğim zaman yanımda birinin olmasında yarar var Sinirsel açıdan
( şükran ve kocası cevdet içeri girerler)
ŞÜKRAN Yer gösterici yok mu ? 6-7 nolu koltuklar nerde ? Aaa başladı mı ?
KULLEN Başlamış bulunduk10 geçiyor
CEVDET İnsan 10-15 dakika bekler efendimTiyatro dakikası dakikasına başlayacak diye bir şey yok Uçak bile saatinde kalkmıyor
ŞÜKRAN 10 milyon bayıldık burayaNiye biz gelmeden başlanıyor ?
CEVDET Tamam Şükran susRolünü abartma
ŞÜKRAN Bir dakika kardeşim oynamayınZaten başını kaçırdık Nerde 6-7 numaralı koltuk ?
DALYORK Hemen şurası efendim Şu beyefendinin yanı
(yerlerine oturmalarını beklerlerkullen kahveden tekrar çeker)
CEVDET Devam devam
BRAYNER Benim vaktim değerli iyi dinleyinKapıyı kapatın kulağınızı açın Mobilya işinden iflas edeceğiniz gün gibi açık Eveet, mobilya yerine ekmek satsanız?
DALYORK Ay em sori,fırın açacak değiliz ya?
BRAYNER İnsanlar, hatta Dallyork bile mobilya almayabilirler ama ekmek almak zorundadırlar Öyle değilmi Dallyork? Böyle sıkıntılı günlerde insanların almak zorunda oldukları şeyleri satmak daha kazançlıdır Sadece ekmek değil gıda maddesi satsanız örneğin
KULLEN Gıda maddesinin nakliyesi zorGıda maddesinde fire çok Üstelik satış perakende
DALYORK Ay em sori Mister Kullen cümlem bitince şadapmak kaydıyla söze giriyorum; gıda maddesi satan toptancılar kan ağlıyorlar,halk ancak ucuz gıda maddeleriyle yüz göz olabiliyor, hatta kimisiyle yüz oluyor göz olamıyorŞunu demek istiyorum ki halkın elini sürebileceği ucuz gıda maddelerinin kazancı yok gibidirPardon yani biz bu işlerden anlarız Ekonomi, ekonomik gözlük takmaya benzemez
BRAYNER For egzempıl,her şeyi piyasadan daha ucuza satıyorsunuz
DALYORK Daha çok zarar edebilmek içinmi for egzempıl?
BRAYNER Ay em sori Mister Kullen Dallyork'a bende bağırabilirmiyim?
KULLEN Tabi ki o bu iş için aramızda bulunuyor
BRAYNER Şadap Dallyork!Kısaca özetliyeyim Mister Kullen kocaman bir mağaza düşünün Yalnız gıda maddesi değil,bir evin mutfağına gerekli herşey satılıyor Örneğin;tava,tencere,çatal,bıçak, gazoz açacağı Tüketici ogün mutfakuğruna kaç para harcayacaksa,o miktarı denkleştirip mağzanıza bırakıyor
KULLEN O kadar büyük bir mağaza binlerce tezgahtarla dönerO kadar tezgahtara maaş verildiğinde ucuz satış düşünceniz ayvayı yiyor
DALYORK Veri veri haklısınız Mister Kullen!
BRAYNER Tezgahtar kullanmıyoruz baylars!
DALYORK Mağazayı açmıyalım,satışa gerek kalmaz!
BRAYNER Her şey cicili and bicili ambalajlar içinde değişik raflara dizaynlanıyor
DALYORK Ay em sori,ambalaj masrafından oyuluyoruz!
KULLEN Dallyork'cuğum kapıyı dışarıdan kapat!
DALYORK Başüstüne Mister Kullen(kapıya yönelir)Fakat kapıyı dışardan kapatınca ben de dışarıda kalmış olurum
KULLEN Bravo Dallyork anlama katsayın giderek artıyor Dışarıda bekle çok sinirlenirsem zile basarım gelirsin
DALYORK Ay em sori, başüstüne Mister Kullen Fakat, bu Ekonomik gözlükçü zırvalıyor Birazdan kendisini de kovun Ben onu dışarıda bekliyorum (Brayner'a)Sonra görüşürüz
(Dallyork çıkarKapının dibinde kapı dinleme konumunu alır)
BRAYNER Bu Dallyork Nebraska'lı mı?
KULLEN Yes,it izNerden bildiniz?
BRAYNER Hayır Nebraska'dan adam çıkmaz derlerde!
KULLEN Oooo,yes!
BRAYNER Bu kocaman mağzayı, büyük bir kafes gibi düşünün, tüketici ise kafese giren kuş Kafesin kapısında bir kasa varKuşun eline bir sepet verip salıyorsunuz kafesin içine Kuş canının istediklerini sepete dolduruyor; geliyor kasaya Sepetinde ne varsa tutarı hesaplanıp, kendisinden rica ediliyor Tezgahtar yerine tüketiciyi tezgahtar olarak çalıştırıyorsunuzBir kasiyerle tüm mağzayı yönetiyorsunuz!
KULLEN İlginç ve olağanüstü!
BRAYNER İlginç tabii! Biz bişey biliyoruz da söylüyoruz
KULLEN Ancak bizim millet alışkanlıklarına bağlı bir millettir Herkesin sürekli alış-veriş ettiği bir köşe bakkalı, akşam eve giderken uğradığı bir manavı vardır Manav ona armudun iyisini verir Falan filan İnsanları bu alışkanlıklarından vazgeçirip o mağzaya nasıl çekeceksiniz?
BRAYNER Şehir dışındaki mobilya depolarınızı gıda maddesi deposu olarak düşünün Malı doğrudan doğruya üreticiden,büyük miktarda yani oldukça ucuza satın alıp, bu depolarınızda istif edebilirsiniz Sürekli gelen zamlarla mal kendini kısa sürede amorti eder Piyasada 1 dolara satılan makarnayı siz stokçuluk sonucu 075 dolara satabilirsiniz Tüketici 3 dolara bakkaldan 3 paket makarna alabilirken, aynı paraya sizden 4 paket makarna alabilecektir Nivyork taymsta bir reklam kampanyası: BAKKALINIZ SİZE BİR PAKET EKSİK VERİYOR! gibi bir slogan Makarna işi tamam Makarna uğruna kuş kafese çekilmiştir Artık siz ona sakız bile satabilirsiniz
KULLEN Çok hoş!
BRAYNER Hoş tabii! Biz bişey biliyoruz da söylüyoruz
DALYORK (başını uzatır)Sakız soslu makarna hiç duymadım
KULLEN Bizi rahat bırak DallyorkAnlayışsızlığının zirvesindesin
DALYORK Sori Mister Kullen!(çekilir)
KULLEN Peki Mister Brayner,bakkallar mahalle tüketicilerine veresiye satış yapabilmektedirler Bu da halkın işine gelmektedir
BRAYNER Halkın en işine gelen şey ucuzluktur Mister Kullen! Bizim mağzamızda slogan ucuzluk ve tek duraklı alış-veriş
DALYORK (dayanamıyarak içeri girer)Ay em sori Mister Kullen, bakkaldan tüm ay veresiye satın alarak ay başında ödeme ya da ödememede bulunan dar gelirli vatandaş bakkalından vazgeçemez; bu durumda bakkal var yırtmak biz ise var avuç yalamak Defolup gideyim mi?
KULLEN No no, kapı arkasından herşeyi dinlediğine göre, burda kal bari kapı üzülmesin
DALYORK Tenk yu Mister KullenBu Mister Ekonomiğe soru sorabilirmiyim?
BRAYNER İzin verin sorsun pliiiz!
KULLEN Sor!
DALYORK Mister Ekonomik, heyecanla sözünü ettiğiniz cicili, bicili ambalajlar, ortadan kaldırdığınız tezgahtar masrafını geçmiyecek mi?
BRAYNER Ambalaj masrafının parça başına düşen yansıması çok düşük olacak Üstelik böyle bir mağaza kendi kuracağı bir atölyede ambalaj üretebilir Ayrıca ambalaj üretiminin geleceği parlaktır Işık tutulup aydınlatılmıştır
KULLEN İlginç!
BRAYNER İlginç tabii!
KULLEN Böyle bir mağazayı nerede açmayı düşünürsünüz?
BRAYNER Mağazanın,insanların evlerine giderken önünden geçtikleri bir yerde olması şart
KULLEN Peki böyle bir işe paranızın hav maçını yatırırdınız?
BRAYNER Böyle bir işe varımı yoğumu yatırırdım
DALYORK Ay em soriVarınız yoğunuz ne kadar?
BRAYNER Varım yok,yoğum çok
DALYORK Başkasının dolarıyla gerdeğe girmek kolaydır Mister Ekonomik Gözlük
BRAYNER Doların yeşil olması yetmezDolar kullanılmayı bilmek isterParam olsa size akıl vermez hemen bir Brayner Süper-Market'i açardımSize de açılış davetiyesini gönderirdim
KULLEN Süper-Market güzel isim
BRAYNER Kullen Süper-Market daha güzel Kısaca K pazarı! Haftaya size bitmiş bir süpermarket projesiyle geliyorum Mister KullenGudaftırnuun
KULLEN Gudaftırnuun Mister Brayner!
(Brayner Dallyork'la selamlaşmak üzeredir,Kullen engel olur)
KULLEN Kendisiyle selamlaşmaya gerek yokKendisi Nebreskalıdır
BRAYNER Görüşürüz Mister Kullen
KULLEN Bu Brayner bir dahi
DALYORK Yok canım,düşüncesi aptalca
KULLEN Sen bir hıyarsın Dallyork! Adamın düşüncesi on numara Bu işi ucuza kapatmalıyız
BRAYNER (başını uzatır)Ay em sori ben bu projeyi ucuza satmayı düşünmüyorum Mister Kullen
KULLEN Bak ayrıca bizden de uyanık
DALYORK Yok canım,kapı dinlemeyi benden öğrendi
KULLEN Dallyork şadap (düşe dalar)Her şeyi satan dükkan, herşeyci! Kuş kafese girince birini almazsa öbürünü mutlaka alacaktırBakkallara karşı bir kampanya açıyoruzTanıdık Sosyal Demokrat Parti'lileri dolduruşa getirerek bakkalların fiyatı artıran aracılar olduğu kampanyasını başlatıyoruz Bakkal da neymiş? Aracı, tefeci Hükümete baskıyapıp bindirtiyoruz vergiyi bakkalların sırtlarına Bak bakalım bizimle boy ölçüşebiliyorlar mı? Bakkalların insan sağlığı açısından da tehlikeli olduğunu ileri sürerek,ambalaj yasası konusunda Sağlık Bakanlığı aracılığıyla bir yasa tasarısı verdirelimYarın sabah bana Sağlık Bakanlığından randevu alÖğlene kadar görüşmem gerek Anladın mı?
DALYORK Sayın Bakandan hemen yarın için randevu alamayabilirim Mister Kullen
KULLEN Benim adımı ver Sağlık Bakanı sandığın kadar sayın değil Kendisi karımın kuzeni olan bir hıyardır
DALYORK Oh, veri nays Mister KullenBundan sonra ülkemizde her şey temiz ambalajlar içinde satılmalı
KULLEN Bizim mobilya fabrikalarından birini de ambalaj fabrikasına dönüştürmek üzere girişimlerde bulun Bu ambalaj işinin kaymağını kimseye yedirtirmem Bu durumda bakkallar bizimle boy ölçüşemez hale gelecek Sabun köpüğü gibi eriyip gidecekler
DALYORK Birgün Amerika da hiç bakkal kalmayacak
KULLEN Hayret Dallyork kafan çalışmaya başladımobilya kralı Micheal King Kullen, yani ben, Amerika"nın süper market kralı olacak
DALYORK Diyorum size her zaman kralsınızBana hıyarsın diyorsunuz
KULLEN Benim krallığım senin hıyarlığına engel değil Yaşasın süpermarket! Bravo ben! Mobilyasız yaşanabilir, ama yemeden yaşanmıyor
(Işık söner)
IIIYEMEDEN YAŞANMIYOR ŞARKISI
(Tüm oyuncular birlikte söyler şarkıyı)
A Yemeden yaşanmıyor
Yemeden yaşanmıyor
B Günümüzün yarısı
Aşır,pişir, yut!
Ye! Öğüt öğüt!
Çek,sifon çek!
Günler aylar geçiyor
Yemek yiyerek
Sifon çekerek
A Yemeden yaşanmıyor
Yemeden yaşanmıyor
B Bu, doğanın yasası
Küçük beyin maması
Tıka basa doludur
Büyük beyin kasası
A Zengin olan şişman olur
Şişman gamlı olmaz imiş
B Açlık nedir bilinmeden
İnsan arif olmaz imiş
A Kimi sofrada protein çok
B Kiminin sofası bile yok
A Açın halinden anlamıyor tok
B Can boğazdan gelir, haybeden gider!
A-B Yemeden yaşanmıyor
Yemeden yaşanmıyor
Bu doğanın yasası
Yaşamanın yarısı
Bizzat ekmek kavgası
(Işık söner)
IV BAKKALDA BİRİNCİ SEKANS
Zamanlardan akşamüstü, Vivaldi’ de Sonbahar
SLAYT: TARİH, DEVRİLEN VE KALAN İKTİDARLARIN ÇOĞU-
NUN ARKASINDA KASAP, MANAV VE BAKKAL DÜK-
KÂNLARINI GÖSTERİR
DR: İZZET GÜR
- Bakkal Abla göz içi kadar dükkânında yeri-
ni alır almaz ışık yanar, beklenmedik bir o-
lay gibi Sanki ışığın yanması muhalif bir
repliktir Bakkal Abla o repliğe, yani ışığa
yanıt verir-
BAKKAL ABLA- Diyorlar ki herkesler, bakkallık zor bir olay!Bakkallık mor bir önlük, bakkallık gayet kolay, aritmetik zor olay! Peynirin kilosunun fiyatı belli, ama kiloyla peynir almak kimin haddi? Tart bana şu parçayı Bakkal Abla! Parçayı tartmak kolay, koyuyorsun peyniri terazinin kefesine,gramaj mülkün temeli! Bir yüz gram, bir elli gram, üç tane de on gram, etti sana yüz seksen Bul bakalım Bakkal Abla yüz seksen gramın ne ettiğini! İki sekiz on altı Bir de elde on yedi Bakkallık gayet kolay, aritmetik zor olay
- Sofitadan, naylon ipli, güzel ve iri bir sepet
sarkar Bakkal Abla sepete yanaşır, içinden
uzun bir liste çıkarır, yüzü güler-
Önemli birinin sepeti sarkınca, birden bakkalca bir heyecan duyuyor in-
san(listeyi gösterir) Bu bir alış-veriş demek Bu sepet bakkalın yüzünü
güldüren sepet!
-Sofitadan düğümlü ipiyle züğürt sepeti iner-
Buna derler kıçıkırık züğürt sepeti züğürt sepet, ilgilenmek istemez İçine
bakmaya gerek yok, içeriği belirli: liste, miste yok, iki boş bira şişesi
Para, hak getire Boşları al, doluları koy, yaz deftere! Beyin ismi sarı
Adidas’lı Mehmet Bey! Bu ve benzeri sepetler, ilgi şefkat istemez, bıra-
kırsın ------deyedurur, an gelir usanır, ------deme durur
- Sofitadan plaj çantasını andıran özgün bir
sepet iner-
BAAKAL ABLA - Bu, Artist Nermin hanımın sepeti Sepetten de anlaşılacağı üzere Ner-
min hanım artisttir Yalnız malbora ve orkid alır, ama parayı peşin verir
-Nermin hanımın sepetinden para çıkarır,iz-
leyiciye gösterir Sepete malbora ve orkid
koyar O sepet yükselirken, titreyerek bir
başka sepet iner, titremesi kesilmez-
Bu,Titrek Necati Bey’in sepeti Sepetten de anlaşılacağı gibi Necati Bey
titrektir İşi derdi cigara!(yukarı seslenir) Yok cigara Necati Bey! Ciga-
ra yok, diyorum Gelince ben sana ayırırım
- Necat Bey’in sepeti titreyerek yükselirken,
Bakkal Abla elindeki listeden zengin sepe- doldurmaya koyulur Bakkal çırağı Terbi-
yesiz Şeref girerBakkal Abla onunla konu-
şurken bir yandan da liste üzerinde hesap
yapar-
ŞEREF- Abla ya Abla ya Etçem bu Şaban Bey’in şarap çanağına
BAKKAL ABLA- Niye tuvalete yapmıyorsun?
ŞEREF- Delirtti beni bu Şaban Bey, bir sepet, altı metre ip alıp hediye edicem inek
herife!
BAKKAL ABLA- Niye? Şaban Bey’in yaş günü müymüş?
ŞEREF- Hayır, Şaban Bey’in boş günüymüş!Bu gün evde oturup bana emir yağdır-
maya karar vermiş(Şaban Bey’i taklit eder) Şeref! Bir ekmek! Ekmeği
götürüp dükkâna dönmemle birlikte, Şeref! Kibrit! Bir kutu! Ulan inek
Şaban Bey, madem ekmeği yakıcaksın, niye kibriti ekmekle birlikte iste-
miyorsun ulan hıyar
BAKKAL ABLA- Şeref, yeter! Bugünkü küfür hakkını doldurdun Müşteriden şikayet iste-
miyorum
ŞEREF- Müşteri de müşteriliğini bilsin Abla ya Bir ekmek için elli iki basa-
mak çıkıyorum, elli iki basamak iniyorum, daha kalbimin çarpıntısı
geçmeden, (Şaban Bey’i taklit eder)Şeref! Kibrit, bir kutu! Sepet alsınlar!
Herkesin sepeti var, Şaban Bey’in Şeref’i var! Şerefsiz herif!
- Bakkal Abla,naylon ipli zengin sepetine lis-
listeyi atar, sepetle bir iki oynar, sepet yük-
selir Züğürt sepeti ------der, Bakkal Abla
görür ve fakat ilgilenmez-
BAKKAL ABLA- Sana da müşteri beğendiremiyoruz Sana kalsa, sınavla müşteri alacaksın
dükkâna
ŞEREF- En doğrusu!
BAKKAL ABLA- Allah’tan sana kalmıyor!
ŞEREF- Abla, ben bu Şaban Bey’in asansörü müyüm?
BAKKAL ABLA- Asansörüsün Senin işin bu Çağıracaklar yıldırım gibi gideceksin, yıldı-
rım gibi geleceksin
ŞEREF- Sen beni süpermenle karıştırıyorsun Abla
BAKKAL ABLA- Boş konuşma Şeref, herkesin sepeti olsa sana ne gerek var
- Telefon çalar, Şeref açar-
ŞEREF- Şeref Turizm, buyrun!
- Bakkal Abla gelir, hırsla alır elinden tele-
fonu-
BAKKAL ABLA- Alo? Nereyi aradınız! Şeref Turizm diye bir yer yok Yanlış numara!
- Bakkal Abla telefonu kapatır-
ŞEREF- Nereyi arıyorlarmış abla?
BAKKAL ABLA- Sana ne?
ŞEREF- Belki beni arıyorlar
BAKKAL ABLA- Kim arayacak seni?
ŞEREF- Ne demek kim arayacak? Her an değişik kadınlar arayabilir beni Ben kimi
bayanlara buranın numarasını veriyorum; yazıhanem diye
BAKKAL ABLA- Deli misin, niye veriyorsun?
ŞEREF- Nereyi vereyim?
BAKKAL ABLA- Verme! Telefon sadece sipariş için Tetikte müşteri bekliyoruz burada
ŞEREF- Abla, Divan apartmanının orta katındakiler A Pazarı’na yazılmaya başla-
dılar Yıldız apartmanının en üst katından da şüpheleniyorum Üç gündür
hiçbir şey almadılar
BAKKAL ABLA- Onlar burada yoklar
ŞEREF- Nasıl yoklar? Bu sabah çamaşır asmışlar, çamaşırın suyu damlıyordu
BAKKAL ABLA- Belki dün gece gelmişlerdir
ŞEREF- Valla bilmiyorum Abla, onların kapısının önünde A pazarı naylon torbası
İçinde çöp görüyorum A Pazarı’ndan çöp almıyorlarya
BAKKAL ABLA- Gözün üzerilerinde olsunEğer A Pazarı’ndan alış-veriş yapıyorlarsa,onla-
ra bundan sonra ne cigara,ne kahve, ne de gaste Cigarayı Tekel’den, kah-
veyi Yemen’den, gasteyi de iki zahmet çarşıdan alsınlar!
- Züğürt sepeti ısrarla ------der Bakkal Ab-
la ilgilenmez Şeref çay alır Kapıcı İr-
fan girer-
İRFAN- Bakkal Abla, yarım ekmek, dört yumurta, iki yüz elli gram beyaz peynir
Şeref, Şaban Bey sana sesleniyor!
ŞEREF- (Bakar, Şaban Bey’i görür, hızla başını çevirir) Ben Şaban Bey diye birini
tanımıyorum
İRFAN- Ben karışmam, pencerede yırtınıyor
ŞEREF- Dama çıkıp yırtınsa faydası yok, çay molasındayım
BAKKAL ABLA- (elinde yarım ekmek, kapıcının siparişlerini hazırlamaktadır) Git bak, ne
istiyor!
ŞEREF- Ne isteyecek Abla, dayak istiyor Bizde dayak satmadığımıza göre
İRFAN- Git baksana canım, adam bir şey istiyor
ŞEREF- Sana ne be, sana ne? İster gitmem, ister gitmem Sen her, kapıcı, diye ses-
lenenle ilgileniyor musun?
İRFAN- Kapıcılık başka, biz bir şey satmıyoruz ki!
ŞEREF- Bu şehrin anasını satıyorsunuz, daha ne satacaksınız?
BAKKAL ABLA- Şeref uzattın, git bak bakalım ne istiyor şu adam!
ŞEREF- Sıkar bu Şaban Bey de artık Çayımı zehir ediyor Şimdi oradan geliyo-
rum Abla ya Ne lazımsa bir çırpıda düşünsün kuş beyinli herif! (Şaban
Bey’e seslenir) Ne var lan Şaban Bey, ne var? Yahu niye gelicem, ne isti-
yorsun söyle getirelim Niye oradan söylemiyorsun istediğini? Ayıp bir
şey mi istiyorsun hıyar
-Şeref sinirle çıkar Züğürt sepeti ------der-
İRFAN- Sepet ------diyor
BAKKAL ABLA-------desin O sepete ------demek yaraşır Beyaz peynir 260 gram olabi-
lir mi?
İRFAN- Benimle evlenirsen, olabilir!
BAKKAL ABLA- Bana bak İrfan, aptal aptal konuşma, geçiririm teraziyi kafana!
İRFAN- Zaten benim burcum terazi Bugün gasteden durumumu okudum; sevdi-
ğiniz insan size kötü davranacak, aldırmayın, bunlar da geçer, diyordu
Senin burcun ney?
BAKKAL ABLA- Sana ne?
İRFAN- Sana ne burcu, teraziynen en annaşan burç Biz birbirimiz için biçilmiş
kaftanız diyorum, sana bir türlü anlatamıyorum
BAKKAL ABLA- Defol git İrfan, peynir meynir yok!
İRFAN- Sinirlenme Bakkal Abla, şaka ediyorum yahu
BAKKAL ABLA- Sana böyle şaka sevmediğimi söyledim, beyaz peynir 260 gram olabilir
mi?
İRFAN- Olsun olsun,kendime almıyorum ya,4 numaraya, Remzi Bey’e alıyorum10 gram Remzi Bey’e koymaz Onun belediyede aldığı rüşvet yanında,de-
vede, kulak tüyü!
BAKKAL ABLA- Sus! Yarım ekmek 175 Dört yumurta 2400 260 gram peynir ne yapar?
İRFAN- Ne yapacak, adamın dişinin kovuğuna bile gitmez
BAKKAL ABLA- Kapatıyor musun sen şu çeneni?
İRFAN- Kapatmak ne kelime, sen emret gidip çeneyi tamamen aldırayım
BAKKAL ABLA- (elindeki beyaz peyniri hırsla tenekeye geri atar) Defol git başımdan İr-
fan Remzi Bey’e, Bakkal Abla bana vermiyor, de! Gelsin kendisi alsın!
İRFAN- Bana bak, benim ilen iyi geçin, gider laz bakkaldan alış-verişe başlarsam,
tüm apartmandan olursun!
BAKKAL ABLA- Ben sizin apartmandan olacağımı olmuşum zaten 5 numara A Pazarı’na
dadandı; 3 numara A Pazarı’nın devamlı müşterisi Zemin kat zaten hiç
bir şey almaz Bir Remzi Bey’in veresiyesi için senin ağız kokunu çekece-
ğime, Remzi Bey’de olurum daha iyi! Defol git, haydi!
İRFAN- Sen beni yannış anlıyorsun Bakkal Abla Ben seni seviyorum, ondan ta-
kılıyorum sana Gel evlenelim diyorum, yan çiziyorsun Bak, benim i-
len evlen, sen evde otur televizyon seyret, bakkallığı bana bırak, bakkallık
kadın işi değil 
BAKKAL ABLA- Çek arabanı İrfan!Bundan sonra bu dükkâna adımını atarsan ayaklarını kı- 
rarım senin Git lazlardan alış-veriş et! Remzi Bey’e de selam söyle, bor-
cunu getirsin
İRFAN- Ne inatsın lan Bakkal Abla! İyi, tamam, evlenme mevlenme yok, sar şu
peyniri
|