Yalnız Mesajı Göster

Atatürk’Ün Günlüğünden (Orotorya)

Eski 10-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk’Ün Günlüğünden (Orotorya)




iyice anlamıştım ki ,
Müslüman olmayanların cennetin bütün nimetlerinden yararlandıkları ,
Müslümanların ise cehennem azabı çektikleri bir yerdi
Osmanlı İmparatorluğu
Sende-de dünyalar devirenlerin
Ayakta tutmayan darbesi vardı;
Zamanı yakından çevirenlerin
Zincire vurulmaz hür sesi vardı
İhtilalin nasıl, neresinden başlamalıydı
Vatandan uzak Arap illerinde
Arkadaşlardan kopuk
Makedonya'ya gitmeliydim
Bu işin can damarı arada atıyordu
Bir müddet sakin kalıp , Selanik'teki Genel Kurmaya atanmalıydım
Ve atandım
İhtilalin çekirdeği bazen de kendince oluşuyordu
Kendini devrimci ihtilalci sayanlar vardı
Bir elinde kılıç , bir elinde din kitapları, devrim üzerine yemin ederler
Değişmesi gereken bir düzen için ,değişmeyecek kurallar üstüne yemin edebilir miydi?
Ama ihtilal kadrosu yavaş yavaş tamamlanıyordu
Biz reformcu değildik,
Biz siyasal yapıyı değiştirmek istiyorduk
Egemenlik kavramını değiştirmek istiyorduk
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
Dinsel kuvvetler ise bunun tam tersiydi
Kökten dinciler gücünü tartışmadan değil
Baskıdan , düşünce özgürlüğünden değil
Kayıtsız şartsız itaattan alıyorlardı
Üstelik kör itaat
İnsan zekası ve uygar olabilmek
Evrenin sınırlarını çözmeye çalışmak,
Bilim teknik ve hür düşünce yerine kör itaat
Bizi bu hale sokan karanlık , cehalet değil miydi?
Yola çıkarken kavşak noktalarında düşüncelerimiz saydamlaşıyordu
Arkadaşların çoğu müslümanlıktan din olarak değil
Siyasal bir güç olarak bahsediyorlardı
Yobazlar , gericiler, tutucular
Müslümanlığın yüz karasıydı
Ve bu cehalet sürdükçe mahvolup gidecektik
Bazı arkadaşlar din yerine ırk kavramını uygun görüyorlardı
Ama sis dağıldıkça çoğunlukta devrim çekirdeğinde anlaşıyorduk
Başlık kendi kendine çıkıyordu
TÜRK DEVRİMİ!
Hangi devrim tek başına yapılabilirdi
Devrim kimin için yapılabilirdi
Üstelik başlayınca durmak dinlenmek yoktu artık
Esirler, mazlumlar için sende
En içli şairin bir kalbi vardı
Harise , zalime karşı çehrende
Bir korkunç devrimci gazabı vardı
Yanı başımızda bir ihtilal daha vardı
Sovyet ihtilali
Bu devrim hareketi daha başında bir panislavizm hareketine dönüşüyordu
Oysa,
Uygarlık ister istemez evrensel boyutlara gidiyordu
Artık uygarlık değil , dünya uygarlıklarının temelleri bize yakışırdı
Siyasi görüşlerim asker kişiliğimle bağdaşamaz hale gelmişti
Yavaş yavaş kızağa alınıyordum
Önce Trablusgarb'a göderdiler
Kaybedilmiş bir cephenin yeniden kurtarılması için
Ama karşımda ümmetinden bile bıkmış
Şeyhler, aşiretler , kabileler , tarikatlar
Savaşmak için hiçbir nedeni olmayan
Kaybedilecek hiçbir şeyi kalmamış topluluklar
Trablus macerası ve Balkan Savaşı sonrası
Ömrümün çoğunun geçtiği Selanik bile elden çıkmıştı
İstanbul Hükümeti hayalperest insanların elindeydi
Acı ama gerçek bu
Uyarıyordum Ama iktidar olma hırsı
Onlar için her şeyden öndeydi
Bitsin bu gaflet uykusu
Padişahtan hayır yok artık bize
Geldi düşmanın önünde dize
Büyük savaşa az kalmıştı






Alıntı Yaparak Cevapla