|  10-24-2012 | #3 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  4 Kişilik Komik  Skeç - Karın Ağrısı 
 
            3
  SAHNE 
 Türkân — Zeynep — Fatma Kaduı — Sonra Orhan
 
 (Orhan sağdaki kapıdan çıkarken dipteki kapıdan Fatma Kadın içeri girer
  Korka korka ilerler  Etrafına bakımı 
 ZEYNEP (Bir sandalye çekerek) — Gel otur bakalım Fatma teyze
  Radyo hazır  Şimdi karnının içini gözden geçireceğim  Kıvıl kıvıl kımıldayan ve içinde cirit oynayan o yaramaz hayvan kimmiş anlayacağız  
 FATMA — Peki sonra?
 
 ZEYNEP — Sonra da mübarek mahlûku çıkaracağız
  
 FATMA — Nasıl çıkaracaksınız? Canım acımasın sakın?
 
 TÜRKÂN — Amma da tatlı canım varmış ha, Fatma teyze!
 
 FATMA — Demek acıyacak ha?
 
 ZEYNEP — Merak etme teyze, tereyağından kıl çeker gibi çekip çıkaracağım onu senin haberin bile olmaz
  Hadi gel otur bakalım  
 (Fatma Kadın, korka korka sandalyeye yaklaşır
  Eli ayağı titreyerek oturur  ) 
 ZEYNEP (Onu sandalyeye iyice oturtmaya çalışarak) — Şöyle otur, Fatma teyze
  Arkana iyice yaslan… Hah şöyle  Serbest dur  Başını dik tut  Tamam  Şimdi hiç kıpırdama  Böcek ürkmesin  
 (Bu sırada sağdaki kapıdan Orhan girer
  ) 
 ZEYNEP (Radyoyu getirip Fatma Kadın’in kucağına koyarak) — Dikkat! Muayene başlıyor
  Bir, iki, üç… (Eğilir, radyonun kafesinden içeri bakar  ) Gördüm, gördüm! 
 ORHAN (Radyoya yaklaşarak) — Dur ben de bakayım… FATMA — Aman durun ben de göreyim
  
 TÜRKÂN (Güler) — Sen nasıl görebilirsin ki teyze! İnsan kendi kamının içini görebilir mi? FATMA — O da doğru ya
  
 ORHAN (Radyonun kafesinden içeri bakarak) — Hani nerede? Ha! Gördüm
  Uzun kırmızı siyah benekli, teşbih tanesi kadar bir böcek, oynayıp duruyor! 
 FATMA — Aman! Üzerime fenalıklar basıyor! Şimdi bayılacağım
  
 ZEYNEP — Aman bayılma! Sonra böcek de seninle beraber bayılır, çıkaramayız
  Biraz daha sabret  Sonra sevincinden düşüp bayılacaksın! 
 TÜRKAN (Orhan a) — Dur bir de ben bakayım da tamam olsun
  (Radyoya yaklaşır  Kafese gözünü uydurarak bakar  ) Aman ne güzel hayvan! Tıpış tıpış da bir yürüyüşü var! 
 FATMA — Çabuk olun çocuklar
  Çıkaracaksanız çıkarın  Yoksa şimdi hafakanlar basacak  Çabuk olun diyorum size? Hem de bakmadan da çıkaramaz mı idiniz sanki? 
 ORHAN — Nasıl çıkarabilirdik ki!
 
 FATMA — Neden?
 
 ORHAN — öyle ya
  Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır  Solucanı dışarı çıkarmak için kullanacağımız yol başka, böceği çıkarmak için yine başka! Doktorlar da ilâç vermeden önce hastalığın ne olduğunu inceden inceye gözden geçirmezler mi? 
 ZEYNEP — Değil mi ya!
 
 TÜRKÂN — Hadi şimdi tedaviye başlayalım
  Hastalığın mikrobunu bulduk… 
 ZEYNEP — Sen radyoyu kaldır masanın üzerine koy Orhan
  Sen de arkana iyice yaslan ve başını yukarı kaldır, ağzını aç Fatma teyze  
 FATMA — Ağzımı mı açayım? Sakın ağzımdan içeri başka böcekler girmesin?
 
 TÜRKÂN — Merak etme, ağzını açar açmaz böceği çıkaracağız
  O çıkar çıkmaz da sen hemen ağzını kapatırsın  
 FATMA — Hadi ağzımı açıyorum, çıkarın bakayım böceği… (Ağzını açar, sonra tekrar kapar
  ) Durun, bir şey soracağım: 
 Böceği nasıl çıkaracaksınız? Maşa ile mi, yoksa cımbızla mı?
 
 TÜRKÂN (Gülerek) —- Maşa ile olur mu hiç?
 
 ORHAN (Gülerek) — Cımbızla olur mu hiç?
 
 FATMA — Ya ne ile?
 
 ZEYNEP— Türkü ile!
 
 FATMA — Türkü ile mi?
 
 ZEYNEP — Sen hele ağzını aç bakayım… Nasıl çıkaracağımızı böcek çıktıktan sonra görürsün! Başını kaldır, ağzını aç! Tamam!
 
 (Zeynep, Fatma Kadının sağına, Türkân da soluna geçerler ve omuzlarından tutarlar
  Orhan, bulundurduğu kutuyu elinde tutarak Fatma Kadının arkasında durur ve hep bir ağızdan “Palandöken Dağında” makamından, türküye başlarlar  ) 
 Hey böcek, güzel böcek, Hemen uçup gelecek
  Fatma teyze yaslanmış, Şimdi rahat edecek  Gel bakalım dışarı, Seni gidi haşarı, Geçsin artık şu ağrı, Haydi çık güzel böcek  
 ORHAN (Bağırarak) — Çıktı, çıktı!
 
 TÜRKÂN — Aman tutalım!
 
 ZEYNEP — Durun ben tutayım!
 
 FATMA (Yerinden fırlar) — Hani bakayım, nerede yezit? (Zeynep, Orhan’ m kutuyu açıp yere bıraktığı böceği yakalar
  ) İşte! Vay hınzır vay! Demek sen Fatma teyzenin karnını gıdıklayıp duruyordun ha! Şimdi sana nasıl bir ceza verelim? 
 ORHAN — Onu sonra düşünürüz
  Şimdi Fatma teyzeye geçmiş olsun diyelim  
 ZEYNEP ve TÜRKÂN (İkisi beraber) — Geçmiş olsun, Fatma teyze!
 
 FATMA — Eksik olmayın yavrularını
  Oh! öyle rahat ettim ki! Artık şu karın ağrısından kurtuldum… 
 ZEYNEP — İnşallah bir daha böcek yutmazsın!
 
 FATMA — Tövbeler tövbesi! Bir daha hiç bir şeyi iyice yıkamadan, temiz olduğuna güvenmeden yemeyeceğim… Bu bana iyi bir ders oldu
  (Zeynep’e bakarak) Amma, Zeynep kız  Sen de usta bir hekimmişsin de benim haberim yok! Ne duruyorsun burada? Git bir muayenehane aç, doktorluk et! Dünyanın parasını kazanırsın  Ben artık seni önüme gelene methedeceğim… 
 ZEYNEP (Onun sözünü keserek) — Sakın ha!
 
 FATMA — Neden?
 
 ZEYNEP — Neden olacak! Benim diplomam yok! Diplomasız doktorluk etmek yasaktır
  Hem zaten, benim doktorluk etmeye de hiç niyetim yok  Bunun gibi, elimden daha ne işler gelir amma, ben halimden memnunum  Benim işim bu evde iş görmek  Bu bana yetişir  
 ORHAN — öyle ya
  Her insanın bir işi vardır  Ondan başka daha birçok şeyler bilir amma, tuttuğu işi bırakmaz  O bilgilerinin yardımıyle asıl işinde ilerlemeye çalışır  Bizim Zeynep’in de bilgileri onu bize daha faydalı yapacak ve kendisini daha çok sevdirecek  Aferin Zeynep! ZEYNEP (Fatma’ya) —- Ha, sonra bir şey daha var  
 FATMA — Ne o?
 
 ZEYNEP — Sakın kimseye karnından böcek çıktığını söyleme
  
 FATMA — Neden?
 
 ZEYNEP — Neden olacak! Kimse inanmaz
  Sonra senin kafanın içinde böceklerin yuva yaptığını söyleyip seninle alay ederler  Karışmam bak! O zaman senin de beyninin içine kurt girer  Karın ağrısından kurtuldun, bu sefer baş ağrısına tutulursun  Karnından böceği kolayca çıkardım amma, kafanın içinden böcek çıkarması pek o kadar kolay değildir  FATMA — Aman Allahım! Sonra kafamı kesmeye kalkarsınız! Tövbeler tövbesi! Allah göstermesin! (Kapıdan dışarı fırlar  ) 
 (Perde iner
  ) 
 Vahdet GÜLTEKİN
 
 
 
 
 
 
 | 
	|  |   |