10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Vatan Sağ Olsun Skeç, Vatan Sağ Olsun Tiyatro Metni
Vatan Sağ Olsun Skeç, Vatan Sağ Olsun Tiyatro Metni
OYNAYANLAR:
AYŞE KADIN : 50 Yaşlarında köylü bir kadın
ERKEK SESİ : Dışardan yükselen ses
KADIN SESİ : Dışardan gelen ses
2 SES : Dışardan gelen erkek sesi
1 ASKER : Yunan askeridir ve üzerinde o devrin asker kıyafeti vardır
2 ASKER : Birinci asker gibidir
3 ASKER : Birinci asker gibidir
KOMUTAN : Otuz beş yaşlarında bir Yunan subayı Üzerinde üniforma vardır
NÖBETÇİ : Komutanın kapısında nöbet bekler
TEĞMEN : 25 yaşlarında bir Yunan subayı
ÇORBACI: Yunanlılar hesabına çalışan bir hain
FATMA : 50 yaşlarında, Osman Ağa'nın eşi
OSMAN AĞA : 55 yaşlarında bir Türk köylüsü
DİMİTRİ: Yunanlı asker
MUHTAR : 55 yaşlarında, köyün muhtarı
1 ADAM : İhtiyar heyeti üyesi
2 ADAM : İhtiyar heyeti üyesi
3 KADIN: Muhtarın karısı
4 KADIN: 1 İhtiyar heyeti üyesinin karısı
5 KADIN : 2 İhtiyar heyeti üyesinin karısı
1 PERDE
DEKOR : (Geniş bir köy evinin salonudur İki yan tarafta divan vardır Orta yerde kilim bulunur Duvarlardan birinde gaz lambası ve ayna asılıdır Salonun çeşitli yerlerinde şilteler bulunmaktadır)
Ayşe kadın — (Salonun tam ortasındaki kapağı kaldırmış, içeriye cephane dolu sandıkları yerleştirmeye çalışmaktadır Bir yandan da kendi kendine mırıldanır) Düşman köye geliyormuş Onlar buraya ulaşmadan şu sandıkları ortadan kaldırmalıyım
ERKEK SESİ — (Dışardan) Ayşe kadın! Ayşe kadın! Çabuk hazırlan! Düşman neredeyse köye girmek üzere
AYŞE KADIN — (Cephane sandıklarından birisini daha evin bodrumuna indirir ) Biraz daha işim var Bitirir bitirmez ben de geleceğim Siz yolunuza devam edin
ERKEK SESİ — (Dışardan) Elini tez tut! Biz ormana doğru gidiyoruz
AYŞE KADIN — Ben kadınım Düşman (bilgi yelpazesi net) köye girse bile bana dokunmazlar Fakat siz erkekleri, düşman ele geçirirse parçalar, (diye yüksek sesle dışarıya bağırır Sonra tekrar cephane sandıklarını bodruma indirmeye devam eder)
İKİNCİ SES — (Dışardan) Ayşe kadın düşman hemen tepenin ardında Çabuk ol  Sen de bizimle gel  
AYŞE KADIN — (Yüksek sesle bağırarak) Çok az işim kaldı Siz yolunuza devam edin
İKİNCİ SES — Ormanda seni bekleyeceğiz Elini biraz çabuk tut
AYŞE KADIN — Peki Siz yolunuza devam edin
(Ayşe kadın güçlükle bir sandığı daha bodruma indirdi Sonra elinin tersi ile alnındaki terleri siler Bu sırada dışardan silâh sesleri yükselir Yaşlı kadın son sandığı da bodruma indirir, kapağını güzelce kapatır Üzerine de kilimleri serer Ardından, divanın üzerinden seccadeyi alıp, bodrum kapağının üzerine sererek) artık çok geç Düşman köye girdi bile En iyisi namazımı da kılıp kaderimle başbaşa kalayım
(Ayşe kadın namaza durur Bu sırada dışarıdan ayak sesleri ve konuşmalar yükselir Ayşe kadın namazını bitirip dua etmeye başladığı sırada gürültüyle evin kapısı açılır ve içeriye üç düşman askeri girer İçlerinden biri Ayşe kadına saldırır )
1 ASKER — Söyle bakalım moruk, sen neden diğerleriyle
kaçmadın Mutlaka bir bildiğin olmalı
(Ayşe kadın cevap vermez)
2 ASKER — (Ayşe kadının yanına gelir ve saçlarından
ayağa kaldırarak ) Evet evet bir bildiğin olmalı Haydi konuş
(Ayşe kadın cevap vermeyince, iki asker birden yaşlı kadını hırpalamaya başlarlar )
1 ASKER — Konuşsana be kadın
2 ASKER — (Diğerlerinin yanına gelerek) Rahat bırakın
kadını Komutan onu konuşturmasını bilir
1 ASKER —Biz de biliriz
2 ASKER — (Elindeki silâhın dipçiği ile kadına vurmağa
yeltenir ) Söyle köylüler nereye kaçtılar?
3 ASKER — Sakin ol (diyerek 2 askerin hareketine en
gel olur )
AYŞE KADIN — (Askerlere dönerek) Sizler ancak yaşlı bir kadına karşı erkekliğinizi gösterirsiniz
1 ASKER — (üçüncü askere dönerek) Görüyor musunuz? Senden cesaret alıp bize çatmaya başladı
AYŞE KADIN — Hiç birinizden cesaret almama gerek yok Ben cesareti Türklüğümden Türk ordusundan alıyorum
(Birinci asker tam tokadı indireceği bir sırada içeriye komutan girer )
KOMUTAN — Ne oluyor burada Bu kadın da nesi?
(Askerler hemen hazır ol durumuna geçerler )
1 ASKER — Köyden kaçmayan yalnız bu kadın var komutanım Burada kaldığına göre bir maksadı olmalı  
(Komutan geniş salonu baştan aşağı dolaşır Elleri arkasına bağlıdır Yüzünde mağrur bir insanın edası vardır Tam kadının önünde durur )
KOMUTAN — Adın ne senin?
AYŞE KADIN — Ayşe kadın
KOMUTAN — Sen niçin diğerleriyle gitmedin?
AYŞE KADIN — Gördüğünüz gibi ben yaşlı bir kadınım Gitmemle kalmam arasında hiç fark yok Eğer öleceksem, kendi köyümde ölmek isterim
KOMUTAN — Kendine çok güveniyorsun
AYŞE KADIN — Her Türk gibi
(Komutan Türk kelimesini duyunca öfkelenir Yüksek sesle ve işaret parmağını Ayşe kadının burnuna uzatarak )
KOMUTAN — Türk gibi ha Çok cesur oldukları için mi topraklarını bırakıp kaçtılar?
AYŞE KADIN — Onlar kaçmadılar Cepheye Mustafa Kemal'in saflarına katılmak için gittiler
KOMUTAN — (Kahkaha atarak) Cepheye mi gittiler? Mustafa Kemal'in yanına ha
AYŞE KADIN — Evet Mustafa Kemal'in yanına
KOMUTAN — (Ayşe kadının sert çıkışı üzerine) Alın bunu, karşımdan Bir odaya hapsedin Onu daha sonra sorguya çekeceğim (Askerler Ayşe kadını kıskıvrak yakalayıp odadan çıkarırlar Komutan yalnız kalır Odanın içinde bir aşağı bir yukarı dolaşır Gözü yerdeki seccadeye ilişir Ayağı ile onu odanın bir ucuna savuna: Sonra dışarıya seslenir ) Nöbetçi
NÖBETÇİ — (Elinde silâhı ile bir nöbetçi içeri girer ve komutanı selamlar ) Buyurunuz komutanım
KOMUTAN — Köydeki en güzel bina bu Karargâh olarak kullanmağa karar verdim Hemen burasını oturacak hale getiriniz
NÖBETÇİ — Baş üstüne efendim
KOMUTAN — (Tam nöbetçi dışarıya çıkacağı bir sırada) Teğmene söyle Çorbacı'yı alıp buraya gelsin
(Sahne değişmeye başlar )
2 PERDE
DEKOR : (Salonun şekli değişmiştir Yerdeki şilteler kaldırılır Divanlar da yoktur Onların yerine büyük bir masa yerleştirilmiştir Masanın etrafında sekiz sandalye vardır Masanın başında komutan çalışmaktadır Bu sırada kapı çalınır )
KOMUTAN — (Hiç istifini bozmadan) Giriniz
(İçeriye teğmen ve Çorbacı girerler Çorbacı elinde şapkasını evirip çevirmektedir Teğmen komutanı selamladıktan sonra )
TEĞMEN — Beni emretmişsiniz komutanım
KOMUTAN — (Başım kaldırıp gelenlere bakar ) Evet Teğmen Şöyle oturunuz Sen de Çorbacı geç otur (Teğmen ve Çorbacı yerlerine oturduktan sonra) Ev sahibi olan kadın hayli inatçı birine benziyor (Çorbacıya dönerek) O kadını tanıyor musun?
ÇORBACI — Bu yörede Ayşe kadını kim tanımaz ki komutanım Eşi Karabıyık Mustafa Büyük savaşta şehit oldu Şimdi de iki oğlu cephede size karşı savaşıyor
KOMUTAN — Çok ilginç Fakat bana karşı koymanın ne demek olduğunu ben ona gösteririm
ÇORBACI — Yaşlı olduğuna bakmayınız Oldukça dinç birisidir Duyduğuma göre kendisi de cepheye cephane taşıyor-muş
KOMUTAN — Cephane mi taşıyormuş? (diye söylenerek ayağa kalkar, odanın içinde bir aşağı bir yukarı dolaştıktan sonra) Öyleyse cephane deposunun yerini de biliyordur, (diyerek sinsi sinsi güler Kapıya doğru dönerek Nöbetçi Nöbetçi
NÖBETÇİ — Buyurun komutanım
KOMUTAN — Bana o ihtiyar kadını getirin
NÖBETÇİ — Baş üstüne efendim (Odadan çıkar )
KOMUTAN — Onu bülbül gibi konuşturup cephaneliğin yerini öğreneceğim
ÇORBACI — Konuşacağını hiç sanmıyorum
TEĞMEN — Biz onun dilini çözmesini biliriz
KOMUTAN — Teğmenin hakkı var Onu bülbül gibi konuşturacak bir çok metotlarımız var (Ardından da bir kahkaha savurur Diğerleri de onun kahkahasına katılırlar Kapı çalınır Komutan kahkahayı kesip kapıya doğru dönerek (İçeriye iki askerin arasında (bilgi yelpazesi net) Ayşe kadın girer Askerler kadını, komutana doğru iterler Bir ara Çorbacı ile Ayşe kadın dikkatle birbirlerine bakarlar Çorbacı başını başka yöne çevirir )
TEĞMEN — (Ayağa kalkarak ) Şu tarafa geçin!
|
|
|