Yalnız Mesajı Göster

Vatan Sağ Olsun Skeç, Vatan Sağ Olsun Tiyatro Metni

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vatan Sağ Olsun Skeç, Vatan Sağ Olsun Tiyatro Metni




AYŞE KADIN — (Teğmenin işaret ettiği tarafa doğru ilerlerken) Benim gibi yaşlı bir kadından ne istiyorsunuz?

KOMUTAN — Henüz bir şey istemiş değiliz İsteklerimizi daha sonra bildireceğiz (Çorbacıyı işaret ederek) Bu adamı tanıyor musunuz?

AYŞE KADIN — (Nefretle Çorbacıya bakarak) Şehirden tanıyorum Bir mala ihtiyacımız olduğunda ondan alış—veriş ederiz

ÇORBACI — (Başım önüne eğer ve kekeleyerek) Şey efendim Doğru söylüyor Ne zaman şehre gelseler hep benden alış—veriş yaparlardı

AYŞE KADIN — Senin düşmanla işbirliği kuracağını bilseydik, hiç yapar mıydık Eğer sonunda hain çıkacağını bilseydik, dükkanını başına yıkardık

ÇORBACI — (Başını önüne eğerek) Nasıl olsa ordunuz yakında yenilecek Siz de aklınızı kullanın da Yunanlılardan yana olun Böylece hem canınızı, hem de malınızı kurtarmış olursunuz

AYŞE KADIN — Alçak! (diye bağırarak Çorbacıya saldırır Askerler kollarından yakalayıp engel olurlar)

KOMUTAN — Kocan gibi yarın oğulların da ölecek O genç insanların sorumlusu da sen olacaksın Onları askere göndermekle hiç de iyi etmedin

AYŞE KADIN — (Gururla) Vatan uğruna hepimiz seve seve canımızı vermeye hazırız Daha on çocuğum olmuş olsaydı onları da gözümü kırpmadan gönderirdim

KOMUTAN — Kes sesini Şimdi şöyle karşıma geç de sorularıma cevap ver

(Ayşe kadın istifini bozmaz Bunu üzerine teğmen kadını komutanın önüne doğru iter)

TEĞMEN— Ne söyleniyorsa onu yap

AYŞE KADIN — Çek ellerini üzerimden

KOMUTAN — Şimdi beni iyi dinle Eğer sorularıma doğru cevap verirsen kılına bile dokunmayız

AYŞE KADIN — Söyledim ya, ben yaşlı bir kadınım Benden ne öğrenebilirsiniz?

KOMUTAN — Çok şey Çorbacının anlattığına göre cepheye cephane taşıyanların arasında sen de bulunuyormuşsun

Söyle bakalım cephaneleri nereden alıyorsunuz?

AYŞE KADIN — (Hiddetle Çorbacı'ya bakarak) Çorbacı bizim cephane taşıdığımızı bildiğine göre yerini de biliyordur Ona niçin sormuyorsunuz?

KOMUTAN — (Önce Çorbacı'ya bakar, sonra da Ayşe kadına dönerek) Burada soruyu sen değil, ben soracağım (Sonra sesini yükseltir) Söyle cephanelik nerede?

AYŞE KADIN — (Başını dimdik tutar ve gururla odada-kileri süzerek) Bilmiyorum

KOMUTAN — Yalan söylüyorsun Zorluk çıkarmadan her şeyi bize anlat

(Ayşe kadın gözlerini belirli bir noktaya diker ve cevap vermez Kısa süren sessizliği teğmen bozar)

TEĞMEN— Komutanım izin verin ben konuşayım onunla İki dakika içinde bülbül gibi şakıyacağından hiç kuşkunuz olmasın

KOMUTAN — (Yaşlı kadının burnunun ucuna sokularak) Seni teğmene teslim edersem emdiğin sütü burnundan getirir

AYŞE KADIN — (Kılını bile kıpırdatmadan) Ben bir şey bilmiyorum

TEĞMEN — Yalan söylüyorsun

AYŞE KADIN — (Tekrar başını Çorbacı'ya çevirerek) Niçin Çorbacı'ya sormuyorsunuz? O benden çok şey biliyor

ÇORBACI — (Korkuyla oturduğu yerden ayağa kalkar Önce Ayşe kadına, sonra da komutana döner ve ellerini iki yana açıp yalvarırcasına konuşur) İnanın ki komutanım ben bir şey bilmiyorum Bu şeytan kadın bana iftira atıyor

KOMUTAN — Otur yerine sen Çorbacı (Çorbacı korkuyla yerine otururken, komuta?! Ayşe kadına döner) Soruma cevap ver Aksi halde seni teğmene teslim etmek zorunda kalacağım

AYŞE KADIN — Daha önce de söyledim Cephanelik hakkında ben tek bir şey bilmiyorum

KOMUTAN — (Bağırarak) Yalan söylüyorsun

AYŞE KADIN — (Aynı tonda sesle) Hayır

TEĞMEN — (Heyecanla ileri atılarak) İzin verin komutanım, ona metotlarımızdan birini uygulayayım

KOMUTAN — Görüyorsun ki, teğmen acele ediyor Hâlâ konuşmamakta ısrar edecek misin?

AYŞE KADIN — Ben bir şey bilmiyorum

KOMUTAN — (Teğmene dönerek) Götürün bu kadını karşımdan ve konuşturmak için ne gerekirse onu yapın

TEĞMEN — (Pis pis sırıtır ve kadının saçlarından yakalayıp sürükleyerek kapıya doğru götürür) Merak etmeyin komutanım iki dakika sonra bülbül gibi konuşacaktır

KADIN — (Debelenir ve teğmene karşı koymaya çalışır Bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırarak) Bu yaptıklarınızın hiç biri yanınıza kalmayacak Türk ordusu kısa zamanda buraya gelecek ve hepinizi denize dökecek (Ayşe kadın ve teğmen dışarı çıkarken, komutan kahkaha ile güler Çorbacı ise şaşkın şaşkın olup bitenleri izlemektedir Tekrar içeriye giren komutan orta yerdeki masanın başında oturur Birkaç saniye süren sessizlikten sonra, masaya hiddetle bir yumruk vurarak ayağa kalkar Odanın içinde bir aşağı bir yukarı dolaşırken de kendi kendine konuşmaktadır)

KOMUTAN — Ne dayanıklı bir kadınmış Tam bir aydır yapılan işkencelere karşı koydu Olacak şey değil Eğer ona yapılan işkence bana yapılmış olsaydı, çoktan öbür dünyayı boylardım (Sağ eliyle boğazını keser gibi bir işaret yapar Sonra kapıya doğru döner ve yüksek sesle) Nöbetçiler (Diye bağırır)

NÖBETÇİ — (Koşarak içeri girer) Buyurunuz komutanım

KOMUTAN — Bana tutsak kadını getirin

NÖBETÇİ — Baş üstüne efendim

(Nöbetçi dışarı çıkarken kapıda teğmenle çarpışır)

TEĞMEN — (Nöbetçiye çıkışır) Önüne baksana be adam

NÖBETÇİ — Affedersiniz efendim

TEĞMEN — (Nöbetçinin dışarı çıkışını izler Sonra komutana doğru ilerler Selâm verir) Günaydın komutanım

KOMUTAN — Günaydın teğmen

TEĞMEN — Komutanım, hiç bu kadar inatçı birisine rastlamadım Ne yaptıysak hepsi boşuna Ağzını bile açmıyor

KOMUTAN — Öyleyse yemeğini kesin Belki açlığa dayanamayıp konuşur

TEĞMEN — Bizim kesmemize gerek yok komutanım Üç gündür ağzına bir lokma ekmek bile koymuyor

KOMUTAN — Üç gündür yemek yemiyor mu?

TEĞMEN — Evet efendim

KOMUTAN — Bu hareketi onun ölmeye karar verdiğini gösterir

TEĞMEN — Ben de öyle tahmin ediyorum efendim

KOMUTAN — Konuşmadan ölmesini istemiyorum

TEĞMEN — Fakat komutanım kendini öldürmeye karar verdiyse, ona engel olamayız

KOMUTAN — Doğru ya

TEĞMEN — Sizin bir öneriniz var mı?

KOMUTAN — (Masanın başına geçer Başını ellerinin arasına alır Teğmen de karşısındaki bir sandalyeye oturur) Doğrusunu istersen ne yapmamız konusunda kesin bir karara varamıyorum

TEĞMEN — Ben de

KOMUTAN — Acaba kadın gerçekten hiç bir şey bilmiyor mu?

TEĞMEN — Sanmıyorum Bu kadının cephaneliğin yerini bildiğini sanıyorum Ne var ki, ağzını açıp tek kelime bile konuşmuyor

KOMUTAN — (Koltuğunun arkasına yaslanarak) O halde ne yapıp yapıp konuşturmalıyız onu Cephanelik Türklerin eline geçerse, bu hepimiz için çok kötü

TEĞMEN — Aklıma bir fikir geldi komutanım

KOMUTAN — Neymiş o?

TEĞMEN — Kadını serbest bırakalım

KOMUTAN — Serbest mi bırakalım?

TEĞMEN — Evet komutanım

KOMUTAN — Çıldırdınız mı siz? Eğer onu serbest bırakırsak, her şeyi berbat ederiz Bir Türkle konuşsa her şeyi anlatır Mevcudumuzun ne kadar olduğunu, cephane durumumuzu her şeyi açıklar

TEĞMEN — (Ayağa kalkar) Fakat hiç kimse ile konuşmasına meydan vermeyiz Gittiği yer mutlaka cephanelik olacaktır

KOMUTAN — Kendinden çok emin görünüyorsun

TEĞMEN — Bu kez başaracağımdan eminim komutanım

KOMUTAN — Olmaz Buna asla izin veremem

TEĞMEN — Bir kere denemekte yarar görüyorum ben

KOMUTAN — Bundan bir ay önce de yanılmayacağını ve kadını iki dakika içinde bülbül gibi konuşturacağını vaad etmiştin (Komutanın bu konuşması üzerine teğmen cevap vermez, kısa bir sessizlikten sonra kapı çalınır komutan) Giriniz (diye seslenir Kapı açılır ve içeriye Çorbacı girer Komutan canı sıkılmış bir şekilde eliyle bir işaret yaptıktan sonra) Gel Çorbacı

ÇORBACI — (Kasketi elinde içeriye girer Korkulu ve şüpheci bir hali vardır Hızlı adımlarla komutanın masasının başına doğru ilerler) Günaydın komutan bey Türkler bu yöreye doğru geliyorlarmış

KOMUTAN — Gelecekleri varsa görecekleri de vardır (Diyerek kahkaha savurur)

TEĞMEN — (Alaylı bir tavırla Çorbacı ya yaklaşarak) Türklerin bu yöreye doğru ilerlemesi seni korkutuyor mu Çorbacı?

ÇORBACI — (Kekeleyerek) Pek pek korkmuyorum Fakat Türkler hiç belli olmaz Bir bakarsınız hemen buraya da saldırabilirler Şehirde ölüm sessizliği hüküm sürüyor Bu sessizlik iyiye alâmet değil Herkes Başkomutanları Mustafa Kemal adından bahsediyor

KOMUTAN — (Elini masanın üzerine vurur) Bizi hiç kimse yolumuzdan çeviremez Bütün dünya bizim yanımızda Mustafa Kemal tek başına ne yapabilir? Etrafta dolaşan sözler bir dedikodudan ibarettir

TEĞMEN — Haklısınız komutanım Silâh ve askeri olmayan bir ülke ne yapabilir

ÇORBACI — Ben Türkleri çok iyi tanırım Onlar silâhsız da olsa, güvendikleri bir önderin ardından koşa koşa giderler Bundan hiç kuşkunuz olmasın

KOMUTAN — (Yumruğunu tekrar masanın üzerine indirir) Ne o Çorbacı? Şimdi de Türklerin tarafını mı tutuyorsun?


Alıntı Yaparak Cevapla