Prof. Dr. Sinsi
|
Usta Tiyatro Metni, Usta Skeç
ALİ – vallahi bir şey olmadı ağabey
ADİL – ulan kim bilir ne dolaplar çeviriyordun gene (Halil’e yaklaşarak) Ne haber Havadis Halil, nasılsın, hele anlat bakalım ne var ne yok bugün?
HALİL – iyiyim ağabey sağol Bugün pek bir şey yok, sadece Aydın Ustayı gördüm Hatırlarsan Ankara’ya gitmişti, okumaya mı ne, şimdi gelmiş, çalışacak yer arıyormuş
ADİL – Halil onu kaçırmayalım, çok iyi bir ustadır Çabuk olup başkası kapmadan biz kapalım Eli hızlı, işi temizdir Arkadaşlarıyla da iyi anlaşır Nerede gördün?
HALİL – kahvede,
ADİL – Git bak, eğer gitmemişse hemen çağır gelsin
HALİL – Tamam ağabey (hızla dışarı çıkar)
ADİL – Haydi çocuklar siz de elinizdeki işleri bitirin, hafta sonuna kadar teslim etmemiz gerekiyor Yoksa hiç birinize haftalık falan yok İşi teslim etmeden para alamayacağız Hadi kaldırın kıçınızı (işçiler makinelerin olduğu bölüme geçer, işçilerin bağrışmaları, çekiç sesleri makinelerin gürültüsüne karışır, Adil sahne de yalnız kalır ve başlar kendi kendine konuşmaya başlar)
Aydın Ustayı işe alırım Onun kafası iyi çalışır İşçilerin başına da geçti mi hiçbiri kaytaramaz Biraz da haftalığını fazla verirsem her istediğimi yapar Zaten bu çocuklara laf anlatmak zor, iki saat çene çal yine derler haaa::Aydın usta tahsillidir de, işçileri yoldan çıkarırsa yandık o zaman Bende fırsat vermem, baktım öyle şeyler yapıyor, şutlarım Araya Havadis Halil’i koyarım, neler yapıp yapmadığını bana anlatır Gerekeni yaparım ya, niye yapmayacakmışım ki, elimde onca karlı iş var İşçiler bir direnirse ne olur halim? Bunlar gibisini ben nerden bulurum? Ama Aydın usta bunların beynine girmez, girmez, girmez biraz bunlardan alır ona veririm (parayı kastederek) Paranın yapamayacağı şey yoktur Onu da bunlar gibi bağlarım kendime Onlar çalışsın sen kazan Adil Gerçi Aydın şerefsizi bir şeye kafayı taktı mı Nuh der peygamber demez ama Neyse Adil sen yüreğini ferah tut onu da bağlarsın Bağlarsın Zaten hangi patronun istediği olmamış ki, benim istediklerim de olmasın Neyse inşallah ortalığı karıştırmaz İşte budur bizim belimizi kıran Diyeceksiniz ki, madem endişelerin var çalıştırma herifi, ama adam makine gibi çalışıyor O gelince bu salaklar da canlanacak E kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi? Yaaaaa Herkes gibi bende işimi bilirim (elini sigara yakmak için cebine atar, ama paket boş, çırağı çağırır) Ali çabuk buraya gel
ALİ – (içerden gelir) efendim
ADİL – (para uzatarak) git bana bir paket sigara al
ALİ – bozuk para yoksa kendime çikolata alayım mı?
ADİL – seni pisboğaz seni (Ali parayı alıp çıkar) bu velet hep böyle, her gün bir çikolatamı yer Bundan sonra kendi sigara mı kendim alacağım (içeriye Aydın usta ile Halil girer) vay Aydıncığım, hoş geldin Nerelerdesin sen ya, hiç gözükmüyordun? Geldiğini duydum, hemen çağırttım (Halil’i içeri gönderir)
AYDIN – Hoş buldum Adil bey Ankara’daydım
ADİL – Orada mı çalışıyordun?
AYDIN – Okumaya gitmiştim
ADİL – Okumaya mı? Helal olsun sana, hem oku, hem çalış, kimse kolay kolay beceremez Nerede okuyordun? (Ali hızla ve ağlayarak içeri girer, bire elinde sigara, diğerinde çikolata) Ne oldu Ali, yine kim ağlattı seni?
ALİ – Bakkal Şevket Amca dövdü
ADİL – Niye?
ALİ – Bozuk para yok dedi, al şu çikolatayı, bende patron kızar dedim almadım, o da döverek elime sıkıştırdı
ADİL – Üç kağıdın böylesini de hiç görmemiştim Şuna bak Sen ne hınzırsın (sigarayı alır, Ali de çikolatayı ısırarak içeri girer Adil bey sigarasını açar ve Aydın’a da ikram eder birlikte yakarlar) Bu çocuk hep böyledir İşçilerin başına neler getirir bir bilsen, beni de işletiyor ya ara sıra Neyse Ha nerede okuyordun?
AYDIN – İlahiyat Fakültesinde
ADİL – İlahiyat Fakültesi mi? Ne o ya saf değiştirip hoca olmaya mı karar verdin? (gülerek)
AYDIN – Yok ya Üniversite tercihlerimi yaparken iktisat yerine ilahiyat fakültesinin kodunu yazmışım Hadi bir hayır vardır diyerek gittim kaydoldum, ama olmayacağını analdım ayrıldım
ADİL – Neden, böyle bir fırsat bir daha ele geçer mi? Ama sen kendi fırsatlarını yine yaratırsın
AYDIN – Dedim ya ilahiyat bana göre bir yer değildi Alt yapım da yoktu, üst yapımda (güler, adil bu ifadeden bir şey anlamaz)
ADİL – Hayırlısı olsun hakkında Duyduğum kadarıyla iş arıyormuşsun?
AYDIN – Öyle
ADİL – Buldun mu?
AYDIN – Buldum ama, şartları uymadı bana, bakıyorum
ADİL – Şartını falan boş ver Senin işsiz dolaşmana gönlüm razı olmaz Gel çalış Ben seni severim Daha sen gelmeden hakkında o kadar iyi şeyler düşünüyordum ki sorma Seni işçilerin başına koyar, burayı sana emanet ederim Zaten işlerim çok Bu (bilgi yelpazesi net) yüzden buraya da uğrayamıyorum Sen olursan burada gözüm de arkada kalmaz Şartları falan da kendin koy Haftalık da ne istersen veririm İstersen hemen başla
AYDIN – bilmem ki, ne söyleyeyim
ADİL – en iyisi gel seninle büro da konuşalım (birlikte dışarı cıkarlar)
ALİ – (İçerden başını uzatır) hey gitmişler (sesler kesilir, işçiler içerden çıkar)
HALİL – Herhalde Aydın Usta işe başlayacak
TURAN- Başımıza usta kesilir mi dersiniz?
MUHARREM – Baksana işi iyi biliyormuş, üstelik fakülte de okuyormuş
KAMBER – Zaten bir profosorumuz eğsiğiydi
ALİ – İyi birine benziyor ama
HALİL – hadi be, sen ne anlarsın iyiden kötüden
ALİ – bir kere senden iyi olduğu kesin
HALİL – velet bir gün elimde kalacaksın, uğraşma benimle, çarparım ha
ALİ – Kaportan ezilmesin dikkat et
HALİL – Hey allahım nedir bu veletten çektiğim
MUHARREM – Halil, sende uğraşma çocukla
HALİL – Ya baksana ağabey, deli ediyor adamı
ALİ – Nerde o günler (Halil yumruğunu sıkarak Ali’nin üzerine yürür, Muharrem araya girer)
MUHARREM – (Ali’ye) sende sus, patlatırım ha
KAMBER – Ay Havadis, sen gördün Aydın ustayı, o mu yakışıklıdı yoksa men mi? (hepsi güler) neye gülürsünüz ki? Sadece sorduğ
ALİ – Bu da Emine’nin derdinde
TURAN – Hele bir Emine’ye yan gözle baksın sağ gözüne bir tane sol gözüne bir tane (yumruğunu havada sallar içeri Adil ile Aydın girer, turan yumruğunu indirir)
ALİ – Anlat anlat açılırsın (hep birlikte gülüşürler)
ADİL – N e o Turan, gene atıp tutuyorsun (Turan utanarak başını önüne eyer) Çocuklar, Aydın Usta artık burada çalışacak Buranın sorumlusu bundan sonra Aydın Usta Bundan sonra ne yapacağınızı Aydın usta söyleyecek size Tamam mı? Tamam mı Aydın usta?
AYDIN – Tamam
ADİL – Tamam mı çocuklar? (İşçiler isteksizce başlarını sallar) Sakın sözünden çıkmayın
Eh madem tamam, benim illerim var, gidiyorum Aydın usta sen konuşursun artık (çıkar)
KAMBER – Hoş geldin Aydın usta, hayırlı olsun, menim adım gember
AYDIN – Sağol
ALİ – Sosyeteyi niye söylemiyorsun?
AYDIN – Sosyete mi?
HALİL – Adı Kamber, ama biz ona sosyete kamber diyoruz
|