Prof. Dr. Sinsi
|
Usta Tiyatro Metni, Usta Skeç
Aferin Halil, sen bu düşüncenden vazgeçme, ben sana yapacağımı bilirim, hem de çok iyi bilirim
HALİL – Sağol ağabey
ADİL – Bak şimdi Halil, sana bir görev vereceğim Aydın’ı gözüm pek tutmadı
HALİL – Vallahi benimde tutmadı ağabey
ADİL – Aydın ve ötekilerin burada neler yaptığını neler konuştuğunu (Ali kapıyı aralar ve sessizce onları dinler) gelip bana söyleyeceksin Ama kimseye çaktırma, hele Aydın’a hiç çaktırma (Ali kapıyı kapatıp gider) O dürzünün ne yapacağı hiç belli olmaz Eski çalıştığı yerlerde işçilerin haftalığını azaltmak için sigorta falan lafları etmişmiş, bunun yüzünden bir sürü ceza ödemiş arkadaşlar
HALİL – Tamam ağabey, sen hiç merak etme, güven bana (Adil Halil’in cebine biraz para koyar)
ADİL – İş çıkışı sen gitme beni bekle (çıkar)
HALİL – Tamam ağabey (Adil ’in cebine koyduğu parayı seyirciye göstererek) görüyorsunuz ya, ne kadar iyi bir insan, böyleler kolay kolay bulunmaz Baba, baba (Ali içeri girer, Halil Ali’yi görünce parayı alelacele cebine sokar)
ALİ – Cukkaları cebe indirdin yine Anlattın havadisleri, değil mi?
HALİL – Yok be, yemek parası verdi, burada kaldım diye
ALİ – Belli canım (Halil ‘den uzaklaşarak seyirciye döner) kalleş herif, sezmiştim zaten
HALİL – Ne konuşuyorsun kendi kendine (iş önlüğünü çıkarır) ben yemeğe gidiyorum, ayrılma bir yere (çıkar)
ALİ – (Halil ‘in arkasından) gidişin olsun da dönüşün olmasın İnşallah bir at arabası çarpar da sürüm sürüm sürünürsün Her şeyi patrona yetiştirir bu herif ya Kötü bir şey yapmıyoruz, yapmayız da, ama yine de insan tedirgin oluyor Hele bir de söylediklerine kendi yalanlarını katarsa adil bey beni de çıkarır işten Ne yaparım ben o zaman? Üvey annem sen çalışmıyorsun, çalışmamak için hep böyle yapıyorsun deyip babamı doldurur babamda eşşek sudan gelinceye dek döver, öldürür beni okuyacağım diye tutturduğumda annem olacak cadaloz neler etmişti Dördüncü sınıftaydım okuldan aldıklarında (düşünceli bir halde dolaşır) acaba Halil ‘i Aydın ustaya söylesem mi? Söyleyeceğim O Halil’ in hakkında gelir (bu kez sevinçle dolaşmaya başlar ve neşeli bir türkü tutturur)
Su gelir güldür güldür
Gel de yar beni güldür
Patron eline koyma
Öldürürsen sen öldür
(Aydın içeri girer, Ali türküyü keser)
AYDIN – Niye kestin, söylesene Sesin güzelmiş, devam et, devam et
ALİ – Sonra devam ederim (biraz durur, Aydın iş önlüğünü giymektedir) Usta sana bir şey söyleyeyim mi?
AYDIN – Söyle bakalım
ALİ – Halil var ya, Havadis Halil, onu az önce patronla konuşurken gördüm
AYDIN – Ne var bunda konuşmuşsa konuşmuş, patronudur elbet konuşur
ALİ – Ama sandığın konuşmalardan değildi bu
AYDIN – Yaa Ne gibi yani?
ALİ – herkes çıktıktan sonra Halil burada kaldı, o sırada patron geldi, bende kapı aralığından dinledim Patron Halil ‘e dedi ki, Aydın ve diğer işçilerin neler yaptığını neler konuştuğunu iş çıkışı bana anlatırsın Akşam iş çıkışı gelecek bilgi almaya Üstelik Halil’ e para da verdi
AYDIN – Hım Seni gördüler mi?
ALİ – Hayır görmediler
AYDIN – İyi o zaman İyi Hem de çok iyi Sen de onlara görünmeden izle onları, başımıza fazla iş açmadan çaresine bakalım Kimseye de söyleme tamam mı?
ALİ –Tamam usta Sen hiç merak etme, ben bu işleri iyi beceririm
AYDIN – Haydi aslanım göreyim seni Hepimizi bunların elinden sen kurtaracaksın (Muharrem, Kamber ve Turan içeri girer)
MUHARREM – Havadis nerede Ali?
ALİ – Zıkkımlanmaya gitti, patronun verdiği cukkalarla
MUHARREM – Aralarından su sızmıyor, nedendir anlayamıyorum
KAMBER – Kim annıyır ki sende annayasın
TURAN – Patron verdiği cukkaların karşılığını nasıl alacak acaba?
ALİ – Benim, senin, bunun, şunun ne yaptığını ne konuştuğunu haber vererek ödeyecek borcunu Havadis Halil
KAMBER – Yani Havadis iki işi birden mi yapır? Vay anasını Peki heç yorulmur mu?
AYDIN – (gülerek) Kamber, bu iş senin bildiğin işlerden değil Havadisin ikinci işi zahmetsiz bir iştir Yaptıklarımızı, konuştuklarımızı bizden (bilgi yelpazesi net) habersiz patrona söyleyecek
KAMBER – Vay namıssız vay Onnan her şey beklenir, beş vağıt namazdan başka Hangi şeytan peydahlayıf bu namıssızı?
TURAN – (kendini beğenmiş bir tavırla) Ben demiştim zaten böyle bir şey yapacağını
ALİ – Yine başladı atmaya
TURAN – Dememiş miydim?
ALİ –Tamam, tamam demiştin
MUHARREM – İtişip kakışacağınıza ne yaparız onu düşünsenize
KAMBER – mence onun hakkından fırıldak geler
ALİ – Sen hep zor işleri bana havale et Başka zaman olsa bilmişlik yaparsınız, ah biraz daha okuyabilmiş olaydım, görürdünüz neler yapardım neler Tabi ki hakkından geleceğiz, ama ben değil, hepimiz
AYDIN – Neler yapardın Ali?
ALİ – Önce bu uyuşukları uyandırırdım yılanın başını, kaldırmadan ezerdim
KAMBER – ay fırıldak sen eğer oğusaydın millete gan uddurardın valla, memleketin altınnan girer üstünnen çığardın
ALİ – Benim çektiğimi sende çeksen böyle konuşmazsın Buraya gelirim siz kafama vurursunuz, eve giderim üvey annem, babamı desen karı sözünden çıkmıyor zaten Ama siz benimle alay etmekten başka ne becerir, neden anlarsınız ki?
KAMBER – Alı gardaş sen bize bağma alay etmirik, şaka yapırık Sen bizim kimi öküz gafalı değilsen, bizden daha ey düşünürsen Men seni sevdiğimden ele yapıram
TURAN – Valla öyle, bravo sana Ali, çok haklısın
MUHARREM – Biz bugüne kadar seni dam yerine koymamakla hata etmişiz
AYDIN – Şimdi bunları bırakın, beni dinleyin Halil ‘in yanında kimse bir şey konuşmasın, dikkatli olalım Ben zaten Halil ile konuşacağım, bu davranışından vazgeçmezse biz de gerekeni yaparız Hadi şimdi işe başlayalım (önlüklerini giyip içeri girerler ) Ali sende bir türkü söylesene (makine sesleri duyulmaya başlar, Ali sahnededir, tezgahın yanında oyalanarak türkü söylemeye başlar, Halil içeri girer)
HALİL – Babanın sünnet düğünü mü var, böyle neşelisin?
ALİ – Git işine be, sana ne
HALİL – Kes sesini be, makinelerin gürültüsü yetmiyor sanki, bir de senin zırıltını mı dinleyeceğiz? (önlüğünü giyer, içeri girer)
ALİ – Şuna bakın hele, kudurdu valla (Aydın içerden çıkar)
AYDIN – Ali çay nerden geliyor?
ALİ – Burada çay içmek yasaktır
AYDIN – Yasak mı? Kim yasakladı? (Halil görünür)
ALİ – Çay içerken zaman kaybı oluyormuş diye patron yasak etti
AYDIN – Demek öyle
ALİ – (sessizce) Halil bizi dinliyor usta
AYDIN – (başını sallayarak) Tabi patron haklı, iyi yapmış (Halil seni gidi dercesine başını sallayarak içeri girer) Ne biçim adam bu patron ya, iş yerinde çayın yasaklandığını da hiç duymamıştım
ALİ – Duymadıysan duy işte (Aydın içeri girer) Hey Aydın usta hey Sen daha buranın nesini gördün ki, daha neler göreceksin neler (türkü söylemeye devam eder Adil içeri girer, Ali türküyü keser Adil biraz dolaştıktan sonra içeriyi kontrol eder ve sahnenin ortasına doğru yürür)
ADİL – Ya şu Aydın usta hiç düşündüğüm gibi değilmiş, çocukları nasıl çalıştırıyor (Aydın içerden çıkar)
AYDIN – Ben tuvalete kadar gidiyorum (çıkar)
ADİL – Sen niye buradasın ulan fırıldak, geç içeri, Halil ‘i de bana gönder (Ali içeri girer, Halil gelir)
HALİL – Buyur ağabey
ADİL – İşe ne zaman başladılar (Ali kapıdan izler)
HALİL – Ben geldiğimde başlamışlardı (Muharrem içerden çıkar tezgahtan çekiç alıp geri döner, sonra Kamber gelip testere alıp döner, sonra Turan tornavida alıp döner Adil ve Halil onları izlemektedir Ali süpürgeyle içerden çıkar ve etrafı süpürmeye başlar)
ADİL – (saatine bakar) Halil, her tuvalete giden böyle geç mi geliyor? (Halil susarak içeri girer) bu kadar zaman kaybı olur mu ya (etrafı süpüren Ali’ye kızarak) toz etme ulan, sulayarak süpür (Aydın içeri girer) Tuvalete gidip gelmek bu kadar uzun mu sürüyor Aydın usta? (Aydın sertçe bakar) Yanlış anlama sözüm sana değil (Aydın aldırmadan içeri girer, Adil sinirli bir şekilde dolaşır ) Ali git Halil’i bana gönder (Ali içeri girer Halil gelir, Adil Halil’i dış kapıya doğru götürüp kulağına bir şeyler fısıldar Halil önlüğünü çıkarıp Adil ile birlikte sahneyi terk ederler Ali de onların arkasından gider Turan içerden elinde tornavida ile çıkar)
TURAN – Aydın usta, fırıldak nereye gitti? Patronla Halil’ de yok (Aydın ve diğerleri de içerden çıkar, makinelerin sesi kesilir)
KAMBER – Haraya gedifler?
TURAN – Bilmem, ben geldiğimde yoktular
MUHARREM – Bir şeyler var mutlaka, yoksa fırıldak bize söylemeden tuvalete bile gitmez
AYDIN – Patron, Havadis, Fırıldak  (Ali hızla içeri girer)
ALİ – Usta patron sana çok sinirlenmiş, havadis de bir şeyler anlatıyordu, sonra birlikte nalbura gittiler, havadis kucağında ağır bir paketle geliyor, patron da keresteciye gitti
KAMBER – Pakette ne var, bilirsen mi?
ALİ – Ne bileyim (Halil kucağında paket ile sırıtarak içeri girer, paketi ortaya koyar ve üzerine oturur, ötekiler merakla onu izler)
KAMBER – O paket nedir havadis? (Halil sırıtır)
TURAN – Söylesene ya, çatlatma adamı
MUHARREM – Ya ne meraklısınız, malzeme almış işte, menteşe, kilit falandır (Halil yine sırıtır)
|