Prof. Dr. Sinsi
|
Usta Tiyatro Metni, Usta Skeç
AYDIN – Günaydın arkadaşlar (tuvalete bakar) tuvalete gidip gelmek zaman kaybına neden olduğundan patron tuvalet yaptırdı ha (güler)
HALİL – Ondan değil, Adil ağabey, işçiler tuvalete gidip gelmekte zorluk çekmesin diye buraya yaptırdı
AYDIN – Öyle olsun (Kamber dışardan gelir)
KAMBER – Salamalaköm (tuvalete bakar) bu nedi?
HALİL – (sırıtarak) tuvalet
ALİ – Yüz numara, ayak yolu, abdesthane
KAMBER – (tuvalete girer, WC taşının sağına soluna bakar bir şey anlamaz) Bu ne biçim yüz numara? Deliği hardadı bunun? (diğerleri birlikte gülüşür)
AYDIN – Halil iyi düşündün mü, dün söylediklerimi?
HALİL – Benim düşünecek bir şeyim yok, siz düşünün
AYDIN – Peki Halil, günah bizden gitti Zamanı gelince düşünmeye fırsatın bile olmayacak
(Aydın, Turan Muharrem ve Halil önlüklerini giyip içeri geçerler Ali tuvalete girer, Kamber Ali’nin WC de ne yaptığını kapı aralığından izlemektedir Ali pantolonunu çözer gibi yapıp kapağı kaldırıp WC taşına oturur Önlük pantolonun çözülmüşlüğünü kamufle eder İçerden makine sesleri gelmeye başlar, Ali kalkıp toparlanıp kapıyı açar ve Kamber kapıya dayandığından içeri yıkılır)
ALİ – Hayrola bir koku mu aldın? (güler Kamber tuvalete girip deliği arar)
KAMBER – (kendi kendine konuşarak) bu sıpa harasına yaptı bunun?
ALİ – (kahkahalar atarak içeri bağırır) Hele gelin, sosyetenin haline bakın (hepsi içerden çıkar, Kamber’ e yaklaşırlar)
TURAN – Ne o sosyete, yiyecek bir şey mi arıyorsun?
MUHARREM – Beklersen ben birazdan üreteceğim (gülerler)
AYDIN – Ne arıyorsun Kamber?
KAMBER – Ya bu meretin deliğini tapammadım (Aydın, WC taşının kapağını kaldırır) mende iki saattı deliği gezirem Hele çekil bir möhkem yapım (Aydın gülerek WC den çıkar, Kamber pantolonunu çözer ve oturur, kendi kendine konuşur) vay anasını, ne rahatmış bu ya, millet kıçının gedrini bilirmiş, (içerden bağırır) ya biraz su yetiştirin mene, su almak yadımdan çıkıf,
ALİ – Yandaki düğmeleri çevir su akar (Kamber, kalkıp toparlanır içerden çıkar Adil dışardan gelir)
ADİL – (tuvaleti göstererek) bunu iyi kullanın ha, kırmayın, pisletmeyin sağını solunu (Aydın’ a dönerek) Aydın usta sen benimle gel hele biraz, bir müşteri geldi sipariş vercekmiş ama anlatamadı, sen anlarsın (Aydın ve Adil birlikte çıkarlar)
KAMBER – Siz çalışın men birez sora gelirem (ötekiler içeri girer, Kamber de tuvalete girip boş oturur, Ali türkü söylemeye başlar, aynı anda Kamber de içerden başka bir türkü söyler)
ALİ – su sızıyor sızıyor
Taşların arasından
KAMBER – (içerden) Bu gala daşlı gala
Cıngıllı daşlı gala
ALİ – Eğil eğil öpeyim
Kaşların arasından
KAMBER – gorkuram yar gelmeye
Gözlerim yaşlı gala
ALİ – Ya sen az önce çıkmadın mı tuvaletten?
KAMBER – Sus, rahatıma bozma
ALİ – Yoksa boş mu oturuyorsun?
KAMBER – (tuvaletten çıkar) Ya bele ey oldu, yorulduğumuzda oturarık Ama kimseye söyleme, aramızda galsın
ALİ – Tamam, tamam Dur ben de bir gazete alıp geleyim
KAMBER – Niye?
ALİ – Gelince görürsün (Ali dışarı çıkar, Kamber içeri geçer Aydın elinde bir kağıtla içeri girer, tezgahın yanında kağıda bir şeyler çizer Ali elinde gazeteyle dışardan gelir)
AYDIN – Hayrola Ali, siz gazete okur muydunuz? Yoksa resimlerine mi bakacaksınız?
ALİ – Yok usta vallaha ya (gazeteyi dolaba koyar, Emine içeri girer)
EMİNE – Ali, çıta istiyorum,
ALİ – (bir Aydın’ a, Emine’ ye bakar) uzun mu olsun kısa mı?
EMİNE – Nasıl olursa olsun (Ali içeri girince, Emine Aydın’a döner) Merhaba, nasılsın?
AYDIN – Merhaba, iyiyim sağol Sen nasılsın?
EMİNE – İyi değildim, seni görünce iyi oldum
AYDIN – Öyle mi?
EMİNE - Evet öyle, sana kanım kaynadı, sen ötekilerden farklısın
AYDIN - Ya, neyim farklı?
EMİNE - Bilmem, farklı geldin bana
AYDIN - Dün hep seni düşündüm
EMİNE – Yaaa
AYDIN – İnan ki, senden hoşlandım
EMİNE – Ne yalan söyleyeyim bende seni düşündüm (Ali elinde çıta ile gelir)
AYDIN – (Ali ‘ ye) o çıta olmaz budaklıdır, git başkasını getir
ALİ – İçerde biraz oyalan desene sen buna (gülerek içeri geçer)
AYDIN – Anla işte
EMİNE – Yarın tatil sen çalışacak mısın?
AYDIN – öğlene kadar çalışacağım, ama öğleden sonra boşum
EMİNE – Beni sinemaya götürür müsün?
AYDIN – Götürürüm ama başımda bir sıkıntı var, önce onu halletmem gerek
EMİNE – Sana bir yardımım dokunabilir mi?
AYDIN – Sahiden yardımcı olur musun?
EMİNE – Yapabileceğim bir şeyse neden olmayayım?
AYDIN – İyi o zaman (Emine ’nin kulağına bir şeyler söyler)
EMİNE – (sinirli bir tavırla) Halil’den mi?
AYDIN – Benim için,
EMİNE - İyi tamam, ama senin için
AYDIN – Bekle Halil’ i gönderiyorum (içeri geçer, Halil içerden çıkar)
HALİL – Efendim Emine, bana diyeceğin varmış?
EMİNE – Bana elliye yüz bir sunta gerekiyor, getirir misin? Hem sana söyleyeceklerim var
HALİL – Tabi getiririm Emine, sen iste canımı bile veririm
EMİNE – Bekliyorum (çıkar)
HALİL – (sevinerek) oy oy Emine (Aydın içerden çıkar)
AYDIN – (Halil’e) Hayırdır Halil? (Halil cevap vermeden içeri geçer, Aydın Ali’ yi çağırır) Ali çabuk buraya gel,
ALİ – (İçerden hızla çıkar) Buyur usta;
AYDIN – Git çabuk patrona, bir zahmet buraya kadar gelmesini söyle, de ki Aydın usta bir şey gösterecek
ALİ – Tamam usta (hızla çıkar)
AYDIN – Yaktım seni şimdi Halil Bu sana iyi bir ders olsun Şimdi anlarsın arkadaşlarını satmanın ne demek olduğunu Acıyorum ama, hele bir dersini alsın (Ali girer)
ALİ – Patron geliyor usta
AYDIN – Tamam Ali, sen şimdi içeri geç (Halil içerden elinde bir sunta ile çıkar) Ne yapacaksın o suntayı Halil?
HALİL – Sana ne (sırtını kapıya dönüktür)
AYDIN – Demek patrondan habersiz malzeme satıyorsun? (Adil içeri girer ve bu konuşmaları duyar)
HALİL – İyi yapıyorum, sen işine bak
ADİL – (sinirli bir şekilde Halil’ in üstüne yürür) demek benden habersiz malımı satarsın ha, Ulan nankör, sana yaptıklarımın karşılığı bu mu? Ulan bugün malımı satan yarın beni de satar, sana böyle mi güvenecektim Defol git, gözüm görmesin seni (Halil olduğu yerde kalır, üzgün ve şaşkın bir haldedir, Adil cebinden para çıkarır Halil’ in önüne atar) al, bir daha da buralarda görünme Bak hala duruyor çık ulan defol çık (Halil yavaş yavaş çıkar, Adil Halil’ e bir tekme savurur) çabuk ol ulan (ötekilerde içerden çıkar, ne olduğunu anlamaya çalışmaktadırlar Adil diğerlerine döner) şu yaptığına bakın hele Ulan bana yapılır mı bu? Kim bilir şimdiye kadar neler sattı? Sizleri bana hep kaytarıyorlar diye anlatıyordu Demek anlattıklarının hepsi kendisi gibi yalanmış Bende sizin günahınızı almışım (sinirli bir şekilde dolaşır) beni ne gösterecektin Aydın usta? (diğerleri içeri geçerler, makineler çalışmaya başlar)
AYDIN – (elindeki çizdiği kağıtları göstererek) hangi şekilde yapayım diye soracaktım,
ADİL – Ya bak işte maliyeti fazla olmayan hangisi olursa o şekilde yap
AYDIN – Ben yine bir sorayım dedim (içeri girer)
ADİL – (Ali’ ye) git bana bir sigara al (para uzatır)
ALİ – çikolata?
ADİL – Hay senin pisboğazına, ulan zaten sinirliyim, iyice tepemi attırma benim (Ali parayı Adil’ in elinden kaptığı gibi dışarı fırlar, Adil gülerek) bu çocukta olmasa tam sinir küpü olacağım Sonra kendi kendine konuşmaya başlar) Ulan Halil, bunu senden beklemezdim, söyleseler inanmazdım, ama gözümle gördüm Artık kimseye güvenmeyeceğim İyisi mi, kendi işini kendin gör Yoksa bütün bunlar Aydın’ın başının altından mı çıktı? Yok canım, çocuğun günahını almayayım Aydın mı dedi sanki Halil malzeme sat diye Ama O gelmeden yoktu böyle bir şey Yoksa vardı da benden mi saklıyorlardı? Bunlar bir halt karıştırıyorlar evet, evet karıştırıyorlar Peki benim nasıl haberim olacak bunlardan? (biraz düşünceli bir halde dolaşır) Tamam, buldum (Ali elinde sigara ve çikolata ile içeri girer) Zıkkımın olsun, yine aldın ha, Şevket bu kez dövmedi mi?
ALİ – Tam dövmeye hazırlanıyordu ki, tamam ver dedim
ADİL – Bana bak ben gelmeden yemeğe çıkma tamam mı?
ALİ – Tamam ağabey (Adil çıkar) beleş çikolatanın da tadı bir başka oluyormuş (Aydın içerden çıkar)
AYDIN – Nereye gitti patron?
ALİ – Bilmem, öğlen gelecekmiş
AYDIN – İyi (içeriye seslenir) Arkadaşlar buraya gelin hele (makine sesleri kesilir, hepsi içerden çıkar)
MUHARREM – Aydın usta, Halil’in meselesini ben anlayamadım ya ne oldu öyle?
KAMBER – Patron ne yaman gızmıştı ele ya
TURAN – Aralarından su sızmıyordu, işten çıkarılacak en son kişi o olurdu oysa
ALİ – Patron Halil’ in malzeme sattığını gördü
MUHARREM – Yok canım, şimdiye kadar ben Halil’in öyle bir şey yaptığını görmedim Bence başka bir nedeni var
ALİ – Boş verin, Halil çıktı mı, siz ona bakın
|