10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Turistperver Otel Skeç, Turizm Haftası İle İlgili Skeç
Turistperver Otel Skeç, Turizm Haftası İle İlgili Skeç
ŞEHRİBAN : Ay yetercim, şu geçen gün gelen Adalet Bey var ya Kaldığı gün çok rahatsız olmuş Yan odadan gürültüler geliyormuş Bir seslenmiş “Hey! Yan odadaki sen kimsin?” demiş Yan odadan da “Ben Jaen Clode Van Damme ” Demiş Ay bizim Adalet Bey ne ya demiş biliyor musun? “Gelsem dördünüzü birden yenerim ” demiş
YETER: Ayy Şehriban, Sen geçen gün şu arkeologlardan bahsetmiştin de bu kazıları yaptıklarında çkan fosillerin kadın mı, erkek mi olduklarını nerden biliyorlar acaba?
ŞEHRİBAN : Şeyy, bilmem ki…
ABUZİTTİN : Neresinden bilecekler, tabi ki çenelerinden
ŞEHRİBAN : Çenelerinden mi? Nasıl yani?
ABUZİTTİN : Çenesi düşükse kadındır
ŞEHRİBAN : Kadın düşmanı Sen de 
YETER : Aman sen onu bırak da ben ne zaman şöhret olacağım sen onu söyle
ŞEHRİBAN : Şu şöhret olacağın sesinle bir şakı da dinleyelim
(Yeter şarkı söylemeye başlar )
ŞEHRİBAN : Ay Yetercim yeter! Hadi git de yukarıdaki çarşafları değiştir, yatakları düzelt, camları sil… hadi hadi…
YETER : Sesimi çekemedi de beni gönderiyor Bu arada aklında bulunsun Bir şöhret olursam seni menecerim yapacağım Kendini yetiştirmeye bak
ŞEHRİBAN : Ay, olur, olur Sen ilk önce o dediğinden ol da ben sana seve seve menecer olurum Eeee ne de olsa sanatçıları yetiştiren menecerlerdir
YETER : Hadi canım, sen de!
LUCY : Hello, Hi!
ŞEHRİBAN : Ne?  
LUCY : How you got any room?
ŞEHRİBAN : Ayyy!!! Yiyeyim sizin rumunuzu falan Gelin gelin şöyle oturun bakayım
LUCY+JOHN : What?
ŞEHRİBAN : Yeter, Yeterrr!
YETER : Ay ne var be!  
ŞEHRİBAN : Bize dört fincan kahve… Biri orta şekerli olsun Turistlerimiz damaklarının tadını bulsun Bir de İngilizce sözlüğünü getir
YETER : hangisi orta şekerli olsun?
ŞEHRİBAN : Neyse siz bakmayın ona
ABUZİTTİN : Aneyyy! Dövizler gelmiş, dövizler Beni niye uyandırmadınız? Ayak bastı parası aldınız mı?
ŞEHRİBAN : Bana bak Abuzittin! Diğer gelenleri de bezdirdin Sana bunları yedirtmem Türk misafirperverliğinin adını hep senin gibi kendini gözü açık zannedenler kirletiyor zaten Hadi şu bavulları al da önümüzde kalabalık yapmasın
ABUZİTTİN : Aman be! Bir benim yüzümden mi kaçıyor bu turistler?
ABUZİTTİN: (Turistlere) Mani mani
JOHN : What?
ABUZİTTİN : Bu para sahte
ŞEHRİBAN : Nerden anladın?
ABUZİTTİN : Üzerinde Atatürk resmi yok!
ŞEHRİBAN : Ayy!  
YETER : Buyrun! Buyrun! Bak ıscak, ıscak, köpüklü, köpüklü için bakim
LUCY : Sör Wıstın cofe Made in Turkey Turkish coffie Oh my god!
ŞEHRİBAN : Aaa! Şuna iyi bak İyi ki bir sözlüğü al, gel dedik Hemen içine baktın
YETER : Aaa! Hadi canım, bu İngilizceyi dördüncü sınıftan beri biliyorum
ŞEHRİBAN : Hiç zorlanmadın mı?
YETER : hayır, ben pek zorlanmadım ama İngilizce öğretmenim bayağı zorlanmıştı
LUCY : Wery good, wery good
JOHN : Yes, yes…
ŞEHRİBAN : Afiyet şeker olsun
YETER : Eeee… kim yaptı kahveleri? Hadi, hadi kapatın da Şehriban şöyle falınıza güzelce bir baksın
ŞEHRİBAN : Şey… Bilmem ki…
LUCY+JOHN (Anlıyorlarmış gibi) : Yes, yes…
ŞEHRİBAN : Eh bu kadar ısrar ediyorsanız bakalım bakalım (Eline kahve fincanını alır ) Hişt kız! Bak, adın neydi senin? What is your name?
LUCY : I’m Lucy
ŞEHRİBAN : Lucy… Oh, çok güzel! Bak Lucy görüyor musun?
LUCY : What?
ŞEHRİBAN : Kız Yeter neydi o… seni çok seviyor evleneceksiniz neymiş?
YETER : Aman, aman! Tamam, buldum Ne biçim sözlük bu yahu? He’s not fait full at too you
ŞEHRİBAN : Aaaa Kız Lucy, He’s not fait full at to you?
LUCY : Oh my good John?
JOHN : No, no, no…!!!!
ŞEHRİBAN : Kız Yeter, bunlar yoksa kardeş miydi? Böyle ağlıyorlar
YETER : Yok be! Kardeş olsalar biraz benzerler Hııı şehriban!!!!ben yanlış yere bakmışım Onlara ne demişiz biliyor (bilgi yelpazesi net) musun?
ŞEHRİBAN : Ne demişiz kız? Kötü bir şey mi?
YETER : Kızmak yok ama…
ŞEHRİBAN : Tamam, tamam Kızmam!
YETER : Lucy’e var ya… Bu seni aldatıyor demişiz!
ŞEHRİBAN : Deme!!!
YETER : Dedim bile!
ŞEHRİBAN : Hemen bul şu seni çok seviyor demeyi
YETER : Hıh, tamam tamam buldum! He Loves You
ŞEHRİBAN : He loves you! Kız Lucy, he loves you!
JOHN : Yes, yes!
LUCY : I’m not understand
(Şehriban, Lucy’e vermesi için John’a çiçek verir Ancak John çiçekleri Şehriban’ın kafasına fırlatıp sahneden çıkar )
ŞEHRİBAN : Yine her şeyi yüzümüze gözümüze bulaştırdık
YETER : Kırk yılın başında otelimize bir turist geldi ama onu da mahvettik
ŞEHRİBAN : Keşke ailemi dinleyip İngilizce dersinde başarılı olsaydım
|
|
|