10-24-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aptal Bekci 8 Kişilik Oyun
Şarkı Hicaz Curcuna)
(Zenneleri Hacıvat karşılar)
Hacıvat: Vay efendim hoş geldiniz safalar getirdiniz, böyle şarkılar söyleyerek ne tarafa gidiyorsunuz
1 Zenne: Allah ömürler versin Hacıvat Çelebi, şöyle biraz gezmeye çıktık
Hacıvat: Anladım hanım kızım, evde otura otura canınız sıkıldı herhalde
1 Zenne: Ahh evimizi hiç sormayın Hacıvat çelebi, evin damı akıyor ama ev sahibi hiç aldırmıyor, bir dolaşalım bakalım bir ev bulabilirsek hemen taşınacağız
Hacıvat: Aman hanım kızım iyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş, benim elimin altında güzel bir ev var eğer beğenirseniz hemen size vereyim o evi, yeter ki evi beğenin sizden iyi kiracı mı bulacağım
1 Zenne: Evi görebilir miyiz Hacıvat çelebi
Hacıvat: Hay hay evladım, buyurun (eve girerler içerde konuşurlar) işte hanım kızım burası mutfak, burası yatak odası
1 Zenne: Çok güzel Hacıvat Çelebi
Hacıvat: Yukarıda da iki oda var, çok kullanışlıdır, bakınız arkada bahçesi de var
2 Zenne: Tavuk kümesi de var mı efendim
Hacıvat: Elbette var hanım kızım
1 Zenne: Pek güzelmiş efendim (perdeye gelirler) Kirası ne kadar Hacıvat Çelebi
Hacıvat: Evladım siz yabancı değilsiniz sizin için elli milyon olur
2 Zenne: Peki efendim biz bu evi tuttuk, buyurun bir aylık da peşin veriyoruz
Hacıvat: Sağolunuz evladım güle güle oturunuz (gider)
2 Zenne: Biz de gidip evi temizleyelim bari (giderler)
Şarkı eşliğinde Tuzsuz Deli Bekir gelir
(Şarkı Hicaz Düyek)
Tuzsuz: (Nâra atar) Eyy gidii felekkkk, eyyy gidii felekkk beeeeeeee
Karagöz: (pencereden bakarak) Hey gidi dümbelekk bee, bu da kim yahuu
Tuzsuz: Bana bak öyle tepeden konuşma erkeksen aşağı gel de boyunu görelimmm
Karagöz: (gelir) Ne var be ne bağırırsın ayağına basılmış ayılar gibi?
Tuzsuz: Eyytt beeee, bana bak breee sen beni tanır mısın, bana adıyla sanıyla Tuzsuz Deli Bekir derler
Karagöz: Senin tatsız tuzsuz olduğun belli zaten
Tuzsuz: Bana bak var mısın benimle bir güreşe bakalım haaa
Karagöz: Seninle değil, senden daha kabadayı pehlivan varsa o gelsin onunla güreşirim ben
Tuzsuz: Bana bak yere bir mendil ser bakalım
Karagöz: Ne olacak mendil
Tuzsuz: ben şimdi bir vuruşta senin kelleni kesicem, kellen yere düşüp toz olmasın diye, eğğ bakalım başınıııııı yere
Karagöz: Sen beni biraz bekle bakalım burda(Karagöz eve gidip bir sopa alır, sopayı arkasına saklayıp perdeye gelir) Bana bak Tuzsuz, başımı nasıl eğecektim bennn?
Tuzsuz: (Başını aşağı eğerek) İşte böyle
Karagöz: (sopayı Tuzsuz’un kafasına indirir) Al sanaaa
Tuzsuz: Aman bree kelleyi kırdınn
Karagöz: Kırarım ben, sana Tuzsuz Deli Bekir derlerse bana da Karagöz pehlivan derler
Tuzsuz: helel sana bee, ben kendimi kabadayı sanırdım meğer sen benden daha kabadayı imişsin
Karagöz: Elbetteee öyleyim
Tuzsuz: Sen hakikaten kabadayı bir adama benziyorsun, bana bak ben seni bu mahalleye bekçi yapıyorum tamam mı,
Karagöz: Olur Tuzsuz efendi olurr,
Tuzsuz: Yalnız şu karşıdaki eve yeni taşınan zennelere dikkat et, yabancılar girmesin haydi eyvallah (gider)
Karagöz: (eve gider başına bir külah takıp perdeye gelir) haydi bekçi vereliimmmm, peynirli, kıymalı, sade bekçiiiiiiii
Zenne: (içerden) Aaa gündüz vakti de bekçi dolaştığını bu mahallede gördüm ayoll
Şarkı söyleyerek Çelebi gelir
|
|
|