10-24-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı(Piyes)
ÖĞRETMEN — Hiç sana kurşun döktüler mi,tütsü yaptılar mı?
HANİFE — Geçen sene çok hasta oldum Ateşim hiç düşmedi Haminnem boyuna anneme,bak senin doktorların hiçbir şey yapmadılar,ateşi düşmedi,dedi…Bir şu bohçacı kadını çağıralım da bak çocuk nasıl iyi olur dedi Annem bıktı,bohçacı kadını çağırdı Bohçacı kadım: Aaa!Bir şeyciği yok bu çocuğun,dedi Perhiz filan istemez Ben onu bir okur üflerim,geçer dedi Okudu,üfledi Haminnem de bana gizli gizli yiyecek verdi Az kalsın ölüyordum
ÖĞRETMEN — Vah zavallı,ne imiş hastalığın?
HANİFE — Tifo imiş
ÖĞRETMEN — Ya…Bak şu bohçaçı kadının karıştırdığı işe Hiç tifolu çocuğa yiyecek verilir mi?Perhiz yapmak lazım Tabiî ateş çabuk düşmez Bu doktorun bilmemezliğinden değil,hastalık böyle Bakın gördünüz mü çocuklar,işte eski kafalılar tıpkı bu Hanife’nin haminnesi ve bohçacı kadın gibi düşünüyorlar Hâlbuki Cumhuriyet’in çocukları böyle değil,bakın Hanife de görmüş doktorla bohçacı kadının farkını…Öyle değil mi Hanife?
HANİFE — Öyle,öyle…Şimdi o cadı kadını sokakta görünce yolumu değiştiriyorum
(Çocuklar gülüşürler )
(Öğretmen,bir fes resmi gösterir )
ÖĞRETMEN — Çocuklar,bilin bakayım bu nedir?
(Çocuklar ellerini kaldırır )
ÖĞRETMEN — Söyle bakayım Veysel?
YASİN — Saksı
ÖĞRETMEN — Sen Cihan?
CİHAN — Yarısı kesilmiş bal kabağı
(Çocuklar güler )
ÖĞRETMEN — Sen İsmail?
İSMAİL — Kilogram
ÖĞRETMEN — Çocuklar,hiçbiriniz bilemediniz Bilemezsiniz de Görmediniz Buna fes derler
ÇOCUKLAR — Fes nedir,öğretmenim?
ÖĞRETMEN — Eskiden Türklerin başlarına giydikleri şey
YASİN — Eskiden Türkler bunu mu başlarına giyerlerdi?
ÖĞRETMEN — Evet,bunu giyerlerdi Hem biliyor musunuz,bu ne renkte idi?
(Çocuklar susarlar )
ÖĞRETMEN — Kırmızı
(Çocuklar gülerler )
ÖĞRETMEN — Bir de şunun şurasında pırasa bıyığı gibi bir şey var Görüyorsunuz ya,işte o da siyah iplikten yapılmış püsküldü Başınıza böyle bir şey giymek ister misiniz?
ÇOCUKLAR — Hayır,hayır,hayır…
ÖĞRETMEN — İşte çocuklar,yabancılar da bize gülerdi,tıpkı sizin güldüğünüz gibi Atatürk bu püsküllü belâyı da başımızdan attırdı Şimdi biz de bütün medenî milletler gibi şapka giyiyoruz İyi yaptı değil mi?
ÇOCUKLAR — Çok iyi yaptı,çok iyi
ÖĞRETMEN — Atatürk’ün başka yaptığı iyiliklerden ne biliyorsunuz?
(Çocuklar ellerini kaldırırlar )
ÖĞRETMEN — Hacı,söyle bakayım,daha ne iyilikler yaptı bize?
HACI — Demir yolu yaptırdı,fabrikalar yaptırdı
ÖĞRETMEN — Demir yolu iyi bir şey mi?
HACI — Çok iyi bir şey
ÖĞRETMEN — Neden iyi bakayım?
HACI — Biraz hızlı gider de ondan
ÖĞRETMEN — Biliyor musunuz çocuklar,demiryolu yokken Sivas’tan Ankara’ya kaç günde gidilirmiş?
(Çocuklar susar )
ÖĞRETMEN — At arabası ile yirmi günde
ÇOCUKLAR — Ooooo…
ÖĞRETMEN — Şimdi biliyor musunuz aynı yol trenle ne kadar zamanda gidiliyor?
(Çocuklar susar )
ÖĞRETMEN — 12 saatte
ÇOCUKLAR — Oooooo…
ÖĞRETMEN — Bir gün 24 saat olduğuna göre yirmi gün kaç saat eder,düşünün bakayım?
(Bir müddet sonra birkaç çocuk el kaldırırlar )
ÖĞRETMEN — Söyle Hacı?
HACI — 480 saat
ÖĞRETMEN — Evet,eskiden Sivas’tan Ankara’ya 480 saatte gidilirmiş Şimdi 12 saatte Aradaki fark kaç saat tutuyor?
ÖĞRETMEN — Söyle bakalım Emine?
EMİNE —468 saat
ÖĞRETMEN — Demek ki,Ankara’dan Sivas’a trenle gidersek 468 saat kazanıyoruz Peki kazandık da ne çıkar?
(Çocuklar ellerini kaldırır )
ÖĞRETMEN — Söyle Veysel?
VEYSEL — Askerler bile daha çabuk düşmana yetişir
ÖĞRETMEN — Aferin Veysel,çok güzel Söyle Hilmi?
HİLMİ — Mektuplar daha çabuk varır
ÖĞRETMEN — Aferin Hilmi,çok doğru Söyle Sinan?
SİNAN — Bir yerden bir yere gönderilen mallar daha çabuk gider
ÖĞRETMEN — Çok iyi Sinan Görüyorsunuz ya çocuklar Ata’mızın yaptırdığı tren yollarının bize ne büyük iyilikleri dokunuyor
|
|
|