Konu
:
Çağdaş Tiyatro Hakkında Bilgi
Yalnız Mesajı Göster
Çağdaş Tiyatro Hakkında Bilgi
10-24-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Çağdaş Tiyatro Hakkında Bilgi
Çağdaş Tiyatro hakkında bilgi
Çağdaş Tiyatro
Çağdaş Tiyatro
Batı tiyatrosu bugün de genel olarak Stanislavski'nin sahne düzeni ve oyunculuk anlayışına dayalı bir gerçekciliği sürdürmekle birlikte 20
yüzyılın ilk yarısında dışavurumculuk gelecekçilik ve Bertolt Brecht'in epik tiyatrosu gibi gerçekçilik karşıtı akımlar da etkili oldu
Bu akımların hepsi farklı amaçlar ve yöntemlerle de olsa sanatın gerçeği yansıttığı düşüncesine karşı çıktılar; doğallık yanılsamasını kırarak sanatın doğal değil yapılmış bir şey olduğunu savundular
Geliştirdikleri deneysel teknikler tiyatroyu bir vakit geçirme ve eğlenme aracı olmaktan çıkardığı için de çoğu zaman seyirci çekemedi hatta skandallara yol açtı
Bu yeni akımların bir başka özelliği de oyun yazarları kadar sahne tasarımcıları ve yönetmenlerin de öne çıkması kuramcı kimliğini kazanmalarıydı
Deneysel tiyatro üzerinde etkili olmuş kuramcıların başında İsveçli tasarımcı Adolphe Appia gelir
Appia sahnenin bir gerçeklik atmosferi veren "sahici" dekor öğeleriyle doldurulmasına karşı çıkıyor bunun yerine yapıtın "ruhunu" ortaya koyacak yalın bir sahne düzeni öneriyordu
Doğalcı ayrıntıların yerine dikkati oyuncunun jestleri üzerinde toplayacak ve dramatik gerilimi çıplak bir biçimde dışa vuracak basit bir dekor gerekliydi
Appia'nın dışavurumcu görüş leri İngiliz yönetmen Gordon Craig tarafından daha da geliştirildi
Craig sahnede soyutlamayı uç noktasına götürdü; duygusal ve görsel değil tinsel ya da zihinsel bir etki yaratmak için son derece öznel bir ışıklandırma yöntemi yarattı
Tek bir gotik sütunun sahneye bir kilise havası vermekte ayrıntılı bir mukavva kilise dekorundan çok daha etkili olacağını düşünüyordu
Craig'e göre tiyatro ve oyunculuk simgesel düzeni bozmamalıydı
Craig ve Appia'nın görüşleri çok geniş bir uygulama alanı bulamadı
Yalnızca Avusturyalı yönetmen Max Reinhardt Craig'in soyutlamaya dayalı dışavurum anlatımıyla canlı ve renkli bir oyun anlayışı arasında bir uzlaşma noktası yakalayabildi
Rusya'da da 1917 Devrimi'nden sonra kısa bir süre için Stanislavski'nin doğalcı anlatımına karşı olan deneysel anlayışlar tiyatroya egemen oldu
Bu dönemde en etkili yönetmen daha önce Stanislavski'nin yanında oyunculuk yapan Vsevolod Meyerhold'du
Craig'in izinden giden Meyerhold dekorda soyutluğu daha işlevselci bir yöne çekti
Biyomekanik oyunculuk adını verdiği yöntemle oyuncuların özel kişiliklerini silmeye ve oynuculuğu bir dizi kimliksiz fiziksel harekete indirgemeye çalıştı
Sahnenin doğal bir ortam değil tiyatro amacıyla kurulmuş yapma bir düzen olduğunu açıkça belirtmek için vida ve çivileri gizlenmemiş dekor öğeleri kullandı
1918'de ilk Sovyet oyunu olan gelecekçi şair Mayakovski'nin Misteriya-buff'uru (Kutsal Güldürü) sahneleyen de Meyerhold'du
Gelecekçilik Rusya'dakinin tam karşıtı bir siyasal görüşü savunmakla birlikte İtalya'da da ektiliydi
İtalyan gelecekçileri makine çağının hızını şiddetini mekanikliğini kutsayan ve seyirciyle oyun arasındaki görünmez duvarı yıkmaya yönelen kışkırtıcı gösteriler düzenlediler
1921'de Bağımsız Deneysel Tiyatro'yu kuran Anton Giulio Bragaglia deneysellikle izlenebilirlik arasında bir denge oluşturmaya çalıştı
Modernizmin Almanya'daki biçimi dışavurumculuktu
Bu akım ilk örneklerini Strindberg'in son oyunlarında Frank Wedekind'in sahne ve kabare için yazdığı ve bestelediği şarkılı oyunlarda vermişti
Dışavurumculuk hem bireyin kendi ruhsal potansiyelini topluma karşı gerçekleştirmesini önerdiği hem de bunun olanaksız olduğunu söylediği için sahnede gerilimi çatışmayı ifade eden öğelere önem veriyordu
Sanatın gösterdiği gerçeklik dış dünyanın değişmez yüzü değil insanın gerilen ve kaynaşan iç dünyasıydı
Bu akımın daha siyasal bir kolu da vardı; 1918 ayaklanmasına aktif olarak katılan sosyalist şair Ernst Toller'in Die Maschinenstürmer (1922; Makine Kırıcıları) bu eğilimin en tipik örneğiydi
Dışavurumcu tiyatro yazarlardan çok yönetmenlerle etkili oldu
Daha sonra Brecht'le birlikte epik tiyatro deneyine katılan Erwin Piscator 1920'lerde makineleri hem birer dekor öğesi hem de sahne teknolojisi olarak kullandığı oyunlarda insanın artık yaşamadığını ama mekanik dünyanın bir tür insani (daha doğrusu şeytani) canlılık kazandığını gösterebilmişti
Fransa'da ise deneysel tiyatro fazla gelişmedi
Bunun bir nedeni modernizmin Fransa'ya özgü biçimi olan gerçeküstücülüğün tiyatroya fazla önem vermemesi ve sanatını da zaten seyirlik bir gösteri biçiminde gerçekleştirmesiydi
Öte yandan yeni akımlardan etkilenen oyun yazarları ve yönetmenler de Almanya ve Rusya'da olduğu gibi oyunculuk sanatını sarsmaya çalışmıyorlar tam tersine oyuncuyu öne çıkaran eski commedia dell'arte geleneğini sürdürüyorlardı
Fransa'da 20
yüzyılın ilk yarısında Georges Feydeau'nun bulvar komedileri popülerdi
Buna karşılık Jacques Copeau Louis Jouvet Charles Dullin ve Georges Pitoeff gibi yönetmenler seyircisiz kalma noktasına düşmeden tiyatronun da bir sanat olduğu iddiasını elden bırakmadılar
Özellikle Pitoeuff Almanya'dakine koşut bir biçimde dikkati oyunun düşünsel içeriği üzerinde toplamak amacıyla dekor ve oyunculuğu süsleme öğelerinden arındırdı
İngiliz tiyatrosu kara Avrupa'sındaki deneylerden uzak durdu
Yüzyıl başında Bernard Shaw'un sahneyi bir felsefi ve siyasal tartışma arenasına dönüştüren oyunları ilgi çekiyordu
Granville-Barker da Shakespeare oyunlarını sadeleştirdi geleneksel yorumlardaki tumturaklı ve ağır havayı eledi
Amerikan tiyatrosu bu dönemde aslında bir eğlence endüstrisi durumundaydı; gene de ülkenin ilk önemli oyun yazarı olan Eugene O'Neill'in yapıtları 1920'lerde sahnelenmeye başladı
İrlanda'da da J
M
Synge ve Seah O'Casey'in oyunları yüzyıl başlarındaki toplumsal ve ruhsal çalkantıyı yansıtıyordu
20
tiyatrosunun en etkili adı hiç kuşkusuz Bertolt Brecht'ti
Brecht'in epik tiyatro anlayışı ve ADC'de 1949'da kurduğu Berliner Ensemble John Arden ve Edward Bond gibi İngiliz yönetmenleri de etkiledi
Tiyatroda yanılsamaya ve edebi anlatıma karşı tepkinin bir ifadesi de belgesel tiyatro ya da olgu tiyatrosu adı verilen anlayıştı
Burada yaşanmış bir olay fazlaca değiştirilmeden ve belgelerle desteklenerek sahneye konuyordu
Peter Weiss'ın Ermittlung'u (1965; Soruşturma 1971) bu tarzın en başarılı örneğiydi
1980'lerde de İskoçya'da John McGrath'ın 7:84 adlı topluluğu bu anlayışı sürdürmektedir
20
yüzyıl tiyatrosundaki bir başka önemli eğilim de insanla dünya arasındaki uyumsuzluğu hem insanın hem de dünyanın anlamının silindiği noktaya kadar götüren uyumsuzluk tiyatrosuydu
Beckett'in sıkıntılı ve hüzünlü kuklalara dönüşmüş insanların dünyasını anlatan tiyatrosu Arthur Adamov ve Eugene Ionesco'nun daha fantastik denemeleri İngiltere'de Harold Pinter'ın oyunları eleştirmenlerce bu akım içinde değerlendirilir
Tarzın kökenleri Fransız yazarı Alfred Jarry'nin 15 yaşındayen yazdığı kukla oyunu Ubu roi'ya (1896; Übü 1963) değin götürülebilir
Uyumsuzluk tiyatrosu sahnedeki bütün görsel ve duyusal öğeleri en aza indirmişti
Buna karşılık Antonin Artaud'nun vahşet tiyatrosu bu duyusal etkileri insanların bastırılmış güdülerini ayaklandırmak için kullanır
Bazı eleştirmenlerce uyumsuzluk tiyatrosu içinde değerlendirilen Jean Genet ve Fernando Arrabal'ın oyunları da kamçılayıcı gerginlikleriyle Artaud çizgisine daha yakındır
1960'ladan sonra İngiltere ve ABD'de de seyirciyle oyuncu arasındaki mesafeyi kaldırmaya tiyatronun dokunulmazlığını parçalamaya yönelen "alternatif tiyatro" hareketleri yaygınlaştı
Bunların en etkilileri ABD'de Julian Beck ve Judith Malina'nın Living Theatre'ı (Yaşayan Tiyatro) ile İngiltere'de epik tiyatro uygulamasını sürdüren George Devine'in İngiliz Sahne Topluluğuy'du
Arnold Wesker John Osborne ve John Arden gibi yeni oyun yazarlarının yapıtları Devine'in tiyatrosunda sahnelendi
Deneysel tiyatronun Avrupa'daki öncülerinden biri ise seyircinin oyuna katılmasını savunarak hem Avrupa hem de ABD'deki deneysel tiyatro topluluklarını etkileyen Polonyalı yönetmen Jerzy Grotowski'ydi
II
Dünya Savaşı'ndan sonra İngiltere'de Laurence Olivier ve John Gielgud gibi Shakespeare yorumcuları geleneksel tiyatroyu sürdürerek yeni bir klasik oyuncu kuşağının yetişmesini sağladılar
1961'de Kraliyet Shakespeare Topluluğu'nu kuran Peter Book da deneycilikle seyirci zevkini uzlaştırabilmiş yönetmenlerden biridir
Aynı dönemde Fransa'nın önemli yönetmenleri arasında yönetmenin yaratıcılığına ağırlık veren tümel tiyatro anlayışını geliştiren oyuncu ve yönetmen Jean Vilar'ı anmak gerekir
Almanca konuşan ülkelerde ise 1960'lar ve sonrasında Max Frisch Friedrich Dürrenmatt Peter Weiss ve Peter Handke gibi yazarlar karamsar bir dünya görüşünü ilerici bir siyaset anlayışıyla birleştirmeye çalıştılar
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul