Yalnız Mesajı Göster

Batı Anadolu Türk Cumhuriyeti

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Batı Anadolu Türk Cumhuriyeti




O sıralarda kadronun önde gelen isimlerinden biri olan Yüzbaşı Yakup Cemil kat edilen mesafeyi şöyle anlatır:’’Balkanlara hızla girip,kaybettiğimiz topraklarımızı geri almamız üzerine Düveli Muuazzama derhal sadrazamın makamına koştularGüya, Londra Antlaşması’nı tek taraflı olarak bozmuşuz, hemen işgal ettiğimiz topraklardan çıkmalıymışızKim kimin toprağını işgal etmişti?İttihat ve Terakki’nin uygun görmesiyle Süleyman Askeri Bey,Eşref Kuşçubaşı,Çerkez Reşid,Sapancalı Hakkı ve Fehmi Beyler gibi arkadaşlarla Meriç’i geçip Trakya’ya daldıkGümülcine,Kırcali,Dimetoka gibi yerleri bir bir geri aldıkSerez’e de el atıp Yunan hududuna dayandıkBulgarların Ege bağlantısını kesmiş oldukAvrupa ayağa kalktıDış baskıları azaltmak için Garb-i Trakya Muvakkat Hükümeti’ni kurdukBu bir cumhuriyetti ve Türk tarihinde bir ilki gerçekleştirmiştikBayrağımız vardı,başkentimiz Gümülcine’ydi,pul bile bastırmıştık’’
Bir tarafta kendi askerlerinin başarısı öbür tarafta hatırı sayılır devletlerin gelişmelere olan muhalefeti arasında sıkışıp kalan Osmanlı Devleti ve başından beri gelişen hadisleri kendi politik çıkarlarına aykırı bulan Bulgaristan yeni kurulan Türk Devleti’ni resmi manada tanımamışlarsa da Yunanistan bu devleti memnunluk içinde karşılamıştırBunun doğal sonucu olmalıdır ki, 2 Ekim 1913’te Dedeağaç, Yunanlılarca Türk Devleti’ne bırakılmıştırHatta Yunanlılar silah ve cephane yardımı bile yapabileceklerini belirtmişlerse de bunun sadece boş bir söz olduğu zamanla anlaşılmıştır

Ne var ki, bütün bu hadiseler Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin kalıcılığını sağlayamamıştırBulgaristan’ın Batılı Devletler ve Rusya nezrinde yaptığı girişimler sonucu Osmanlı Devleti uluslar arası ilişkiler ekseninde hayli sıkıştırılmıştırBu baskılara daha fazla dayanamayan Osmanlı Devleti Bulgaristan’la 29 Eylül 1913’te İstanbul Antlaşmasını imzalamış ve Batı Trakya’nın Bulgaristan’a ilhakını resmen onaylamıştırAyrıca, Batı Trakya Hükümeti üyelerinin ve bu hükümet yanlısı kişilerin İstanbul Antlaşması’na uymaları ve bu yoldan vazgeçmeleri istenmiş,bu kişilerin bölgeyi en geç 25 Ekim 1913 gününe kadar Bulgarlara teslim etmeleri için mühlet verilmiştirNitekim, 25 Ekim 1913’te Batı Trakya Müstakil Hükümeti kendini feshederken; İstanbul’dan gelen Albay Cemal Bey’in gözetiminde Bulgar kuvvetleri bölgenin işgalini 30 Ekim’e kadar sessizce tamamlamışlardırAncak, Devletin silah ve cephanesi ileride yeniden kullanmak ümidiyle saklanmıştır

Osmanlı Devleti’nin bölgeyi Bulgarlara bırakmasının nedeni bazı kaynaklarda İttihat ve Terakkinin iç politik çekişmelerinin sonucu olduğu şeklinde de geçmektedirŞöyle ki, Osmanlı Devleti’nin yönetimini beğenmeyen Türk aydınlar birer birer Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’ne akın etmişler ve Devlet yönetim kademelerinde yer almışlardırİş, bu safhaya varınca kurulan yeni Devlet Osmanlı için potansiyel bir rakip durumuna gelmiştirAncak,olaya yalnızca “iktidar olma hevesi uğruna İttihat ve Terakkinin Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’ni gözden çıkardı” diye bakmak bizi yanlış sonuca ulaştıracaktırBabı Ali baskınından sonra devlet kademelerinde görev alan İttihat ve Terakki üyelerinin basiretsiz uygulamaları ve yabancı devletlerin telkinlerine uyularak yürütülen bir dış politika böyle bir sonucun meydana gelmesinde belirleyici olmuşturAncak,Bulgarların silah gücüyle yıkamadıkları Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’ni başka bir Türk Devletinin aracı edilerek tarihten silinmesi Osmanlı Devleti üzerinde olumsuz tenkitler yapılmasına zemin hazırlamıştırNetice itibariyle 55 günlük siyasi bir ömürden sonra Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin tarih sahnesinden çekilişi ve bölgenin Bulgarlara bırakılması Batı Trakya Türk Halkı üzerinde hayal kırıklığı yaratmıştırHükümetin yönetici kadrosu İstanbul’a geri dönmüş olsa da Enver Bey imam,köylü ve iş adamı kılığında Teşkilat-ı Mahsusa ajanları göndererek Batı Trakya’da Türk kimliğini ve etkinliğini korumaya çalışmıştırYıllar sonra bakıldığında Enver Bey’in uygulamasının başarılı olduğu görülürTürk-Yunan ilişkilerindeki Batı Trakya sorununa Yunanlıların tarihsel bir perspektiften bakıp, 1913’teki olayların analizini yapması radikal politik tutumları bir tarafa bırakıp ılımlı bir siyasa izleyeceğini zaman kanıtlayacaktır


Alıntı Yaparak Cevapla