Yalnız Mesajı Göster

Kurtuluş Savaşında Ülkemızın Durumu

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurtuluş Savaşında Ülkemızın Durumu




"İzmir'in Yunan askeri tarafından işgali olayı, yakından temasta bulunduğum ulusu ve orduyu ve tarif edilemeyecek derecede içten yaralamıştır Ne ulus ve ne ordu, varlığına karşı yapılan bu haksız tecavüzü sindirmeyecek ve kabul etmeyecektir" diyerek, ulus ve ordunun hükümetçe önlem alınacağı ve haklarının korunacağı umuduyla şimdilik sükunetlerini koruduklarını ve yine Samsun'dan 21-23 Mayıs'ta Ali Fuat ve Kazım Karabekir Paşalara çektiği telgrafla, Anadolu'ya geldiğini ve amacını biraz kapalı olarak belirtti· Samsun yöresindeki bütün asayişsizliğin Rum çetelerince yapıldığını ve İngilizlerin buralara haksız yere asker çıkartmış olduğunu belirten 22 Mayıs tarihli telgrafı ile de Hükümet'in bu durum karşısında önlem almasını istedi

Azınlıkta olan Rumların, Rusya'dan Rum göçmenleri getirttiklerini yörede çeteler kurarak soygun, öldürme, tecavüz olaylarına başladığını buna karşı, Türk halkının, Rum çetelerinden korunmak için çeteler kurduğunu, hatta Trabzon bölgesinden para ile Laz çeteleri getirttiklerini ve böylece canlarını ve mallarını koruyabileceklerini, Rumların Samsun bölgesindeki emellerinden vazgeçmeleri ile sükunetin sağlanacağını belirten M Kemal Paşa, "Türklüğün yabancı idaresine tahammülü" ve Yunanlıların Osmanlı memleketlerinin hiç bir yerinde hakimiyet hakları olmadığını, bu sebeple İzmir'in işgaline razı olunamayacağını İngilizlere söylediğini bildirdi İzmir'in işgali ve Rumların, ülkenin çeşitli yerlerindeki taşkınlıkları ve Samsun yöresinde Rum Pontus Devleti kurmak için giriştikleri çabalar karşısında Osmanlı Hükümeti'nin çaresiz, hatta işgalleri kolaylaştırıcı tutumu, M Kemal Paşa'nın ulus ve orduyu bu durumdan haberdar etmek, ulus ve memleketin kurtuluşu için yeni bir örgütlenme gereğine inandırmıştı Ancak Samsun'da kalması güvenlik yönünden sakıncalı idi Düşüncelerini uygulamak için daha içerilere geçmeye karar vererek 25 Mayıs'ta Havza'ya geldi

Havza'da halkla doğrudan temasa geçen MKemal Paşa halka,ülkenin içinde bulunduğu durumu, Padişah ve Hükümet'in tutumunu, İtilaf Devletleri'nin Türk Ulusu'na köleliği layık gördüklerini, Rum ve Ermeni çetelerinin yarattığı tehliaaai ve İngilizlerin Samsun'da olduklarını ulus ve orduyu örgütlemek ve isyan ettirmek yolunda ilk adımı da atmış oluyordu Bir yandan ulusal bilinçlenme ve ulusal birlik için çalışırken, diğer yandan bunun sağlanması için de siyasi, askeri örgütlenmeye başladı Bu amaçla Samsun'da iken Kazım Karabekir ve Ali Fuat Paşalar ile yazışmıştı Havza'ya geldikten sonra ordu ile temasını daha da sıklaştırdı Yalnızca Anadolu'daki değil, Trakya'daki ordu birlikleri ile de temasını yoğunlaştıran M Kemal Paşa, orduyu bir komuta altında toplamak ve düşman işgallerine karşı konması gereğine komutanları inandırmaya çalıştı Edirne'de bulunan Cafer Tayyar Paşa'ya yolladığı telgrafta bu amacını şu sözleriyle "Bağımsızlığa ulaşıncaya kadar, bütün ulusla birlikte, özveriyle çalışacağıma kutsal inançlarım adına and içtim Ben artık Anadolu'dan hiçbir yere gidemem" diyerek açıkça belirtti Yine aynı telgrafla (18 Haziran) Trakya'nın direnme gücünü arttırmak amacıyla "Anadolu halkı baştan aşağı bölünmez bir bütün haline getirildi Bütün bu kararlar, bütün komutanlar ve arkadaşlarımızla birlikte alınıyor Vali ve mutasarrıfların hemen hepsi bizden yanadır Anadolu'daki ulusal örgütler ile ve bucaklara dek genişledi İngiliz koruyuculuğu altında bir bağımsız Kürdistan kurulması ile ilgili propaganda ortadan kaldırıldı ve bu amacı güdenler yola getirildi Kürtler ve Türkler birleştirildi " sözleriyle de henüz kurulmamış olan bu askeri ve mülki birleşmenin yeni bir otoriteye doğru gelişmekte olduğunu belirtti

"Ulusal Mücadele" için ordunun kazanılması ve bir komuta altında birleştirilmesine çalışan M Kemal Paşa Havza'ya geldikten sonra, halkı da Ulusal Mücadele düşüncesi etrafında birleştirme hareketine başlamıştı İngilizler tarafından Diyarbakır'daki birliklerden toplanarak Samsun'a getirilmekte olan binlerce tüfek mekanizmasına Havza'da el koydurttu Diğer yerlerdeki ordu birliklerince aynı işlemlerin yapılmasını sağladı "Erzurum'da Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuki Cemiyeti"nin ilerleyen kongre hazırlıklarını da yakından izliyordu 28 Mayıs'ta Komutan, valiler ve ulusal kuruluşlara gönderdiği yazıda ülkenin içinde bulunduğu durumu anlattıktan sonra, mitingler ve protesto gösterileri düzenlemelerini ve ulusal hakların savunulmasını istedi Bu yazıdan sonra yurdun birçok yerinde miting ve protestolar çoğaldı

M Kemal Paşa'nın bir yandan orduyu bir yandan da ulusu örgütlemesi, Ulusal Direnişe çağırması, İngilizler ve İstanbul Hükümeti'nce kısa zamanda duyuldu O'nun Anadolu'daki çalışmalarından endişelenen İşgal Kuvvetleri Karadeniz Ordusu Başkomutan'ı General Milne, Harbiye Nezareti'ne yazdığı yazı ile, Mustafa Kemal Paşa ile emrindeki subayların vilayetlerde dolaşmaları halk efkârını incittiği gibi, askerlik yönünden de, "Mustafa Kemal ile emrindekilerinin çalışmalarına lüzum görülmediğinden derhal İstanbul'a çağrılmaları"nı istedi Harbiye Nezareti'ne yapılan baskılardan sonra, Harbiye Nezareti 8 Haziran'da Kemal Paşa'yı geri çağırdı Ancak O'nun geri dönmeye hiç niyeti yoktu Bu sırada Anadolu ya geçmiş bulunan Rauf Bey'i Havza'ya çağıran M Kemal Paşa 12 Haziran'a kadar Havza'daki çalışmalarınısürdürdü İngilizlerin Merzifon'da bulunması sebebiyle karargahını Amasya'ya taşımaya karar veren M Kemal Paşa 13 Haziran'da da Amasya'ya geldi Böylece Havza'ya çağırmış bulunduğu arkadaşları ile Amasya'da buluşacaktı Bu arada İstanbul Hükümeti'nde Mehmet Ali Bey İçişleri Bakanlığı'ndan ayrıldı ve yerine Ali Kemal Bey geçti Yeni Bakan teslimiyetçi politikasını Anadolu'daki bu ulusal uyanış ve örgütlenmeyi dağıtacak bir biçimde uygulamaya başladı 17 Haziran'da Anadolu'ya yolladığı emirle, işgallere direnilmemesini, ulusal ordu kurulmamasını istiyor, bu hareketlerin asayişi bozduğunu, soygun ve işgallerin nedeninin bu ulusal hareketler olduğunu ileri sürüyor, "bu gafletle, safdillikle ve vatanperverlik düşüncesine dalanları nasihatlarla ikaz ediniz, olmazsa zorla yola yatırınız" diyordu Diğer yandan Posta ve Telgraf Umum Müdürlüğü de "Müdafaa-i Hukuk" ve "Redd-i İlhak" Dernekleri'nin verdikleri telgrafların kabul edilmemesini bildirdi Bunun üzerine M Kemal Paşa 20 Haziran'da İllere ve Kolordulara çektiği telgraflarla, " telgrafçıların bu emre uymayacağına inandığını, uyan hainler bulunursa Divan-ı Harbe verilerek cezalandırılmalarını " bildirdi


Alıntı Yaparak Cevapla