Prof. Dr. Sinsi
|
Urfanın Direnişleri
Şimdilik mevcudu 600 silâhlı olmak üzere Tabur Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey'in emrinde ve oniki reis idaresinde bulunmak üzere gizli bir Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti teşkil edilmiş olup, bu husustaki emirlerinizin adı geçen Ali Rıza Bey'e gönderilmesini istirham ederim, 3 Ekim 1919
Urfa Mutasarrıfı Ali Rıza"
Bu telgrafı alan Mustafa Kemal Paşa, cevap olarak Urfa mutasarrıflığına gönderdiği telgrafta (8 Ekim 1919), vatanperverce çalışmalara teşekkür ettikten sonra, teşkilâtın genişletilmesi için gerekli çabanın gösterilmesini istemiştir Haberleşmenin sürdürülerek, Diyarbakır'da 13 Kolordu Kurmay Başkanlığı ve Mardin'deki 5 Tümen Komutanlığı ile ilişki kurulması söylenmiştir Bu sebeple cemiyet Diyarbakır'daki 13 Kolordu ile temasa geçmiş ve bu amaçla muhabereler yapmak üzere Siverek'e iki temsilcisini göndermiştir Bundan sonra cemiyet faaliyetlerini yoğunlaştırarak, çeşitli makamlara protesto telgrafları göndermeye ve gizlice hazırlıklara başlamıştır
Bu sırada Fransızlarla İngilizler kendi aralarında anlaşarak, diğer illerle beraberi Urfa'nın da Fransızlara devredilmesini kararlaştırdılar Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, bütün Anadolu şehir ve kasabalarına gönderdiği bir telgraflar dizisiyle durumun şiddetle protesto edilmesini istemiş ve bu arada Urfa Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Başkanlığı'na, "Çok aceledir" kaydıyla gönderdiği telgrafla olayın kınanmasını istemişti Bunun üzerine cemiyet, eşrafı bir toplantıya çağırmış ve çalışmalardan Urfa ileri gelenlerini haberdar etmişti Urfa ileri gelenlerinin bu defa davet edildiği yer Hacı Mustafa'nın eviydi Bu toplantıda cemiyetin gayesi ve çalışmaları hakkında bilgi verildi ve onlardan destek istendi Tartışmalardan sonra, başta Müftü Hasan Efendi olmak üzere, cemiyetin çalışma ve amaçlarının benimsendiği görüldü Ertesi gün Müftü Hasan Efendi'nin kaleminden yıkan protesto telgrafları Mustafa Kemal Paşa'nın isteğine uygun olarak ilgili makamlara yollandı
Cemiyet, Fransız işgaliyle beraber Urfa civarını kapsayacak şekilde kuruluş payesine uygun olarak faaliyet sahasını genişletirken, Urfa merkezinde millî harekete uygun bir ortam sağlamış bulunuyordu Şimdi civar aşiretleri de kapsayacak şekilde bir örgütlenmeye yönelmeye başlamıştı Bu sırada cemiyet, her hafta Hey'et-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşaya düzenli raporlar yollamaya ve Urfa ve havalisi hakkında malûmat vermeye başladı Urfa Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Başkanı sıfatı ile Binbaşı Ali Rıza Bey, Hey'et-i Temsiliye Başkanlığı'na gönderdiği bu raporlardan birinde, Urfa civarındaki aşiretlerin Kuva-yı Millîye ve hükûmetten yana olduklarını belirtmiştir
Urfa civarındaki aşiretlerden önemli bir kısmı ile temasa geçen Urfa Müdafaayı Hukuk Cemiyeti, Baziki, Suruç civarındaki aşiretler, Düğerli, Badıllı ve Milli aşiretleriyle teması sağlayarak, diğer aşiretlerle beraber millî amaç uğrunda birleşmelerini sağlamıştı Sadece çok ufak iki aşiret bu birleşmenin dışında kalmıştı
Cemiyetin bu çalışmaları sürerken, bir aşiret reisi birleşmeye yanaşmayarak, Ali Rıza Bey'i Fransızlara ihbar ederek, onun Urfa yöresindeki faaliyetlerini ve aşiretler üzerindeki çalışmalarını anlatmış, bunun üzerine Fransızlar Ali Rıza Bey'i sorguya çekerek tutuklamış ve Urfa'dan uzaklaştırılmasını sağlamıştır Böylece Urfa Jandarma Tabur Kumandanı Ali Rıza Bey görevinden Fransızlar tarafından uzaklaştırılmıştır (25 Kasım 1919) Urfa dışına firar etmek zorunda kalan Ali Rıza Bey'in yerine Siverekli Ali Fuat Bey tutuklanır
Ali Rıza Bey'in Urfa'dan ayrılmak zorunda kalmasıyla Urfa'daki Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti başsız bırakılmış ve çalışmalarına sekte vurulmuş oldu Buna rağmen diğer cemiyet üyeleri kurtuluş için çareler araştırırken, Kadirli'de görevli iken buradan Urfa Jandarma Tabur Kumandanlığıma atanan Ali Saip Bey (Yüzbaşı) 20 Aralık 1919 günü Urfa'ya gelerek, buradaki görevine başlamıştır İlk iş olarak şehrin ileri gelenleriyle görüşüp tanışan Ali Saip, o sırada Urfa'da görev yapan Maliye Müfettişi Faik Bey, Ceza Reisi İsmail Hakkı Bey ve Sulh Hâkimi Feyzi Bey'lerle temas ederek, Urfa'da millî bir teşkilât kurmak ve bir kıyam hazırlamak için görevlendirildim, diyerek fikrini açıklamıştır Ali Saip, onlardan nasıl bir teşkilâtlanma içine girebileceğini sormuş ve bundan önce yapılan çalışmalar hakkında bilgi almıştır Urfa Mutasarrıfı Ali Rıza Bey'le görüşüp onun desteğini alan Ali Saip, bundan sonra sivil kesim, yani eşraf ve aşiret reislerine yönelmiştir İlk defa Badıllı aşireti Reisi Sait Bey'le temas kurup haberleşmeye başlayan Ali Saip, diğer civar aşiretleriyle ilişki kurdu Ali Saip, şehirde herhangi bir harekete girişmeden önce Urfa ileri gelenleriyle tanışarak, şehirde bir danışma meclisi oluşturmak isteğinden dolayı böyle bir heyet oluşturmak için harekete geçtiği bir sırada Belediye Reisi Hacı Mustafa'nın da yardımıyla cemiyetin eski üyeleriyle tanıştırıldı Onlar da yemin ederek, yeni oluşturulan kurula katıldılar Böylece resmî kanatta, binbaşı emeklisi İhsan Bey, Askerlik Şubesi Başkanı İlyas Bey, Mülkiye Kaymakamlarından Şevket Bey, Baytar Müfettişi Âdil ve Jandarma Teğmeni Hulusi Bey'ler arasında gerçekleştirilen birliğe sivil kanattan Belediye Başkanı Hacı Mustafa, Barutçu Hacı İmam ve Hacıbedirzâde Halil Ağa ile diğerleri de katılmış oldu Daha önce cemiyette çalışmış olan bu üyelerle işbirliğine girişen Ali Saip, Urfa Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Başkanlığına getirildi Bundan sonra millî kurtuluş çalışmalarını yürüten cemiyet önemli görevler ifa etmiş ve üzerine düşeni yapmıştır Müdafaa-yı Hukuk yeniden oluşturulduktan sonra Ali Saip aşiret reislerine mektuplar yazarak, yapılacak millî ayaklanmanın plân ve programını göstermiştir
Yapılan çalışmalar ve Urfa'da yeniden oluşturulan birlik, bu birliğin verdiği güç ile Ali Saip millî ayaklanma gününü de arkadaşlarıyla kararlaştırmış ve neticeyi Mustafa Kemal Paşa'ya bildirmiştir Fakat bilindiği gibi, Fransızların tazyiki ile Ali Saip de Urfa1 dan ayrılmak zorunda kalmış ve 15 Ocak 1920'de yapılması plânlanan ayaklanma gerçekleştirilememiştir 23 günlük gecikmeden sonra, 8/9 Şubat gecesi millî kuvvetler Urfa'ya girebilmiştir
Kuva-yı Millîye'nin Urfa'ya girişinden sonra ancak Müdafaa-yı Hukuk açıkça ilân edilmiş ve bir komisyon oluşturularak Kuva-yı Millîye'nin iaşesinin sağlanması kararlaştırılmıştır Urfa Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti idare ve iaşe kurulları oluşturularak, para toplanmaya başlandı Kurullara şu kişiler seçilmişti: Belediye Reisi Hacıkâmilzâde Hacı Mustafa Bey, Barutçu Hacı İmam Bey, Hacıreşitkâmilzâde Eski Müftü Şeyh Müslüm Efendi, Güllüzâde Osman Bey, Bedirağazâde Halil Ağa, Binbaşızâde Halil Bey, Güllüzâde Hacı İbrahim Bey, Mollazâde Mahmut Bey, Hacı Esat Bey, Hacısaitpaşazâde Ali Ağa, Şeyho Ramazan Ağa, Mahmutağazâde Mustafa Ağa, Arabizâde Reşit Efendi, İmam Nebo Efendi, Ali Şelli Ağa, Müstantik Urfalı Nurettin Bey
2 Urfa ve Çevresinin İşgaline Tepkiler
İşgallerle birlikte Urfa ve Urfalıların cesaret, azim, fedakârlık, mücadele ve vatanseverliği, milletimizce büyük bir takdir ve alâka ile takip edilmiştir Urfa ve yöresinin işgali, birvücut olan bütün Anadolu'da hissedilmiş; çeşitli şehir, kuruluş ve kişilerce işgal hareketleri, nefret ve şiddetle protesto edilerek kınanmıştır
Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin Tepkileri
İstanbul Hükümeti, Urfa ve diğer Güney Anadolu illerinde meydana gelen olaylardan ve işgallerden pek etkilenmiyordu Temsil Heyeti ve onun başkanı olan Mustafa Kemal Paşa ise, buralarda cereyan eden hâdiseleri dikkatle takip ediyor; bir yandan İtilâf Devletlerinin tutumlarını protesto ederken, bir yandan da yöredeki ilgilileri direktifler vermek sureliyle yönlendirmeye ve tehliaaae karşı harekete geçirmeye çalışıyordu Temsil Heyeti, daha İngilizler yöreyi Fransızlara devretmeden ünce, "Urfa, Antep ve Maraş'ı Fransızlar'a işgal ettirmemek ve işgal etseler bile barındırmamak için icabeden her türlü tedbirlere, hemen başvurulacaktır" yollu kararını alıp, ilgililere duyurmakla, kesin tavrını ortaya koymuş bulunuyordu
|