10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Milli Mücadele Döneminde Propaganda Faaliyetleri
Gazi Mustafa Kemal’in heykellerinin ithal edilip dağıtımı ve satışını Tayyare Cemiyeti yapacak ve elde edilen kâr Cemiyete bırakılacaktır Diyanetin görevleriyle hiç ilgisi bulunmayan bu icraata yönelik bilgiler bile 24 Nisan 1928 tarihli Diyanet İşleri Reisi Rıfat imzalı yazıyla bütün müftülüklere bildirilmiştir
Millî davaya yarayacak şekilde ihbarcılık yapanların ödüllendirileceği bile din adamları aracılığı ile halka duyuruluyordu (3 Temmuz 1923)
Türk Dili Encümeni ve Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı yeni harflerin öğretilmesinde iş birliği yapmışlar ve hem Diyanet personeline, hem de diğer memurlara yeni alfabeyi okuma ve yazma kursları verilmiştir
Türkçe Hutbeler ve Köylüye Din Dersleri adlı kitapların müftülüklerce yurda dağıtımı yapılmıştır Bu hutbe ve din dersleri, dinî olduğu kadar toplumsal ve millî gayeler de güdülerek yazılmışlardı
Camilerde namaz kılarken, bütün cemaatin “yeknesaklığı temin etmeleri için” hep birlikte şapka giymelerine dair müftülüklere yazı da (14 Ocak 1926)26 bu doğrultudaki politikalara örnek olarak verilebilir Ancak bu son örneğin hem din-inanç hürriyeti, hem demokrasi ve insan hakları ve hem de millî birlik ve beraberlik www frmsinsi net harcı olması bakımından faydadan çok zarar getireceği önceden görülememiş, ancak sonra bu mahsur fark edildiğinden böyle bir düşünce fiiliyata dönüştürülmemiştir
Anadolu Ajansı ve Matbuat Umum Müdürlüğü
Tanıtım, propaganda, haberleşme ve aydınlatma faaliyetleri denince ilk akla gelen kurumların başında ajanslar gelmektedir Bunun için tarihimizdeki ajans çalışmalarına bir göz atmayı uygun görüyoruz
Henüz TBMM kurulmadan, Ankara yönetiminin ilk başvurduğu tanıtım ve haberleşme teşkilâtı olarak Anadolu Ajansının kurulduğu biliniyor Çünkü o dönemde yurdun bir köşesinden diğerine haber iletmek şöyle dursun, bir kasabadan diğerine veya bir askerî birlikten diğerine haber ulaştırılması büyük problemlerle karşılaşılarak güçlükle yapılabiliyordu Ancak Anadolu Ajansı’na geçmeden, Türkiye’de ajansçılığın kısa bir tarihçesini vermek istiyoruz
Haber ajansları konusu Osmanlılarda da zaman zaman gündeme gelmiş ve birkaç teşebbüs de yapılmıştı Yabancı ajansların daima kendi millî çıkarlarını gözeten çalışmaları görülünce 1911’de Osmanlılar bu işi ele alıp Osmanlı Ajansı’nı kurdular Ancak bu ajans da istenen çalışmaları yapamamış, yabancı ajansların yerli uzantısı gibi çalışmak zorunda kalmıştır I Dünya Harbi esnasında bunların yerine Millî Ajans kurulmuş, maalesef onu da hükümet kapatmıştır Meydanın boş kalması üzerine Havas ve Reuter Ajansları Türkiye Havas Reuter Ajansı’nı kurdular Atatürk’ün, bu ajansın mandacı emeller doğrultusunda haberler yaymasından rahatsızlık duyduğunu biliyoruz
|
|
|