Yalnız Mesajı Göster

Kurtuluş Savaşından İlginç Bilgiler

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurtuluş Savaşından İlginç Bilgiler




İngilizler Çanakkale'de Anafartalar grubunu mağlup edip de cepheyi sökemeyince yeni bir harekete giriştiler Cepheyi sağdan çevirmek istediler Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe'yi tutmak lazımdı Ancak oraya giden tek bir dar yol, harp gemileri tarafından makaslama ateş altında tutuluyordu Her an 38'lik gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyordu Bir insanın değil, kuşun bile geçmesine imkan yoktu

Kireç Tepe'yi tutmak emrini alan askerler, bulundukları yerden çıkmakta tereddüt içindeydiler Fırsat gözlüyorlardı Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu Atatürk bu hali görünce siperlere koştu Askerlerin arasına karıştı ve sordu: "Niçin geçemiyorsunuz?"

İçlerinden biri cevap erdi "Düşman ölüm saçıyor, geçilemez" Bunun üzerine Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden: "Oradan böyle geçilir," dedi ve ileri fırladı

Askerler durur mu, onlar da Kumandanları'nın arkasından ileri atıldılar Toz duman ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar ve tepeyi wwwfrmsinsinet tuttular Mustafa Kemal'in ve yanındaki askerlerin vurulmadan o dar geçitten nasıl geçtikleri hiç bir zaman anlaşılamamıştır Sevgili okuyucular bu sadece bir kahramanlık öyküsü değildir Bu kahramanlığın ötesinde büyük bir mucizedir Ve normal şartlarda açıklanması mümkün değildir

Mustafa Kemal yönettiği savaşlarda cephenin ateş altında sık sık dururdu Siperleri dolaşarak hatta bazen öne çıkarak askerlerin moralini yükseltmeye çalışır, tüm gelişmeleri yakından takip ederdi

Atatürk'ü karalayan bir yazar olarak bir hayli eleştirilen ve bir zamanlar kitabı Türkiye'de yasaklanan HC Armstrong bile "Bozkurt" adlı kitabında Mustafa Kemal'in mucizevi bir şekilde vurulamadığından bahseder:

Bir keresinde yeni kazılmış bir siperin dışında duruyordu Avcılarımızın yoğun ateşi altındaydı Bir İngiliz Bataryası da o sipere ateş açtı Toplar menzili ve hedefi buldukça şarapneller gitgide daha yakınlarına düşmeye başladı Vurulması matematiksel olarak kesindi Kurmayları sipere girmesi için yalvarmaya başladılar Dürbünle görüyorduk Fakat o sigara yakıp gayet sakin bir şekilde sigara içmeye başladı Ne yakınında patlayan şarapneller, ne de yoğun avcı ateşi Mustafa Kemal'e bir şey olmuyordu Çünkü O'nu vuramıyorduk

O, zaman zaman eline bir tüfek alıp yoğun ateş altında, siperden dışarı çıkıyor, Avustralya siperlerine dikkatli, telaşsız ve isabetli atışlar yapıyordu Bu kısa menzilde bile avcılarımız onu vurmayı başaramıyorlardı Vurulmuyordu Onu vuramıyorduk

Bu inanılmaz gerçeği büyük bir şaşkınlıkla kaleme alan Armstrong, sonra şöyle devam ediyor: Sonra duyduk ki, Mehmetçik adı verilen Türk Neferleri bu inanılmaz olayı gördükten sonra Mustafa Kemal'e bir isim takmışlar: "Efsunlu Kemal" Bu isim askerlerimizin moralini bozmuştu Gelip soruyorlardı:

"Karşıdaki Türk Birliği'nin komutanı kim? O mu?"
"Hayır Hayır" diyorduk,
"O değil, O burada değil, sakin olun"

Almanya ile birlikte, Birinci Dünya Savaşı'na giren Osmanlı İmparatorluğu her şeyini kaybetmiş durumda idi 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros mütarekesi ile Türk topraklan işgale uğruyordu Kısacası, Osmanlı İmparatorluğu topraklarını kaybettiği gibi yavaş yavaş tarih sahnesinden de silinmeye başlamıştı

İstanbul'un işgal edildiği günlerde, İstanbul'a dönen Mustafa Kemal düşman zırhlılarını Dolmabahçe önünde gördüğü zaman büyük bir üzüntüye kapılmış ve ağzından sadece şu sözler dökülebilmişti: "Geldikleri gibi gidecekler"

Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra Mudanya mütarekesi imzalandı Bunu Lozan Antlaşması izledi İstanbul'u işgal eden kuvvetler geldikleri gibi gittiler

İşin ilginç tarafı, 16 Yüzyılda Fransa'da yaşayan ünlü kahin Michel Nostradamus'un da bu konuyla ilgili bir kehanetinin bulunmasıdır!

1555 yılında yayınlanan ve Nostradamus'un tarihi olaylar, savaşlar ve keşiflerle ilgili kehanetlerinin açıklandığı "Centurien" isimli kitapta Mustafa Kemal Atatürk'ten de bahsedilmiş ve yukarıdaki konuyla ilgili bir kehanete yer verilmiştir İnanılmaz kehanet şu dörtlükten oluşmuştur:

Kongre başkanını tutan devlet adamları
İşgal kuvvetlerince sürülecek Malta'ya
Girilmiş İstanbul'a alınmış Rodos Adası
Ama geldikleri gibi gidecekler sonunda

Bu dörtlükte Nostradamus, yüzyıllar öncesinden geleceği görerek, Türkiye'yi, Kurtuluş Savaşı'nı ve Mustafa Kemal Atatürk'ü bilmiştir

Dörtlüğün sonunda geçen: "Ama geldikleri gibi gidecekler sonunda" sözüyle; Atatürk'ün: "Geldikleri gibi gideceklerdir" sözünün de bu kadar büyük bir benzerlik oluşturması da ayrıca üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken bir rastlantıdır

4 Eylül 1919'da hatırlanacağı gibi Sivas Kongresi toplanmıştı Kongre Başkanlığı'na, işgal kuvvetlerine ve İstanbul Hükümeti'ne karşı açıkça tavır alan Mustafa Kemal seçilmişti Kurtuluş Savaşı'nı ve Atatürk'ü destekleyen İstanbul'daki wwwfrmsinsinet mecliste olan milletvekilleri de işgal kuvvetlerince Malta Adası'na sürgüne gönderilmişti Bu hatırlatmanın ışığında yukarıdaki dörtlük tekrar okunacak olursa, işin içinde bir şeyler olduğu daha iyi anlaşılacaktır


Alıntı Yaparak Cevapla