10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
19 Mayıs Atatürk ‘Ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramı’Nın
Mustafa Kemal Paşa’ya asayişsizliğe neden olan olayları tayin ve tespit ile bunların ortadan kaldırılmasının yanında daha başka görevler ve görevin gerektirdiği yetkiler de verilmişti Atatürk, söz konusu yetkilerini değerlendirirken, bunları çok fazla bulduğunu ve İstanbul Hükümeti’nin bilerek, anlayarak bunları kendisine vermediğini belirtmektedir Aynı günlerde ve daha sonra Anadolu’ya bir kısmı şehzadelerin başkanlığında olmak üzere heyetler gönderildi Bunlar da önemli yetkilerle donatıldılar Nasihat Heyetleri, Tahkik Heyetleri, Teftiş Heyetleri adı altında Anadolu’da dolaşan bu kurulların da vatanın kurtuluşu yolunda büyük sonuçlar elde edecekleri bekleniyordu Basın, bu beklentilere tercüman oluyor, heyetler hakkında geniş bilgiler veriyor, gittikleri yerlerde karşılanmalarından her türlü faaliyetlerine kadar hemen her konuda kamuoyunu aydınlatıyor, hadiseyle birinci derecede alâkadar oluyordu Hâlbuki Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya gönderilmesi İstanbul basınında çok az ve sadece haber niteliğinde yer almaktaydı Bu da kimden ve ne ölçüde sonuç beklendiğinin bir göstergesi sayılmalıdır Bu halde esas olan görev ve görevin gerektirdiği yetkiler değil, yetkileri yerinde ve zamanında tam bir liyakatle kullanmak, mutlak zafere ulaşabilmektir Mustafa Kemal Paşa’nın başarı sırlarından biri de budur
19 Mayıs, sadece Türk millî kurtuluş hareketinin başlangıcı olmakla kalmadı, yeni Türk devletinin çağdaş değerlerle milletler ailesi içerisinde yerini almasını da sağladı Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı andan itibaren zihnini meşgul eden problem millet iradesinin devlet hayatımıza yansıtılmasını sağlamaktı Hatta denilebilir ki bunu kurtuluşun önüne koymuş millî mücadelenin vazgeçilemez ilk şartı saymıştı 19 Mayıs’ı izleyen günlerde yapmış olduğu yazışmalardaki terminolojiye bakılacak olursa, bu açıkça görülür İzmir söz konusu olduğunda “ordu ve millet bu işgali tanımayacaktır” derken bunu kastediyordu Samsun’dan Kazım Karabekir Paşa’ya çektiği telgrafta “millet ve memlekete medyun olduğumuz en son vazife-i vicdan iye”den amacı da buydu Kurtuluş mücadelesi ancak milletle birlikte kazanılabilirdi Milletle kazanılan mücadeleyi, yine milletle taçlandırmak lâzımdı Yayın hayatına başlamalarına öncülük ettiği ilk iki gazeteden biri İrade-i Millîye, diğeri Hâkimiyet-i Millîye adını taşıyordu Bu değerler ve kavramlardır ki onu Türk Milletinin kalbinde “milletin kurtarıcısı”, “devletin kurucusu” payesine yükseltmiştir
MAYIS 1919 TARİHİNİN ANLAMI VE ÖNEMİ
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir ”
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16–19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır Türk Milleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı Dolayısıyla Atatürk’ün 16–19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı Buna tepki olarak Türk Makineli Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikâyetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için Anadolu’ya geçmek istiyordu Bu O’nun için bulunmaz fırsattır İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasın-da geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:
“-Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir… Paşa, Paşa… Devleti kurtarabilirsin!
Bu sözlerden hayrete düştüm Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor? O Vahdettin ki… Bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? …
UZM NEŞE ÇETİNOĞLU
|
|
|