Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk'ün Samsuna Çıkışı Ve Lozan Antlaşması
Heyet-i Temsiliye'nin Ankara'ya Gelişi (27 Aralık 1919)
27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal burasını Anadolu’daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmişti Gerçekten de Ankara coğrafi konum bakımından Anadolu’nun ortasına yakın bir yerde bulunuyordu Ayrıca o dönemin en önemli ulaşım aracı olan demiryolu Ankara’ya kadar uzanıyordu
Sonuç:
- Eskişehir, Afyon ve Kütahya elimizden çıkmıştır
- Meclis tarafından M Kemal 5 Ağustos 1921’de başkomutan seçilmiştir
- Mustafa Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin yetkilerine de sahip olacaktı
M Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7 - 8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayınladı Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı
Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos - 12 Eylül 1921)
23 Ağustos - 13 Eylül 1922 tarihleri arasında yapılan Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusu'nu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı
Mustafa Kemal Atatürk’ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan ve dünya harp tarihine “En uzun meydan muharebesi”; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de “subay muharebesi” diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur
Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır O sathı bütün vatandır Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur"
Taarruz inisiyatifinin Türk Ordusu’na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını da kuvvetlendirmiştir Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki II Viyana yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir Bu savaş, Türk Ordusu’nun son savunma savaşıdır
- Düşman 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır
- Savaş Türk Ordusu'nun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır
Sonuçları:
- Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunması savaşıdır
- Düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir
- Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır Subaylar savaşıdır
- Mustafa Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi ünvanı (19 Eylül 1921) verilmiştir
- Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır
- TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır
- TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır
Kars Antlaşması (13 Ekim 1921)
Moskova Antlaşması Doğu sınırlarımızda bazı pürüzler bırakmıştı TBMM Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında hiçbir pürüzün kalmamasını gerektiriyordu Sovyet Rusya kendine bağlı; Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın TBMM Hükümeti ile anlaşmasını öngördü Sakarya zaferi’nden sonra bu cumhuriyetlerle yapılan Kars Antlaşması ile doğu sınırımız kesinlik kazandı
Ankara Antlaşması (20 Ekim 1921)
Fransızlar, Sakarya zaferinden sonra TBMM Hükümeti ile kesin antlaşmayı imzalamışlardır Ankara Antlaşmasına Göre:
- TBMM ile Fransa arasında çatışmalar sona ermiş, Güney sınırımız (İskenderun-Hatay dışında) çizilmiştir
- Hatay’daki Türklere geniş haklar tanındı Hatay için özel yönetim biçimi uygulanacaktı
Sonuç:
- Bu antlaşma ile Fransa TBMM’yi resmen tanımıştır
- Ankara Hükümeti’nin diplomatik zaferidir
- Fransa Anadolu işgalinde işbirliği yaptığı dostlarından kopmuş, böylece İtilaf Blok’u parçalanmıştır
- Güney sorunumuz çözümlenmiştir Bu cephedeki birliklerin Batı Cephesi’ne kaydırılma imkanı hazırlanmıştır Büyük Taarruz (26 Ağustos - 30 Ağustos 1922)
Hazırlık: Başkomutan Mustafa Kemal düşmana kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti
- Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı
- Ordunun eksiklikleri giderildi
Mustafa Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi Mustafa Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti
26 Ağustos 1922 sabahı saat 05 30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu Siklet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti Yunan savunma hattı parçalandı 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı Dumlupınar mevzilerine çekilen düşmana karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir Düşman Başkomutanı General Trikopis esir alındı Kütahya’da düşmandan temizlenmiştir Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere “Başkomutanlık Meydan Savaşı” denir
Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk Ordusu'na verdiği, “Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri ” emri ile İzmir’e kadar kovaladı Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk Ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi 18 Eylül 1922’de Batı Anadolu’da tek bir düşman askeri kalmamıştır
Sonuçları:
- Bu zafer, milletin kendine güven duygusunu yükseltmiş, milli kudret ve yeteneğin yeniden canlanmasını sağlamıştır
- Bu zafer, yeni Türk Devleti’nin temeli, uygarlık yolunun en büyük köprüsü olmuştur
- Öldüğü sanılan ve mirası paylaşılmaya yeltenilen Türk milletinin yaşama hakkı ve yeteneği olduğu dünyaya kabul ettirilmiştir
- Bu zafer ile Misak-i Milli gerçekleştirilmiş, bütün düşmanlar topraklarımızdan atılmıştır
- Bu zafer, Mudanya Ateşkes antlaşması ile Lozan Konferansı’ndaki beklentilerimize esas teşkil etmiştir
- Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağı bütün dünyaya kanıtlanmıştır
Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922)
İzmir’in kurtarılmasından sonra, Türk Ordusu, Boğazlar, İstanbul ve Trakya’nın geri alınması için o tarafa yöneldi Bunun üzerine İtilaf Devletleri ateşkes görüşmelerine başlama isteklerini TBMM’ne bildirdiler
3 Ekim’de Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine Türk temsilcisi İsmet Paşa gönderilmiştir Yunanistan görüşmelere katılmamış, sonradan ateşkes metnini imzalamıştır
Mudanya Ateşkes Antlaşmasına göre:
- Türkiye ile Yunanistan arasındaki silahlı çatışmalara son verilecektir
- Yunanlılar 15 gün içinde Doğu Trakya’yı boşaltacaklar Türkiye, barış sağlanıncaya kadar burada emniyet ve asayişi sağlanması için sekiz bin Jandarma bulunduracaktır
- Boğazların durumu barış antlaşmasıyla saptanacaktı
- İtilaf Devletleri’nin kuvvetleri barış antlaşması imzalanıncaya kadar İstanbul’da kalacaklardır
Sonuç:
- Osmanlı İmparatorluğu hukuken sona ermiştir
- Doğu Trakya savaş yapılmadan kazanılmıştır
- Türk diplomasisi büyük bir zafer kazanmıştır
Bu ateşkesten sonra çalışmalar Lozan’da toplanacak barış konferansının hazırlıkları üzerine yoğunlaştırılmıştır Artık yeni Türk Devleti uluslararası hukukun ilkeleri içinde kendini ezmek isteyenlere karşı eşit haklarla onurlu bir devlet olarak konferans masasına oturacaktı Misak-ı Milli ile belirlenen topraklar büyük ölçüde geri alınmış, ülke bütünlüğü sağlanmıştır Barış antlaşmasıyla da uluslararası güvenceye bağlanacaktır
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)
Lozan Barış Antlaşması’na Göre; Yeni Türk Devleti’nin uluslararası alanda bağımsız, bütün diğer devletlerle eşit, şerefli bir varlık olduğu kesinlikle tanınıyor ve Osmanlı İmparatorluğu’nun sona erdiği kabul ediliyordu
Sınırlar:
- Suriye sınırımız Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması’na göre kabul ediliyor
- Irak sınırı; Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için bu konuda İngiltere ve Türk Hükümeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı
- Türk-Yunan sınırı Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edilmiştir Karaağaç ve yöresi Yunanistan’ın Batı Anadolu‘da yaptığı tahribattan alınacak savaş tazminatına karşılık elde edilmiştir Ayrıca, Gökçeada, Bozcaada bizde, diğer Ege adaları Yunanistan’da kaldı Yunanistan, Türk sınırına yakın olan adalar asker bulundurmayacaktı
Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı (En büyük siyasi başarı)
Azınlıklar: Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edilerek hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacaktı Batı Trakya’daki Türklerle İstanbul’daki Rumlar dışında Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ve Yunanistan’daki Türkler mübadele edileceklerdi
Savaş Tazminatları: I Dünya Savaşı nedeniyle bizden istenen savaş giderlerinden kurtulunmuştur
Devlet Borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletlerle aramızda bölüşüldü Bize düşen bölüm taksitlendirme ile kağıt paraya göre ödenecekti Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karışmaktadır
Boğazlar: Boğazlar, üzerinde en çok tartışılan konudur Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla uluslararası bir kurul oluşturulmasına ve bu düzenlemelerin “Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesi kararı alınmıştır
-“Musul”, “Boğazlar” ve “Hatay” Lozan’da çözümlenemeyen sorunlardır
Önemi:
- Lozan Barışı bugüne kadar Türk ulusuna köklü ve huzurlu bir yaşam sağlamıştır
- Misak-ı Milli sınırları büyük ölçüde sağlanmıştır
- Türkiye tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır
- Türk ulusu adına, I Dünya Savaşını bitiren antlaşmadır Mondros ve Sevr antlaşmaları tarihin çöplüğüne atılmıştır
- “Doğu Sorunu”, “Avrupa’nın hasta adamı” gibi deyimler ortadan kaldırılarak emperyalizme karşı verilen silahlı mücadele ve bunun sonunda yaratılan Yeni Türk Devleti tüm dünyaya kabul ettirilmiştir Böylece Türkiye tüm sömürge uluslara örnek olmuştur
Meclis-i Mebusan'ın Son Toplantısı ve Misak-ı Milli'nin Kabul Edilmesi (28 Ocak 1920)
12 Ocak 1920’de Osmanlı Meclis-i Mebusan son kez toplandı Bu meclisin verdiği en önemli karar, taslakları Mustafa Kemal tarafından milletvekillerine Ankara’da verilen ve sonraları Misak-i Milli olarak adlandırılacak olan Ahd-ı Milliye(Ulusal And) 28 Ocak 1920’de kabul edildi Meclisin ve İstanbul Hükümeti’nin çalışmalarından ve Anadolu’da artan direniş hareketlerinden rahatsızlık duyan İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal ettiler Yunan birlikleri de Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başladı İstanbul’un işgalinden sonra Meclis-i Mebusan padişah tarafından kapatılmıştır
Misak-ı Milli (Ulusal And) Kararları:
- Halkı özgür kalır kalmaz ana yurda kendi istekleriyle katılmış olan Kars, Ardahan, Artvin için gerekirse yeniden oylama yapılacaktır
- Batı Trakya’nın durumu orada yaşayanlar tarafından saptanmalıdır
- Halifeliğin, İstanbul ve Marmara’nın güvenliği sağlanmalıdır Boğazlar konusu, ilgili devletlerle birlikte verilecek kararlarla çözümlendikten sonra Boğazlar dünya ticaretine açılabilecektir
- Azınlıklar için istenen haklar sınırlarımız dışındaki Türklere de uygulanması koşuluyla kabul edilebilir
- Ulusal ve ekonomik gelişmemizi mümkün kılmak amacıyla tam serbestlik ve bağımsızlık sağlanması, siyasi, adli, mali gelişmemize engel olan sınırlamaların kaldırılması gereklidir
- Müslüman Arapların çoğunlukta olduğu yerlerin kaderi halkın oyuna uygun olmalıdır
Önemi:
- Misak-ı Milli ile Mustafa Kemal Paşa’nın düşünceleri Osmanlı parlamentosu tarafından kabul edilmiş ve yasallaşmıştır
- Türk ulusunun bağımsızca yaşayacağı vatan sınırları çizilmiştir
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Açılması (23 Nisan 1920)
İstanbul’un işgali edilmesi ve Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasıyla Osmanlı yönetimi çökmüştür Padişah İtilaf Devletlerin esiri haline gelmişti Böyle bir durumda ulus kendisini yönetmeye başlamalıdır Ulusu temsil eden, ulus adına karar veren yetkili organa ihtiyaç vardır Bu da yeni bir meclistir 23 Nisan 1920’de 338 milletvekilinin katılımı ile TBMM açıldı Meclisin açılmasıyla Heyet-i Temsiliye’nin görevi sona ermişti Meclis Mustafa Kemal’i başkanlığa getirmiştir 2 Mayıs 1920’de ilk TBMM Hükümeti kuruldu 20 Ocak 1921’de yeni Türk devleti’nin ilk Anayasa’sı (Teşkilat-ı Esasiye) oluşturulmuştur
Bu anayasaya göre:
-Egemenlik ulusa aittir
-Kuvvetler birliği ilkesini benimsemiştir
-Meclis Başkanı hükümetin de başkanıdır
Önemli Ayaklanmalar
Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bir çok ayaklanmalar çıkmıştır Bu ayaklanmaların bir bölümü Türk topraklarını parçalayarak yeni bir devlet kurmayı amaçlayan, diğer bölümü ise, saltanat ve hilafete geleneksel ve dinsel bakımdan bağlı olanlarca çıkarılmış isyan hareketleridir Hıyanet, kin ve taassubun yarattığı isyanların amacı; milli hareketi boğmaktır Atatürk, öncelikle iç isyanların bastırılmasına, ülkede iç güvenliğin sağlanmasına son derece önem vermiştir Bir yandan vatana ihanet yasası çıkarılırken, öbür yandan da iç isyanları bastırmada kullanılmak üzere Seyyar Jandarma Müfrezeleri kurulmuştur Ayaklanmalar milli mücadeleyi geciktirmiştir Bu ayaklanmalar:
Doğrudan İstanbul Hükümetince Yürütülenler:
- Ahmet Aznavur Ayaklanması (2 Kasım 1919-16 Nisan 1920): Manyas - Susurluk - Gönen - Ulubat dolaylarında Aznavur’un çıkardığı ayaklanmayı önce Milli kuvvetler, sonra’da Çerkez Ethem bastırmıştır
- Halifelik Ordusu (Kuva-i İnzibatiye): İstanbul yönüne geçişi sağlayan Geyve ve çevresinde iyi donatılmış Kuva-i Milliye’ye karşı İngilizlerin desteği ile kurulan Halifelik Ordusu Milli Kuvvetler tarafından dağıtılmıştır
|