10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Taksim Cumhuriyet Abidesinin Tarihçesi
Taksim Cumhuriyet Abidesinin Tarihçesi

Taksim Cumhuriyet Abidesi, İstanbul Belediyesi’nin önderliği, İstanbul halkının ve İstanbul’daki müesseselerin candan bağışlarıyla, dünyaca tanınmış İtalyan Heykeltıraşı Piyetro Kanonika’ya 16,500 İngiliz lirasına yaptırılmıştır
1 Aralık 1926 yılında İstanbul Belediye Reisi Muhittin Üstündağ’ın başkanlığında toplanan komisyon şu kararı vermiştir:
1 - Abide için Mösyö Piyetro Kanonika tarafından yapılan ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından tasvip edilen maket veçhile Abide’nin yaptırılması muvafık görülmüştür
2 - Komisyonumuzun Reisi İstanbul Mebusu Hakkı Şinasi Paşa Ankara’da olduğundan kendilerine vekâlet eden İstanbul Belediye Reisi Muhittin Bey ile Mösyö Piyetro Kanonika arasında imza edilmek üzere hazırlanmış olan mukavele, madde madde müzakere ve tetkik edilmiş ve son şeklin noterce tasdik edilmesi kararlaştırılmıştır
3 - Mukavelenin imzası tarihinden itibaren 18 ay zarfında tamamlanmış olacaktır
4 - Abide’nin yapılması ve temeline konulması dahil olmak üzere 16,500 İngiliz lirası ödenecektir
Kanonika ‘mn Abide Hakkında Verdiği ilk Rapor
Piyetro Kanonika, anlaşma yapılmadan önce Taksim Cumhuriyet Abidesi hakkında düşündüklerini Abide’yi Yaptırma Komisyonu Başkanı Hakkı Şinasi Paşa’ya gönderdiği raporda şöyle açıklıyordu:
“Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin heykelini yaptırmak için bendenize karşı göstermiş olduğunuz teveccühten dolayı zat-ı devletlerine ve komisyon azalarına teşekkür ederim
Yapılacak abide hakkında düşüncelerimi arz etmekliğime müsaade buyurunuz
Bendenize kalırsa İstanbul’da inşa edilecek bir abide yalnız Gazi Paşa hazretlerinin heykeli ile iktifa etmeyip millet arasında millî mücadele canlandırılmalıdır Bu esaslar dahilinde heykeltıraşlık ile mimarlığa büyük bir yer verilmiş olur Böyle bir abide tarihî heybeti ve mimarisi ile Taksim Meydanı’nı süslemiş ve genişletmiş olacaktır
Birinci Cephe
Neticesi Memleketin düşmanlardan kurtarılması olan Millî Mücadelede’ki harekât arasında Gazi Paşa hazretlerini milleti ve askeri arasında gösterecektir Aynı grupta perspektif olarak bu zamana ait birkaç vaka bulunacaktır
İkinci Cephe
Muzafferiyet ile neticelenen millî ve askerî harekâttan sonra Cumhuriyet’in ilânını canlandıracak bir grup vardır Bu grupta Gazi Paşa hazretleri sivil elbise ile reisicumhur olarak görünecektir
Yandan Üçüncü ve Dördüncü Cephelerde
Açılmış bayrakların direkleri ellerinde ve zaferi ilân eden askerler Abide’nin üstünde iki mask bulunacak ve bunların birisi peçe altında bir kadın çehresi olup eski devrin esaretini, diğer tarafta da yüzü açık gülümseyen bir kadın çehresi hürriyeti, bugünkü hayatı gösterecektir
Askerlerin ayağına rastlayan yerde her iki cephede iki güzel kurna ile çeşme bulunacaktır
Bütün Abide büyük ve güzel bir havuz üstünde olacak ve çeşmelerden akan su kurnalardan taşarak havuza yayılacaktır
Geceleri, bilhassa resmî günlerde havuz elektrikle ışıklandıracağından gayet ahenkli renkler ve manzaralar vücuda gelecektir
İptidaî Maddeler
Abide umumiyet itibariyle kırmızı renkli taştan yapılacaktır Bu taş bronz ile gayet ahenkli şekilde imtizaç eder Bundan mâda sarı ve yeşil mermerlerden katma suretiyle süsler yapılacaktır İnsanlar, vesair figürler tunçtan olacaktır Heykeller Cire Perdue usulüyle dökülecektir İlk plândaki şahısların yüksekliği iki metre olacaktır
Kanonika bundan sonra heykelin teslimine kadar yapılacak işlemleri uzun uzun anlatmaktadır
Abide’nin şekilleri ve Atatürk’ün kıyafeti hakkında sonradan bazı fikirler ileri sürülmüş, bunların bir kısmı tatbik edilmemiştir
26 8 1926 tarihinde Diyarbakır Mebusu Müfettiş Dr İbrahim Tali İstanbul Belediyesi’ne gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu: “Taksim’de dikilmesi kararlaştırılan Gazi Paşa hazretlerinin heykellerinin at üzerinde ve Müşir (Mareşal) üniforması ile ve şapkalı olarak yapılması münasip görüldüğünden bu hususun Abide Cemiyeti’ne tebliğini ve Cemiyet’in faaliyeti hakkında devamlı olarak malûmat verilmesini rica ederim ”
4 2 1927 tarihinde Maarif Vekili Mustafa Necati, İstanbul Belediyesi’ne çektiği bir telgrafta şöyle diyordu: “Taksim’de dikilerek Gazi hazretleriyle kumandan paşalar, zabit ve neferlerimizin ve ahalinin heykelleri kalpaklı olarak yapılmayacak ve bugünkü üniforma ile veyahut başı açık olarak yapılacaktır Neticenin bildirilmesi ”
Abide’nin bugünkü şeklini alıncaya kadar bu gibi birçok fikirler ortaya atılmıştır Bu arada Kanonika’nın Roma’dan istediği birçok bilgiler İstanbul Belediyesi tarafından gönderilmiştir Bunun da bir örneğini veriyoruz
Cumhurbaşkanlığı Umumî Kâtibi Tevfîk (Bıyıklıoğlu) imzasını taşıyan ve İstanbul Belediye Reisi Muhittin Bey’e gönderilen 8 2 1927 tarihli yazıda şöyle deniliyordu:
“Reisicumhur hazretlerinin heykelinde istifade olunmak üzere istenen bilgiyi bildiriyorum:
1 - Getr ve potinler sarı getr umumî şekilde önden açılır ve yukarıdan toka ile bağlanır şekildedir Boyu 32, en geniş yeri yani baldırı 39 santim, en dar yeri yani bilekte 29 santimdir
2 - Askerî üniformaların üzerinde kordon yoktur
3 - Apoletler sırmadandır ”
Abide Komisyonu ‘nun Terinde Bir Kararı
Abide Komisyonu 9 Şubat 1928 yılı Perşembe günü Hakkı Şinasi Paşa’nın başkanlığında toplanarak Abide’deki heykeller hakkında Maarif Vekâleti ile Komisyon arasında geçen tartışmaları karara bağlamıştır
Tarihî önem taşıyan bu kararı aynen veriyoruz :
“- Taksim’de dikilecek olan Gazi hazretleri ile kumandan paşalar ve zabit ve ne/erlerimizin ve efrad-ı ahalinin heykellerinin kalpaklı olarak yapılmayacağını ve bugünkü üniforma ile veyahut baş açık yapılacağına ve neticenin bildirilmesine dair Millî Eğitim Bakanlığı’nın telgrafı komisyonumuzun bugünkü toplantısında incelenmiştir Taksim ‘de vücuda getirilmesi kararlaştırılan eser münferit heykellerden ibaret veya münferit bir hâdiseyi temsil eden bir eser ve müessese olmayıp Millî Mücadeleye başlanmasıyla neticelenmesini temsil edecek büyük bir abidedir Ve bu abide dört cepheli bir takın etrafında muhtelif tarihî hâdiseleri temsil eden birtakım heykeller ile süslenmiştir Bu cephelerden birisi inhilâle sevk edilmek istenilen Türkiye’nin mukabil ihtilâl ile millî infialinin nasıl başladığını ve büyük Reisimizin bu yolda millete ne suretle önder olarak cihat arkadaşları ile nasıl mücadeleye atıldığını gösteren büyük hâdiseyi temsil eder Burada tarihî hakikatlere boyun eğmek ve o günün kıyafetiyle içtimaî durumunu tespit etmek zaruridir Tarihi, kimsenin tahrif etmeye salâhiyettar olmadığı düşünce ve kanaatiyle bu cephede Gazi Dumlupınar taarruzunda enstantane bir fotoğrafla Kocatepe’de tespit edilen meşhur harp kıyafetiyle temsil edilmiş ve erler de kabalaklı ve o günün kıyafetini taşıyarak gösterilmiştir Diğer cephesi Cumhuriyet’in ilânını göstermektedir Burada Gazi hazretleri arkadaşlarıyla sivil kıyafetle ve açık başlı olarak görünüyordu Takız sol taraflarında bulunan Erkân-ı Harbiye Reisi muhterem Fevzi Paşa hazretleri ve yaverleri bugünkü askerî üniforma ile ve kasket ile yapılmıştır Diğer iki cephede bulunan ve ellerinde sancak taşıyan askerler bugünkü üniforma ile ve başları demir miğferlidir Heyet-i umumiyes-i bir tarihî devreyi canlandırdığı için bu abidenin başka türlü yapılmasının muvafık olmadığına, komisyonumuz sanatkârın vaktiyle bu şekilde açıklanan teklifini kabule şayan görmüş ve siparişini vermiştir Esasen daha sipariş verilmeden Abide’nin maketi heykeltıraş Kanonika tarafından yapılarak Ankara’da yüksek makamlara arz edilmiş, tasvip ve muvafakat alınmıştır
Bununla beraber bugün meydana çıkmış olan şekil ile yüksek vekâletin talep ve arzusu arasında bariz ve aykırı bir fark görülememiştir Eserin bronz kısmı bugün dökülmüş ve tamamlanmış olduğu tahkikattan anlaşılmıştır Binaenaleyh hakikatler ve vakalarla tam bir mutabakat arz eden Abide’nin olduğu gibi Maarif Vekâleti nezdinde de kabul edilmesi ricasına karar verilmiştir ”
|
|
|