Prof. Dr. Sinsi
|
Kurtuluş Savaşını Neden Yaptık
Kurtuluş savaşını neden yaptık

AB’nin hazırladığı son “İlerleme Raporu”nu okurken düşündüm
Yurdumuzun II Dünya Şavaşı’nın sonunda İngilizler, Fransızlar ve Yunanlılar
tarafından işgal edilmesi üzerine bir ulusal kurtuluş mücadelesi
Verilmeseydi NE olurdu diye geçirdim aklımdan
Eğer Mustafa Kemal bir direnişi örgütlemeseydi ve topraklarımız düşman
işgalinde kalsaydı bugün için NE değişirdi diye sordum kendi kendime
Aslında bu sorunun yanıtı basit
Biz o gün direnmeseydik ve bağımsızlık için savaşmasaydık, şimdi, AB’nin
içerisindeydik
Belki parça parça, AMA mutlaka, ya Fransız, ya İngiliz, ya DA Yunan
kontenjanından, hepimiz birer AB vatandaşı olacaktık
Hem de seneler öncesinden
Bugün yanıp tutuştuğumuz, elde etmek uğrunda yırtındığımız hedef
kendiliğinden gerçekleşmiş olacaktı
Peki, o zaman biz Kurtuluş Savaşı’nı neden yaptık?
Onca cana, acıya, kayba neden sebep olduk?
Hadisenin bir işgal, bir tecavüz olması mıydı sorun olan?
Kapıdan kovduklarımızı, bacadan geri içeri alacak idiysek
Bin bir güçlükle elde ettiğimiz milli irademizi, o gün kendilerine karşı
savaşmış olduklarımıza, bugün devredecek idiysek
Onca fedakarlıkla kurduğumuz üniter cumhuriyeti kendi ellerimizle yıkacak
Idiysek
Onurumuz, namusumuz, refahımız, birliğimiz, bağımsızlığımız ve egemenliğimiz
için verdiğimiz mücadeleyi bir çırpıda sıfırla çarpacak idiysek
O gün inanç ve azmimizle boyun eğdirdiğimiz emperyalizme, bugün hayran,
taşeron ve kuyruk olacak idiysek
Sahi tüm bunları yapacak idiysek, biz Kurtuluş Savaşı’nı neden yaptık?
TECAVÜZ EDEMEMİŞLERDİ ANCAK İĞFAL GERÇEKLEŞMEK ÜZERE
Bu raporda dayatılan şartlarda (sözde) müzakerelere başlamakla, tıpkı 1918’de
olduğu gibi, ülkenin düşman işgaline uğraması ve önüne konulan her şartın
Kabullenilmesi arasında NE fark var diye içimden geçiriyorum
Öyle ya, her ikisinde de ulusa ait olan ve milli irade ile belirlenen hiçbir
şey kalmıyor ortada
Ulusal bağımsızlık elden gidiyor, ülke emperyalizme peşkeş çekiliyor
Her iki süreçte de arkadan vuranlar, ülkeyi satanlar, hainler ve
işbirlikçiler var
Her ikisinde de yetki ve irade, aynı merkezlere devrediliyor
Her iki durumda DA birileri dayatıyor, siz yerine getiriyorsunuz
Her iki halde de güçsüz, edilgen ve onursuz olan siz; muktedir, egemen ve
Buyurgan olan öbürleri
Aradaki tek fark, birinin zorla, diğerinin gönüllü (hatta arzulu)
gerçekleşmesi
Bu iki durum arasındaki fark DA, “tecavüz” ile “iğfal” arasındaki farka
Benziyor Tecavüzün sözlük anlamı: “hücum etme, saldırma, başkasının hakkına
El uzatma,
Namusa saldırma” olarak ifade ediliyor
İğfalin anlamı ise: “aldatma, ayartma, kandırma, baştan çıkarma” olarak
açıklanıyor
Tecavüz, seksen beş yıl önce düşmanın topraklarımızı işgal ederek bize karşı
gerçekleştirmek istediği şeydir
Bugün AB’nin bize yapmak istediği şey ise, evlilik vaadi ile iğfal etme
girişimidir
Bu yolda DA epeyce mesafe almış bulunmaktadır
İstediklerini elde ettikten sonra bizi ortada bırakması kuvvetle
Muhtemeldir
Geçmişteki tecavüz girişimlerine, tarihin yaldızlı sayfalarına yazılacak bir
direnişle karşı koymuş bir halkın, bugünkü iğfale bu denli sessiz kalması,
Hatta gönüllü olması anlaşılması güç bir durumdur
İster tecavüz, isterse iğfal olsun, her ikisinde de emperyalistin amaçladığı
Hedef aynıdır Değişen yalnızca yöntemidir
O halde tıpkı Cumhuriyetin kuruluşunda olduğu gibi yeniden bir milli
mücadeleyi ve direnişi örgütlemenin, bu uğurda dayanışma ve birlik
içerisinde hareket etmenin zamanıdır
Geçmişte denenen yönteme karşı silah, mermi, top, tüfek, kazma, kürek
kullanılmıştır
Bugün denenen yönteme karşı ise, bilinçlenme ve bilinçlendirme, örgütlenme,
dayanışma, sahip çıkma, söz, yazı ve eylem gerekiyor
İçerisinde bulunduğumuz şartların seksen beş yıl önceki durumdan hiçbir
farkı yoktur
Hatta düşman, daha sinsi ve kurnaz biçimde hareket etmektedir
Mustafa Kemal ve yandaşları, geçmişte emperyalist tecavüze nasıl isyan
Etmişlerse, bizler de bugün, “AB süreci” denen iğfal teşebbüsünün asileri
olmalıyız
Yarının kurtarıcıları arasında anılmak istiyorsak, bugün, bu isyanın
içerisinde yer almalıyız
Bu süreci durdurmalı, yürürlükten kaldırmalı, yırtıp buruşturup tarihin çöp
Sepetine atmalıyız
|