10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
1980 Li Yılların Siyasi Mitingleri
1980 li yılların siyasi mitingleri
Deniz Gezmiş mitingleri

,
30 yıl önce, 1972'de, 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece, devrimci gençlik hareketinin en önde gelen liderleri olan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edildiler
O günden bugüne geçen 30 yıllık süre içinde Denizler unutulmak bir yana, giderek daha da hatırlanır oldular İdamlarının 30 yıldönümüne gelindiğinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının isimleri onurlu bir kuşağın gurur duyulan isimleri haline geldi
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durum ve bunun karşısındaki çaresizlik, Türkiye'yi bu duruma getiren sürece daha en başında direnen devrimci gençlik hareketini ve onun önderlerini daha da değerli kılıyor
Devrimci Gençlik Ne İstedi? Düşmanı Kimdi?
Denizlerin idamının ne anlama geldiğini bugün Türkiye daha iyi anlıyor
Devrimci gençlik hareketi o dönemde ne istediğini açıkça belirtmişti: Emperyalistlerin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen bir Türkiye Yani "tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye"
Bu devrimciler bu fikirleri savunmaktan ve mücadele etmekten ,başka bir şeyle suçlanmadıklarına göre idam fetvası verilen de bağımsız Türkiye özlemidir
İkinci olarak, Denizler amaçlarına ulaşmak için Türkiye'deki siyasal mekanizmadan herhangi bir beklenti içine girmeyerek, tarihsel bir geleneğe yani Kuvayı Milliye geleneğine dayandılar Güvendikleri toplumsal kuvvet ise parlamentarizm içinde asla özlemine ulaşamayacak olan emekçi halktı
Yani Denizlerin idam kararı, aslında, Batıcı ve gerici bir siyasal düzeni sürdürme çabasından başka bir şey değildi
Deniz Gezmiş gençliğin kavgasını "antiemperyalist" kavga olarak adlandırmıştı Denizler ulusal kurtuluş savaşçıları olarak emperyalistlerin düşmanıdırlar Devrimci gençlik andında "sayımızın azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan" diye belirtilen bir bölüm vardır
İşte bu sefer düşman, sayılarına bakmaksızın ne olursa olsun onları yoketmek gerekliliğini kavramış olarak saldırmıştı O dönemin devrimci liderlerinin büyük çoğunluğu şehit edildiler Çünkü bu savaş sadece devrimciler için değil, devrimcilerin ve halkın düşmanı olan emperyalistler için de ölüm kalım savaşıydı
Köklü Gelenek, Güçlü Halk Desteği
1970'lere girilirken iyice açığa çıkan şey, emperyalistlerin çıkarları ile , ezilen ulusların bağımsızlığını birarada muhafaza edebilecek bir dünya sisteminin bulunamayacağıdır Geçen 30 yıl hem dünya çapında bir krizi derinleştirdi, hem de daha fazla ulusun emperyalistlerin saldırılarına hedef olduğunu gösterdi
Bu yüzden emperyalistler için her ulusal kurtuluş mücadelesi tehdittir Hele hele köklü bir geleneğe, güçlü bir halk desteğine sahipse daha da büyük tehdittir
Türkiye'nin yüzyılın ilk çeyreğindeki bağımsızlık mücadelesinin ne anlama geldiği bilinir Eğer aynı ülkede milyonlarca insanın dilinde "ikinci kurtuluş savaşı" sloganı duyuluyorsa ve devrimciler emperyalizme karşı mücadelenin gereklerini ölümü göze alarak yerine getireceklerini göstermişlerse, emperyalistler açısından bunun ne anlama geleceği de açıktır
Bu yüzden Batıcı rejimin Denizlerin idamını bir an önce ilan etmek için ne büyük bir çaba içine girdiğini hatırlamak gerek O günün parlamenterlerinin yalnızca ülke içindeki bir siyasal hesaplaşmanın, bir intikam arzusunun izinde hareket ettiğini söylemek gerçekleri algılama bozukluğunun bir sonucudur ancak İdam edilenler ne karşıt siyasetin bürokratları, ne siyasi parti liderleri, ne bakanlar, ne de askerlerdir Devrimci gençler, ulusal kurtuluş savaşçıları, Atatürk'ün izindekiler idam edilmiştir Mesaj elbette Batıyadır: Senin yanındayız ve düşmanlarına saldırıyoruz
|
|
|