10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Cumhuriyeti Millî Hâkimiyet
Türk Cumhuriyeti Millî Hâkimiyet
Millî hâkimiyet, milletin kendi kendini idare etmesi, kendine hükmedecek heyeti seçmesidir Yani millet tarafından devlete verilen iktidardır Bu durumda hâkimiyet bir kişiye, gruba ve çoğunluğa değil , bütün millete aittir
Batı menşeli olan "millî hâkimiyet" kavramı siyasî hayatımıza Millî Mücadele ile birlikte girmiştir Atatürk "Millî hâkimiyet" mefhumuna Türk'ün ve kendi yüksek fikirlerinin damgasını vurarak hareket etmiştir Atatürk, Millî hâkimiyet kavramını izah ederken millete ve Türk milletinin fikrine ağırlık vermiş ve bunun üzerinde ısrarla durmuştur
Mustafa Kemal Paşanın Samsun'dan sadarete gönderdiği 22 Mayıs 1919 tarihli raporda yer alan "Millet, Millî hâkimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir Bunun için çalışacaktır" ifadesi Millî Mücadele hareketinin hedefini göstermesi bakımından önemlidir
Amasya Tamimi ile Erzurum ve Sivas Kongrelerinde ortaya çıkan ana fikir ise "Hâkimiyet-i Millîye'ye müstenid bilâ kaydü şart müstakil yeni bir Türk devleti tesis etmek" şekliyle tespit edilmiş ve bu ideal ilk BMM'nin açılmasıyla yeni devletin temelini oluşturmuştur Bu durum 1921 ve 1924 Anayasaları "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir" ilkesine yer vermekle hukuki bir hüviyet kazanmıştır
Toplumda en yüksek hürriyetin,en büyük eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla Millî hâkimiyeti sağlamış bulunmasıyla devamlılık kazanır Bundan dolayı, hürriyetin de,eşitliğin de,adaletin de dayanak noktası Millî hâkimiyettir
Mustafa Kemal Paţa'ya göre "Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eţitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat'i manasıyla Millî hâkimiyetin kurulmuş olmasına bağlıdır Bundan ötürü hürriyetin de,eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası Millî hâkimiyettir"
|
|
|