10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Milli Mücadelede Ankaranin Yeri Ve Önemi
Rauf Orbay’ın İstiklâl Harbi’nde Türk kadınının hangi manaya geldiğini ifade eden bu müşahadelerine ek olarak devrin önemli şahsiyetlerinden Mustafa Necati’nin yine aynı zaman mekan diliminde gözlediği şu olay son derece dikkate şayandır ” Kafileye yaklaştıkça bazan bu uzun sükûtu yırtan bir kadın sesi yahut bir çocuk feryadı yükseliyordu Kafileye yaklaştık ve selamlaştık  Biz soğuktan yamçiler altında bile titrerken, tek yorganını da arabaya örten bir ninenin, çıplak ayaklarla karları çiğnediğini görünce, içimde takdirle karışık bir merhamet sızladı Arkasına sardığı peştemalı, içinde ara sıra hıçkıran bir çocuğun üzerine bile örtmeden, yorganını niçin arabaya serdiğini sormak fikrini duydum:
Üşümez misin sen nine?  Bak çocuk donacak, yorgan örtsene  diye arabanın üstünü işaret ettim “Bu sözü garip bir tarzda karşıladı, sormaya değer bir şey addetmiyordu galiba  Benim cevap beklediğimi anlayınca mukaddes bir şeye teveccüh eder gibi kağnıya doğru koştu, “Kar serpiyor, millet malıdır, nem kapmasın evladım” dedi Ve yorganın uçlarını iyice serdi, kar sepelemeye başlamıştı O zaman anladım ki, cephaneleri ıslatmamak için bu fedakarlığı yapıyor; o vakit deminki merhametten utandım bile  Aman yarabbim Fedakarlığım bildirmek bile istemiyor Bu âlicenaplık karşısında secde etmeyen ruh ve aşk olur mu?”
Yol hattında kullanılan genel ikmal vasıtası kağnı idi Bunun yanında dolma lastikli Berlier kamyonlar da bulunmaktaydı Yine hatta Menzil Mıntıka Müfettişliğine bağlı hafif ve ağır kollar adıyla iki türlü taşıt kolu kurulmuştu Hatta, ikmal sağlayan taşıt ve taşıt kollarının sayısı günden güne artmış Sakarya savaşı sırasında zirveye çıkmıştı Motorlu vasıtalarda çalışan Hüsnü Baba, Şakir, Ali Usta, Haşim ve İbrahim Ustalar Milli Mücadele’nin ilk Şoförleri arasında sayılıyordu Yine ikmallerde Hilal-i Ahmer’e (Kızılay) ait otomobiller de kullanılmıştır Yolun işlek ve mühim oluşu tamirini de beraberinde getirdiğinden Millî Müdafaa Vekaleti’nin emri üzerine 1922 yılı başlarında Kastamonu ve Çankırı’da birer “amele taburu” kurulmuş olup, bu taburlar büyük zaferden sonra kaldırıldığı zamana kadar İnebolu-Ankara Şosesi üzerindeki yol, köprü ve menfeze tamiri görevini başarıyla yerine getirmişti
İnebolu-Ankara hattındaki ikmal büyük ölçüde “İmece” usulüyle gerçekleşiyordu İmece usulü zaman zaman ikmalin gecikmesine sebep oluyordu Şeydiler, Devrekani ve Çankırı yerleşim yerlerinden olan arabalar köylerine geldikleri zaman ya mola veriyorlar veya başka araçları devralarak Ankara’ya doğru harekete devam ediyorlardı Yolun zor kısmı, İnebolu’nun ikiçayı, Çatalçeşme, Topçuoğlu, Kaygıncık, Küre, Ecevit yokuşları idi Çankırı’nın Dümbelek düzlüğü de ciddi engellerden biriydi Nakliyat kolunun kurulmasından sonra 14 Tümen Şubelerinden belirli sayıda koşulu araba istenmek suretiyle gecikmeler önlenmiştir
Küre ve Ilgaz dağlarından geçen İnebolu-Ankara yolunun kış aylarında kapanması üzerine çok sayıda silâh ve cephane İneboludaki ambar ve depolara dolduruluyordu
|
|
|