10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Anadolu Ajansının Milli Mücadele Ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Yaptığı Hizmetler Nel
Aynı gerekçelerle Şeyh Sunusi’ye yardım yapılıyor; ödenek birkaç defa da artırılarak Şeyh, başta Konya olmak üzere bazı şehirlerde ikamet ettiriliyordu (1920-1921)15 Benzer şekilde, Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı postnişini Şeyh Hasan’ın Osmanlı Devletinin bekası ve meşrutiyet idaresinin yerleşmesi hususundaki irşat hizmetleri sebebiyle aylığa bağlandığını da biliyoruz(1921)16 Din ve tasavvuf erbabının devlete ve rejime hizmetleri ile ilgili hükûmetin beklentileri bunlardan ibaret değildir
Atatürk’ün Nutuk adlı eseri, müftülükler aracılığı ile halka taksitle satılırken, her halde halkın dinî duygularından faydalanmayı düşünüyorlardı Bu konuda yazılmış olan tarihli bir yazıdan anladığımıza göre Nutuk satışından kazanılan paralar Tayyare Cemiyeti şubelerine yatırılıyordu 17 Arşivdeki belgelerden bu borcun taksitler halinde ödendiğini görmekteyiz 18 Tayyare Cemiyetine yardım için başka usuller de kullanılmaktaydı Fitre ve zekatların toplanmasında müftülüklerin her türlü yardımı talep ediliyor, bunun yanı sıra, halkın bu yardımları yapmasını telkin için vaizlere talimatlar veriliyordu (23 Şubat 1929)19 Ancak din adamlarının her zaman idarenin destekçisi olmadıklarını da görüyoruz Meselâ bazı din adamları piyango aleyhindeki, İslâma göre kumar sayıldığı sözlerinden dolayı cezalandırılacaklarına dair uyarılmışlardır (7 Ağustos 1928)20
Bunlara ilâve olarak, müftülükler ve sair kurumların yardımıyla gerçekleştirilen işler hakkında birkaç kısa örnek daha verebiliriz:
Kurban derilerinin THK’ya verilmesi için halkın irşadı, bir görev olarak Diyanete verilmiştir 21
Gazi Mustafa Kemal’in heykellerinin ithal edilip dağıtımı ve satışını Tayyare Cemiyeti yapacak ve elde edilen kâr Cemiyete bırakılacaktır 22 Diyanetin görevleriyle hiç ilgisi bulunmayan bu icraata yönelik bilgiler bile 24 Nisan 1928 tarihli Diyanet İşleri Reisi Rıfat imzalı yazıyla bütün müftülüklere bildirilmiştir
Millî davaya yarayacak şekilde ihbarcılık yapanların ödüllendirileceği bile din adamları aracılığı ile halka duyuruluyordu (3 Temmuz 1923)23
Türk Dili Encümeni ve Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı yeni harflerin öğretilmesinde iş birliği yapmışlar ve hem Diyanet personeline, hem de diğer memurlara yeni alfabeyi okuma ve yazma kursları verilmiştir 24
Türkçe Hutbeler ve Köylüye Din Dersleri adlı kitapların müftülüklerce yurda dağıtımı yapılmıştır 25 Bu hutbe ve din dersleri, dinî olduğu kadar toplumsal ve millî gayeler de güdülerek yazılmışlardı
Camilerde namaz kılarken, bütün cemaatin “yeknesaklığı temin etmeleri için” hep birlikte şapka giymelerine dair müftülüklere yazı da (14 Ocak 1926)26 bu doğrultudaki politikalara örnek olarak verilebilir Ancak bu son örneğin hem din-inanç hürriyeti, hem demokrasi ve insan hakları ve hem de millî birlik ve beraberlik harcı olması bakımından faydadan çok zarar getireceği önceden görülememiş, ancak sonra bu mahsur fark edildiğinden böyle bir düşünce fiiliyata dönüştürülmemiştir
Anadolu Ajansı ve Matbuat Umum Müdürlüğü
Tanıtım, propaganda, haberleşme ve aydınlatma faaliyetleri denince ilk akla gelen kurumların başında ajanslar gelmektedir Bunun için tarihimizdeki ajans çalışmalarına bir göz atmayı uygun görüyoruz
Henüz TBMM kurulmadan, Ankara yönetiminin ilk başvurduğu tanıtım ve haberleşme teşkilâtı olarak Anadolu Ajansının kurulduğu biliniyor 27 Çünkü o dönemde yurdun bir köşesinden diğerine haber iletmek şöyle dursun, bir kasabadan diğerine veya bir askerî birlikten diğerine haber ulaştırılması büyük problemlerle karşılaşılarak güçlükle yapılabiliyordu Ancak Anadolu Ajansı’na geçmeden, Türkiye’de ajansçılığın kısa bir tarihçesini vermek istiyoruz
Haber ajansları konusu Osmanlılarda da zaman zaman gündeme gelmiş ve birkaç teşebbüs de yapılmıştı Yabancı ajansların daima kendi millî çıkarlarını gözeten çalışmaları görülünce 1911’de Osmanlılar bu işi ele alıp Osmanlı Ajansı’nı kurdular Ancak bu ajans da istenen çalışmaları yapamamış, yabancı ajansların yerli uzantısı gibi çalışmak zorunda kalmıştır I Dünya Harbi esnasında bunların yerine TrForumuz BizMillî Ajans kurulmuş, maalesef onu da hükümet kapatmıştır Meydanın boş kalması üzerine Havas ve Reuter Ajansları Türkiye Havas Reuter Ajansı’nı kurdular Atatürk’ün, bu ajansın mandacı emeller doğrultusunda haberler yaymasından rahatsızlık duyduğunu biliyoruz 28
Bu rahatsızlığı daha mütarekenin ilk günlerinde duyan başka birçok aydın vardı Çünkü mütareke döneminde Avrupa’daki bir çok teşkilâtımız ya kapanmış veya bazı düşman unsurlarca rahat çalışamaz hale getirilmişti Bu dönemde Almanya’da bulunan Ahmet İhsan Tokgöz evinin kapısına “Türkiye İstihbarat Ajanlığı” tabelâsını asarak Türkiye’yi temsile çalışmıştı 29
Avrupa’dan ikinci desteğin Macar Turancılarından geldiğini görüyoruz Macar aydınları Türk İstiklâl Harbi’nin lehinde kamuoyu oluşturmak için çalışıyorlardı Onlara göre “Avrupa basınının ısrarla sürdürdüğü tek yanlılık ve kasıtlı yanıltma politikası nedeniyle Turan halklarının bağımsız bir haber ajansına sahip olması” acilen gerekliydi Bunu gerçekleştirmek için Türk uzmanlardan da destek alarak Turan Haber Ajansı’nı Ağustos 1921’de kurdular 30
Ancak bu kadarcık ajans çalışmalarıyla tanıtım ve haberleşme işlerinin yeterli olarak yapılamayacağı bilindiğinden 6 Nisan 1920’de Anadolu Ajansı (A A ) kurulmuştur 31 Ajans faaliyetlerinin dışında matbuat çalışmalarına da gerek görüldüğünden iki ay sonra Sıddık Bey (Çorum), Hamdi Bey (Amasya) ve Mehmet Şükrü Bey (Karahisar-ı Sahip) lerin eleştirilerinin de etkisi ve Mustafa Necati’nin kanun teklifiyle İrşad Encümeni bir mazbata hazırlamış, sonunda Matbuat ve İstihbarat Müdüriyeti kurulmuştur (7 Haziran 1920) 32 Müdürlük birçok işi büyük kıtlıklar içinde yapmaya çalışıyor, zaman zaman büyük idealizm ve fedakarlık örnekleri yaşanıyordu
|
|
|