Yalnız Mesajı Göster

Osmaniye'nin Fransızlar Tarafından İşgali

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmaniye'nin Fransızlar Tarafından İşgali




Osmaniye'nin fransızlar tarafından işgali

Milli Mücadele'de Osmaniye ve Doğu Meselesi

Batı siyasi tarih literatüründe çokça kullanılmış olan Doğu Meselesi(=Şark Meselesi)tabiri Osmanlı İmparatorluğu’nun batı devletleri tarafından parçalanmaya çalışılmasını ifade etmektedir Daha ziyade XIX Yüzyılda politik bir tabir olarak ifade edilmeye başlanan Doğu Meselesi’nin temelinde Avrupa-Türk ilişkileri yatmaktadır Konu XIX Yüzyılın son çeyreğine doğru, Ermeni Meselesi olarak dünya kamuoyuna yansıtılacak ve Avrupa’lı devletlerin Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmaları, dünya kamuoyu önünde tasvib edilebilir bir hareket şekline sokulacaktır1

Doğu Meselesi, siyaset adamları ve tarihçiler tarafından muhtelif şekillerde tarif edilmiştir İlk defa 1815 Viyana Kongresi’nde Rus delegeleri tarafından kullanılan Şark Meselesi kavramı kongreden sonra diplomatlar arasında çok kullanılmaya ve çeşitli manalar kazanmaya başlamıştır XIX Yüzyılın ilk yarısında Doğu Meselesi Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünün korunması, aynı yüzyılın ikinci yarısında Türklerin Avrupa’daki topraklarının paylaşılması, XX Yüzyılda da imparatorluğun bütün topraklarının paylaşılması manasında kullanıldı2 Fransız tarihçisi Albert Soler, “Türkler Avrupa’ya ayak bastığı günden beri Şark Meselesi zuhur etti” demektedir Şark Meselesi’nin son yüzyıl anlayışı içinde geniş kapsamlı mükemmel bir tarifinde: “Avrupa büyük devletlerinin, Osmanlı İmparatorluğu’nu iktisadi ve siyasi nüfuz ve hükmü altına almak veya sebepler ihdas ederek parçalamak ve Osmanlı idaresinde yaşayan muhtelif milletlerin istiklallerini temin etmek istemelerinden doğan tarihi meselelerin bütününe birden Şark Meselesi diyoruz” denilmektedir3



Böylelikle Avrupa’yı fazlası ile meşgul eden Şark Meselesi’ni iki kısımda mütalaa edebiliriz Birincisi 1071-1683 tarihleri arasındaki kısımdır Bu tarihler arasında Avrupa savunmada Türkler taaruz halindedir Bu safhada Şark Meselesi’nin esası ve merhaleleri şöyle özetlenebilir4

a) Türkleri Anadolu’ya sokmamak,

b) Türkleri Anadolu’da durdurmak,

c) Türklerin Rumeli’ye geçişini önlemek,

d) İstanbul’un Türkler tarafından fethini engellemek,

e) Türklerin Balkanlar üzerinde Avrupa içlerine doğru ilerleyişine mani olmak

Şark Meselesi’nin kabul edilen bu hedeflerine rağmen Türkler Anadolu’ya girmiş, Rumeli’ye geçmiş, Balkanları tamamen zaptetmiş ve Viyana kapılarına kadar ilerlemişlerdir Fakat 1683 yılında Türklerin Viyana’da mağlubiyete uğramaları ile Şark Meselesi’nin ilk safhası bitmiş, ikinci safhası başlamıştır Bu safhada Türkler savunmada, Avrupa taarruzdadır 1921 yılına kadar devam eden bu safhada Şark Meselesi’nin gelişmesi şu şekilde olmuştur

a) Balkanlar’daki Hristiyan milletleri Osmanlı hakimiyetinden kurtarmak Bunun için Hıristiyan toplumları isyana teşvik ederek önce muhtariyetini sonra bağımsızlıklarını temin etmek,

b) Birinci maddede belirtilen hususlar gerçekleşmezse, Hristiyanlar için reform istemek ve onların lehine İstanbul nezdinde müdahalelerde bulunmak,

c) Türkleri Balkanlardan tamamen atmak,

d) İstanbul’u Türklerin elinden geri almak,

e) Osmanlı Devleti’nin Asya toprakları üzerinde yaşayan Hristiyan cemaatler lehine reformlar yaptırmak, muhtariyet elde etmek veya mümkün olursa bağımsızlıklarına kavuşturmak,

f) Anadolu’yu paylaşmak, Türkleri Anadolu’dan çıkarmak düşüncesiyle hareket eden ve sanayi inkılabını da gerçekleştiren Avrupa’lı büyük devletler, geniş coğrafyaya sahip olan Osmanlı Devleti’nin topraklarını hem hammadde ve hem de pazar açısından değerlendirme yoluna gitmişlerdir Bu durum büyük devletlerin “zıt menfaatlerini” de çatıştırmıştır Çatışan bu menfaatler, Osmanlı Devleti’nin ömrünü bir müddet daha uzatmıştır, ama onu da yarı sömürge haline getirmiştir

Emperyalist ve sömürgeci politika takip eden batılı büyük devletler, asırlardan beri Ortadoğu’da hakimiyet kurmuş Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak üzere harekete geçmişlerdi İşte Doğu Meselesi adı altında, bu muazzam topraklara sahip Türk devletini ortadan kaldırmak amacıyla onu “HASTA ADAM” ilan ederek, çeşitli defalar aralarında gizli anlaşmalarla paylaşmışlardı5 Aralarında yaptıkları bu anlaşmalara dayanarak, yer yer Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını fırsat buldukça işgal etmişlerdi Böylece İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya gibi devletler imparatorluğun ucundan kıyısından toprak koparmışlardı

XIX Yüzyılda birliğini kurup, sanayi inkılabını da gerçekleştiren Almanya, ekonomik açıdan yeni bir güç dengesi olarak Avrupa’da yerini almıştı Almanya, Osmanlı İmparatorluğu’na sınırı olmayan ve görünürde de toprak isteğinde bulunmayan bir devlet olarak ortaya çıkmıştı Bandan dolayı Osmanlı İmparatorluğu, toprak bütünlüğünü korumak amacıyla, Almanya’ya yaklaşmaya başlamıştı6 Osmanlı’nın Almanya’ya yaklaşması özellikle İngiliz-Alman, Alman-Fransız rekabetini arttırmıştır Bu rekabetin sonucunda da Birinci Dünya Savaşı’nın patlaması Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu getirmiştir

Böylece Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda mağlup olan Osmanlı İmparatorluğu’nun neticede 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi’ni imzalama durumuna gelmesi ile, İtilaf Devletleri’ne bu büyük imparatorluğu ortadan kaldırma, yani Şark Meselesi’ni tamamen kendi istedikleri şekilde halletme fırsatını vermiştir

Diğer taraftan, Yıldırım Orduları Grubu komutanı Mustafa Kemal’in bütün çabalarına rağmen7, Çukurova’da İngiliz-Fransız ortak harekatı 1918 yılının Aralık ayında başlayarak, 19 Aralık günü Osmaniye ve 27 Aralık günü de Pozantı’nın işgal edilmesiyle tamamlanmıştı8 Bir müddet sonra yani 15 Eylül 1919 tarihinde, gerçekleşen “Suriye İtilafnamesi” ile bölge tam bir Fransız işgaline dönüşmüştü9 Bölge halkının bu işgale başından beri karşı koyması, bu yöredeki milli mukavemetin temelini oluşturmuştur Ayrıca bölge halkını harekete geçirecek başka sebepler de mevcuttu Bunlardan birisi de, Fransızların silahlandırıp himaye ettiği Ermeniler yüzünden; Türklerde can, mal ve namus emniyeti diye bir şey kalmamıştı10



Alıntı Yaparak Cevapla