Prof. Dr. Sinsi
|
Cumhuriyetin Bize Kazandırdığı Yenilikler Nelerdir
Cumhuriyetin bize kazandırdıkları ile ilgili bilgi, Cumhuriyetin bize kazandırdıklarıyla ilgili bilgi,
D- Millî Devlet
Osmanlı İmparatorluğu kozmopolit bir devletti 3 kıtaya yayılmış devlet içinde bir çok etnik azınlık ve çeşitli milletler bulunmaktaydı Bunlar Osmanlı Devleti’;nin yüksek hakimiyetini tanımışlar ve bu hakimiyet altında yaşamayı kendilerine şeref addetmişlerdi Osmanlı padişahları da bu azınlıklara her türlü hakkı, özgürlüğü tanımışlardı Hatta, bunlardan bazılarına Müslüman olmaları şartıyla devlet yönetiminin en üst kademelere gelme izni verilmişti Buna karşılık azınlıklarda daima kadirşinas olmuşlardı Öyle ki Yıldırım Beyazıd’;ın 1402 yılında Ankara Savaşı’;nı kaybedip bunu müteakiben ölmesiyle başlayan ve 11 yıl süren “;Fetret Devrinde”; Osmanlı Devleti balkanlardaki topraklarını yeni fethetmelerine rağmen kaybetmemişlerdir 1789 ihtilali ise bütün dünyaya yayılan “;milliyetçilik akımı Osmanlı Devleti’;ni çok etkilemiştir Avrupalı devletlerin kışkırtmasıyla Osmanlı Devleti içindeki bütün azınlıklar, özellikle gayri müslim azınlıklar bağımsızlıklarını ilan edip ayrılmışlardır
İmparatorluğun ve azınlıkların arda kalan bütün sorunları, buhranları Türk Milleti’;nin omuzları üzerine kaldı ve Mustafa Kemal Atatürk bu durumu şu şekilde dile getirmektedir “;Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı O da, Hakimiyet-i Milliye’;ye
müstenid, bilakayduşard müstakil yeni bir Türk Devleti kurmak İşte, daha İstanbul’;dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun’;da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz tatbikine başladığımız karar bu karar olmuştur”;
Görüldüğü gibi Osmanlı Devleti tamamiyle çökmüştür Buna göre M K Paşa, Kurtuluş Savaşı’;nı başlatmadan önce kafasında yeni bir sistem oluşturmuştu
Bu yeni sistem tamamiyle yeni bir devletin kurulmasına yönelikti Bu sistemin özelliği şöyleydi
1 Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
2 Seçim sistemi çoğunluk esasına dayalıdır
3 Millete ait olan egemenlik sadece ve yalnızca milletin seçtiği TBMM tarafından kullanılacaktır
M Kemal’;in en büyük hedefi görüldüğü gibi yeni bir devlet kurmaktır Bu devletin yönetim şekli cumhuriyet ve bu devlet, Türkiye’;de yaşayan Türklere aittir
Türkiye Cumhuriyeti’;nin millileşmesini sağlayan diğer bir konu ise Lozan (Lozaunne) Barış Antlaşması’;nın şartlan içinde yer alan Yunanistan’;la yapılan nüfus mubadelesidir Anadolu’;nun çeşitli sancaklarında o tarihte yaşayan kesit bir Rum nüfus vardı Özellikle İç Anadolu Bölgesi’;nde bu nüfus % 22’;ye ulaşmaktaydı
30 Ocak 1923 tarihli nüfus mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokolün 23 Ağustos 192321’;te TBMM tarafından onaylanıp yürürlüğe girmesinden sonra başlayan Türk ve Rum nüfus değişimi, o tarihlerde hemen hemen tamamlanmış bulunuyordu
Bu süre içerisinde, 4 Ağustos 1924 tarihine kadar Türkiye’;ye Yunanistan’;dan 324 396 Müslüman göçmen gelmiş, Türkiye’;den Yunanistan’;a 52 144 Rum gitmiştir Giden Rumlar’;ın yerlerine gelen Türk nüfus yerleştirilmiştir Bu, Cumhuriyet’;in Türk Milleti’;ne bir armağanıdır Bunun önemini taktir etmek lazımdır Mübadele Anadolu’;nun Türkleştirilmesi olmuştur
E- Tam Bağımsızlık
Mustafa Kemal’;in ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında “;Tam bağımsızlık”; üzerinde ısrar etmesi kadar doğal bir şey olamazdı Çünkü, o, yabancıların hegomanyasından tümden kurtulmayı Osmanlı İmparatorluğu zamanında zorla kabul ettirilen, devletin egemenliği ile bağdaşmaz nitelikteki kısıtlamalardan ülkeyi arındırmayı amaçlıyordu
Bilindiği gibi “;Manda”; ve “;himaye”; konusu cumhuriyet tarihinde sert tartışmalara sebep olmuştur Erzurum Kongresi’;nde bu konular tartışılmış “;Manda ve himaye kabul olunamaz”; şeklinde bir madde kabul edilmiştir Ancak konu önemine binaen Sivas Kongresi’;nde tekrar tartışılmış ve reddedilmiştir
“;İşgalci devletlere karşı bağımsızlık mücadelesi verilirken, özellikle BMM’;de dış politika ve Sovyetler ile ilişkiler konuları görüşülürken M Kemal’;in ve öteki konuşmacıların en fazla kullandıkları kelimeler arasında emperyalizm bulunuyordu I Dünya Savaşı’;ndan sonra Batılı devletlerin Türkiye’;ye karşı emperyalizmin her türlü tanımına göre emperyalist bir harekete girişmiş olduklarına şüphe yoktur Bu durum karşısında Anadolu hareketini yönetenler için, aynı düşmanlara karşı savaşmakta olan Sovyet Rusya ile işbirliği yapmak ve bu devletin yardımını istemekten başka çare kalmamıştır Ancak Mustafa Kemal Paşa, Rusya ile olan ilişkileri iki devlet arasındaki ilişkiler nasıl olması gerekiyorsa o şekilde kurmuş ve geliştirmiştir
Sivas Kongresi’;nde manda konusu tartışılırken bu konuyu savunanlardan biri olan Refet Bey şöyle diyordu: “;Bizim Amerikan güdümünü yeğ tutmaktan amacımızı bütün toplumları tutsak kılan, yürekleri, inançları söndüren İngiliz güdümünden kurtulmak, yumuşak ve ulusların inançlarına saygı gösteren Amerika’;yı kabul etmektir”;
Manda ve Himaye’;ye taraf olanların haklı bir tezi vardı Şöyle ki Kurtuluş Savaşı kazanılsa bile bu basandan sonra durum ne olacak idi?
Ekonomik, siyasal ve sosyal yıkıntıların altından nasıl kalkılacaktı? Ulu Önder Atatürk Millî Mücadele önderlerinde meydana gelen bu ümitsizliği şu sözleriyle kaldırmıştır “;Tarih bir milletin nelere istidadı olduğunu gösteren en doğru kılavuzdur  Bizim yolumuzu çizen içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir”;
F- Millî Birlik ve Beraberlik
Osmanlı İmparatorluğu’;nda yaşayan azınlıkları devlet içinde tutmak için genellikle Türk Milleti tabiri kullanılmaz, buna karşılık Osmanlı, tebasından söz edilirdi Buna gerekçe ise Osmanlı Devleti’;nin parçalanmasını özlemektir Ancak bunda başarılı olunamamıştır Atatürk bu korkunç durumdan Türk Milleti’;ni kurtararak Türk olduğunu her seferinde dile getirmiştir “;Ne Mutlu Türküm Diyene”; diyerek Türklüğüyle gurur duyduğunu milletimize göstermiş, halkımızın belleğine Türk sözcüğünü yerleştirmiştir Millî birlik ve beraberlik Atatürk Cumhuriyeti’;nin vazgeçilmez unsurlarından birisidir Zira o, bu konunun önemini şöyle dile getirmiştir “;Bu günkü Türk Milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine kurtluk fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş, vatandaş ve Milletdaşlarımız vardır Fakat nazırın istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış tevsimler (adlandırmalar) birkaç düşman aleti, mürteci beyinsizden maada hiçbir millet ferdi üzerinde teellümden (Kederlenme, eseflenme) başka bir tesir hasıl etmemiştir Çünkü bu millet efradı da, umum Türk camiası gibi aynı müşterek maziye, tarihe ve ahlaka, hukuka sahip bulunuyorlar
Hiç kimse bu topraklar üzerinde yaşayan Laz, Kürt, Kafkas kökenli vatandaşlarımız zorla Türk olduklarını söylemeleri istenmemektedir Ancak bu kardeşlerimiz tarih, dil, din birliğinin sonucu olarak kendilerini Türk veya Türklüğün bir kolu olarak görmektedirler Zaten Atatürk Milliyetçiliği de renge, ırka, kafatasçılığa ve kana dayandırılmamıştır
O Türk Milleti’;nin milliyetçilik anlayışını şöyle dile getirmektedir
“;Millet, dil, kültür ve mefkure birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir siyasi ve içtimai hedeftir”; Türk milliyetçiliğinin başlangıçtaki hedefi Türk Milleti’;nin tam bağımsızlığını kazanmasıydı Türk milliyetçiliği esasında terbiyeci ve insaniyetçidir Bütün söylemlerinde milletimizin mümeyyiz, vasıflarını görmek mümkündür Erol Güngör’;ün deyimiyle insanlığın evrensel doğrularına Türk Milleti kadar katkıda bulunmuş, geliştirmiş başka bir milletten söz etmek mümkün değildir Yine ona göre; “;Dünyada Türkler kadar eski bir tarihe sahip olan pek az millet gösterilebilir Bu kadar uzun bir macerası olan bir millet hala yaşadığına göre ve yakın zamana kadar dünyanın en büyük imparatorluğunu yaşattığına göre her şeyden önce eşi az görülür bir hayat gücüne sahip demektir”;
Hasılı Cumhuriyet millî birlik ve beraberliğimizi sağlamıştır Bu birlik ve beraberlik kendimize olan güvenimizi artırmış, yarınlara daha güvenle bakmamızı sağlamıştır
G- Lâik Bir Devlet
Lâiklik 75 yıllık cumhuriyet tarihimizde sürekli tartışılan bir konu olmuştur Bunun sebebi bir siyasi araç olarak kullanılması ve Atatürk’;ün lâiklikten ne anlatmak istediğinin iyi anlaşılmamasıdır
Atatürk’;e göre lâiklik dinsizlik manasına gelmediği gibi dinin devlet üzerinde otorite kurması anlamına da gelmez
|