Yalnız Mesajı Göster

1934 Trakya Olayları Atatürk

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

1934 Trakya Olayları Atatürk




"Türk milliyetçiliği ise Türkiye'deki müteferrik anasırı camia haricine atmak değil, temsil etmek için ırk nazeriyesinden istifade ediyor Gene bunun için din meselesinde laik olduğunu aleme ilan ediyor Diğer unsurlardan olduğu gibi Yahudilerden de Türk harsını benimsemelerini istiyor Yahudileri Türkçe konuşmağa teşvik ediyor Çocuklarını Türk mekteplerinde öz evlatları gibi okutmalarını şart koşuyor Türk harsını benimseyen, Türklükle iftihar eden, Türk vatanının ve ülküsünün yükselmesine çalışan, Türk kanunlarına severek itaat eden Yahudileri öz Türklerden asla ayırmıyor"11

Asım Us'un itidal telkin eden bu yazısı pek yararlı olmadı Trakya olaylarının vuku bulmasından sonra Zaman gazetesi de Trakya'daki Yahudi tüccarların yerel esnafa yüksek faizle borç para vermelerinin bölge halkında yaratmış olduğu infialin, olayların meydana gelmesinde etkili olduğunu belirtti:

"Bir lokma ekmek, büyük milletleri bile yekdiğerinin boğazına sarılmağa mecbur ederse, artık fertleri ne kadar birbirine düşürmez, bunu tahmin etmek pek kolaydır Kaldı ki, yalnız iktisadiyattan dolayı Türkler hiçbir unsurun aleyhinde olamazlar Fakat bunun için iktisadi hayatta faaliyet gösterenlerin hareketlerinin de meşru olması şarttır" Zaman bu tespiti yaptıktan sonra Yahudi tüccar ve esnafın artık kenara çekilip Türk tüccarlara yer açmaları gerektiğini yanlış anlamaya mahal vermeyecek bir lisanla ifade etti:

Meselenin ehemmiyetine binaen kelimeleri bile tarta tarta yazdığımız şu satırlardan maksadımız, Musevilerin bu nazik noktaya nazarı dikkatlerini celbetmektir Türklerle iyi geçinmek kadar kolay birşey yoktur Türkler dünyanın en alicenap milletidir En mütevazi Türkün bile mertliğine, sehavetine, efendiliğine müracaat edildiği vakit kendisinden alınmayacak bir şey yoktur Fakat Türk'ün, dünyada hiçbir millete nasip olmayan bu hasleti civanmerdanesi de ilanihaneye suistimal edilmemelidir Çünkü nihayet bu memleketi felaket zamanlarında kurtarmak için canımızı veren biziz, kanımızı düken de biziz, şu halde nimetlerinden de yine bizim istifade etmemize müsaade olunmasını istemek, zannederiz, hem hakkımız, hem de vazifemizdir"12

Atsız 1934 yılının Mart ayında Orhun dergisinde yayımladığı "Komünist, Yahudi ve Dalkavuk" yazısında da Yahudilere karşı kinini sürdürmeye devam etti:

"Türk milletinin dışarki düşmanları bütün dünyadır Bunu tarih bize ebedi bir öğüt halinde hikaye eder İçerki düşmanları ise üç tanedir: Komünist, Yahudi ve dalkavuk Komünist, vicdanını Yahudi "Marks"a satmış olan vatansız serseri demektir () İkinci düşmanı Yahudi'dir Onun Allahı paradır O, cebine birkaç para koyabilmek için gölgesinde yaşadığı bayrağı satmaktan çekinmeyen namussuz bir bezirgandır Hangi memlekette oturuyorsa oranın düşmanıdır Fakat bu düşmanlığını açıkça değil yüze gülerek, aaaellül ederek yapar Yahudi mayi gibidir Derhal bulunduğu kabın şeklini alır Yer yer kurulan Yahudileri Türkleştirmek cemiyetleri bu zelil poltikanın neticesidir Bununla cihan savaşında düşmanlarımıza casusluk ettiklerini, mütarekede Türklüğü tahkir ettiklerini unutturmak isterler Hatta daha ileri giderek kendilerine Türk adları takarlar13 Yahudi iki türlüdür Biri asıl Yahudi'dir, bu dilinden tanınır Biri de Yahudi dönmesidir Bu dilinden tanınmaz Bunu tanımak için yüzünün mütereddi Yahudi hatlarına dikkatle bakmak lazımdır Yahudi'yle Yahudi dönmesinin hiçbir farkı yoktur Biri "Biz Yahudiler" derse öteki de "Siz Türkler" der"14

Nihal Atsız'ın olayların meydana gelmesinden bir ay önce 0rhun dergisinde yayımladığı Musa'nın necip (!) evlatları bilsinler ki!" makalesi de Trakya Yahudilerine bir diğer ihtar oldu Aynı makale Cevat Rıfat Atilhan'ın yayımladığı Milli İnkılap dergisinde de iktibas edildi15

Asım Us'un Milli İnkılap ve Orhun dergilerinin antisemit yayımlarını telin eden ve Kemalizm'in Alman milliyetçiliğine hiçbir benzer yanı olmadığını vurgulayan başyazısına rağmen bu yayımlar yöre halkını kışkırtmada oldukça başarılı oldular Uzunköprülü Eliezer Kaneti anılarında 1930 yılından beri Trakya'da zaten mevcut olan olumsuz havanın Nihal Atsız ve Cevat Rıfat Atilhan gibi yazarların tahrikleriyle nasıl gelişip serpildiğini şöyle tasvir etti:

"Bu dönemde Almanya'da Yahudi aleyhtarlığı gelişmekte ve Yahudilere karşı girişilen eylemler çoğalmakta ve tüm Avrupa ülkelerine hızla yayılmaktaydı Avrupa'dan bizlere ulaşan gazeteler Yahudiler aleyhinde olumsuz propagandalar ile dolu idi Durumdan yararlanmak isteyen sağcı ve milliyetçi bir topluluk Yahudiler aleyhine propagandaya başlamaları ve halkı etkileme çabasında bulunmaları sonucu, olumsuz olaylar vukua gelmeye ve Yahudi toplumunun yaşam düzeni tehliaaae girmeye başlamıştı

İlçemizdeki Yahudi tüccarların borsada serbest alım-satım yapmaları kısıtlanmış ve koşula bağlanmıştı Babam Serbest Fırka başkanı ile iş ortağı idi Bugün Netanya'da yaşayan ağabeyim ise Halk Partisi başkanının yeğeni ile iş ortağı bulunuyordu Bu ortaklık durumu nedeniyle ailemiz "eşraftan" nitelenirdi Bununla beraber Avrupa ülkelerinde Yahudiler aleyhinde gelişen eylemlerin etkisi altında kalarak İsrail'e göç etme düşüncesi her gün biraz daha kuvvet bulmaktaydı Tarihte "Trakya Olayları" diye anılan 1934 yılında vukua gelen olaylardan tahminen bir yıl önce ailece İstanbul'a göç ettik"16

Atsız'ın öğrencisi Mehmet Orhun da 1930-1934 yıllarının Edirne'sini anlatırken Trakya olaylarına değindi, Atsız'dan ve Orhun dergisinden şöyle söz etti: "O tarihlerde Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" ve Kuvvayı Milliye ruhu dipdiri ve revaçta idi Milli İktisad'ın temelleri atılıyordu Bütün memleket sathına yaygın olarak "Yerli Malı Kullan Hareketi" ile yabancıların Türkiye üzerindeki iktisadi baskısının kaldırılmasına girişilmişti Yukarda işaret ettiğim gibi Trakya Umumi Müfettişliği'nce yürütülmekte olan faaliyetlerin bir kısmı da Yahudilerin Trakya iktisadiyatındaki hakimiyetine son verme gayesine yönelikti Bu sırada Orhun'un beşinci sayısındaki Atsız Beğ'in Yahudiler hakkındaki makalesi de tam zamanında çıkmıştı17 1934 Haziran ayı içinde Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ'da Yahudilere karşı önce Türkçe konuşma mecburiyeti, sonra mallarına karşı boykot ve nihayet göçe zorlama hareketine geçildi Bu harekete bütün ehali katılmış ve tarkya kısmen de olsa Yahudilerden arınmıştı Bu temizlikte (Körmutlu) İbrahim Ağa'nın büyük hizmeti geçmişti"18

Trakya halkını tahrik eden sadece Atsız olmadı Bizzat Atilhan da yayımladığı Milli İnkılap dergisinin olayların meydana gelmesinde etkili olduğunu itiraf etti: "1934 senesi Temmuz başlarında Milli İnkılap gazetesiyle yapmış olduğum samimi ve heyecanlı neşriyat, bir akalliyet tarafından çeşitli hilelere maruz kalan Trakya ve Boğazlar halkını haklı olarak heyecanlandırmış ve 3 Temmuz'da başlayan bir muhacerat hareketi ile Trakya ve Boğazlar'daki Yahudiler bir anda ve her türlü vasıtaya müracaat ederek İstanbul'a üşüşmüşlerdir 19
O dönemi yaşamış Sabetay Leon'a göre olayların meydana gelmesinde Cevat Rıfat Atilhan ve dönemin basınında hiç adı geçmemiş olan Trakya eski müfettişi Manisa milletvekili Sabri Toprak'ın kışkırtmaları da neden oldu20
Trakya Olaylarının Seyri
Olayların meydana geldiği tarihlerde Trakya bölgesiyle Çanakkale boğazının askeri açıdan tahkim edilmesi için faaliyetlere başlandı Trakya bölgesinde üç milyon ton ham yün alımı, mekanize bir askeri birliğin kurulması gibi ciddi faaliyetler görüldü Bu askeri faaliyetler sırasında resmi makamlar yörede yaşayan azınlıklara güven duymayıp muhtemel casusluk faaliyetlerini önlemek için bölgeden ayrılmalarını güvenlik açisindan şart gördüler21 Yahudileri Trakya'dan tahliye etme kararı önce onları korkutarak bölgeyi kendiliklerinden terk etmelerini sağlamaya çalışmak şeklinde oldu Amerikan şirketlerinin Trakya bölgesindeki temsilcilerinin çoğu Yahudi tüccarlar idi Bu tüccarlar, bayileri oldukları Amerikan şirketlerine başvurup yaşadıkları kenti acilen terk etme emri aldıklarından bayiliklerinin kendilerinden geri alınmasını istediler22
21 Haziran 1934 tarihinde bin beş yüz kişilik Yahudi nüfusuna sahip Çanakkkale'deki Yahudilere karşı saldırı, şantaj, yağma ve boykot girişimleri meydana geldi Yahudilere ait mağazaların önünde nöbet tutularak halkın o mağazalardan alışveriş yapması önlendi Kentin Yahudi ileri gelenlerine kenti terk etmemeleri halinde öldürüleceklerini ifade eden tehdit mektupları yollandı Vali ve CHF il başkanı polise ve jandarmaya Yahudilerin mallarını koruma altına almayı emrettiler, ancak polis ve jandarmaların mevcudiyetine rağmen Yahudilere karşı sataşmalar ve tacizler devam etti23 Yapılan telkinler ve tehditler sonucunda 25 Haziran 1934 tarihinden itibaren Çanakkale ve Trakya'daki Yahudiler bu bölgeyi kitlesel olarak terk etmeye başladılar Alelacele kaçmak zorunda kaldıklarından dolayı da gayrimenkullerini de değerlerinin çok altında fiyatlara elden çıkarmak zorunda kaldılar24

Yunanistan'ın Edirne konsolosu 3 Temmuz tarihli raporunda Çanakkale'de durumun her gün daha kötüye gittiğini, Yahudi esnaf ve tüccarların mağazalarını kapamaları için tehdit edildiklerini bildirdi Tehdit edilenler arasına Yunan uyruklu iki Yahudi esnafın da yer alması nedeniyle, konsolos, bu kişilerin korunmasını talep etmek üzere Çanakkale Emniyet Müdürü'nü ziyaret etti Emniyet Müdürü olaylardan hiçbir şekilde haberi olamadığını iddia etti Konsolos kentteki Osmanlı Bankası şubesini de ziyaret ettiğinde bankanın paralarını çekip hesaplarını kapatmak isteyen Yahudilerle hıncahınç dolu olduğunu gördü Yunan konsolosu raporunda


Alıntı Yaparak Cevapla