10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Lozan Barış Konferansı Geniş Bilgi
Lozan Antlaşmasının önemi, Lozan Antlaşması hakkında, Lozan Antlaşması ile ilgili bilgi, Lozan Antlaşmasıyla ilgili bilgi, Lozan Antlaşmasının maddeleri, Lozan Antlaşması kimler arasında yapıldı, Lozan Antlaşmasının sonuçları
Türklerle kalıcı barışın yapılması konusu, Mudanya görüşmeleri sırasında karara bağlanmıştır İtilaf Devletleri Mudanya Mütarekesi’nin yürürlüğe girmesinden sonra bu doğrultuda faaliyetlere başlamıştır
Lozan Barış Konferansı Öncesinde Ankara Hükümetinin Yaşadığı Sorunlar
Barış görüşmelerinin başlaması öncesinde Ankara hükümeti üç sorunla karşı karşıya kalmıştır Bu sorunlardan biri ve ilk gündeme geleni, görüşmelerin nerede yapılacağı ve ne zaman başlayacağı konusudur TBMM hükümeti daha Mudanya görüşmeleri devam ederken İtilaf Devletlerine verdiği bir notayla barış konferansının 20 ekim 1922’de İzmir’de toplanmasını teklif etmiştir Ancak İtilaf Devletleri bu öneriye sıcak bakmamışlar ve konferansla ilgili olarak kendi aralarında görüşmeleri sıklaştırmışlardır Sonuçta barış konferansının 13 Kasımda Lozan’da toplanması konusunda hemfikir olan müttefikler bu kararlarını, 23 Ekim 1922 tarihli bir nota ile hem TBMM hükümetine hem de İstanbul hükümetine bildirmişlerdir
İtilaf Devletleri’nin bu notası, Ankara hükümetini başka bir sorunla karşı karşıya bırakmıştır Görüşmelerde Türk milletinin haklarını Ankara hükümetimi yoksa İstanbul hükümetimi temsil edecektir İtilaf Devletleri, konferansın yerini ve tarihini iki hükümete de ayrı ayrı bildirmek suretiyle, görüşmelerde iki hükümetinde yan yana olmasını istemediklerini belli etmişlerdir Ankara’daki TBMM hükümetinin Türk milletinin tek gerçek temsilcisi olduğunun M Kemal Paşa tarafından açıklanmış olmasına rağmen, İstanbul temsilcisi Sadrazam Tevfik Paşa açıklamayı görmezden gelerek, konferansa katılmak niyetinde olduklarını ortaya koymuş ve konferansta izlenecek ortak politikayı tespit etmek için Ankara’ya telgraf çekmiştir İstanbul hükümetinin konferansa katılmayı istemesi, elde edilen askeri ve siyasi zafere ortak olmak girişimlerinde bulunması İstanbul hükümetinin yanı sıra saltanata kurumunun da varlığını tartışılır hale getirmiştir Kurtuluş Savaş sırasında iç ve dış şartların uygun olmaması nedeniyle saltanata karşı açıkça olumsuz bir tavır sergilemeyen, ancak ilk fırsatta saltanat kurumunu kaldırmayı düşünen M Kemal Paşa, Mecliste Osmanlı hükümetine doğan karşı tepkiyi iyi kullanmış ve sorunun kökünden çözülmesi için saltanatın kaldırılmasını gündeme getirmiştir İstanbul hükümetinin girişimlerine saltanat ve hilafete sıcak bakan milletvekilleri bile tepki göstermişler, M Kemal Paşanın telkinleriyle Dr Rıza Nur ve arkadaşları saltanatın kaldırılmasına ilişkin kanun teklifini meclis başkanlığına sunmuştur 1 Kasım 1922’de mecliste yapılan oylama ile saltanat kaldırılmış ve 600 yıllık Osmanlı hanedanının egemenliği sona erdirilmiştir Saltanatın kaldırılmasından kısa bir süre sonra Tevfik Paşanın görevinden istifa etmesiyle, İstanbul hükümetinin konferansa katılma ihtimali tümden ortadan kalkmıştır Bu gelişmeler sonunda İtilaf Devletleri’nin “bizim için sorun oluşturmaz” şeklinde tavır sergilemeleri, artık dış dünyanın Osmanlı Devleti’nin tükendiğini ve TBMM sürekliliğini kabul ettiğini göstermesi açısından önem taşımaktadır
TBMM hükümetini Lozan görüşmeleri öncesinde uğraştıran üçüncü sorun ise, görüşmeler sırasında TBMM’ni temsil edecek heyetin kimlerden oluşacağı ve heyetin başkanının kim olacağı konusudur Heyet başkanlığı için Rauf Orbay başta olmak üzere, Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Beyin, Fethi Okyar’ın ve Kazım Karabekir Paşa’nın adları gündeme gelmiştir Bu isimlerin hiçbiri de M Kemal’e uygun gelmemiştir Bütün bunlara karşın M Kemal Paşanın kafasın çok farklı bir isim vardı O da Mudanya Görüşmelerinde Türk Milletinin haklarını başarıyla savunan ve her konuda kendisinin güvenini kazanmış olan İsmet Paşadır Yurt dışında yapılacak olan ve M Kemal’in sınırlı düzeyde etki yapabileceği bu konferansta M Kemal doğal olarak en çok güvendiği ismin orada bulunmasından yanadır İsmet Paşa, M Kemal’in direktiflerine uyma konusunda telkin etmektedir, O bunu Mudanya’da kanıtlamıştır Ayrıca İsmet Paşa, Osmanlı diplomasi geleneğinden gelmeyen bir devlet adamıdır ve Batılılar karşısında hiçbir kompleks taşımamaktadır Bu niteliği, İngilizlere yakınlığı ile bilinen Rauf Beye karşı bir avantaj oluşturmaktadır M Kemal, Ali Fuat ve Fevzi Paşalarla, Yusuf Kemal Bey ve İsmet Paşanın da görüşlerini aldıktan sonra, İsmet Paşanın heyet başkanı olmasıyla ilgili kararını açıklamıştır 24 Ekimde Yusuf Kemal Bey Dışişleri Bakanlığından istifa etmiş ve yerine İsmet Paşa getirilerek, Lozan’a Türk Dışişlerinden sorumlu heyet başkanı olarak gönderilmesi doğrultusundaki prosedür tamamlanmıştır İsmet Paşa başkanlığındaki heyetin Lozan’a gönderilmesi kararının TBMM tarafından onaylanmasından sonra, hazırlanan Türk tezini içeren 14 maddelik talimatname heyete verilmiştir Türk tezi şöyledir:
Doğu sınırı: Görüşmelerde Ermeni Devleti meselesi söz konusu olmayacak, olursa görüşmeler kesilecektir
Irak sınırı: Süleymaniye, Musul, Kerkük sancakları istenecektir Konferansta bundan farklı olarak ortaya çıkacak güçlükler için Bakanlar Kurulundan talimat alınacaktır Petrol vs imtiyazları sorununda İngilizlere bazı ekonomik çıkarlar sağlanması görüşülebilir
Suriye sınırı: bu sınırın düzeltilmesine imkanlar ölçüsünde çalışılacaktır
|
|
|