10-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Tarihinden Bazı Rüyalar - Osmanlı Hikayeleri
Osmanlı Tarihinden Bazı Rüyalar
Osman Gazi’nin rüyası
Osman gazi Edipali’nin evinde misafirdir,gece yatmak için Osman gaziye bir oda verirler odada derli toplu bir yatak vardır ve birde yatağın ucunda bir kuran-ı kerim asılıdır osman gazi yatağı bozmaz çünkü eğer o yatakta yatarsa kuran-ı kerime küfredeceğini saygıda kusur etmez ve yatağın yanında yatar o sıcak yatağın yerine ve gece garip bir rüya görür sabah Edipali Osman gazi bu halini sorar ve :
-ne oldu sana hizmette ne kusur verdik de yatağı bile bozmadın yerde yattın?
-yatağın ucunda kuran-ı kerim vardı ona saygısızlık etmezdim gece garip bir rüya gördüm,yorumlaya bilir misiniz?
Edipali’nin göğsünden bir hilâl çıkar, bu hilâl büyüyerek dolunay halini alır ve Osman Gazinin göğsüne girer Daha sonra aralarından bir ağaç çıkar, gittikçe büyür, yeşilliği ve güzelliğiyle ziyadeleşir Bu ağacın gölgesi üç kıta ufuklarını denizleri ve karalarıyla kuşatır Kafkas, Atlas, Toros ve Emos dağları, bu yapraklar denizinin dört rüknü(direği) gibi görünür Ağacın kökünden Dicle, Fırat, Nil ve Tuna çıkar Ovalar ekinlerle dolu, dağlar ormanlarla dalga dalga kaplıdır Dağlardan çıkan sular, gül ve servi bahçelerinin içinden şırıl şırıl akar Ovalarda; kubbeler, ehramlar, dikili taşlar, sütunlar, latif kulelerle müzeyyen şehirler görünür Ağacın dalları altındaki bu muhteşem manzara büyümeye devam ederken aniden şiddetli bir rüzgâr çıkar Ağacın yaprakları bütün şehirlerin üzerine -özellikle değerli bir yüzük hükmündeki İstanbul’a doğru yayılır
Rüyayı duyan Edipali şaşırmaktan kendini tutamaz
-seni kutluyorum sen öyle birisin ki senin kurduğun devlet bir ağaç gibi dayanıklı olacak ağaçtan çıkan her meyve ile gurur duyacaksın senin gördüğün hilal ise benim kızımın belindeki (Malhun Hatun) hilaldir bu yüzden sen benim kızım ile evleneceksin Ve evlenirler ve Osman gazi devletin yönetimi ele alır ve köklü bir ağaç toprağa dikilmiş olur…
Fatih'in Uzun Hasan'la Güreşi
İstanbul'u fethederek yepyeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmed, imanı kadar bileği de kuvvetli bir şahsiyettir Uzun Hasan'la karşılaşmadan önce bir rüya görür
Rüyasında, Uzun Hasan güreş kısmetini giymiş ve naralar atarak üzerine gelmektedir Fatih Sultan Mehmed'de dayanamaz O da elbiselerini çıkarıp kısmeti giyer ve güreşe tutuşurlar Uzun Hasan bir ara yenecek gibi olur; Fatih'i diz üstü çökertir Fakat Fatih, biraz sonra tırnaklarını onun yan tarafına batırıp çevirerek kündeye getirir Rüya gerçekleşmiş ve Uzun Hasan, Otlukbeli Savaşında mağlup olmuştur
İkinci Osman'a Akıbetinin Gösterilmesi
Sultan Birinci Ahmed'in oğlu olan Osmanlı Padişahı İkinci Osman, 1603-1622 yılları arasında yaşamıştır
Rivayet edildiğine göre, bir gece Genç Osman rüyasında tahtta oturmuştur Kur'an okumaktadır Birden kapı açılır Peygamber Efendimiz (a s m ) zuhur eder Fakat son derece hiddetlidir Yaklaşır ve onu bir tokatla çekip aşağı atar Perişan bir hale gelen Osman, şefaat diler, fakat kabul olunmaz
Uyandığı zaman üzüntüsünden ağlaya ağlaya bitap hale gelir Daha sonra rüyasını ileri gelen alim ve zahid kişilerden Azız Mahmud Hüdai ve Ömer Efendi'ye anlatır İki gün sonra Eyyub Sultan Hazretleri'nin türbesine gidilir, kurbanlar kesilir Fakirler ve kimsesizler yedirilip içirilir Aziz Mahmud Hüdai, onun birtakım hayırsız işlere giriştiğini bildirir ve rüyasının buna işaret ettiğini ifade eder İkinci Osman, İstanbul' da kalmak istemeyerek çekilmek ister Aziz Mahmud Hüdai'den izin ister, fakat bu izin verilmez
Padişah hacca gitmeyi, oradan Suriye'ye gelerek burada kuracağı büyük bir orduyla İstanbul'a davet edip Yeniçeri Ocağını ortadan kaldırmayı tasarlar Bu konuda kendisini ikaz eden ve "Hacdan sonra adaletle hükmetmek gerekir Kaldı ki, büyük bir Fitne de zuhur edebilir " diyen Aziz Mahmud Hüdai'ye kulak vermez Planını da gizli tutmadığı için fitneye sebep olur Çok geçmeden Yeniçeri ve Sipahiler ayaklanıp onu tahttan indirirler ve Yedikule zindanlarında boğularak öldürülür
Ertuğrul Gazi ve Ocaktan Akan Su
Ertuğrul Gazi, bir gün Akça Koca'yla beraber oturmaktadır
Dalgın duran Ertuğrul Gazi'ye Akça Koca sorar:
"Hayırdır Efendim, pek dalgın duruyorsunuz? "
"Hayırdır inşallah Akça Kocam  Dün gece bir rüya gördüm Bir ocağın başında oturmuşum Ocaktan etrafa alevler yükseliyor Ocağa dikkatle bakıyorum Ocaktan temiz ve ab-ı hayat gibi bir su, yol yaparak ilerliyor; gittikçe çoğalıyor, genişliyor ve aşağılara inerek ovada toplanıyor Ben ne olacak diye heyecan içinde iken tam bir derya haline geldi Buna hayret ederim "
Akça Koca sakalını sıvazlarken neşeli görünüyordu:
"Gözün aydın olsun gazim! O ocak sensin Gönlün Allah aşkı ve muhabbeti ile alev alev yanmaktadır Müjdelerin seni! Gün gelip senin bir oğlun olacak, o gördüğün billur su kaynağı misali, derya gibi bir devlet kuracak Bu devlet bütün bir cihana hakim olacaktır
Rüya, bilindiği gibi gerçekleşmiş, altı asır bütün cihana adalet, insanlık ve birbirinden güzel eserler sunacak olan Devlet-i Aliye-i Osmaniye zuhur etmiştir
|
|
|