10-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yaz Gelende Çıkam Yayla Başına Türküsü Ve Hikayesi
Yaz Gelende Çıkam Yayla Başına Türküsü ve Hikayesi
Yaz gelende çıkam yayla başına,
Kurban olam kalem gibi kaşına,
Beni kınayanın gelsin başına,
Ağam nerden gider yolu yaylanın,
Bingöl’ün hey!
Yayla yolları dumanlı olur
Boranlı olur Karışık olur!
Hele yolu bilmeyenler için
Garipler için, zor olur
Gözgözü görmez dumanlı yayla yollarında
Gurbetliğin burukluğu, bir yandan; sıla özlemi bir yandan
Bir de karanlıkyayla yolları
Kahrolur insan
Düşler düşleri kovalar
Varıp sılaya götürür
Güllü kızın eline bir testi verip, çeşmeye indirir çeşmenin suyu, yaylanın suyuna karışır Kardan soğuk su,
Buz gibi Güllü kız, allı kız
Yedi düvelde şanlı kız “
Dumlu’dan filan ağanın kızı Güllü” dedin mi bilmeyen yok Şundan ki, varsıl bir ailenin kızı Güllü Güllü de tek çocuğu ailenin O da yıllardan sonra dünyaya gelmiş Daha anasının karnında iken adaklar adayıp kurbanlar kesmiş babası “Eğer oğlum olursa, yedi yıl saçına makas vurmam Her yıl kurbanlar kesip sadakalar dağıtırım Yook kızım olursa adını Güllü koyup güller gibi büyütürüm Vakti zamanı gelince de yaşı kadar altın getirene veririm kızımı” deyip kavil etmiş
Güllü kızın doğumu üç gün, üç gece davul zurnayla kutlanmış Güreşler tutulmuş, ciritler atılmış Dadaşlar sıra sıra dizilip bar oynamışlar Bir yandan da danalar, koyunlar boğazlanmış Kazanlar vurulmuş ateşe Yenmiş, içilmiş
Doğumuyla ünlenen Güllü kız, günden güne büyüyüp serpilmiş, uzun saçlı, uzun boylu, ahu gözlü bir kız olmuş ki, güzelliği dillere destan Duyan duymayana, gören görmeyene anlatıyor Ondört yaşın tüm güzelliği gelip çehresine yerleşince, sık sık kapısı çalınır olmuş evlerinin “Allah’ın emri, Peygamber’in kavli” diyen varıyor istemeye Babası kısadan kesiyor “Benim kızım adaklıdır Yaşınca altın getirene gelin edecem Güllü’yü” diyor O kadar! Güllü derseniz daha çocuk İpi babasının elinde Evliliği düşündüğü yok Ama gelen gidenden de tedirgin Babası kime verirse hayır diyemıyecek Gelip gidenleri de anasından duyuyor Güllü çoğunu da tanımıyor, biyor Komşusu Ömer, kapısını çalana dek kimseye de ilgi duymuyor
Ömer’in anasının kendini istemeye geldiğini duyunca içinde bir şeyler kıpır kıpır kıpırdamış Güllü’nün Ömer’in bilmeyen kız var mı Dumlu’da! Ömer yakışıklı, uzun boy, kara kaş, kara göz, çam dalı gibi Bir de yiğit ki Ömer dillere destan Babasını küçükten yitirmiş; bir anası, bir kendisi Üç beş dönümlük tarlalarını ekip dikip geçinip gidiyorlar Herkesin dilinde Ömer’’n efendiliği, çalışkanlığı Bir tek kişi çıkıp da “Ömer yaramaz Ömer tembel Yalancı Korkak” diyemez Ömer’in adını anan “Neme lazım İyi çocuktur Babasız büyüdü ya; el eline muhtaç etmedi anasını Kimin de işi düşse bitirir Yaşından büyük davranır Ömer Olgun çocuktur” deyip övdüler Ömer’i
Ömer şu Ömer bu Neyse ne! Ama, Güllü Ömer’in adını duyunca bir sevinmiş bir sevinmiş ki eh! “Allah vere babam terslemese Verimkar olsa Ömer’e Ömer yiğit çocuk” diye geçiriyor içinden Derken anası getiriyor haberi yine “Baban, yaşın kadar altın istedi Yoksa vermem diyor Ömer’in anası da ‘ne isterse yetirecem’ diyesiymiş Nasıl bulur bunca altını bilmem Tarla takımı satıp savsa neyle geçinirler İşi zor Ömer’in”
Ömer derseniz kafaya koymuş Güllü’yi Yaşı kadar altın vız geliyor Ömer’e Anasına güveniyor Ömer Bir de bileğine Anası, kenarda köşede biraz para biriktirmiş “Ömer’im evlenirse ellerden geri kalmasın, babasız büyüdüğünü anlamasın” diye sandığının köşesine birkaç altın atmış Ömer biliyor bunu Bir de Bingöl yaylalarına güvenir Bingöl yaylalarında iş çok “Yeter ki Güllü’nün babası ‘he’ desin Para kolay çalışır, çabalar yetiririm parayı” diyor Güllü’nün babasının şartı ortada “Kim ki kızımın yaşı kadar altın getirirse kızımı ona veririm ” O kadar! Bunu bilip; bunu söylüyor Güllü’nün yaşı ondört Ondört altın gerekli yani Ondört altın dile kolay Yolda serpili değil ki toplasın insan Bir ömür gerek Sözün kısası, Ömer Güllü’nün babasının isteğine “evet” diyor Anlaşıyorlar Söz kesiliyor Yüzüklerini takıyorlar Güllü de sevinçli Ömer de Güllü seviniyor, çünkü parası çok; aklı kıtın bir de isteyebilirdi Babası da ona verebilirdi Hiç değilse Ömer gönlünce biri Ömer de sevinçli “Nasıl olsa yetiririm altınları” diyor Gün ola, harman ola Allah’ın günü çok Yeter ki Güllü beklesin
|
|
|