Yalnız Mesajı Göster

Ceviz Kabuğu|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ceviz Kabuğu|Masal Ve Hikaye Özetleri




Ceviz Kabuğu

Yeşil alanı ile ünlü olan Sağlık Köyü,yine horozların sesleri ile güne uyanmıştıCıvıl cıvıl kuş şakırtıları,ara sıra kişneyen atların seslerine karışıyorduKöyün ortasından akan dere bu büyülü görüntüyü tamamlayan bir fon gibi duruyordu
Köyün sakinleri çoktan kalkmış ve kahvaltılarını yapmıştıYavaş yavaş evlerinden çıkmaya başlayan köy sakinleri,bahçelerine doğru yol almaya başlamıştıSağlık Köyü,civarın en yeşil köyüydüAncak asıl önemli olan köyün yetiştirdiği cevizlerin çok değerli ve çok güzel olmasıydıÖyle ki,köyün cevizleri tüm yurtta tutulmuş ve hatta dış ülkeler de köyün cevizlerine talip olmuştuBu nedenlerden dolayı köylü rahat ve zengin bir hayat sürmekteydi
Köyün görüntüsüne uygun bir şekilde yeşile boyalı ve demirden yapılmış bir kapıdan yaşı 60 civarında olduğu tahmin edilen birisi çıkarAk sakalı ile adeta masallarda anlatılan yaşlı kişileri andıran bu kişinin çıkmasından yaklaşık yarım dakika sonra yaşı 13 olduğu rahatça tahmin edilen bir çocuk çıkarYaşlı adamın yanına gelerek elini tutar ve konuşmaya başlar:
-Dedeciğim,haydi geç kalmadan bahçemize gidelim
Torununun bu işgüzarlığı dedenin hoşuna gider ve gülümseyerek konuşur:
-Ahmet,senin çalışkanlığını görünce babanı hatırlıyorumBaban da çok çalışır ve hiç boş durmazdıBuralar ona dar geldi,Almanya’da daha çok çalışıp daha çok kazanacağını düşündüBu nedenden dolayı da onu buralarda tutamadım
Dede ve torun kah konuşarak kah susarak yollarına devam ederlerYolun sağında ve solunda yer alan bahçelerde çalışan ve ara sıra birbiri ile şakalaşan insanlar dikkati çekmekteydiDedenin,köylü tarafından sevildiği belli oluyorduGeçtikleri her bahçeden dedeye iltifatlar yağdırılmakta ve çay içmeye davet edilmekteydiDede ile torun kendi bahçelerine geldiklerinde güneş tam tepeye dikilmiş ve ortalığı sıcağı ile kavuruyorduBir şeyler yemeleri gerektiğini düşünen dede torununa seslenir:
-Ahmet,öncelikli olarak bir şeyler yiyelim,işimize ondan sonra başlayalım
-Peki dedeciğim,sen nasıl istersen…
Getirmiş oldukları çıkınlarını açarlar ve yiyeceklerini çıkarırlarYavaş yavaş yiyeceklerinden yemeye başlarlar,bir taraftan da ayranlarını yudumlarlarAğaçların altında yemek yemenin tadı da bir başka oluyorduAhmet bunu dile getirmeden edemedi:
-Dedeciğim,bu yeşillikler altında karnımızı doyuruyoruz ya,bu bana müthiş bir haz veriyor…
-İşin güzel tarafı,şehirlerde yaşayan insanlar bizim bu yaptığımızı senede bir kaç defa yapıyor ve buna piknik adını veriyorlarBizim köylü insanlarımız ise bu yaptığımız şeyi küçümsemekte ve her zaman ki olağan bir olay olduğunu söylemektelerİnsanlar ceviz kabuğunu doldurmayacak şeylerden zevk almasını unuturlarsa,ceviz kabuğunu doldurmayacak şeylerden hır çıkartmayı öğrenirler
Ahmet,dedesinin bu konuşmasından bir şey anlamamış ve düşünmeye başlamıştıTorununun çok zeki olduğunu bilen dede ise hiç konuşmadan torununu gözlemeye başlamıştıYaklaşık beş dakika sonra Ahmet konuşur:
-Dedeciğim,anladığım kadarıyla insanların küçük şeylerden mutlu olması gerektiğini ve küçük şeyleri büyütmeyerek kavga etmemesi gerektiğini ifade ediyorsunuz…Doğru anlamış mıyım?
-Doğru anlamışsınAhmet,insanlar küçük şeylerden mutlu olsalardı bugünkü gibi çevre kirlenmesi olmazdı,kutuplardaki buzullar erimezdiKüçük şeylere kızmasalardı boşanan aileler olmazdı,ülkeler biraz kazanç için diğer ülkelere saldırmazdıAma insanlar ne yapıyorsa kendilerine yapıyorlarBizler bu Dünya’nın variscileri değiliz,sadece bu Dünya’yı torunlarımızdan emanet aldık ve emaneti sahipleri olan sizlere düzgün bir şekilde bırakmak zorundayız
Dedesinin konuşmaları Ahmet’i çok etkilemişti ve onu birkaç dakika düşünceye dalmaya itmiştiSonunda dedesine dönerek konuşmaya başlar:
-Dedeciğim,ben ceviz kabuğunu doldurmayacak güzelliklerden mutlu olacağım ve ceviz kabuğunu doldurmayacak çirkinlikleri göz ardı edeceğim
Torununun bu güzel sözü dedeyi duygulandırmıştı ve torununa dönerek:
-Torunum,umarım diğer insanlar da senin gibi düşünür ve bu Dünya’yı temiz ve düzgün bir şekilde torunlarına bırakmaları gerektiğini anlarlar…İşte bu duygu ceviz kabuğunu defalarca dolduracak kadar büyük bir duygudur



Alıntı Yaparak Cevapla