10-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Akşemsettin Hazretleri - Osmanlı Hikayeleri
Akşemsettin Hazretleri
" Konstantiniye bir gün mutlaka feth olunacaktır Onu feth eden asker ne büyük bir asker, onu fetheden kumandan ne büyük bir kumandandır " buyurmuştu güzeller güzeli Peygamber Efendimiz (S A S) 14 Asır önce müjdelenmişti İstanbul'un fethi, kıymetlilerin en kıymetlisi tarafından Alemde kaç kişiye nasip olurdu, Allah'ın sevgilisinin övgüsüne mazhar olmak ? Allah aşkı için, Resulu Ekrem sevdası uğruna ; gözü, gönlü Allah'a dönük nice Hakk dostu, nice Hakk sevdalısı dayanmıştı surların kapısına
Ama bir Osmanlı vardı ki Onu kuranlar hamurunu imanla yoğurmuş, aşkla işlemişti Osmanlı sultanlarının herbiri bu şerefe mazhar olmak için dayanmıştı Bizans'ın kapısına  
Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri II Murat'a şöyle söylüyordu
--- Sultanım, fetih şu bizim köseyle, sizin Mehmed'e nasip olur, ben dahi o günü göremem!  
Üstâdının bu sözlerini duyan Akşemseddin büsbütün vahdet deryasına atıldı Çünkü kendisini büyük bir vazife bekliyordu İstikbâlin Fâtih'i onun elinde şekillenecekti  
Nitekim öyle de oldu Zaman ırmağı sonsuza doğru aktı, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı ve Sultan Murad Han oğlu Muhammed Osmanlı tahtına çıktı  Hiç vakit kaybetmeden bütün âlimleri Edirne'ye dâvet etti ve onlardan sordu Herkes fikrini söyledi Sıra Ak Şeyh'e gelince şöyle dedi:
--- Allah Resûlü'nün iltifat-ı seniyyesi size vâki olmuştur! Gayret sizden, yardım yüce Allah'tan  Hiç tereddüt etmeden küffâr üzerine yürüyünüz!  
Her zaman keskin bir bıçak gibi parlayan zekânın sahibi İkinci Sultan Muhammed Han, ordusuna dikkat emrini verdi ve fetih ordusu nurdan bir ırmak gibi Konstantiniyye üzerine aktı  
1453 Nisan'ının beşinci Perşembe günü, güneş ak tepeli dağlar ardında gülümserken, İstanbul surları önüne geldiler  Hünkâr, o gün öğle namazını binlerce cengâverin arasında kıldı ve namazı müteakip kuşatmanın başladığı ilân edildi  
Fetih ordusunda kimler yoktu ki  Velîler, âlimler, cengâverler, sırtı yere gelmemiş pehlivanlar, bülbül sesli hâfızlar  Ulubatlı Hasan gibi ay yüzlü delikanlılar ve Zühre gibi parlak vezirler  
Ve cenk bütün şiddetiyle başladı  Bir gün, iki gün, üç gün derken, günler zincir gibi uzayıp duruyordu
|
|
|