10-24-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Keloğlan İle Devler - Keloğlan Masalları
Keloğlan titremeye başlamış “Etme tilki kardeş” demiş, “kurbanın olayım, kurtar beni şu devin elinden ”
“Ben seni kurtaracağım ama, sen de bana bir konuda yardımcı olacaksın Anlaştık, değil mi” demiş tilki
Hiçbir şey düşünemiyormuş Keloğlan
“O iş o kolay, hadi artık ne yapacaksan yap” diye yalvarmış
Tilki, havalara bakmış, etrafı dikizlemiş ve öyle bir ulumuş ki yer gök inlemiş Bir anda yüzlerce tilki etrafına toplanmış
Bu kadar tilkiyi birarada gören dev, korkusundan olduğu yere yıkılıp ölmüş
Tilki, yeniden ulumuş, yüzlerce tilki kaybolmuş
Keloğlanı bir düşünce almış, “acaba tilki yakut sandığı ister miymiş?”
Tilki sitem etmiş, “Hâlâ ne istediğimi sormayacak mısın Keloğlan kardeş?”
Mahçup olan Keloğlan kuşkulu kuşkulu karşılık vermiş, “Sıkıntıdan hep unuttum, buyur seni dinliyorum ”
Tilki anlatmış meramını:
“Şu ileride bir ev ar Bu evin avlusunda öyle güzel bir tavuk gördüm ki hâlâ unutamıyorum Bembeyaz başı, altın gibi tüyleri var Parıl parıl parlıyor Kırmızı gagalarıyla rüyalarıma giriyor Kaç defadır denedim, yakalayamadım Kırk günden beri ortalıkta göremiyorum Ne yap yap,bu tavuğu bana getir!”
Tilkinin isteğinin yakut sandık olmamasına çok sevinmiş Keloğlan “İstediğin buysa olmuş bil” demiş hemen gitmiş
Araya sora,tavuğun sahibini bulmuş Keloğlan Selam vermiş Yakut sandığı yere bırakmış
Tavuğun sahibi sormuş, “Nereden gelip nereye gidersin Keloğlan?”
“Uzaklardan gelip uzaklara gidiyorum” diye cevap vermiş Keloğlan
Az sonra, çok güzel bir kızın, elindeki ayran tası ile geldiğini görmüş Çarpılmış, başı dönmüş Bakakalmış kıza
Ayranı başına dikmiş, üstüne başına dökmüş “Hah” demiş, “Ben aradığımı bumdum, altın küpü ve şu güzel kız Daha ne isterim ki” diye düşünmüş, tavuğusöylemeyi unutmuş
Ev sahipleri “Bu sandığın içinde ne var” diye sormuş Keloğlan “altın var” diye yanıtlamış
Adamın gözleri fal taşı gibi açılmış, bakışları sandıkta kalmış Mutlaka sahip olmak istemiş
Keloğlan’ın aklı fikri kızdaymış
Tilki bekleye bekleye ağaç olmuş, sinirinden ulumuş
Bunu işiten tavuğun sahibi “avucunu yala” diye söylenmiş
“Aaaa… vay be” demiş Keloğlan
“Ne var” diye sormuş adam “Ne öyle ay, vay deyip durdun?”
“Bir ses duydum” demiş Keloğlan, “tilki sesiydi galiba ”
Asıl niyetini gizlemiş
Adamın sesi sertleşmiş: “Bıktım usandım bu pis düşmandan Akşam sabah vurmak için bekliyorum, bir türlü denk getiremiyorum…”
“Tavuğun, horozun çok mu” demiş keloğlan
|
|
|