10-24-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilyegöz - Masal Okuyun
Düşünüp taşınmış Ülkesindeki bilginleri sarayına çağırıp onlarla konuşmuş Bu işe bir çare bulmalarını istemiş Sonunda yaşlı bir bilgin sözü almış: Bu, demiş, sizin altın hastalığınıza verilmiş ilahi bir cezadır Artık samimi bir gönülle günahınıza tövbe edip, Allah'tan af dileyip, bundan sonra çok cömert bir insan olacağınıza söz vermeniz gerekir Eğer bunu yapar, sözünüzde durursanız, kurtulursunuz Şimdi ülkemizin yüce dağlarından doğup sarayınızın yakınından geçen "Huzur Nehri"ne gidiniz O suya girip abdest alınız Yüreğinizdeki kötülükleri yıkayınız Belki o zaman eski durumunuza dönersiniz Kızınız da yeniden dirilebilir, demiş Kral son bir çare diye, hemen "Huzur Nehri"ne koşmuş Yaşlı bilginin tarif ettiği gibi ab dest alıp yıkanmış Sonra ellerini açıp Allah'a, kendisini affetmesi için dua etmiş Duası bittikten sonra yakınında bulunan bir ağacın dalını tutmuş Tuttuğu dalın altın haline gelmediğini görünce, sevincinden kendini tutamayıp "Yaşasın, yaşasın, kurtuldum artık" diye haykırmağa başlamış İyice emin olmak için, elini başka şeylere uzatmış Gerçekten artık hiç biri altın olmuyormuş Yüreği aydınlanmış Bilyegöz'ün Ömründe böyle bir sevinç duymadığını düşünmüş Hemen sarayına koşup karısına müjde vermek istemiş Tam içeri girecekken bir de bakmış ki sevgili kızı dirilmiş, kendisini bekliyor Koşarak sarılmış ona Sevinçten ağlıyormuş artık 
Allah'ım, Allah'ım, diye mırıldanmış Sana ve milletime karşı olan görevimde kusur göstermeyeceğim Beni o korkunç altın hastalığından kurtardığın için sana ne kadar şükretsem azdır  demiş Sonra bahçede kendisinden bir altın isteyen yoksulu ve ülkenin diğer fakirlerini toplayarak, onlara nice mallar, altınlar ve hediyeler dağıtmış Karısı ve kızı seviniyor, ülkenin tüm insanları bayram ediyorlarmış Her şey daha bir güzelmiş şimdi
|
|
|