10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Orhan Gazi Ve Kesik Baş - Osmanlı Hikayeleri
Orhan Gazi beyninden vurulmuşa dönmüştü Haberci ağlıyordu:
- Ayaklarım kırılsaydı da, size bu haberi getirmeseydim  Velakin üzerimde bir emanet vardır 
- Ne emaneti?
- Akça Kocamın bir vasiyeti efendim 
- Tiz söyle 
- " İzmit'i biz fethedemedik  Canab-ı Hak, Orhan Gazi Beyimize nasib etsin Şayet bu kaleyi alırsa, cümle haklarımız kendisine helal olur"  deyip, ruhunu teslim etti Sultanım
Orhan Gazi, derhal sefer hazırlıklarına başladı Ordusu ile bütün beyleri, paşaları, süvarileri, piyadeleri; İzmit'in fethine gidiyordu
Yarı yolda, Konur Alp'in da vefat haberi gelmez mi?  Koca Osmanlı Padişahı, ikinci defa sarsıldı  Artık o da yaralı bir kartal gibi, acele ediyordu Sevdiklerine kavuşmak için, cennete gider gibi savaşa gidiyordu
İzmit'in kadın tekfuresi Balakonya, Bizans imparatorunun akrabasıydı Bu sebeple İstanbuldan her türlü silah ve asker yardımı alıyordu Kılayon isimli erkek kardeşi de, yakınlardaki (Koyun Hisar) kalesinin tekfuru idi Pek mağrur ve şımarıktı Fırsat buldukça Osmanlı obalarına saldırır, koyun ve keçi sürülerini çalardı
Orhan Beyin askerleri, nihayet İzmit kalesini sardılar Dışarıdan içeriye veya kaleden dışarıya, kuş uçurtulmuyordu Sultan Orhan pek üzgün ve kızgındı Buna rağmen İslâm-Türk civanmertliğini gösterdi Tekfureye haber saldı:
- Boş yere kan dökülmesin Gönül hoşluğu ile kaleyi teslim edin İsteyenler, serbestçe dilediği yere gidebilirler Kalede kalanlara ise, İslâm âdâleti yetişir Cenk yolunu seçerseniz, gayrı encamımızı yüce Allah bilir
Bu teklife kibirli prenses, küstahça cevap verdi:
- Haşmetlu Bizans Kayseri akrabamdır Çok yakında yetişeceğini bildirdi Aklınız varsa, sizler kaçıp canlarınızı kurtarmaya bakın
|
|
|